by Scott Eden / Çeviri: M. Bahadır Akgün / info@eurohoops.net
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı ilk olarak 19 Şubat 2019 tarihinde ESPN’de yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
NBA tarihinin en büyük şike skandallarından biri bundan yıllar önce patlak verdi. Hakem Tim Donaghy’nin adıyla anılan bu dev skandal, 13 sezon boyunca ligde görev yapan eski hakemin itiraflarıyla herkesi şoke etti.
O dev skandala dair Donaghy’nin itiraflarını Eurohoops Çeviri dilimize kazandırdı.
VAKA 1: Üzeri Örtülen Şike Skandalı
Karakterler
James “Bah-Bah” “Sheep” Battista
Merdiven altı bahis simsarı. Tim Donaghy bahis düzeninin merkezinde o vardı.
Tim Donaghy
Kendi maçlarında bahis yapan ancak bu sebeple hiç ceza almayan veteran NBA hakemi.
Tommy Martino
2006-2007 sezonunda bahis düzeninde aracılık yapan Martino, Donaghy ve Battista’nın da lise arkadaşı.
Jack Concannon
Philadelphia banliyösünde sigorta tedarikçisi ve 2003 baharında Donaghy’nin kendisi ile birlikte arkadaşının çalıştığı maçlara bahis yapan arkadaşı.
Pete “Rhino” Ruggieri
Kumarbaz, bahis bayii sahibi ve Battista’nın ortaklığını da yapan kişi. Battista’nın tedavi sürecinde Donaghy ile kurulan bahis düzenini eline aldı ancak kısa sürede operasyona son verdi.
Kim Donaghy
Tim Donaghy’nin skandalın yaşandığı dönemdeki eşi. Kamuoyu soruşturmadan haberdar olur olmaz boşanma davası açtı.
Phil Scala
Soruşturma döneminde Gambino suç ailesi üzerinde çalışan soruşturma ekibinin başı, özel FBI ajanı. FBI araştırmasında süpervizörlük görevi üstlendi.
David Stern
Skandalın yaşandığı dönemdeki NBA komisyoneri.
Şikeyi gerçekleştirdiğine inandığı bir NBA maçını izlemeye koyulduğunda James “Jimmy” “Bah-Bah” “The Sheep” Battista stresli, fazla kilolu, oksikodon bağımlısı, miktarını bilmediğini meblağlar için merdiven altı kumarbazlarının yanına düşmüş 41 yaşında bir adamdı. Takvimler Ocak 2007’yi gösteriyordu. Bir ay kadar önce, Noel’den kısa bir süre önce, cesur bir hamle yapmıştı: Bir NBA hakemiyle oturup anlaşmıştı. Artık korkusu kurduğu düzenin fazla göz önünde olmasıydı.
“Paranı almak mı istiyorsun?” diyordu Battista hakeme. “O zaman bu işin üstünü örteceksin lan!” Rüşvet maç başına yalnızca 2.000 dolardı. Şoke edici bir pazarlık dönmüştü. Eğer bahis kazanırsa hakem parasını alacaktı. Eğer bahis yatarsa hakem hiçbir şey ödemeyecekti: Battista zararlı çıkacaktı. Onların tabiriyle “zararı olmayacak bir zar” atılmıştı. Ancak hakem pek bir şey kaybetmedi. Bahisleri %88 oranında kazanıyordu. Spor bahsi tarihinde duyulmadık bir orandı bu. Artık bu düzenin altıncı haftasına giriyorlardı.
Battista, hakem Timmy Donaghy’yi 25 yıldır tanıyordu. Delaware County’nin işçilerle dolu Katolik mahallelerinden birinde aynı liseye gitmişlerdi. Delco’da spor barları bolca bulunuyordu ve her türlü kumarla haşır neşir olabiliyordunuz. Herkesin özel dişçisi gibi kumarcısı vardı.
Battista, o dünyanın yaratığıydı. “Taşıyıcı” olarak bilinen adamlardan biriydi. Daha net konuşmak gerekirse taşıyıcılar, ne kumarbazlar ne de bahisleri yapanlar. Onlar daha ziyade müşterilerinin adına gerek yasal, gerek yasa dışı yollarla bahisçiler ile birlikte bahis yaparak sporda bahis oynayanlara hizmet sunan aracılar. Battista o dünyada yerini yeterince sağlama almıştı. Öyle ki Donaghy’nin bilgisi olmadan, Donaghy’nin bahislerine dayanarak düzensiz serbest fon kayıplarının oluşması için zemin hazırlıyordu. Bahis çevrelerindeki bazıları Battista’ya nakit sağlamışlardı. Battista da o fonu Donaghy’nin yönettiği maçlara bahis yapmak için kullanıyordu. Gruptakilerden biri bunu “bilet” ve “ekip” olarak adlandırmıştı.
“Belki bu ekip birlikte asla bir masaya oturmadılar,” diyordu. “Ancak hepsi pizzadan bir dilim aldılar.” Artık asıl bunun yapılmasını engellemekti.
Battista’nın bir de yardımcısı vardı. Başka bir lise arkadaşı Tommy Martino. Martino, Donaghy düzeninde irtibatı sağlayan kişiydi. Çocukluğundan beri hakemle yakın arkadaş olan Martino, JPMorgan’da bilişim departmanında çalışıyordu. Tek kullanımlık telefonlar kullanan Donaghy, Martino’yu arıyor ve yönettiği maça dair bahsini ona söylüyordu. Martino da daha sonra o bahsi Battista’ya iletiyordu. Battista ve Donaghy, asla doğrudan görüşmüyorlardı. Battista, Donaghy’nin seçimine yüksek bahisler yaparak gününü geçiriyordu. Yaptıkları operasyondan haberdar birinin iddiasına göre Donaghy’nin her maçında yatırımcılarından 1 milyon kadar para almayı hedefliyordu.
Amerika profesyonel spor tarihinin en iştah kabartan sorularından biri hâlâ şu: Hâlâ maçlarda şike yapılıyor mu? 1919’da kumarbazların Chicago White Sox’ın ismine leke sürdüğü günden beri 100 yıllık dönemde yalnızca Tim Donaghy skandalı bu soruya cevap konusunda bir ipucu verdi. Ama aynı zamanda bir de inkar anlamına geldi.
11 yıldır bu hikayenin resmi anlatısı, Donaghy’nin kendi maçlarına bazı bahisler yapan, kumar bağımlısı, hilekar bir hakem olduğu, daha fazla bir suçunun bulunmadığı şeklindeydi. NBA kendi soruşturmasını yürüttü ve Donaghy’nin aslında maçlarda şike yapmadığına kanaat getirdi. Ancak ligdeki birçok kişiye göre hikayenin tamamının anlatılmadığı şüpheleri kalmıştı. Onlara göre asıl olup bitenlerin üzeri örtülüyordu.
Artık tüm bunlar çok daha önemli. Geçen yıl 14 Mayıs’ta ABD Yüksek Divanı, eyaletleri sporda bahsin yasallaştırılmaktan alıkoyan 1992 numaralı kanunu lağvetti. Bunun neticesinde eyaletler arasında sporda bahis alanındaki yasağın tamamen kalkacağına inanılıyor. Dolayısıyla Amerikan sporunda gelirlerin de artması bekleniyor. Aynı zamanda NBA, diğer profesyonel liglere oranla yasal bahsi daha fazla kucaklamış durumda. 2014 yılında komisyoner Adam Silver, New York Times’da söz konusu yasallaştırmayı savunan bir yazı kaleme aldı. 2018 Temmuz’unda Silver, MGM Resorts’un NBA’in resmi bahis ortağı olacağına dair anlaşmayı açıkladı.
Söz konusu yasallaştırma sürecinin destekçileri uzun süredir bu düzenlemenin şeffaflık getirdiğini, böylesi bir şeffaflığın şike düzenlerinin kökünü kazıyacağını söylüyor. Ancak tam tersini söylemek için de çok fazla delil var. Ekonomi uzmanı Wladimir Andreff’in kaleme aldığı gibi: “Tüm ekonomik analizlerin vardığı bir nokta vardır. Sporda para akışı ne kadar çoksa yozlaşma da o kadar büyük olur.”
Mayıs ayında Yüksek Divan’ın aldığı karara göre Donaghy meselesinin yeniden ele alınması gerekiyor. Donaghy’nin yönettiği maçlarda gerçekten şike yaptığı ortaya çıkacak olursa rahatsız edici bir gerçek gözler önüne serilecek, neredeyse herkesin, liglerin, takımların, taraftarların ve bahisçilerin muhtemelen görmezden geleceği bir gerçek: Amerika sporunda şike yapmanın ne kadar kolay ve kârlı olduğu gerçeği.
2017 yılının başlarında ESPN, bu olaya dair yeniden bir soruşturma açılması gerektiğini ifade etmişti. Araştırmalarda mevcut ve eski NBA hakemleri, mevcut ve eski NBA görevlileri, bahisçiler, bahis bayii sahipleri, avukatlar, kanun yetkililileri, Donaghy’nin arkadaşları ve akrabaları da dahil olmak üzere 100’den fazla kişiyle görüşmeler yapılmıştı. (Donaghy, röportaj teklifini reddetmişti.) Bilgi Alma Özgürlüğü Kanunu’nun gerektirdiği ödevler yerine getirildi. Binlerce sayfalık mahkeme evrakı ve soruşturma kayıtları incelendi. Donaghy’nin o sezon yönettiği maçlara dair yüzlerce saatlik kayıtlar izlendi. Her faul düdüğüne bakıldı. Elde edilen veri, Donaghy’nin o sezon yönettiği her maça dair bahis piyasasındaki hareketlilikler ile birlikte incelendi.
İki yıllık bir gecikme ile artık gerçekler anlatılabilir: Tim Donaghy, NBA maçlarında şikeyi böyle yaptı ve yaptığı şikeyle farkında olmadan bahisçilere muhtemelen yüzlerce milyon dolar parayı böyle kazandırdı.
VAKA 2: Basit Bir Plan
Mendy Rudolph, Yogi Strom, Jake O’Donnell, Billy Oakes, Ed. T. Rush, Joey Crawford, Steve Javie, Tom Washington, Mark Wunderlich, Duke Callahan, Ed Malloy, Mark Lindsay, Aaron Smith, Tim Donaghy… Mevcut, emekli, rahmetli veya gözden düşmüş bu NBA hakemlerinin tamamı Philadelphia çevresinde doğmuş ve/veya büyümüş isimler. Basketbol hakemliğinin bir beşiği varsa o burada.
Oakes, Tim Donaghy’nin dayısıydı. Gerry Donaghy, babası, NCAA’in üst seviyelerinde uzun dönem hakemlik yaptı. Malloy, Crawford ve Callahan, Delaware County’deki Cardinal O’Hara Lisesi’ne gittiler. Donaghy, 2009’da “Ben bu işi yapmak için doğdum” yazmıştı. Ancak bu cümlenin çifte anlamı varmış. Doğru bağlantıları olan ve CBA’de dört yıl hakemlik yapan Donaghy, 1994’te NBA’e çağrıldığında 27 yaşındaydı.
Hakemlik çelişkili bir iş. Sezon içerisinde sizden çok şey alan, yorucu ve stresli bir iş. Ancak iyi paralar kazanıyorsunuz. 2007’de çaylak hakemler bile altı haneli paralar kazanıyordu. Bir de yaz dönemi var. Her açıdan yarı emeklilik gibi. “Basketbol sezonu olmasa elinde çok zaman olurdu,” diyor Donaghy’nin dostlarından biri.
1998 yılında Donaghy, West Chester Pennsylvania’da Radley Run isimli bir golf kulübüne katıldı. Donaghyler o civarda geniş bir ev inşa etti. Kulüpte golf oynayan dostlar edindi. Haftada 4-5 gün 18 delik golf oynamaya başladılar. Golfun yanında içiyor ve bahse de tutuşuyorlardı. Zaman zaman Atlantic City’deki bir kumarhane olan Borgata’ya gidiliyordu. Kumarhanede Donaghy, gözlerini gizlemek için bir beyzbol şapkası giyiyordu. Herkes kumarhanelerdeki kameralardan haberdar. NBA de hakemlerinin at yarışı hariç hiçbir kumara bulaşmalarını istemiyordu.
Seyrek olarak da evinde oluyordu Donaghy. “Dört çocuklu, evli, yalnız bir adamdı,” diyor eski eşi Kim Donaghy. “Golf oynayıp kumar oynuyordu.”
O kalabalıkta Donaghy’nin en yakın arkadaşı muhtemelen Jack Concannon isimli bir adamdı. Birbirlerini liseden beri tanıyorlardı. Kendi ekiplerindeki birçokları gibi Concannon’ın da bir bahisçisi vardı, Peter Ruggieri. Ruggieri de Donaghy ve Concannon’ın ekibiyle golf oynuyordu genelde. Kısa, kalın boyunlu, bodur yapılı Ruggieri, kimilerine göre yapı olarak gergedana benziyordu. Golf kulübü dışındaki çevrelerde Gergedan (Rhino) olarak tanınıyordu.
Donaghy, Rhino’nun NFL ve kolej futbolunda kazanacakları anlama konusunda bir handikap sistemi olduğunu yazmıştı. Ekim 2002’de Donaghy ve Concannon, paralarını Ruggieri’nin yaptığı seçimlere yatırmaya karar verdiler. NBA kuralları açıkça ihlal ediliyordu ancak Donaghy bunu aşmıştı: “Şöyle düşünmeye başladım, ya da kafamda mantıklı bir çerçeveye oturttum diyeyim: S*kerler, herkes bahis yapıyor. Esrarkeşlikten kokaine geçiş yapıyordum” diye yazıyordu Donaghy.
Daha sonra 2003 yılında bir noktada Donaghy ve Concannon, Rubicon’da rastlaştı. Donaghy’nin söylediklerine göre ikili bir tur golf oynadıktan sonra Radley’de birlikte oturuyorlardı. Daha sonra NBA’e bahis yapmaya karar verdiler. Ancak yalnızca NBA değildi konu. Mahkeme evraklarına göre Donaghy’nin yönettiği maçlara bahis yapacaklardı.
TIM DONAGHY skandalına dair çok fazla yanlış algı var. En büyüğü de muhtemelen Donaghy’nin NBA maçlarına yalnızca kötü bir sezonda kumarbazlarla birlikte bahis yaptığı yanılgısı.
Bu doğru değil. Bir mahkeme evrakına göre Donaghy ve Concannon, ilk bahislerini Donaghy’nin Mart 2003’te, yakalanmadan dört yıl kadar önce yönettiği bir maça yaptı.
Küçük bahislerle başladı. O ilk Mart ayında yalnızca 2-3 maça bahis yaptı. Ertesi sezon o sayı ciddi bir artış gösterdi. Yönettiği maçların 30-40 tanesine bahis yaptı. Ondan sonraki iki sezonda da bu durum böyle devam etti.
İşler iyi gidiyordu. Hatırladığı ve kendi kabul ettiği kadarıyla o kadar çok para kazanmaya başlamıştı ki eşi bir şeyler sormadan paraları nereye koyacağını bilemiyordu artık.
Bugünlerde Kim Donaghy Florida’da yaşıyor. Kendisi ve o dönemki eşi ve dört kızı ile buraya 2005 yılında taşınmışlardı. Kim, 2007’nin sonlarında, kamuoyu skandaldan haberdar olduktan birkaç ay sonra boşanma davası açtı. Sarasota’da kendisini yakın bir zamanda ziyaret ettiğimde boşanma kararını o dönemde uzun süredir düşündüğünü söylüyordu: “Tim, çok ama çok gizemliydi. Hep odasına kapanır, telefonda konuşurdu.”
Sarasota’ya gittiğimde Kim Donaghy, henüz bitirmediği Hakemin Eşi isimli anılarının ilk 98 sayfasını benim için çıktı aldı. Bu sayfalarda hem “onun için yalnız olmak” hem de “ondan gerçekten korkmak” ikilemini yazıyordu. Hatta bir keresinde yıkamak için resmi NBA ceketini alıp cebinde koca bir tomar 100 dolarlık banknotların olduğu olayı da anlatıyor. Ne kadar koca bir tomar? İşaret ve başparmaklarıyla portakal büyüklüğünde bir yuvarlak çiziyordu. Tam zamanını hatırlayamıyordu ancak o paraları muhtemelen 2004 gibi bulmaya başladığını söylüyordu bana. O dönemde kendi kendine paranın golf ekibiyle oynanan bahisten geldiğini söylemiş Kim. Ancak yıllar ilerledikçe o ceplerde para bulmaya da devam etmiş. Sorduğumda parayı hiç saymadığını, eşine de o paranın varlığıyla ilgili hiçbir şey söylemediğini belirtti.
“Neden?”
Tek kelimeyle yanıt verdi: “Korkuyordum.”
OFİS DİYORLARDI oraya. Delaware County süpermarketlerde vurgununu yapmış Mike Rinnier diye büyük kumarbazlardan biri 1980’lerde küçük bir bahis şirketini finanse etmeye karar verdi. Para kazanmaya hevesli işçi sınıfından Delco’lu çocuklarla doldurdu orayı. “Tam zamanlı çalışamayan zeki çocuklardı,” diyor onları tanıyan eski bir kumarbaz. Lise sonrası barmenlik, restoran müdürlüğü ve kısa bir süre de güreşçilik yapan Battista, Donaghy skandalı ile ilgili eski Philly’li polis Sean Patrick Griffin tarafından yazılan Gaming the Game isimli kitaba göre Rinnier kendisini ekibe aldığında 20’li yaşlarının başındaydı. Şans eseri yıllar içerisinde ekipteki herkes hayvan isimlerinden lakaplar aldı: Kaplan, Horoz, Gergedan, Fok, Koyun. O şirket de bazıları tarafından Hayvanlar olarak bilinmeye başlandı.
2000’li yılların başında sporda bahis dünyası kendi online şirket camiasına giriyordu. ABD genelindeki karaborsa bahisçileri, sert profesyonel kumarbazlar ve kod yazabilen girişimcilerin tamamı online bahis işine giriyor, genelde yasal düzenlemelerin kısıtlı olduğu Kosta Rika, Antigua, Jamaika ve Curaçao gibi yerlerde kendi düzenlerini kuruyorlardı.
Hayvanlar, Curaçao’da iş kurdu ve PlayASAP olarak bilinen bir online bahis düzeni başlattı. Sahile yakın bir evde yer alıyordu bu bahis merkezi. 2003 güzünde, Mambo Beach’teki palmiye ağaçları altında, golf turları ve gece geç saatlere kadar oynanan poker turları arasında Hayvanlar, muazzam bir keşfin parasını kazanıyordu.
Rhino Ruggieri, golf kulübünden tanıdığı, Jack Concannon diye bir adamın yaptığı bahislerde oranları belirliyordu. Philly dönemlerinde Ruggieri, Concannon’ın NBA maçlarındaki bahislerinin büyüklük sırasına göre daha yüksek olduğunu fark etmişti. Dahası, o bahisler Concannon’ın daha önce hiç kazanmadığı kadar çok kazandırıyordu. Normalde bu adam 100-200, bilemediniz 500 dolarlık bahisler yapardı. Ve normalde bu adam kaybederdi. Ama birden bire bu paragöz sigortacı, belli NBA maçlarında beş haneli paralar yatırıyor ve bahis oynuyordu. Neden? Bir ortak yönleri olmalıydı o maçların.
Artık PlayASAP’e bağlı olan Ruggieri, PlayASAP sitesi aracılığıyla Concannon’ın bahisleri dahil oynadığı tüm bahisleri inceliyordu. O sebeple de Curaçao bürosundaki herkesin Concannon’ın kumar hesabına erişimi vardı. Onun yatırdığı bahisler inceleniyordu. Çıkarıma varmaları çok uzun sürmedi. O da aynı golf çemberinin üyesi olduğu için Ruggieri, Concannon ile NBA hakemi Tim Donaghy’nin dost olduklarını biliyordu. Maçları kontrol ettiler. Hakemler kimdi? Elbette o vardı. Üç hakemden biri hep o’ydu. Donaghy şerefsizi…
“Hass*ktir” dediler. Donaghy ve Concannon, Donaghy’nin yönettiği maçlara bahis oynayıp büyük paralar kaldırıyorlardı.
İşlenen bir suç komplosuna rastlayınca ne yaparsınız? Battista, Ruggieri ve geri kalanların yaptığı, Concannon ve Donaghy’nin bahislerinin aynılarını, maç başına 30, 50, 100 bin dolar yatırarak yapmak oldu. Büyük paralardı ancak ustaca yapılması durumunda daha büyük piyasaları uyandırmayacaktı bu yatırılan paralar. Tam sınırda oynuyorlardı belki de. Artık yapacakları tek bir şey vardı: Bilgi sızmasını engelleyip o sınırı kaybetmemek. Donaghy’nin maçlarda şike yapıp yapmaması konu dışıydı. Donaghy bir maçı yönetiyorsa ve Concannon da bahis yapıyorsa, bahis yaptığı taraf %60-70 oranla kazanıyordu. Hayvanlar, Donaghy’nin her maçından sonra istatistikleri incelemeye kadar götürdü işi. “İstatistiklere bakarsanız,” diyordu Ofis’teki kumarbazlardan biri, “karşısında bahis yaptığı takıma daha fazla, bahsi oynadığı takıma daha az faul çalıyordu. Aşikardı bu.”
Bir başkası ise şöyle söylüyordu: “Maçlarda şike yaptığını düşünüyor muydum? Evet. Ama umurumda değildi çünkü harika bir bilgiydi. 2003-2007 yılları arasında tek bir maç kaçırmadık. Yönettiği her maçta bir bahsimiz vardı.”
2006 ARALIK ayının başlarında bir akşam Tommy Martino’ya Battista’dan acil bir arama geldi. Diğer Hayvanlar üyeleri ile birlikte Battista, 2004’te PlayASAP’in iflas etmesi sonrası Curaçao’dan dönmüştü. Battista, o günden beri bahis merkezi olarak kendi dükkanını açmaya karar vermişti. Mesele her neyse Battista, telefonda konuşamayacağını söyledi.
10 yıl kadar sonra, çalıştığı berberin dinlenme odasında Martino bana o günü anlattı: Martino, ortak dostları Tim Donaghy’nin Concannon ile birlikte kendi yönettiği maçlara bahis yaptığını ve kazandıklarını zaten biliyordu. Battista bunu fark ettikten sonra o bahisleri son dört yıldır büyük oranda takip etmişti. Battista, Martino’nun yanına gidince çıkarmış ağzından baklayı.
Asıl sorun, Battista’nın dediğine göre, NBA’de bahis oynayan birinin giderek yükselen bahis tutturma oranı konusunda büyük bahis pazarlarının uyanmaya başlamış olmasıydı. O hazine elden kaçmak üzere olunca Battista da hakemin doğrudan kontrolünü alması gerektiği kanısına varmıştı.
Martino kumarbaz değildi. Kendi kendine bile doğru düzgün bahis oynamışlığı yoktu ancak lise sonrası hem Donaghy’nin hem de Battista’nın yakın arkadaşı olarak kalmıştı. O ikili ise asla o kadar yakın olmamışlardı. Martino, bu düzenin döneceği ortamda köprü görevi görmek üzereydi. Martino’ya göre Battista umutsuz ve hatta korkmuş gözüküyordu: “Donaghy ile bir görüşme ayarlaman lazım,” diyordu Battista.
12 ARALIK 2006 günü gece yarısına doğru Philadelphia Airport Marriott’taki ana restoranda toplandılar. Boş restoran bölümünde bir masanın etrafında Martino onları izlerken Battista ve Donaghy de anlaşmalarını görüşüyorlardı. Battista, Donaghy’nin bir daha Concannon ile bahis yapmamasını istiyordu ve Battista’ya kendi “bahis seçimlerini” vermesi karşılığında Donaghy maç başına 2.000 dolar alacaktı. Ancak tek şartla: Bahis kazanırsa. Çok daha sonraları bu görüşmeyi “evlilik” olarak anacaktı.
Bu görüşmeye dair anlatılar farklı. Donaghy’nin mahkemeye verdiği ifadeye göre Battista’nın teklifi, aslında bir haraç niteliğindeydi. “New York’lu kimsenin” evine gelmesini istemezsin demişti Battista ona. Ve “NBA’in Concannon ile neler yaptığını fark etmesini de istemezsin.”
Ancak Battista’ya göre Donaghy kendisine ulaşmış, görüşmek istemişti. Hem Battista hem de Martino ortada bir tehdit olmadığını, herkesin gergin olduğunu ancak durumun sakin olduğunu söyledi ve onlara göre bu anlaşmada Donaghy’yi ikna eden kısmın Battista’nın kendisine “Jack Concannon’a maçları verdiğini biliyoruz,” deyip bıçağı çevirerek Concannon’ın ne kadar kazandığını bildiğini söylemesi oldu.
Donaghy masadan kalktı. Lavaboya gitmesi gerektiğini söyledi ve Martino’dan da kendisiyle gelmesini rica etti. “Bazen beti benzi atıyor,” diyor Martino. “Tuvalete gittiğimiz zaman Donaghy bana ‘Tom, inanabiliyor musun lan?’ diyordu. ‘Neye?’ dedim. Ben maçları Jack’e verdiğimi Battista öğrenmiş demesini bekliyordum. Ama demedi. Ne dedi biliyor musun? ‘İnanabiliyor musun? Concannon onca para kazanıp bana hiçbir şey vermiyordu’ dedi.”
Tekrar masaya dönen Martino ve Donaghy, Battista’ya yakınlardaki bir benzinliğe gitmelerini gerektiğini söylediler. Benzinlikten bir paket sarma kağıdı ile çıktılar ve arabanın içinde, benzinliğin ışıkları altında, Philadelphia Uluslararası Havaalanı yakınlarda Martino, ortak “dönecekleri” sigarayı sardı. Sigarayı döndüler. Daha öncesinde bir miktar kokain kullanan Battista kabul etmedi. Araba dumanla doldukça, Martino’nun anlattığına göre, “anlaşmaya” vardılar. O anlaşma şöyleydi: “Kimseye söylenmeyecek. Çünkü insanın başı öyle belaya giriyor.”
VAKA 3: Şikenin Parkedeki Yüzü
Marriott’taki görüşmeden sonraki akşam Celtics ile 76ers karşı karşıya geldiler. Donaghy o maçta düdük çaldı. Benzinlikteki arabada Donaghy şunları söylemişti: “Celtics‘e bahis yap.” Battista için sunduğu ilk bahis buydu. 2,5 sayı handikapı bulunan Celtics, maçı farklı kazandı. Bu düzene dair bilgi sahibi bir kaynaktan gelen bilgiye göre Battista, o maç sayesinde 500.000 dolar civarında bir para kazandı: “O maça büyük bir bahis yapmıştık. Her maça büyük bahisler yaptık.”
Sporda kumar oynarken en yüksek düzeyde bahis yapmak, her türlü mali ticarete yakın. Belirli bir bahis yapma aralığı oluyor. Sabah bahisler açılıyor ve maç başlamadan hemen önce bitiyor. Bahis alıp satmak, daha fazla veya az almak, sınırlı tutmak mümkün. En iyi bahis patronları, yıllarca dev müşteri ağları kuruyor ve kimi zaman karşı taraflar ile ticaret yapıyorlar. Battista’nın da böyle bir ağı vardı.
Bir bahis bilgilendirme hizmeti olan Don Best Sports aracılığıyla önceki yıllara dair belli NBA maçlarının verilerini edinmek mümkün. Bir nevi borsa verilerini inceliyorsunuz aslında. O verilerde fiyat değişimleri gösteriliyor. Eğer bahis aralığı süresince bahis oranlarında değişme olmuşsa bahisçiler, favori tarafa daha fazla bahis yapmış demektir.
13 Aralık 2006’da oynanan Celtics – 76ers maçındaki veriler de Boston’ın oranının önce fırladığını, sonra düştüğünü gösteriyor. Boston’a bahis aralığının ortasında yapılan yüksek bahisler, oranı 2,5’tan önce 3’e, sonra 4’e çekti. NBA piyasalarında bahis uzmanlarına göre 1,5 puan veya daha yüksek değişimler alışılagelmedik oranda ciddi değişimler olarak görülüyor ve bu değişimler, milyonlarca doların döndüğüne işaret ediyor.
Boston galibiyetinden sonraki akşam o üçlü bir kez daha, bu kez Martino’nun Philly’nin kenar mahallelerinden birindeki evinde buluştular. Battista, elinde 100 dolarlık banknotlardan oluşan bir tomar ile geldi: Anlaştıkları üzere 2.000 dolar kazanç için, 3.000 dolar da teşvik parası. Oradan sonra, Battista’nın iddiasına göre, kendisi ve Donaghy bir daha asla doğrudan iletişim kurmadılar. Martino’yu aracı olarak kullandılar. Martino’nun FBI’a verdiği ifadeye göre bir kod kullanıyorlardı. Martino’nun iki kardeşi var. Johnny, Jersey’de; Chuck ise Delco’da yaşıyor. Martino’nun iddiasına göre Donaghy, durup dururken Johnny’den bahsederse deplasman takımı kazanacak demekti. Donaghy, Chuck’tan bahsederse ev sahibi takım kazanacak. Alengirli bir şifre değil ancak takım ismi verip birinin kulak misafiri olması riskini almaktan iyiydi yine de.
En ideal durumda Donaghy, seçimini mümkün olduğunca erken, tercihen maçtan önceki akşam ya da en azından maçın sabahında yapmalıydı. Böylece Battista önce piyasaları hazırlamaya, ardından da oranları istedikleri gibi değiştirmeye başlayabiliyordu. Manila ve Kuala Lumpur gibi yerlerde merkezleri bulunan ve internet üzeridnen bahis yapılan fazlasıyla akıcı Asya bahis piyasaları ile daha gün doğmadan çalışmaya koyuluyordu. Normalde bu aldatıcı bahisler yapmak anlamına geliyordu. Celtics’in kazanacağını düşünüyorsanız, bahisler açılınca mümkün olduğunca erken girip Sixers’a bahis yapıyorsunuz. Böylece Boston’ın oranı yükseliyor. Daha sonra gün içerisinde asıl büyük parayı Boston’a yatırıyorsunuz. Martino ve Battista’ya göre bu bahis süreci tamamlandıktan sonra Battista, Martino aracılığıyla Donaghy’yi neler yapması gerektiği, kaç sayılık bir handikap olduğu konusunda bilgilendiriyordu ve süreç de böyle başlıyordu.
Donaghy Philadelphia’dan Nets’e, daha sonra yaklaşık 1.000 km uzaklıktaki Denver’a, oradan Seattle’a, sonra kıtayı geçip Atlanta’ya, sonra güneybatıdaki Houston’a, sonra başkente gidiyor, ülkeyi baştan başa dolaşırken NBA salonlarında maçlar yönetiyor, Martino ile kullan-at telefonlar kullanarak iletişim kurup bahislerini söylüyordu. Ancak bazen kendi telefonlarını kullanıyorlardı unutup. Çünkü kimin umurundaydı ki? Sürekli kazanıyorlardı, seçtiği takımların kazanç oranı neredeyse %100’dü. “Chuck nasıl?” “Johnny’ye benden selam söyle.”
Paralar kazanılıyor, Pennsylvania’da, New York City’de, Las Vegas’ta, San Francisco’da yatırımlar yapılıyordu. 10.000 dolarlık paketler halindeki meblağlar bağlanıp güvenilir ayakçılarla gönderiliyordu. Battista, Donaghy’nin her doğru bahsi için ücreti 5.000 dolara çıkarmıştı. Battista’nın artık yatırdığı paralara bakılınca devede kulak kalıyordu bu miktar. Battista, uyanık kalmak için kafasını masasına dayıyor, kokainden biraz daha çekiyordu. Martino, gece geç saatlerde Donaghy ile telefonda konuşuyordu, ikili yatmadan önce bir ritüel tutturmuşlardı: Donaghy’nin bahsi kazandıysa, handikap doğru bilindiyse, Martino hakemi arayıp “Aferin oğlum” diyordu ve Donaghy de aynı şekilde karşılık veriyordu: “Aferin oğlum.” Sonra da telefon kapanıyordu.
Donaghy, Boston karşısında Sixers’ın en skorer oyuncusu Andre Iguodala’ya 50 saniye içinde iki faul çaldı, skor ise tam olarak olması gereken yerdeydi. Iguodala benche gitti, Boston farkı açtı. Donaghy, Seattle’da maç yönetti daha sonra. Sonics, Mavericks’i ağırlıyordu. Seattle’ın aleyhine üst üste 11 faul çalan Donaghy, bununla yetinmedi maçın bitimine 23 saniye kala gecenin son faulünü çaldı. Dallas, iki serbest atışı da sayıya çevirip farkı 8’e çıkardı. Olması gerektiği gibi: Dallas, 8 sayı farkla kazanıyordu. Donaghy, Yılbaşı günü Charlotte’ta Bobcats’in aleyhine 14 faul çalıyordu, Timberwolves’un aleyhine 5 faul: Wolves kazanıyordu…
Battista bu maçları genelde evde izliyordu ama bazen izlemiyordu. Kendi iddiasına göre maçları izlemek onu strese sokuyordu. Bir noktada televizyonu kapatıyordu: “Bazen ‘Has*iktir,’ diyordum, ‘kontrolden çıkıyor.’ Çok belli oluyordu. ‘Bunu izleyen birileri varsa başımız derde girecek’ dediğim oluyordu.” Yine de bütün düzen devam ediyordu.
Donaghy, 30 Ocak’ta Dallas’ta yönettiği bir maçta, skordaki fark 13 veya daha azken ev sahibi takımın aleyhine 1 faul çalarken Seattle aleyhine altısı üst üste 12 faul çalıyordu. 12 sayı handikapı bulunan Dallas’a oynayanlar kazanıyordu. Donaghy Miami’de Charlotte’un aleyhine 12, Heat’in aleyhine iki faul çalıyordu. Heat kazanıyordu. Donaghy, Toronto’da Nets’in en skorer ismi Vince Carter’ın aleyhine dört faul çalıp Carter’ı benche gitmeye zorluyordu. Öyle ki son çaldığı faulde sahanın diğer tarafında olan Conaghy, bunu Raptors 3 sayı farkla öndeyken yapıyordu ancak handikapı 10,5 olan Raptors, maçın sonunda handikapı aşan taraf oluyordu.
Artık Donaghy’nin yönettiği maçlarda büyük paralar ile bahisler oynanıyor, oranlar acımasız ölçüde değişiyordu. Oranlardaki değişmeler 1,5, 3, 4, hatta bazen 5 puana kadar çıkıyordu. Belli oyuncu sakatlıkları haricinde NBA’de daha önce görülmedik bir durumdu bu. Battista yuttuğu haplar yüzünden bazen restoranlarda yemek masasında uyuyakalıyor, bazen kan kusuyordu. Battista takıntılı şekilde tüm gece ayakta kalmaya çalışıyor, bazen online blackjack ve poker oynuyor ve hatta hiçbir bilgisinin olmadığı sporlara bahis oynuyor, sürekli kaybediyordu.
Sonra Donaghy, Madison Square Garden’da konuk takım Heat’in aleyhine 12, Knicks’in aleyhine 4 faul çalıyordu ve Knicks kazanıyordu. Martino, Donaghy’ye parasını vermek ve parti yapmak için Toronto’ya gidiyor, internet sitesinden fahişeler tutuyordu. 14 Mart’ta Donaghy, Indianapolis’te oynanan maçın dördüncü çeyreğinde favori olmayan Pacers, Wizards karşısında 6 sayı farkla kaybederken Pacers’ın aleyhine dört faul üst üste çalıyordu. 6 sayı handikapı olan Wizards bahsi kazanıyordu. Battista 15 Mart’ta eşine müşterilerinin 7 milyon dolar değerindeki parasını kaybettiğini itiraf ediyordu. 16 Mart’ta aynı uyuşturucu müptelası Battista, Martino’nun evinde uykusuz beklerken etrafını birinci derece akrabalarının neredeyse tamamı sarıyordu. Araya aile karışıyor, Battista iki gün sonra tedavi altında sabahlık giyiyordu…
VAKA 4: Kimler, Ne Kadar Kazandı?
Karakterler (İkinci Kısım)
Murray Weiss
Donaghy olayını New York Post’a taşıyan deneyimli muhabir
Tony “Tiger” Rufo
Kumarbaz ve bahis bayii sahibi. Concannon ve Donaghy’nin maçlara birlikte bahis yaptığı anlaşıldığında Hayvanlar bahis ofisinin patronu. Şimdilerde Planet Fitness organizasyonunun sahibi.
Taylor “Popeye” Breton
Kumarbaz ve bahis bayii sahibi. Goldman Sachs’ın torununun torunu. Donaghy’nin maçlarında Battista’nın en büyük adamlarından biri olarak hizmet etti.
Joseph “Joe Vito” Mastronardo
Öncül merdiven altı bahisçilerinden. Hayatını kaybetti. Gelen bilgilere göre bahis düzeninden para kazananlardan.
Spiros “The Greek” Athanas
Kumarbaz ve bahis bayii sahibi. Dış bahisleri o açıyordu.
Ronnie Nunn
Skandalın yaşandığı dönemde NBA hakem kurulu direktörü
Larry Pedowitz
Donaghy meselesinde NBA’in dış soruşturmasını yürüten beyaz yakalı savunma avukatı.
Ed T. Rush
Nunn’ın yerine direktörlük görevine getirilen deneyimli NBA hakemi
Phil Scala, New York’ta organize suçlar bürosunda neredeyse 30 yıldır çalışıyordu. Ekibine bir ihbar geldi. Şehrin beş ünlü ailesinin her birini inceleyen özel bir FBI birimi vardı ve Scala da Gambinoları inceleyin ekibin patronuydu. Kew Gardens’ta bilinmeyen bir ofis binasında bulunan Scala ve ajanları, yıllarını çetenin içinde muhbir ağı kurmak için harcamışlardı.
Scalana’nın bana daha sonra verdiği bilgilere göre artık ekibin muhbirlerinden biri bu ihbarı yapmıştı ve es geçilemeyecek kadar lezzetli bir ihbardı bu. Bir NBA hakemi, muhbirin dediğine göre, merdiven altı bahisçilerinin parmağında oynatılıyordu. Muhbir isim bilmiyordu ve hakemle birlikte oynatılan diğer kişiler de Gambino suç ailesinin üyeleri arasında değildi. Ancak hakemin hangi maçlarda hangi takımları seçtiğine dair bu hayati bahis ihbarı, kumar karaborsasının içine giriyordu. Özellikle de Gambino çetesinden bir ekip bahis formülünü çözmüştü ve muhbirin duydukları kadarıyla o hakemin yönettiği maçlarda milyonlarca dolar kazanıyorlardı. Sporda yasa dışı bahis değildi Scala’nın odak noktası, bir mafyanın gelir kaynağını çökertmekti.
Scala, 2008 yılında zorunlu olarak emekli oldu ve şimdilerde Long Island’da özel dedektiflik yapıyor. Ancak FBI dosyalarında aldığı soruşturma noktalarını sakladı. Kısa bir süre önce Donaghy dosyasındaki notlarını açığa çıkaran Scala, bu notlardan bana telefonda bahsetti. Notlara bakıp bakamayacağımı sorduğumda gülerek “Hayır” yanıtını verdi. Eski ekibinin ilk olarak 2006’da söz konusu hakem ile ilgili bir ihbar aldığını söyledi. O ihbar, Donaghy ile Battista “evliliğinden” yaklaşık iki ay önce gelmişti.
Scala’nın ekibi ihbar üzerine işe koyuluyor. Kumarbazların Gambino ailesi ile bağlantısı bulunduğu söylenen telefon kayıtları inceleniyor, numaralardan isimlere varılıyor. Scala’nın dediğine göre “Eğer bir örümcek ağını gözünüzde canlandırmak istiyorsanız -belki doğrudan olmaz, bir iki katmanlı olur- ama bir isim bulmanız gerekiyor. Sonra bir gün dosyaya bakan ajan büroma geldi. ‘Adamı bulduk, hakemi bulduk’ dedi.” O hakemin ismi Tim Donaghy’ydi.
Nisan 2007’de Battista, uyuşturucu kullanımı sonrası tedavisini tamamladıktan birkaç gün sonra özel FBI ajanları Paul Harris ve Gerard Conrad, Battista’nın kapısını ilk kez çaldılar. Yaptığı her şeyi biliyorlardı ve ona, 20 yıllık bir ceza alabileceğini söylediler. En doğrusu işbirliği yapmak olacaktı. Avukatını istedi Battista.
Tedavi sürecinden hemen önce, Martino’nun ifadesine göre Battista, operasyonun dizginlerini Rhino Ruggieri’ye bırakmıştı. Ruggieri, Battista’nın rolünü üstlenecekti. Ancak kısa bir süre sonra Rhino, Battista’nın Donaghy ile yaptığı anlaşmanın detaylarını öğrendi. Bahisleri takip eden o ve diğer Hayvanlar üyeleri mutlu değillerdi. O ana kadar bahis oranlarındaki geçişler sert oluyordu. Donaghy’nin piyasaya sızdığına dair dedikodular dolaşınca artık takip edenleri takip etmeye başlayan başka takipçiler peyda olmuştu. Hayvanlar ekibinden biri Battista’nın tamamen derinden yürütülen, kimsenin bilmediği bir şeyi mahvettiğini söylüyordu. “Herkesle bahis yapmaya ve oranları deli gibi değiştirmeye başladı. Yani bunu niye yaparsın ki?”
Her halükarda Ruggieri çok geçmeden tüm bu düzeni bitirmeye karar verdi. Son maçta bahis kaybetmişti.
Olan biteni gizleme çabası boşunaydı. Dosyaya bakan soruşturma kurulu, daha Şubat ayında toplanmıştı ve 30 Mayıs günü Tommy Martino, o kurul önünde ifade verdi. Saatler sonra olan biteni anlatmak için Donaghy’yi aradı. Hatırladığı kadaryıla Donaghy, Martino’dan telefon geldiğinde golf kulübünde, elinde bir sürücü ile dikiliyordu. Vücudu birden taş kesildi. Kalp krizi geçirdiğini sandı. “Tek endişem,” diye yazıyordu “kendi bencil g*tümü kurtarmaktı.” 15 Haziran itibariyle Donaghy, ABD New York Doğu Bölgesi Savcısı’nın ofisinde oturmuş ifade veriyor, olaya karışan isimleri veriyordu.
ALTI GÜN SONRA, 21 Haziran günü Scala, Harris ve üstleri özel ajan Kevin Hallinan, Manhattan’daki NBA bürosuna gidip komisyoner David Stern ve diğer üç lig yöneticisi ile bir toplantı gerçekleştirdiler. Komisyoner vekili Adam Silver, başkan Joel Litvin ve eski bir FBI ajanı olan güvenlikten sorumlu başkan vekili Bernie Tolbert bir araya geldiler. Ajanlar, Stern’ü tecrübeleri hakemlerden biri olan Tim Donaghy’nin kendi maçlarına bahis yaptığı ve bir kumar şebekesine ücret karşılığı içeriden bilgi sağladığı konusunda bilgilendirdiler. Federaller şikeden söz etmedi. Scala’ya göre Stern, NBA’in iç güvenliğindeki insanlar FBI’dan önce Donaghy’nin işlediği suçu fark edemediği için mutsuzdu genel olarak. Komisyoner, ligin tam işbirliği içinde olacağına dair söz verdi.
Bugünlerde Scala, o toplantının bir hata olduğu görüşünde. “Bana başka bir şekilde yapar mıydım diye soracak olursanız cevabım evet olur. Stern’ü bilgilendirmezdim,” diyor Scala. Donaghy’nin o haftalarda Federaller ile yaptığı birçok görüşmede kendisi diğer hakemleri, yozlaşmış olabilecek hakemleri işaret edip onları suçlamaya başlamıştı. Bu sebeple de FBI bir plan yapmıştı. “Donaghy’nin hikayesini açığa çıkarmak için gizli bir operasyon yapmaya hazırlanıyorduk,” diyor Scala. Donaghy’yi dinlemeyi ve mümkün olursa başka yozlaşmış NBA hakemlerini ele geçirmeyi planlıyorlardı.
Ancak Stern ile yapılan görüşmeden bir ay kadar sonra New York Post, FBI soruşturmasına dair haberleri ilk sayfadan verdi. “Biri bunu sızdırınca planlarımız elimizde patladı” diyor Scala. “Öyle olurdu böyle olurdu demeyi sevmiyorum ama eğer o haber çıkmasaydı Donaghy’yi dinleyecektik ve kim bilir bu olay nereye varacaktı. İşler daha farklı olabilirdi. Sözün özü bu.”
Scala o dönemde hareketli bir isimdi. Hatta o haberi yapan Post muhabiri Murray Weiss ile temas kurmuş ve sızıntının kaynağını bulmaya çalışmıştı. Ancak tecrübeli bir haberci olan Weiss, kendi kaynağını korudu. “Bana söyleyemeyeceğini söyledi, yukarıdan bir yerden gelmişti,” diyor Scala. (Weiss ile görüştüğümde bu konuşmayı hatırlamadığını söyledi bana.) Scala da haberi NBA’in sızdırdığına inanıp inanmadığını söylemez. Ancak o dönem Donaghy’nin avukatı ile çalışan özel soruşturmacı ve eski FBI ajanı Warren Flagg söyler: “NBA’den birileri bu soruşturmayı durdurmak için, sanırım, basına haber verdi. Bu soruşturmayı bitirmek için.”
Weiss cephesine göre ise, “bildiği kadarıyla” o ihbarı yapan NBA’den değil. Ancak deneyimli muhabir, bir noktada o dönem Stern ve NBA ile ilişkili biriyle konuşmuş. O kişi Weiss’ın skandal ile ilgili eleştirel haberine dair bir mesaj iletmek istemiş. “Uyarıldım” diyor Weiss, “Eğer konunun üzerine gitsem Stern, beni ezmek için her şeyi yapacaktı. Kendilerini ve oyunu korumak için her şeyi yapabilecek tipte insanlar oldukları söylendi bana.”
SCALA’YA GÖRE, yarım kalan soruşturma, Federallerin bazı noktaları havada bırakacakları anlamına geliyordu. O noktalar arasında en önemlilerinden biri de şuydu: Büyük parayı kim kaldırdı? Donaghy, Battista ve Martino dışında işin içinde kim vardı?
Bazı ipuçları vardı. Gaming the Game isimli kitapta 200 milyon dolar civarında bir para götüren birine dair dipnot vardı. Bazı bahis uzmanları da 2007’de küresel pazarlarda işi bilen bir bahisçinin 100 milyon dolar kazanabileceği kadar likidite olduğu konusunda hemfikir.
Bir de Scala var. Scala, bana bilgi aldığı kişilerin kendisine merdiven altı bahisçilerinin Donaghy’nin maçlarında 100 milyon dolardan fazla para kazanıyor olabileceğini söyledi. Belki de Battista’nın gevşek, düzensiz yatırım grubunu oluşturan adamların neden bunca yıldır gizli kaldığını açıklıyordur bu durum. O insanlar Battista’nın en büyük müşterileri ve en güvenilir adamları arasındaydı. Battista onlara Donaghy ile olan anlaşmasından ister bahsetmiş olsun, ister olmasın, onların parasıyla çok spesifik bir tür bahis yapılıyordu: Tim Donaghy’nin yönettiği maçların bahsi. Donaghy şikesinde asıl parayı kazanan onlardı.
Artık kimlikleri ortaya çıkarılabilir.
Onlardan birinin lakabı Kaplan‘dı. Curaçao’da 2003 yılında Hayvanlar’ın Donaghy – Concannon bahislerini izlediği dönemde Kaplan, Hayvanlar bahis bürosunun lideriydi. “Kaplan, o grubun arkasındaki beyindi” diyor onları tanıyan bir kumarbaz. “Battista’nın bunu Kaplan’dan saklamış olması mümkün değil,” diyor bir başkası. “Kaplan onun patronuydu.” Ayrıca bacanaklardı da. Birçok bilgiye göre Tony “Kaplan” Rufo artık kumar oynamıyor. Son 10 yıl içerisinde ülkenin en büyük Planet Fitness organizasyonlarından biri haline gelen bir şirket kurdu ve 30 ayrı yerde, Philadelphia ile Chicago’da da özel haklarla hizmet veriyor. Rufo’nun salonlardaki iş ortaklarından biri de Hayvanlar’dan eski dostu Rhino Ruggieri. Salonları kontrolünde bulunduran yönetim kuruluşu Rhino Holdings olarak kayıtlı. Şirket kayıtlarına göre kuruluş, Şubat 2008’de Delaware County’de gerçekleşti.
Donaghy’den yararlanan bir başka adam da New York ve South Florida’da iyi bilinen, zaman zaman geniş kolları nedeniyle “Temel Reis” olarak da anılan bir bahisçi. Söylenene göre bağlantıları olan bir adamdı. İddiaya göre bir keresinde açık otel penceresinden Bonanno’lara borcu olan biri sarkıtılmış, müşterileri arasında Hollywood ünlüleri de bulunan, Haziran 2006’da Battista ile Citizens Bank Park’ta Phillies – Yankees maçını VIP locasından izlemiş bir adamdı. Temel Reis’e o zaman söylemişti Battista NBA bahislerinin bazılarını yükseltmesi gerektiğini. Bu maçlarda genelde kazanacaklardı, o sebeple Temel Reis, kafasına göre bahis oranlarıyla oynayabilir ve kopya çekebilirdi. Salak olmayan Temel Reis beklenen soruyu sordu: Bu maçların sonuçlarını kim belirliyor? Battista, şaşırtıcı bir şekilde, pek de akıllıca olmadan ona gerçeği söyledi. Tim Donaghy diye bir NBA hakemi vardı. Temel Reis’in gözleri açıldı. 2014’te 61 yaşında kalp rahatsızlığı nedeniyle vefat eden Temel Reis, Manhattan’da doğmuş ve Connecticut’ta yetişmişti ancak hayatının geri kalan kısmının çoğunda ailesinden ayrı yaşamıştı. Temel Reis’in gerçek ismi Taylor Breton’dı ve kendisi Goldman Sachs’ın kurucusu Marcus Goldman’ın torununun torunuydu.
Bir başka kilit figür de Joe Vito Mastronardo’ydu. Mastronardo, Battista’nın en önemli adamı olarak hizmet etmiş büyük bir karaborsa bahisçisiydi. Philadelphia’nın 1970’lerde belediye başkanlığını yapmış olan Frank Rizzo’nun kızıyla evli olan Mastronardo’nun iyi bağlantıları vardı. Kumarla ilişkili kazançlı işler yapıyordu. Küresel merdiven altı kumar endüstrisinde gölge bankacılık yaptı. Bu sebeple elinde ciddi miktarda para vardı. (Son tutuklandığında polis bahçesini kazmış ve gömülü PVC borular bulmuştu. Boruların içinde ise 1,1 milyon dolar para bulunuyordu.) Müşterilerinin bahislerinin yatması için Battista’nın Joe Vito’ya ihtiyacı vardı. Bu sebeple, ikiliye yakın kaynaklara göre, Battista’nın Donaghy durumu hakkında Mastronardo’yu bilgilendirmekten, Joe Vito’ya hakemin kendi maçlarında kazanacak tarafı söyleyip bahsi kazandırmak için düdüğünü kullandığını söylemekten başka çaresi yoktu. Joe Vito bu konuda artık konuşamaz. 2012’de 63 yaşındayken yasa dışı bahis oynatmaktan alakasız bir davada tutuklandı. 2015 yılında hapishanede öldü.
Olayları bilen kaynaklardan gelen bilgilere göre bu işten kazanç sağlayan bir diğer isim de Spiros Athanas’tı. 1960’da Yunanistan’da doğan Athanas, 1980’lerde Boston sokaklarında bahis oynatmış, 1990’larda Jamaika’ya taşınmış ve orada küresel ölçekte büyük bir bahisçi olmuş, bahis oynatmaya başlamıştı. Çeşitli kaynaklardan alınan bilgilere göre Battista, Athanas ile ilk olarak 2005 yılında bahis yapmaya başladı. Sonra bir noktada Battista, Athanas’a kendisinin kazançlı bir eşik bulduğuna inandığını söylemek zorunda kaldı. Athanas’a yakın bir başka isim de bana Athanas’ın 2006-07 sezonunda diğer maçlardan çok Donaghy’nin maçlarına bahis yaptığını söylüyordu. Athanas’ın avukatlarından biri, ESPN’e yolladığı iddiada Athanas’ın Tim Donaghy’nin hakem olduğu maçlarda asla bahis oynamadığına dair bir bilgi almadığını yazdı ve Athanas’ın da böyle bir düzene dair bilgi ile asla bahis oynamadığını iddia etti. 2013 yılında Athanas hakkında, Donaghy olayıyla alakasız bir bahis davası nedeniyle soruşturma açıldı. 5 milyon dolarlık bir ceza aldı, üç yıllık şartlı tahliyede karar kılındı ve kendisi şimdilerde New Hampshire’ın Lakers bölgesinde soğuk mavi göller ve dev White Mountains ile çevrili manzarası olan bir evde yaşıyor.
VAKA 5: Bahis Var, Şike Yok!
Temmuz 2007’nin başlarında bir sabah Ronnie Nunn, Las Vegas’taki bir otel odasında uyuyorken gelen telefon kendisini uyandırdı. O dönem NBA hakem kurulu direktörü olan Nunn, kumarhaneler arasında düzenlenen NBA Yaz Ligi maçları için oradaydı. Lige gelme ihtimali bulunan hakem adayları orada değerlendiriliyordu. Uyku sersemi Nunn, NBA’in o dönemki başkanı Joel Litvin’in sesini duydu. Litvin, Tim Donaghy ile ilgili sorular soruyordu. Ses tonunda bir acele vardı. Nunn, Donaghy’nin istifası ile ilgili bir şey duymuş muydu? Donaghy’nin kumar “meselelerini”, neler yaptığını duymuş muydu? Artık doğrulmuş vaziyetteki Nunn, tüm soruları “Hayır” diye yanıtladı. Litvin daha sonra en kötüsüyle geldi ve Nunn’a devam eden bir soruşturma olduğunu, bu konuyla ilgili kimseye bir şey söylememesini söyledi. Sonra da telefonu kapattı.
Birkaç hafta sonra, Post haberinden dört gün sonra David Stern, ilk basın toplantısını gerçekleştirdi. Verdiği mesaj açıktı: Donaghy bir düzenbazdı. Ne yaptıysa tek başına yapmıştı. Bu bir kumar işiydi, evet ancak şike olmadığı neredeyse kesindi. “Muhakkak,” diyerek basına garanti veriyordu Stern, “sahadaki performans açısından bahislerde tam tutturmuş.”
Stern’ün Donaghy’nin şike yapmadığına dair sözleri, federal soruşturma ile de geçerlilik kazanıyordu. Ağustos 2007’de Donaghy, Nisan 2008’de Martino iki iddiada suçlu bulundu: Elektronik dolandırıcılk ve kumar bilgisi transferi. Battista ise Nisan 2008’de yalnızca kumar bilgisi transferi nedeniyle suçlu bulundu. Martino bir yıl, Donaghy ve Battista ise 15’er ay ceza aldılar. Ancak Donaghy kendi maçlarına bahis yaptığını kabul etse de şike yaptığını kabul etmiyordu.
Stern’ün basın toplantısı ile aşağı yukarı aynı dönemde NBA aynı zamanda bir soruşturma başlattı. Komisyonda New York’un önde gelen hukuk firmalarından Wachtell, Lipton, Rosen & Katz’ın ortağı Larry Pedowitz başkanlık yapacaktı. Dört genç avukat ile birlikte Pedowitz, incelemeyi bir yıl kadar sürdürdü ve 133 sayfalık bir raporda bulguları yazdı. Önerisi NBA’in tüm hakem programını yozlaşma konusunda denetlemekti ancak daha dar çaplı bir hedefi de vardı: Donaghy’nin gerçekten şike yapıp yapmadığı. Yaptıysa nasıl yaptığı…
Bu soruları yanıtlamak için Pedowitz, NBA basketbol operasyonlarından sorumlu, Donaghy ile 2006-07 sezonunda birlikte çalışmış bir grup insanı maçları izlemek için bir araya getirdi ancak raporda hangi maçları izleyecekleri belirtilmiyordu. FBI, Donaghy’nin 2004-2006 yılları arasında Concannon ile birlikte kendi yönettiği 40 kadar maçta bahis oynadığı bulgusuna varmıştı. Tommy Martino’dan gelen bilgilere göre Donaghy’nin 2006-07 sezonunda baştan 11 Nisan tarihine kadar, toplam 65 kadar maçın çoğunda bahis yaptığı iddia ediliyordu. Ancak Pedowitz’in ekibinin izlediği maçlar 17 ile sınırlı kaldı.
Donghy’nin federallere verdiği ifadede son sezonunda yönettiği yalnızca 16 maçta bahis oynadığını kabul etmesine dayanarak Pedowitz, Donaghy’nin maç kayıtlarını inceleyen, o maçların sekizini izlemek üzere bizzat Nunn’ı görevlendiren ve federal soruşturmayı yürüten ajanların bulgularını izledi. (Federaller, o 16 maçın hangileri olduğunu asla söylememişti. Bu sebeple Pedowitz’in ekibi o maçların hangileri olduğunu mahkeme evraklarından ve FBI’ın maç taleplerinden bulmak zorunda kaldı. Elde geriye 17 maç kalmıştı.)
NBA çalışanları her anı incelemiş ve Donaghy’nin çaldığı veya çalmadığı düdüklerin doğru olup olmadığına karar vermişlerdi. Rapora göre o 17 maçtan yalnızca birinde, Pistons‘ın Nets‘e 16 Aralık 2006 tarihinde konuk olduğu maçta Donaghy’nin çaldığı düdüklerin ve yaptığı temel hataların Detroit’in lehine olabileceği kanısına varılmıştı. O maçta, Battista ile yapılan anlaşmadan sonraki ikinci maçta yani, Donaghy, handikap şüpheliyken New Jersey aleyhine dördüncü çeyrekte üst üste beş faul çaldı. 17 maçtan yalnızca biri, hakemi hiçbir şeyle suçlamaya yetmeyecekti.
Neticede Donaghy’nin şike yapıp yapmadığı konusunda Pedowitz, ABD Savcılığı’nın bulgularını uygun buldu ve neticede söz konusu suçlar, Donaghy’ye isnat edilmedi. “Yaptığımız inceleme ve sahip olduğumuz bilgiler ışığında hükümetin kararına aykırı bir sonuca varılamadı.”
Ancak soruşturmayı yürüten FBI ajanı Scala’nın şüpheleri var. “Donaghy asla maçın sonucunu değiştirmediğini söylüyor,” diyor Scala. “Ancak biz buna hiç inanmadık.” Scala’ya göre kendisi ve FBI’daki duruşu, Donaghy’nin Concannon ve Battista ile yaptığı anlaşmaların yalnızca bilinçaltında bile olsa kendi maç yönetimini geri dönüşü olmayacak biçimde lekelediği yönünde oldu. Pedowitz’in raporunda da bu ifade yer aldı. Scala, kendisi ve Donaghy’nin konuyla ilgili çok kez konuştuğunu anımsayarak “Ona dedim ki ‘Bak, bana kafanda hiçbir şeyin etkisinde kalmadan bağımsız bir karar mekanizman olduğunu söyleme çünkü öyle bir şey yok. Vermek zorunda kaldığın tüm o gri pozisyonların kararları Tim? Maça bahis yaptığın için karar mekanizman devreden çıkıyor ve sonucu değiştiriyorsun.”
Yine de Scala’nın anlattıklarına göre FBI neticede olayın arkasını bırakmak zorunda kaldı. Kesin bir itiraf gelmeyince Donaghy’nin maçlarda şike yaptığını nasıl kanıtlayabilirsiniz ki zaten? Daha fazla ne istiyordunuz? Adamın kariyeri bitti, hayatı mahvoldu. Gambino kazanç merkezi kapandı. Organize bir suç ekibiydi Gambinolar ve cinayet de işledikleri suçlar arasındaydı. Buna geri döndüler. Federallerin bu davadaki işi bitmişti.
FBI’I MAÇLARDA ŞİKE OLMADIĞINA dair ikna etmeye çalışan tek kişi Donaghy değildi. NBA de bunu denedi. Ne zaman Scala’nın özel ajanları NBA yöneticilerini sorgulasa aynı sözleri duydular: “Bize ‘NBA’de maçlara şike yapamazsınız, mümkün değil’ dediler,” diyor Scala. Çok sayıda gözlemci, hakem üstleri, koçlar, oyuncular, takım sahipleri, basın ve taraftarlar bir şey görse hemen şikayet ederler diye karşı çıkmış NBA o dönemde. Ancak Scala’nın iddiasına göre “Biri size bir şeyin imkansız olduğunu söylediği zaman tam anlamıyla b*ka battığını biliyor oluyor. Çünkü hiçbir şey imkansız değil. Ancak şirket politikası böyleydi.”
Basitçe söylemek gerekirse Donaghy’nin maçlara şike yapması, maç sonuçlarını değiştirmenin hiçbir ligin kabul etmeyeceği kadar kolay olduğu anlamına gelecekti. Yozlaşmış hakemlere dair komplo teorileri onlarca yıl liglerin başını ağrıttı. Bu sebeple NBA, her türlü değişikliğin karşısında. Bu onları o dönemde garip dostlara dönüştürse de Donaghy’nin şikeyi inkar etmesi onlar için armağan oldu.
Donaghy sonrası NBA, her türlü gizli şike düzenini tespit edebilmek için yeni önlemler yürürlüğe koydu. Hakemlerin faul düdüklerini denetlemek için yeni bir sistem getirdiler, bahis oranlarındaki şüpheli değişiklikleri ortaya çıkarabilecek dalgalanmaların tahkikatını artırdılar, güvenlik ve veri analizinde tecrübeli isimler ile anlaştılar ve hatta bahis dünyasındaki olası bir yozlaşma dedikodusunu bildirebilecek bahisçiler yetiştirdiler.
Ancak skandalın patlak verdiği dönemde NBA, bahisleri kapattı. Lamell McMorris, hakemler birliğinin lig ile yaptığı pazarlıkta baş müzakereci olarak görev yaptı. “David Stern ve ben hiçbir zaman çok iletişim kurmadık. Kurduğumuzda da pek olumlu değildi,” diyor McMorris. “Ancak Donaghy iş ilişkimizi değiştirdi. Bu işte ya birlikte batacak ya da birlikte çıkacaktık.”
FBI, Donaghy’nin meslektaşları ile görüşmeler yapmaya başladığında ajanlar neticede muhtemelen 10 kadarıyla konuştu. FBI’ın soruşturma dosyalarına göre bazı hakemler, Federaller ile konuşmadan önce mahkeme kararı ile çağrılmak zorunda kaldılar. Ajanların o görüşmelerde aldığı notlarda sanki mantra benzerliği vardı: “Donaghy olayını duyunca şok olmuş… Bu konuyu diğer hakemlerle tartışmamış…” “İlk tepkisi şaşırmak ve şoka uğramak olmuş ve bu konuyu diğer hakemlerle görüşmediğini bildirmiş…” “Donaghy’nin birkaç yanlış karar hariç tutarlı bir hakem olduğunu söyledi…” “TD ile ilgili diğer hakemlerin tartıştığını duymamış. İyi bir hakem olduğunu sanıyormuş…”
Bugün de Donaghy meselesinin yalnızca kendisini etkileyen bir düzen olduğu kanısı artık ligde çalışmayan hakemlerde bile geçerliğini koruyor. Donaghy’yi o hakemlerden yaklaşık 10 tanesiyle konuşmak, sessizliklerinin asıl sebebinin daha ziyade Donaghy’den nefret etmelerinin altında yattığını hissetmek anlamına geliyor. Hiçbiri artık Donaghy’nin “bir zamanlar iyi bir hakem” olduğunu söylemiyor.
“10 yıl önce bu meseleye bulaşmadım, şimdi de bulaşmıyorum. Ağzımdan laf almaya çalışmayın çünkü alamayacaksınız.” “Onunla ilgili yorum yapmayı reddediyorum. Onunla ilgili konuşmayı reddediyorum.” “Kimse bu konuda konuşmak istemiyor. Ona dikkat çekmek bile istemiyor. Değmez.” “Bence Tim Donaghy hakkında yeterince şey yazıldı.”
Her emekli hakem bu konuda suskun değil. Eski NBA hakem direktörü Ed T. Rush, 32 yıl NBA’de üst düzey hakemlik yaptı. Donaghy, 1990’larda düşük seviyelerde maç yönetiyorken Rush, genç hemşehrisine akıl hocalığı yapmayı görev bilmiş. Philly’li hakemlikten kan çekmiş kendisi için. “Babası muazzam bir adam,” diyor Rush şimdilerde. “Hepimiz Tim’in gerçekten çok iyi olmasını bekliyorduk. Olabilirdi de…”
Skandal sonrası Rush da Pedowitz tarafından şike kanıtı bulmak için Donaghy’nin maçlarını izlemekle görevlendirilen ekibin üyelerinden biriydi. Rush, 10 civarında maç izlemiş. Ne görmüştü? Sorduğumda Rush’ın Nunn ile aşağı yukarı aynı cevabı vermesini bekliyordum: Sıra dışı bir şey yoktu. Görülecek bir şey yoktu. Devam edelim.
Ama o beni şaşırttı: “Maçta çok düdük çaldı, maça uygun değildi. Her gördüğünü gördüğü gibi yorumladı.”
2000’li yılların başında NBA, hakem kılavuzunda tümden değişikliğe gitti ve o değişiklikler NBA’deki hakemlerin en azından başlarda daha fazla faul çalmasına neden oluyordu. Bu da Rush’ın direktörlük yaptığı 1998-2003 yılları arasında gerçekleşti. “Diğer her şeyde olduğu gibi değişiklik yaptığınız zaman fazla bir reaksiyon görürsünüz. Genelde böyle olur. İnsanlar zamanla alışır.”
Ancak Donaghy alışmadı. Hakem direktörü Rush’ın dikkatini çekti bu durum ancak o dönemler çok da düşünmedi. Daha sonrasında 2007’de Donaghy meselesi ayyuka çıkınca Donaghy’nin çaldığı faullerin rengi değişti. Pedowitz için maçları izleyen Rush, garanti olmayan durumlarda “kendi yorumladığı” faulleri çaldığını gördü. O fauller maçın akışının tersine gidiyordu. Yalnızca orada Rush, bu faul kararlarına şüpheyle baktı. Yine de Rush’ın bana telefonda anlattığı kadarıyla bunlar olmayacak kararlar değil, yanlış kararlardı ve NBA ile Pedowitz’in ekibi yalnızca olmayacak kararları arıyorlardı. “Bariz bir şey arıyorlardı. Bir şekilde çalınması gerekirken Donaghy’nin tam tersini çaldığı kararlar. Aradıkları buydu. Ben bulamadım.”
Neticede Rush, gözlemlerini Pedowitz’in ekibine bildirmeye gerek olmadığına kanaat getirdi. O kararların istatistiklerde belli olduğunu düşünüyordu: Donaghy’nin çaldığı düdüklerin sayısı belliydi. Herkes bu kadarının farkındaydı. Bunlara dair hiçbir şey Pedowitz’in nihai raporunda yer almadı.