Julius “Dr. J” Erving: İkonik Lakap, “Doktor”a Nasıl Takıldı?

28/Nis/22 11:30 Nisan 28, 2022

Bilal Baran Yardımcı

28/Nis/22 11:30

Eurohoops.net

Eurohoops Çeviri, Dr J. lakabıyla bilinen efsane basketbolcu Julius Erving’in kariyerine odaklanıyor…

by Rick Thomas, Greg Brian / Bilal Baran Yardımcı / info@eurohoops.net

Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

Bu yazılar 22 Şubat 2020 ve 12 Mayıs 2020 tarihinde Sportscasting‘te yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.

Julis Erving’in isminden gerektiği kadar bahsetmesek de Erving, insanların basketbol oyuncularına bakış açısını değiştiren isimdi. Onu diğerlerinden özel kılan şey neredeyse bir cambaz kıvraklığında hareket edebilmesiydi. Ya da kendisine yer çekimine karşı koyan Harlem Globerotter’a da benzetebilirsiniz. Ne mutlu ki Erving şu anda 70 yaşında olmasına rağmen hala hayatta. Kendisini medyada çok sık göremesek de ABA ve NBA’de geçirdiği yıllar ona tanıdığımız bir takma ad bıraktı: Dr. J.

Bu isim ona lisede basketbol oynadığı yıllarda takıldı. Yerel efsanelerin yoğun olduğu dönemlerde Erving, bu takma adı elde etmişti.

“Dr. J”, Lise Yıllarından Geliyor

Birçok yıldız NBA oyuncusu genelde takma adını daha büyük bir ligde oynadığında kazanıyor. Birçok kaynağa göre Erving ise “Dr. J” lakabını lisedeyken elde ediyor. New York’taki Roosevelt Lisesi’nde yaşanmıştı bu.

Lisedeyken tam olarak ne zaman lakabın takıldığı hala bir muamma. Biography.com’a göre Erving ile beraber oynayan bir arkadaşı ona Dr. J lakabını takıyor çünkü Erving de arkadaşına “Profesör” lakabını takmış. Bu tarz bir senaryonun lisedeyken yaşanmış olması mümkün.

Erving henüz lisedeyken üstün yeteneklerini sergiliyordu. 70’lerdeki ABA’de oynamaya başlamasının uzun sürmemesi çok normal. Massachusetts Üniversitesi’ne gittiğinde de bu isim ona takılı kaldı. 20 sayı – 20 ribaundluk rekor performansına hala çok az oyuncu erişebildi.

Profesyonel Oynamaya Geçtikten Sonra Birkaç Lakap Daha Üzerine Yapıştı

Erving, 2013 yılında CBS This Morning ile hayatı hakkında çekilecek belgesel hakkında yaptığı röportajda “Dr. J” hikayesini kendi açtı. Erving’in dediğine göre 21 yaşına girip profesyonel basketbol oynamaya başladığında diğer insanlar ona farklı farklı lakaplar takmıştı.

“The Claw” ve “Black Moses”, bu lakaplardan bazılarıydı. Sadece bunlar bile onun smaç yeteneklerini anlatmaya yetiyordu. Erving ise kendisine bu lakaplar yerine “Dr. J” lakabıyla seslenilmesini bizzat kendisi istedi. Kimliği bilinmeyen o lise arkadaşı büyük ihtimalle NBA tarihindeki en iyi lakaplardan birini taktığı için kendisiyle gurur duyoyordur.

Erving ilk takımı Virginia Squires ile oynamaya başladığında bu takma isim medyada çok kullanılmaya başlandı. Bir noktada tam da Atlanta Hawks‘a katılacakken bir dava onun Squires’ta kalmasına bir süre daha kalmasına sebep olmuştu. 1974’te New York Nets ile oynamaya başlayana kadar majör bir şampiyonluk kazanamamıştı.

Dünya, Dr. J’i Tanıyor

Erving en çok 1976’da başlayan Philadelphia 76ers günleriyle hatırlanıyor. 1977 yılında finallerde Portland Trail Blazers‘a kaybetse de Erving, uluslararası bir süper yıldıza dönüşmüştü.

1980’lerin başında genç Magic Johnson’lı Los Angeles Lakers‘la bir süre uğraştıktan sonra Sixers, Erving ile beraber 1983 yılında NBA şampiyonluğuna ulaştı.

1987’de emekli olan Erving, kariyeri bittiğinde 30.000’den fazla sayı üretmişti. Şimdilerdeyse ise insanların ünlü doktorlar hakkında konuşurken Dr. J ismini de araya sıkıştırdığını görebilirsiniz. Tıp üzerine bir lisansı olmasa da sahada yaptığı hareketler neredeyse bir büyücü seviyesindeydi.

Ona “Doktor” lakabın takmak diğerlerinden ayrı bir konumda olmasını sağladı. Michael Jordan’ın kariyerinin ilk yıllarında bile bu böyleydi.

İnsanlar genelde tüm zamanların en iyilerini sayarken Michael Jordan, Kobe Bryant, Magic Johnson, Larry Bird ve Wilt Chamberlain gibi isimleri sayıyorlar. Bu tartışmalarda ise sürekli unutulan bir isim var: Julius “Dr. J” Erving. Ervin’in bıraktığı miras, diğer efsanelerinkinden çok da farklı değil nasıl olsa.

Erving’in mirası günümüz NBA oyuncuları arasında bile yankı uyandırıyor. LeBron James’in kendisi, Larry Bird ve Michael Jordan ile beraber Julius Erving’in tarihin en iyi üç oyuncusundan biri olduğunu söylemişti. Erving’in mükemmel NBA kariyerine ve sonrasındaki hayatına biraz daha detaylı bakalım.

NBA’deki Başarıları

ABA’de 5 sezon geçiren Erving, 1976’da Philadelphia 76ers‘a geliyor ve kariyerinin geri kalanını Sixers‘ta geçiriyor.

ABA’de geçirdiği yıllar belki de en iyi basketbol oynadığı dönemler olabilir. 1972-73 sezonunda New York’lu oyuncu 31.9 sayu – 12.2 ribaund – 4.2 asist – 2.5 top çalma – 1.8 blok ortalamaları tutturmuştu. Bir daha 30 sayı barajını aşamasa da düzenli olarak 20 sayıdan fazla ortalamayla oynadı.

İşin sonunda Erving’in 16 sezonluk kariyeri sonucunda 24.2 sayı – 8.5 ribaund – 4.2 asist – 2 top çalma – 1.7 blok ortalamaları mevcuttu. İki kez ABA’de, 1983 yılında ise NBA’de şampiyonluk yaşadı. 11 kez All-Star oldu, All-Star maçı MVP’si ödülünü 2 kez kazandı.

Julius Erving’in Kendine Has Tarzı 

Erving’in NBA’de edindiği başarılar onu direkt olarak tarihin en iyileri arasına zaten sokuyor. Bu düz sayıların yanında oyunun oynanış şeklini değiştirdiğini de unutmamak gerekiyor. Erving’den önce smaç, sadece pivotların yaptığı bir şeydi. O zamanlar birçok taraftar ve spor yazarı, smaçların sıkıcı ve hatta sportmenliğe aykırı olduğunu bile düşünüyordu.

Erving, bunların hepsini zıplama yeteneği ve akrobatik smaçlarıyla değiştirdi. Günümüzde smaçların highlight olarak görülmesinde Erving’in payı çok büyük. Onun smaçları ligi etkisi altına aldı ve gelecek NBA oyuncularını da çok etkiledi. Daha basit bir deyişle Erving, bir NBA yıldızının “havalı” görünmesinin sebeplerini yeniden tanımladı.