by Melikşah Bayrav / info@eurohoops.net
Turkish Airlines EuroLeague’in Playoff etabının ikinci karşılaşmasında temsilcimiz Anadolu Efes, deplasmanda Olimpia Milano ile karşı karşıya geldi.
Baştan sona kıran kırana geçen müsabakanın final çeyreğinde skor üretmekte fazlasıyla zorlanan temsilcimiz, sahadan 73-66’lık skorla mağlup ayrıldı ve böylece seride durum eşitlendi: 1-1.
İlk maçtaki neredeyse kusursuz savunmasının ardından bu karşılaşmada Shavon Shields’ı durdurmakta çok zorlanan Anadolu Efes, hücumda da yan parçalarından katkı alamayınca mağlubiyet kaçınılmaz oldu.
İlk yarıda yalnızca 2 sayıyla oynayan ve o 2 sayıyı da devre sonunda bulan Shavon Shields, müsabakanın ikinci yarısını adeta domine etti ve galibiyetin mimarı oldu. Maçı 21 sayıyla tamamlayan Shields, skorer oyununun yanı sıra 8 de ribaundla takımına katkı sağladı.
Dördüncü çeyrekte ayak bileğinden sakatlanarak kenara alınan Sergio Rodriguez; 17 sayı, 5 ribaund ve 5 asistlik performansıyla takımının elde ettiği zaferin öne çıkan parçalarından biri olmayı başardı.
Öte yandan temsilcimiz Anadolu Efes‘te ise Shane Larkin’in 19 ve Vasilije Micic’in 18 sayılık performansları, galibiyet için yeterli olmadı.
Eurohoops Fırın, serinin sertlik dozajı nedeniyle sahadan adeta kemik seslerinin çıktığı ikinci karşılaşmasına göz atıyor…
Ettore Messina’nın Hamleleri
Bu iki takım arasında oynanan serinin ilk karşılaşmasında temsilcimiz Anadolu Efes, Olimpia Milano‘yu hücumda öylesine çaresiz bırakmıştı ki sanki koç Ergin Ataman, Olimpia Milano‘nun yapmayı planladığı her şeyi en ufak detayına kadar öncesinden biliyor gibiydi. Lacivert-beyazlı ekip, her ne kadar ligin en iyi savunma takımını adeta kendi silahıyla vurmuş olsa da bu tür çok maçlı serilerin ilerleyen kısımlarında neyin ne olacağını kestirmek pek kolay olmuyor.
İlk maçta sahada uyguladığı hiçbir plan tutmayan Ettore Messina’nın ikinci karşılaşma için bazı değişiklikler yapmasını elbette bekliyorduk. Haliyle öyle de oldu.
İlk maçta temsilcimize karşı ne topsuz oyundan, ne geçiş hücumlarından, ne de bireysel skorerlerinden katkı almayı başarabilen İtalyan çalıştırıcı, karşılaşmanın final periyodunda bazı ufak tefek değişiklikler yapmıştı. Sezon boyunca neredeyse hiçbir katkı veremeyen Troy Daniels’ı son çeyrekte oyuna alan koç Messina, ABD’li oyuncuyu saha yerleşiminde köşeye yerleştirerek Anadolu Efes‘in agresif yardım savunmasını baltalamaya çalışmıştı.
Bunun yanı sıra Devon Hall’un dip çizgiden yaptığı topsuz koşularla Troy Daniels’ın olduğu köşedeki alanı boşaltmaya çalışan İtalyan temsilcisi, her ne kadar skora ortak olmayı başaramasa da hücumda uzun süre sonra ilk kez bir şeyler üretmeyi başarmıştı.
Ettore Messina’nın serideki ikinci randevuda da bu tip bir kurgunun üzerinde durduğunu gördük. Bir önceki maçın aksine bu sefer Sergio Rodriguez ve Kyle Hines gibi ana parçalarını ilk 5 başlatan deneyimli çalıştırıcı, bazı şeyleri değiştirmeye çalıştığının mesajını verdi.
Bir önceki karşılaşmada temsilcimizin en öne çıktığı noktalardan biri de ikili oyun savunmasında sürekli boyalı alana doğru gömülerek Olimpia Milano uzunlarına kısa devrilme şansı tanımamasıydı. Bu duruma hazırlıklı gelen ev sahibi ekip, takımın en etkili köşe üçlükçülerinden biri olan Ben Bentil’i köşeye yerleştirerek Adrien Moerman’ın yardım savunmasında devreye girmesine engel olmaya çalıştı.
Öte yandan ikili oyun öncesinde Devon Hall’un dip çizginin öteki tarafına doğru yaptığı topsuz koşular, bir önceki karşılaşmanın aksine Anadolu Efes‘in çok oyuncuyla içe gömülmesine engel olmaya başladı. Sergio Rodriguez’in de müsabakaya aktif başlaması, bu noktada koç Ergin Ataman ve ekibinin savunmada aynı agresifliği korumasına engel oldu.
Özellikle Kyle Hines’la oynadığı ikili oyunlarda hem ABD’li uzunun kısa devrilme silahını devreye sokan, hem de perde sonrası kendisi çembere atak ederek skor üretmeyi başaran tecrübeli oyun kurucu, müsabakanın ilk çeyreğine damga vuran isim oldu.
Devon Hall’un dip çizgiden yaptığı topsuz koşuların yanı sıra oyuna farklı bir dokunuşta daha bulunan Ettore Messina, Sergio Rodriguez’in çeyrek boyunca oynadığı ikili oyunlar sırasında Shavon Shields’ı da boyalı alandan yukarı doğru çıkararak yardım savunmasının aksamasına neden oldu.
Böylelikle temsilcimiz Anadolu Efes‘in sezon boyunca ikili oyun savunması konusunda yaşadığı problemleri de yeniden ortaya çıkaran ev sahibi, bu şekilde sayı bulmayı sürdürdü.
Yine de uygun durumda bulduğu atışların tümünü sayıya çeviremeyen ev sahibi ekip, skorda üstünlüğü tamamen ele geçirememiş olsa bile ilk maça kıyasla çok daha üretken bir görüntü çizdi.
Sahada istediği boş alanları Shavon Shields’ın ve Devon Hall’un topsuz hareketliliğinin de katkılarıyla bulan Olimpia Milano, yine ilk maça oranla pas trafiğinde de fazlasıyla belirgin bir artış gösterdi.
Öte yandan temsilcimiz Anadolu Efes, serinin ilk maçında ev sahibinin agresif switch (perde sonrası oyuncu değişimi) savunmasına karşı Shane Larkin ve Vasilije Micic’i topsuz perdelerden çıkararak topu yönlendirmeyi hedeflemişti.
Bu müsabakanın başlangıcında ise daha farklı bir yöntem tercih eden koç Ergin Ataman ve ekibi, Larkin ve Micic’in çembere penetrelerinin ardından pas tehditleriyle James Anderson ve Adrien Moerman gibi yan parçaları devreye sokmaya çalıştı.
Bu çabasından pek bir karşılık alamayan temsilcimizin imdadına ise Bryant Dunston yetişti. İlk bölümde çember etrafındaki bitiricilik katkısıyla öne çıkan Dunston, özellikle hücum ribaundlarındaki etkinliğiyle de ikinci şans fırsatları yarattı.
İlk çeyreğin sonlarına doğru 2 faul alan Kyle Hines’ın yerine Kaleb Tarczewski’nin oyuna dahil olması, Anadolu Efes için adeta bir şans oldu. İlk maçta olduğu gibi Tarczewski’nin ikili oyun savunmasındaki zaaflarına atak eden lacivert-beyazlı ekip, özellikle Vasilije Micic’le skoru sürükleyerek oyunu dengelemiş oldu.
İlk çeyrek boyunca yan skorerlerinden düzenli skor katkısı almakta çok zorlanan koç Ergin Ataman, ikinci periyoda Krunoslav Simon hamlesiyle başladı.
İlk maçta hiç ortalıklarda gözükmeyen Hırvat oyuncuyu özellikle devreye sokmaya çalışan deneyimli çalıştırıcı, hazırladığı topsuz perde aksiyonlarıyla bu planını gerçekleştirmeyi hedefledi.
Bu duruma ise Ettore Messina’dan karşı bir hamle geldi. Top Larkin veya Micic’in elindeyken Simon’un olduğu taraftan özellikle yardım getirerek iki yıldız kısanın penetre tehdidine engel olmaya çalışan efsanevi koç, Hırvat oyuncuyu riske ederek beklenmedik bir tercihte bulundu.
İtalyan çalıştırıcı bu sıra dışı planından sonuç almayı başarırken katkı vermekten çok uzak bir görüntü çizen Krunoslav Simon, kısa süre içerisinde yerini Elijah Bryant’a bıraktı.
Öte yandan ikinci çeyreğe Malcolm Delaney ve Troy Daniels’la başlayan Olimpia Milano, hücumda aynı ritmi sürdürmekte zorlandı. Bu noktada temsilcimizde Elijah Bryant’ın yardım savunmasında verdiği katkı ön plana çıkarken ev sahibi ekip, tıpkı ilk maçta olduğu gibi yeniden tahmin edilebilir bir görüntü çizmeye başladı.
İlk çeyrek boyunca oyunun temposunu dikte etmeyi başaran Sergio Rodriguez’in yokluğunda Anadolu Efes, yeniden ikili oyunlarda boyalı alana doğru gömülerek İtalyan temsilcisini el üstü şutlara zorladı.
Pas trafiğinin iyice azaldığı hücumlara karşı yardım savunmalarında da pek zorlanmayan temsilcimiz, özellikle Elijah Bryant’ın da önemli katkılarıyla skorda üstünlüğü ele geçirdi.
Bu noktada ev sahibi ekibin agresif switch savunmasına farklı bir şekilde atak etmeyi tercih eden koç Ergin Ataman ve ekibi, mümkün olduğunca birebirlere kalmamak için tekrardan topsuz perde çıkışlarını kullanmaya başladı.
Hücumda Shane Larkin veya Vasilije Micic’i topsuz perdelerle boyalı alandan yay gerisine doğru çıkartan Anadolu Efes, bu şekilde rakip takımın savunmasını oyuncu değişimini tam anlamıyla yapamadan dengesiz yakalamayı hedefledi.
Yan parçalarından skor katkısı bulmakta fazlasıyla zorlandığı bu bölümde uyguladığı plandan istediğini alan lacivert-beyazlı ekip, özellikle Larkin’in perdeden çıkışlarının ardından sağladığı üçlük katkısıyla farkı 6’ya kadar çıkardı.
Elbette yalnızca iki oyuncunuzdan düzenli katkı alabildiğiniz bölümde bu tür anlık hamlelerin çok uzun süreler işlemesini beklemek hayalcilik olurdu. Hele rakibin Olimpia Milano gibi bir savunma takımı olduğunu düşünürsek böyle bir beklenti hiç gerçekçi olmaz.
Savunmada perde çıkışlarına karşı agresifliğini arttıran ev sahibi ekip, ikinci çeyreğin son bölümlerinde oyuna farklı bir dokunuşta daha bulundu.
Switch sonrası top elinde olan kısaya en yakın oyuncudan yardım getirerek tuzaklı bir savunma uygulayan İtalyan temsilcisi, bu şekilde Shane Larkin ve Vasilije Micic’in rakip uzunla kaldıklarında çembere atak etme tehditlerini de sınırlamış oldu ve top kayıpları ön plana çıktı.
İkinci periyodun son 3,5 dakikasında skor üretemeyen Anadolu Efes, Kyle Hines ve Sergio Rodriguez’in oyuna yeniden dahil oluşlarının ardından savunmada da aynı etkiyi sürdüremeyince skorun dengeye gelmesine engel olamadı.
Shavon Shields Faktörü
İlk yarı boyunca hücumda zaman zaman yaptığı olumlu işlere rağmen neredeyse hiçbir oyuncusundan dış atış katkısı alamayan Olimpia Milano, ikinci yarıya da farklı bir çözüm üretme çabasıyla başladı.
Başlangıçtaki olumlu hücum performansına rağmen ikinci çeyrekte yine tahmin edilebilir ve kolay savunulabilir bir görüntü çizmeye başlayan ev sahibi, bu şekilde temsilcimiz Anadolu Efes‘in de rahatlıkla boyalı alana gömülmeyi sürdürmesini sağlamıştı.
İkinci yarının başlangıcıyla birlikte belirgin şekilde üçlük denemelerini arttıran kırmızı-beyazlı ekip, Shavon Shields, Sergio Rodriguez ve Ben Bentil’in bu noktadaki denemeleriyle skor bulmaya çalıştı.
Devon Hall’un bu sefer tepeden boyalı alana doğru yaptığı topsuz koşularla birebir oynanacak veya dış atış denemesinde bulunulacak alanları açmayı başaran ev sahibi, özellikle Shields’ın arka arkaya kullandığı atışlarda skor üretmeye başlamasıyla bir anda rüzgarı arkasına aldı.
Öte yandan Olimpia Milano‘nun ilk yarının sonlarına doğru devreye soktuğu tuzaklı savunmaya karşı farklı bir plan devreye sokan Ergin Ataman, sahadaki bir diğer kısayı top elinde olan kısanın yanında konumlandırarak oyuncularından ikili sıkıştırma geldiği an topu ellerinden çıkarmalarını talep etti.
Bu şekilde artan topa baskıya karşı ekstra bir pas kanalı oluşturmayı hedefleyen başarılı çalıştırıcı, hücumda sayısal üstünlüğü de elde ederek farklı bir opsiyonu devreye sokmayı da hedefledi.
Yine de Anadolu Efes‘in yan parçalarından bir türlü katkı alamıyor oluşu, bu noktada da bir sorun oluşturmaya başladı. İkili sıkıştırmanın ardından topu elinden çıkaran oyuncu (Larkin veya Micic), pası farklı bir oyuncuya verdiklerinde hücumda sayısal üstünlük yakalanmış olsa bile bu durumun skora yansıması pek olmadı.
Ne Adrien Moerman’dan şut katkısı alabilen, ne de Bryant Dunston‘dan boyalı alanda kolay sayı bulabilen temsilcimiz, gitgide daha da fazla bireyselliğe yöneldi ve tahmin edilebilir görüntüsünü sürdürdü.
Bu noktada özellikle topa baskıdaki agresifliğini de iyice yitirmeye başlayan lacivert-beyazlı ekip, Adrien Moerman ve Tibor Pleiss’ın yavaş ayaklarının yarattığı zaaflarla rakibe zayıf taraftan bolca dış atış şansı verdi ve farkın çift hanelere çıkmasına engel olamadı.
Yaşanan bu kaostan çıkış ise yine yıldız kısaların önderliğinde oldu. Switch savunmalarının en zayıf karınlarından biri, tam perde sonrası oyuncu değişildiği an çembere doğru yapılan penetrelerdir.
O an değişim tam anlamıyla sona ermediği için savunmada yaşanması muhtemel iletişim bozuklukları, bir anda dengesiz yakalanmayla sonuçlanabiliyor.
Shane Larkin ve Vasilije Micic gibi iki harika penetre silahına sahip olan temsilcimiz, rakip takımın ikili oyun savunmasında tam switch yapılacağı sırada çembere atak etmeye başladı ve bu şekilde İtalyan ekibini dengesiz yakalamayı başardı.
Özellikle oyuna Shavon Shields’ı yavaşlatması amacıyla dahil edilen Elijah Bryant’ın da tamamlayıcı rolde skor ve asist katkısı vermeye başlaması, Anadolu Efes‘in girdiği krizden çabucak çıkmasına yol açtı.
Çeyreğin son bölümünde Bryant’ın yanı sıra oyuna Rodrigue Beaubois’yı da dahil ederek yarı saha hücumlarını iyice çeşitlendirmeye çalışan Ergin Ataman, Fransız skorere çizdiği topsuz perde setleriyle bu çabasını gerçekleştirmeyi hedefledi.
Deneyimli koç, planladığını tam olarak elde edememiş olsa da karşılaşmanın final periyoduna gidilirken bir ara 10’a kadar çıkan fark 1’e inmiş oldu.
Bu tür kıran kırana ve yakın geçen karşılaşmaların son bölümlerinde ciddi taktiksel değişikliklerin de öne çıkması pek mümkün olmuyor. Yorgunluğun arttığı ve takımların da birbirlerinin hamlelerini az çok tahmin etmeye başladığı bu tür anlarda bireysel kararlar, çoğu zaman belirleyici olabiliyor.
Nitekim öyle de oldu. Olimpia Milano‘da sakatlık yaşayan oyuncular kervanına son olarak Malcolm Delaney ve Sergio Rodriguez’in de katılmış olmaları, hücumda ana karar vericinin bariz bir şekilde belli olmasına yol açtı.
Her kritik anda çıkıp sorumluluk alan ve son bölümde adeta alev alarak maçı takımına kazandıran Shavon Shields, Elijah Bryant’ın da 4 faullü olmasının avantajından faydalanarak maça damgasını vuran isim oldu.
Öte yandan Shane Larkin ve Vasilije Micic’in maç sonunu nasıl oynamaları gerektiğine bir türlü karar verememiş olmaları, temsilcimizde sorgulanmaya açık tercihlerin de iyice ortaya çıkmasını sağladı.
Elijah Bryant’ın ikinci yarıda zaman zaman verdiği skor katkılarının dışında neredeyse hiçbir yan parçayı devreye sokmayı başaramayan Anadolu Efes, rakibin agresif switch savunmasına karşı da doğru opsiyonu bulmakta fazlasıyla zorlanınca bir türlü verimli hücum edemedi.
Bu noktada Vasilije Micic’in de çembere penetre etmeyi bırakarak denediği zor üçlüklerle adeta maçı “kapatmaya” çalışması, son bölümde işlerin bir türlü yolunda gitmemesindeki en önemli faktörlerden biri oldu.
Öte yandan Shavon Shields’a birebirleri rahatça oynayabilmesi için farklı oyuncuların topsuz hareketliliğiyle alan açmayı sürdüren Olimpia Milano, salondaki taraftarların da iyice devreye girmesiyle maçı kopardı.
Çeyrek boyunca karar vermekte zorlanan ve iki yıldızı dışındaki parçalardan katkı alma noktasında büyük sıkıntılar yaşayan temsilcimiz, maçı kazanma şansı defalarca kez eline geçmiş olmasına rağmen bu fırsatların hiçbirini kullanamadı. Shields’ın yanı sıra en kritik anlarda yan parçalar Ben Bentil ve Devon Hall’un da dış atışlarıyla devreye girmeleri, belki de maç sonunda temsilcimize göre farkı yaratan en önemli nokta oldu.