by Scott Eden / Çeviri: M. Bahadır Akgün / info@eurohoops.net
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı ilk olarak 19 Şubat 2019 tarihinde ESPN’de yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
NBA tarihinin en büyük şike skandallarından biri bundan yıllar önce patlak verdi. Hakem Tim Donaghy’nin adıyla anılan bu dev skandal, 13 sezon boyunca ligde görev yapan eski hakemin itiraflarıyla herkesi şoke etti.
O dev skandala dair Donaghy’nin itiraflarını Eurohoops Çeviri dilimize kazandırdı.
VAKA 1: Üzeri Örtülen Şike Skandalı
Karakterler
James “Bah-Bah” “Sheep” Battista
Merdiven altı bahis simsarı. Tim Donaghy bahis düzeninin merkezinde o vardı.
Tim Donaghy
Kendi maçlarında bahis yapan ancak bu sebeple hiç ceza almayan veteran NBA hakemi.
Tommy Martino
2006-2007 sezonunda bahis düzeninde aracılık yapan Martino, Donaghy ve Battista’nın da lise arkadaşı.
Jack Concannon
Philadelphia banliyösünde sigorta tedarikçisi ve 2003 baharında Donaghy’nin kendisi ile birlikte arkadaşının çalıştığı maçlara bahis yapan arkadaşı.
Pete “Rhino” Ruggieri
Kumarbaz, bahis bayii sahibi ve Battista’nın ortaklığını da yapan kişi. Battista’nın tedavi sürecinde Donaghy ile kurulan bahis düzenini eline aldı ancak kısa sürede operasyona son verdi.
Kim Donaghy
Tim Donaghy’nin skandalın yaşandığı dönemdeki eşi. Kamuoyu soruşturmadan haberdar olur olmaz boşanma davası açtı.
Phil Scala
Soruşturma döneminde Gambino suç ailesi üzerinde çalışan soruşturma ekibinin başı, özel FBI ajanı. FBI araştırmasında süpervizörlük görevi üstlendi.
David Stern
Skandalın yaşandığı dönemdeki NBA komisyoneri.
Şikeyi gerçekleştirdiğine inandığı bir NBA maçını izlemeye koyulduğunda James “Jimmy” “Bah-Bah” “The Sheep” Battista stresli, fazla kilolu, oksikodon bağımlısı, miktarını bilmediğini meblağlar için merdiven altı kumarbazlarının yanına düşmüş 41 yaşında bir adamdı. Takvimler Ocak 2007’yi gösteriyordu. Bir ay kadar önce, Noel’den kısa bir süre önce, cesur bir hamle yapmıştı: Bir NBA hakemiyle oturup anlaşmıştı. Artık korkusu kurduğu düzenin fazla göz önünde olmasıydı.
“Paranı almak mı istiyorsun?” diyordu Battista hakeme. “O zaman bu işin üstünü örteceksin lan!” Rüşvet maç başına yalnızca 2.000 dolardı. Şoke edici bir pazarlık dönmüştü. Eğer bahis kazanırsa hakem parasını alacaktı. Eğer bahis yatarsa hakem hiçbir şey ödemeyecekti: Battista zararlı çıkacaktı. Onların tabiriyle “zararı olmayacak bir zar” atılmıştı. Ancak hakem pek bir şey kaybetmedi. Bahisleri %88 oranında kazanıyordu. Spor bahsi tarihinde duyulmadık bir orandı bu. Artık bu düzenin altıncı haftasına giriyorlardı.
Battista, hakem Timmy Donaghy’yi 25 yıldır tanıyordu. Delaware County’nin işçilerle dolu Katolik mahallelerinden birinde aynı liseye gitmişlerdi. Delco’da spor barları bolca bulunuyordu ve her türlü kumarla haşır neşir olabiliyordunuz. Herkesin özel dişçisi gibi kumarcısı vardı.
Battista, o dünyanın yaratığıydı. “Taşıyıcı” olarak bilinen adamlardan biriydi. Daha net konuşmak gerekirse taşıyıcılar, ne kumarbazlar ne de bahisleri yapanlar. Onlar daha ziyade müşterilerinin adına gerek yasal, gerek yasa dışı yollarla bahisçiler ile birlikte bahis yaparak sporda bahis oynayanlara hizmet sunan aracılar. Battista o dünyada yerini yeterince sağlama almıştı. Öyle ki Donaghy’nin bilgisi olmadan, Donaghy’nin bahislerine dayanarak düzensiz serbest fon kayıplarının oluşması için zemin hazırlıyordu. Bahis çevrelerindeki bazıları Battista’ya nakit sağlamışlardı. Battista da o fonu Donaghy’nin yönettiği maçlara bahis yapmak için kullanıyordu. Gruptakilerden biri bunu “bilet” ve “ekip” olarak adlandırmıştı.
“Belki bu ekip birlikte asla bir masaya oturmadılar,” diyordu. “Ancak hepsi pizzadan bir dilim aldılar.” Artık asıl bunun yapılmasını engellemekti.
Battista’nın bir de yardımcısı vardı. Başka bir lise arkadaşı Tommy Martino. Martino, Donaghy düzeninde irtibatı sağlayan kişiydi. Çocukluğundan beri hakemle yakın arkadaş olan Martino, JPMorgan’da bilişim departmanında çalışıyordu. Tek kullanımlık telefonlar kullanan Donaghy, Martino’yu arıyor ve yönettiği maça dair bahsini ona söylüyordu. Martino da daha sonra o bahsi Battista’ya iletiyordu. Battista ve Donaghy, asla doğrudan görüşmüyorlardı. Battista, Donaghy’nin seçimine yüksek bahisler yaparak gününü geçiriyordu. Yaptıkları operasyondan haberdar birinin iddiasına göre Donaghy’nin her maçında yatırımcılarından 1 milyon kadar para almayı hedefliyordu.
Amerika profesyonel spor tarihinin en iştah kabartan sorularından biri hâlâ şu: Hâlâ maçlarda şike yapılıyor mu? 1919’da kumarbazların Chicago White Sox’ın ismine leke sürdüğü günden beri 100 yıllık dönemde yalnızca Tim Donaghy skandalı bu soruya cevap konusunda bir ipucu verdi. Ama aynı zamanda bir de inkar anlamına geldi.
11 yıldır bu hikayenin resmi anlatısı, Donaghy’nin kendi maçlarına bazı bahisler yapan, kumar bağımlısı, hilekar bir hakem olduğu, daha fazla bir suçunun bulunmadığı şeklindeydi. NBA kendi soruşturmasını yürüttü ve Donaghy’nin aslında maçlarda şike yapmadığına kanaat getirdi. Ancak ligdeki birçok kişiye göre hikayenin tamamının anlatılmadığı şüpheleri kalmıştı. Onlara göre asıl olup bitenlerin üzeri örtülüyordu.
Artık tüm bunlar çok daha önemli. Geçen yıl 14 Mayıs’ta ABD Yüksek Divanı, eyaletleri sporda bahsin yasallaştırılmaktan alıkoyan 1992 numaralı kanunu lağvetti. Bunun neticesinde eyaletler arasında sporda bahis alanındaki yasağın tamamen kalkacağına inanılıyor. Dolayısıyla Amerikan sporunda gelirlerin de artması bekleniyor. Aynı zamanda NBA, diğer profesyonel liglere oranla yasal bahsi daha fazla kucaklamış durumda. 2014 yılında komisyoner Adam Silver, New York Times’da söz konusu yasallaştırmayı savunan bir yazı kaleme aldı. 2018 Temmuz’unda Silver, MGM Resorts’un NBA’in resmi bahis ortağı olacağına dair anlaşmayı açıkladı.
Söz konusu yasallaştırma sürecinin destekçileri uzun süredir bu düzenlemenin şeffaflık getirdiğini, böylesi bir şeffaflığın şike düzenlerinin kökünü kazıyacağını söylüyor. Ancak tam tersini söylemek için de çok fazla delil var. Ekonomi uzmanı Wladimir Andreff’in kaleme aldığı gibi: “Tüm ekonomik analizlerin vardığı bir nokta vardır. Sporda para akışı ne kadar çoksa yozlaşma da o kadar büyük olur.”
Mayıs ayında Yüksek Divan’ın aldığı karara göre Donaghy meselesinin yeniden ele alınması gerekiyor. Donaghy’nin yönettiği maçlarda gerçekten şike yaptığı ortaya çıkacak olursa rahatsız edici bir gerçek gözler önüne serilecek, neredeyse herkesin, liglerin, takımların, taraftarların ve bahisçilerin muhtemelen görmezden geleceği bir gerçek: Amerika sporunda şike yapmanın ne kadar kolay ve kârlı olduğu gerçeği.
2017 yılının başlarında ESPN, bu olaya dair yeniden bir soruşturma açılması gerektiğini ifade etmişti. Araştırmalarda mevcut ve eski NBA hakemleri, mevcut ve eski NBA görevlileri, bahisçiler, bahis bayii sahipleri, avukatlar, kanun yetkililileri, Donaghy’nin arkadaşları ve akrabaları da dahil olmak üzere 100’den fazla kişiyle görüşmeler yapılmıştı. (Donaghy, röportaj teklifini reddetmişti.) Bilgi Alma Özgürlüğü Kanunu’nun gerektirdiği ödevler yerine getirildi. Binlerce sayfalık mahkeme evrakı ve soruşturma kayıtları incelendi. Donaghy’nin o sezon yönettiği maçlara dair yüzlerce saatlik kayıtlar izlendi. Her faul düdüğüne bakıldı. Elde edilen veri, Donaghy’nin o sezon yönettiği her maça dair bahis piyasasındaki hareketlilikler ile birlikte incelendi.
İki yıllık bir gecikme ile artık gerçekler anlatılabilir: Tim Donaghy, NBA maçlarında şikeyi böyle yaptı ve yaptığı şikeyle farkında olmadan bahisçilere muhtemelen yüzlerce milyon dolar parayı böyle kazandırdı.
VAKA 2: Basit Bir Plan
Mendy Rudolph, Yogi Strom, Jake O’Donnell, Billy Oakes, Ed. T. Rush, Joey Crawford, Steve Javie, Tom Washington, Mark Wunderlich, Duke Callahan, Ed Malloy, Mark Lindsay, Aaron Smith, Tim Donaghy… Mevcut, emekli, rahmetli veya gözden düşmüş bu NBA hakemlerinin tamamı Philadelphia çevresinde doğmuş ve/veya büyümüş isimler. Basketbol hakemliğinin bir beşiği varsa o burada.
Oakes, Tim Donaghy’nin dayısıydı. Gerry Donaghy, babası, NCAA’in üst seviyelerinde uzun dönem hakemlik yaptı. Malloy, Crawford ve Callahan, Delaware County’deki Cardinal O’Hara Lisesi’ne gittiler. Donaghy, 2009’da “Ben bu işi yapmak için doğdum” yazmıştı. Ancak bu cümlenin çifte anlamı varmış. Doğru bağlantıları olan ve CBA’de dört yıl hakemlik yapan Donaghy, 1994’te NBA’e çağrıldığında 27 yaşındaydı.
Hakemlik çelişkili bir iş. Sezon içerisinde sizden çok şey alan, yorucu ve stresli bir iş. Ancak iyi paralar kazanıyorsunuz. 2007’de çaylak hakemler bile altı haneli paralar kazanıyordu. Bir de yaz dönemi var. Her açıdan yarı emeklilik gibi. “Basketbol sezonu olmasa elinde çok zaman olurdu,” diyor Donaghy’nin dostlarından biri.
1998 yılında Donaghy, West Chester Pennsylvania’da Radley Run isimli bir golf kulübüne katıldı. Donaghyler o civarda geniş bir ev inşa etti. Kulüpte golf oynayan dostlar edindi. Haftada 4-5 gün 18 delik golf oynamaya başladılar. Golfun yanında içiyor ve bahse de tutuşuyorlardı. Zaman zaman Atlantic City’deki bir kumarhane olan Borgata’ya gidiliyordu. Kumarhanede Donaghy, gözlerini gizlemek için bir beyzbol şapkası giyiyordu. Herkes kumarhanelerdeki kameralardan haberdar. NBA de hakemlerinin at yarışı hariç hiçbir kumara bulaşmalarını istemiyordu.
Seyrek olarak da evinde oluyordu Donaghy. “Dört çocuklu, evli, yalnız bir adamdı,” diyor eski eşi Kim Donaghy. “Golf oynayıp kumar oynuyordu.”
O kalabalıkta Donaghy’nin en yakın arkadaşı muhtemelen Jack Concannon isimli bir adamdı. Birbirlerini liseden beri tanıyorlardı. Kendi ekiplerindeki birçokları gibi Concannon’ın da bir bahisçisi vardı, Peter Ruggieri. Ruggieri de Donaghy ve Concannon’ın ekibiyle golf oynuyordu genelde. Kısa, kalın boyunlu, bodur yapılı Ruggieri, kimilerine göre yapı olarak gergedana benziyordu. Golf kulübü dışındaki çevrelerde Gergedan (Rhino) olarak tanınıyordu.
Donaghy, Rhino’nun NFL ve kolej futbolunda kazanacakları anlama konusunda bir handikap sistemi olduğunu yazmıştı. Ekim 2002’de Donaghy ve Concannon, paralarını Ruggieri’nin yaptığı seçimlere yatırmaya karar verdiler. NBA kuralları açıkça ihlal ediliyordu ancak Donaghy bunu aşmıştı: “Şöyle düşünmeye başladım, ya da kafamda mantıklı bir çerçeveye oturttum diyeyim: S*kerler, herkes bahis yapıyor. Esrarkeşlikten kokaine geçiş yapıyordum” diye yazıyordu Donaghy.
Daha sonra 2003 yılında bir noktada Donaghy ve Concannon, Rubicon’da rastlaştı. Donaghy’nin söylediklerine göre ikili bir tur golf oynadıktan sonra Radley’de birlikte oturuyorlardı. Daha sonra NBA’e bahis yapmaya karar verdiler. Ancak yalnızca NBA değildi konu. Mahkeme evraklarına göre Donaghy’nin yönettiği maçlara bahis yapacaklardı.
TIM DONAGHY skandalına dair çok fazla yanlış algı var. En büyüğü de muhtemelen Donaghy’nin NBA maçlarına yalnızca kötü bir sezonda kumarbazlarla birlikte bahis yaptığı yanılgısı.
Bu doğru değil. Bir mahkeme evrakına göre Donaghy ve Concannon, ilk bahislerini Donaghy’nin Mart 2003’te, yakalanmadan dört yıl kadar önce yönettiği bir maça yaptı.
Küçük bahislerle başladı. O ilk Mart ayında yalnızca 2-3 maça bahis yaptı. Ertesi sezon o sayı ciddi bir artış gösterdi. Yönettiği maçların 30-40 tanesine bahis yaptı. Ondan sonraki iki sezonda da bu durum böyle devam etti.
İşler iyi gidiyordu. Hatırladığı ve kendi kabul ettiği kadarıyla o kadar çok para kazanmaya başlamıştı ki eşi bir şeyler sormadan paraları nereye koyacağını bilemiyordu artık.
Bugünlerde Kim Donaghy Florida’da yaşıyor. Kendisi ve o dönemki eşi ve dört kızı ile buraya 2005 yılında taşınmışlardı. Kim, 2007’nin sonlarında, kamuoyu skandaldan haberdar olduktan birkaç ay sonra boşanma davası açtı. Sarasota’da kendisini yakın bir zamanda ziyaret ettiğimde boşanma kararını o dönemde uzun süredir düşündüğünü söylüyordu: “Tim, çok ama çok gizemliydi. Hep odasına kapanır, telefonda konuşurdu.”
Sarasota’ya gittiğimde Kim Donaghy, henüz bitirmediği Hakemin Eşi isimli anılarının ilk 98 sayfasını benim için çıktı aldı. Bu sayfalarda hem “onun için yalnız olmak” hem de “ondan gerçekten korkmak” ikilemini yazıyordu. Hatta bir keresinde yıkamak için resmi NBA ceketini alıp cebinde koca bir tomar 100 dolarlık banknotların olduğu olayı da anlatıyor. Ne kadar koca bir tomar? İşaret ve başparmaklarıyla portakal büyüklüğünde bir yuvarlak çiziyordu. Tam zamanını hatırlayamıyordu ancak o paraları muhtemelen 2004 gibi bulmaya başladığını söylüyordu bana. O dönemde kendi kendine paranın golf ekibiyle oynanan bahisten geldiğini söylemiş Kim. Ancak yıllar ilerledikçe o ceplerde para bulmaya da devam etmiş. Sorduğumda parayı hiç saymadığını, eşine de o paranın varlığıyla ilgili hiçbir şey söylemediğini belirtti.
“Neden?”
Tek kelimeyle yanıt verdi: “Korkuyordum.”
OFİS DİYORLARDI oraya. Delaware County süpermarketlerde vurgununu yapmış Mike Rinnier diye büyük kumarbazlardan biri 1980’lerde küçük bir bahis şirketini finanse etmeye karar verdi. Para kazanmaya hevesli işçi sınıfından Delco’lu çocuklarla doldurdu orayı. “Tam zamanlı çalışamayan zeki çocuklardı,” diyor onları tanıyan eski bir kumarbaz. Lise sonrası barmenlik, restoran müdürlüğü ve kısa bir süre de güreşçilik yapan Battista, Donaghy skandalı ile ilgili eski Philly’li polis Sean Patrick Griffin tarafından yazılan Gaming the Game isimli kitaba göre Rinnier kendisini ekibe aldığında 20’li yaşlarının başındaydı. Şans eseri yıllar içerisinde ekipteki herkes hayvan isimlerinden lakaplar aldı: Kaplan, Horoz, Gergedan, Fok, Koyun. O şirket de bazıları tarafından Hayvanlar olarak bilinmeye başlandı.
2000’li yılların başında sporda bahis dünyası kendi online şirket camiasına giriyordu. ABD genelindeki karaborsa bahisçileri, sert profesyonel kumarbazlar ve kod yazabilen girişimcilerin tamamı online bahis işine giriyor, genelde yasal düzenlemelerin kısıtlı olduğu Kosta Rika, Antigua, Jamaika ve Curaçao gibi yerlerde kendi düzenlerini kuruyorlardı.
Hayvanlar, Curaçao’da iş kurdu ve PlayASAP olarak bilinen bir online bahis düzeni başlattı. Sahile yakın bir evde yer alıyordu bu bahis merkezi. 2003 güzünde, Mambo Beach’teki palmiye ağaçları altında, golf turları ve gece geç saatlere kadar oynanan poker turları arasında Hayvanlar, muazzam bir keşfin parasını kazanıyordu.
Rhino Ruggieri, golf kulübünden tanıdığı, Jack Concannon diye bir adamın yaptığı bahislerde oranları belirliyordu. Philly dönemlerinde Ruggieri, Concannon’ın NBA maçlarındaki bahislerinin büyüklük sırasına göre daha yüksek olduğunu fark etmişti. Dahası, o bahisler Concannon’ın daha önce hiç kazanmadığı kadar çok kazandırıyordu. Normalde bu adam 100-200, bilemediniz 500 dolarlık bahisler yapardı. Ve normalde bu adam kaybederdi. Ama birden bire bu paragöz sigortacı, belli NBA maçlarında beş haneli paralar yatırıyor ve bahis oynuyordu. Neden? Bir ortak yönleri olmalıydı o maçların.
Artık PlayASAP’e bağlı olan Ruggieri, PlayASAP sitesi aracılığıyla Concannon’ın bahisleri dahil oynadığı tüm bahisleri inceliyordu. O sebeple de Curaçao bürosundaki herkesin Concannon’ın kumar hesabına erişimi vardı. Onun yatırdığı bahisler inceleniyordu. Çıkarıma varmaları çok uzun sürmedi. O da aynı golf çemberinin üyesi olduğu için Ruggieri, Concannon ile NBA hakemi Tim Donaghy’nin dost olduklarını biliyordu. Maçları kontrol ettiler. Hakemler kimdi? Elbette o vardı. Üç hakemden biri hep o’ydu. Donaghy şerefsizi…
“Hass*ktir” dediler. Donaghy ve Concannon, Donaghy’nin yönettiği maçlara bahis oynayıp büyük paralar kaldırıyorlardı.
İşlenen bir suç komplosuna rastlayınca ne yaparsınız? Battista, Ruggieri ve geri kalanların yaptığı, Concannon ve Donaghy’nin bahislerinin aynılarını, maç başına 30, 50, 100 bin dolar yatırarak yapmak oldu. Büyük paralardı ancak ustaca yapılması durumunda daha büyük piyasaları uyandırmayacaktı bu yatırılan paralar. Tam sınırda oynuyorlardı belki de. Artık yapacakları tek bir şey vardı: Bilgi sızmasını engelleyip o sınırı kaybetmemek. Donaghy’nin maçlarda şike yapıp yapmaması konu dışıydı. Donaghy bir maçı yönetiyorsa ve Concannon da bahis yapıyorsa, bahis yaptığı taraf %60-70 oranla kazanıyordu. Hayvanlar, Donaghy’nin her maçından sonra istatistikleri incelemeye kadar götürdü işi. “İstatistiklere bakarsanız,” diyordu Ofis’teki kumarbazlardan biri, “karşısında bahis yaptığı takıma daha fazla, bahsi oynadığı takıma daha az faul çalıyordu. Aşikardı bu.”
Bir başkası ise şöyle söylüyordu: “Maçlarda şike yaptığını düşünüyor muydum? Evet. Ama umurumda değildi çünkü harika bir bilgiydi. 2003-2007 yılları arasında tek bir maç kaçırmadık. Yönettiği her maçta bir bahsimiz vardı.”
2006 ARALIK ayının başlarında bir akşam Tommy Martino’ya Battista’dan acil bir arama geldi. Diğer Hayvanlar üyeleri ile birlikte Battista, 2004’te PlayASAP’in iflas etmesi sonrası Curaçao’dan dönmüştü. Battista, o günden beri bahis merkezi olarak kendi dükkanını açmaya karar vermişti. Mesele her neyse Battista, telefonda konuşamayacağını söyledi.
10 yıl kadar sonra, çalıştığı berberin dinlenme odasında Martino bana o günü anlattı: Martino, ortak dostları Tim Donaghy’nin Concannon ile birlikte kendi yönettiği maçlara bahis yaptığını ve kazandıklarını zaten biliyordu. Battista bunu fark ettikten sonra o bahisleri son dört yıldır büyük oranda takip etmişti. Battista, Martino’nun yanına gidince çıkarmış ağzından baklayı.
Asıl sorun, Battista’nın dediğine göre, NBA’de bahis oynayan birinin giderek yükselen bahis tutturma oranı konusunda büyük bahis pazarlarının uyanmaya başlamış olmasıydı. O hazine elden kaçmak üzere olunca Battista da hakemin doğrudan kontrolünü alması gerektiği kanısına varmıştı.
Martino kumarbaz değildi. Kendi kendine bile doğru düzgün bahis oynamışlığı yoktu ancak lise sonrası hem Donaghy’nin hem de Battista’nın yakın arkadaşı olarak kalmıştı. O ikili ise asla o kadar yakın olmamışlardı. Martino, bu düzenin döneceği ortamda köprü görevi görmek üzereydi. Martino’ya göre Battista umutsuz ve hatta korkmuş gözüküyordu: “Donaghy ile bir görüşme ayarlaman lazım,” diyordu Battista.
12 ARALIK 2006 günü gece yarısına doğru Philadelphia Airport Marriott’taki ana restoranda toplandılar. Boş restoran bölümünde bir masanın etrafında Martino onları izlerken Battista ve Donaghy de anlaşmalarını görüşüyorlardı. Battista, Donaghy’nin bir daha Concannon ile bahis yapmamasını istiyordu ve Battista’ya kendi “bahis seçimlerini” vermesi karşılığında Donaghy maç başına 2.000 dolar alacaktı. Ancak tek şartla: Bahis kazanırsa. Çok daha sonraları bu görüşmeyi “evlilik” olarak anacaktı.
Bu görüşmeye dair anlatılar farklı. Donaghy’nin mahkemeye verdiği ifadeye göre Battista’nın teklifi, aslında bir haraç niteliğindeydi. “New York’lu kimsenin” evine gelmesini istemezsin demişti Battista ona. Ve “NBA’in Concannon ile neler yaptığını fark etmesini de istemezsin.”
Ancak Battista’ya göre Donaghy kendisine ulaşmış, görüşmek istemişti. Hem Battista hem de Martino ortada bir tehdit olmadığını, herkesin gergin olduğunu ancak durumun sakin olduğunu söyledi ve onlara göre bu anlaşmada Donaghy’yi ikna eden kısmın Battista’nın kendisine “Jack Concannon’a maçları verdiğini biliyoruz,” deyip bıçağı çevirerek Concannon’ın ne kadar kazandığını bildiğini söylemesi oldu.
Donaghy masadan kalktı. Lavaboya gitmesi gerektiğini söyledi ve Martino’dan da kendisiyle gelmesini rica etti. “Bazen beti benzi atıyor,” diyor Martino. “Tuvalete gittiğimiz zaman Donaghy bana ‘Tom, inanabiliyor musun lan?’ diyordu. ‘Neye?’ dedim. Ben maçları Jack’e verdiğimi Battista öğrenmiş demesini bekliyordum. Ama demedi. Ne dedi biliyor musun? ‘İnanabiliyor musun? Concannon onca para kazanıp bana hiçbir şey vermiyordu’ dedi.”
Tekrar masaya dönen Martino ve Donaghy, Battista’ya yakınlardaki bir benzinliğe gitmelerini gerektiğini söylediler. Benzinlikten bir paket sarma kağıdı ile çıktılar ve arabanın içinde, benzinliğin ışıkları altında, Philadelphia Uluslararası Havaalanı yakınlarda Martino, ortak “dönecekleri” sigarayı sardı. Sigarayı döndüler. Daha öncesinde bir miktar kokain kullanan Battista kabul etmedi. Araba dumanla doldukça, Martino’nun anlattığına göre, “anlaşmaya” vardılar. O anlaşma şöyleydi: “Kimseye söylenmeyecek. Çünkü insanın başı öyle belaya giriyor.”