Anadolu Efes – Olimpia Milano: Final Four Yolu Sağlam Savunmadan Geçer

29/Nis/22 11:45 Nisan 29, 2022

Meliksah Bayrav

29/Nis/22 11:45

Eurohoops.net

Eurohoops Fırın, Anadolu Efes – Olimpia Milano serisinin 4. ve son karşılaşmasını mercek altına alıyor.

by Melikşah Bayrav / info@eurohoops.net

Turkish Airlines EuroLeague’de playoff etabının dördüncü karşılaşmasında temsilcimiz Anadolu Efes, sahasında Olimpia Milano‘yu ağırladı.

Baştan sona büyük çekişmeye ve fiziksel mücadeleye sahne olan müsabakada temsilcimiz Anadolu Efes, sahadan 75-70’lik skorla galip ayrıldı ve Real Madrid‘in ardından Final Four biletini kapan ikinci takım oldu: 3-1

Böylelikle üst üste üçüncü, toplamda ise beşinci kez adını Final Four’a yazdıran temsilcimiz, son yıllarda koç Ergin Ataman önderliğinde gelen bu büyük başarıyı da sürdürmüş oldu.

Bir önceki karşılaşmada 17 sayıyla fazlasıyla değerli bir hücum katkısı veren Alman uzun Tibor Pleiss, bu müsabakada performansını daha da arttırdı ve 25 sayılık performansıyla galibiyetin mimarı oldu. Maçı 25 sayı ve 6 ribaundla tamamlayan Pleiss, sezon içerisindeki sürelerinin de üzerine çıkarak tam 33 dakika sahada kaldı.

Öte yandan Sırp yıldız Vasilije Micic ise 20 sayı, 5 ribaund ve 4 asistle bu kritik zaferde büyük pay sahibi oldu. Maç boyunca denediği 7 üçlükten yalnızca ikisinde isabet bulsa da Micic, karar anlarında aldığı sorumlulukla öne çıkmayı başardı.

Öte yandan rakip Olimpia Milano‘da sakatlığı nedeniyle ilk 2 maçta sahada yer alamayan Gigi Datome, attığı 19 sayıyla takımının hücumdaki sürükleyicisi olsa da bu performansı galibiyet için yeterli olmadı.

Eurohoops Fırın, Anadolu Efes‘i Belgrad yolcusu yapan 4. ve son karşılaşmanın saha içi detaylarına göz atıyor:

Gigi Datome Faktörü

Serinin bir önceki karşılaşması olan üçüncü karşılaşmaya ilk iki maçtan farklı olarak Adrien Moerman ve Tibor Pleiss ikilisiyle başlayan Anadolu Efes, hücum kısmında yaşanan ciddi sıkıntıların ardından neleri değiştirmek istediğinin mesajını çok net olarak vermişti. Özellikle ilk yarıda adeta fabrika ayarlarına geri dönen ve sürekli tempoyu zorlayarak akıcı bir basketbol oynayan temsilcimiz, agresif Olimpia Milano savunmasını zor durumda bırakmayı başarmıştı.

Bu karşılaşmanın başlangıcında da bir farklılık yoktu. Yine Adrien Moerman ile Tibor Pleiss ikilisini aynı anda başlatan koç Ergin Ataman, bir önceki mücadelede Pleiss’tan önemli de bir skor katkısı almasının etkisiyle beklendiği gibi bir değişiklik yapmadı. İlk bölüme baktığımız zaman işler tam da deneyimli çalıştırıcının istediği gibi ilerledi.

Daha önceki üç analiz yazımızda da sezonun bu noktasında taktiksel açıdan geniş ve kapsamlı değişikliklerin yapılmasının pek mümkün olmadığından, koçların oyuna yaptıkları ufak dokunuşların belirleyici olabildiğinden bahsetmiştik. Geçtiğimiz karşılaşmada özellikle Elijah Bryant’la rakibin savunmadaki zayıf karnı Sergio Rodriguez’e zaman zaman atak eden temsilcimiz, fena da sonuç almamıştı.

Rakibin Anadolu Efes‘in belki de en büyük hücum silahı olan Vasilije Micic’i yıpratabilmek için onu Shavon Shields’la eşleştirmesi, Elijah Bryant’ın yine Sergio Rodriguez’le kalmasına yol açtı. İlk başta oyunu kısalardan zorlamak yerine Bryant-“El Chacho” eşleşmesine atak eden temsilcimiz, oyunu buradan yönlendirmeyi hedefledi.

Serinin ilk iki müsabakasını düşündüğümüzde yan parçalardan alınacak hücum katkısının Anadolu Efes için ne derece belirleyici olduğu çok açık. Krunoslav Simon ve Rodrigue Beaubois’nın da sakatlıkları nedeniyle forma giyemedikleri bir günde temsilcimiz için özellikle Elijah Bryant’ın önemi çok büyüktü.

ABD’li oyuncunun Sergio Rodriguez’in üzerine yaptığı ataklarda rahatça sonuç alabilmesi, Olimpia Milano savunmasının da eksilmesine ve yardım savunmasını devreye sokmasına yol açtı. Bu noktada 3. maçın kahramanlarından biri olan Alman uzun Tibor Pleiss, rakibin yardım rotasyonlarına karşı sağ forvette kendisini konumlandırarak boş atış için fırsat bekledi.

Pleiss’ın sağ forvetten denediği iki üçlük atıştan da isabet bularak maça etkili bir giriş yapması, koç Ergin Ataman için belki de olabilecek en iyi haberdi. Tibor Pleiss’ın tıpkı bir önceki karşılaşmada olduğu gibi skorer bir performans sergileyebilmesi, temsilcimizde işlerin tamamen kısaların üzerine kalmaması için fazlasıyla belirleyici bir konumda.

Öte yandan serinin üçüncü maçında takımın sayı potansiyeli en yüksek oyuncusu Shavon Shields’a birebirler üzerinden skor üretebilmesi için bolca pozisyon hazırlayarak başlayan Milano, erkenden gelen Elijah Bryant – James Anderson değişikliğiyle bu planını devreye sokamamıştı. Bu karşılaşmada ise durum değişti.

İlk bölümde skorer forvetine perde çıkışlarında bolca opsiyon hazırlamaya çalışan koç Ettore Messina, oyuncusunu bu sefer bitirici olarak değil, top yönlendirici olarak kullanmayı hedefledi. Shields’ı özellikle sol forvette perdelerden çıkararak top almasını sağlayan rakip takım, oyuncunun penetre becerisinden de faydalanarak meşhur köşe üçlüklerini devreye sokmanın planlarını yaptı. Bunu yaparken de serinin ilk 3 karşılaşmasında olduğundan daha farklı bir yöntem tercih etti.

Shavon Shields topsuz perdelerin ardından topu aldığı an köşedeki oyuncudan (genellikle Sergio Rodriguez) yukarı doğru hareketlenmesini isteyen koç Ettore Messina, böylelikle oradaki yardım savunmasını da yerinden oynatmış oldu. Ters köşede boşalan alana ise anında farklı bir oyuncuyu yönlendiren İtalyan temsilcisi, böylelikle aradığı boş köşe üçlüklerini de bulmayı başardı.

Bu noktada üçüncü maça ilk beş başlamasına rağmen savunma problemleri nedeniyle erkenden yerini James Anderson’a bırakan Elijah Bryant, her ne kadar hücumda sağlam bir başlangıç yapmış olsa da oyunun diğer tarafına bu etkisini yansıtamadı. Shields savunmasında rakip oyuncudan gelen topsuz perdelerde sürekli beklenenden kolay eksilen ABD’li oyuncu, rakibin köşe üçlüklerini rahatça bulabilmesinin en büyük nedenlerinden biriydi.

Basketbolda koçların oyuna müdahaleleri, ne yazık ki top çemberden geçmediği sürece pek bir anlam ifade etmiyor. Bu bölümde kendi hücum kurguları için fazlasıyla kritik olan köşe üçlüklerini bulmayı başaran Olimpia Milano, Ben Bentil ve Davon Hall’dan arka arkaya gelen boş atışlarda isabet bulamayınca skor üretmekte çok zorlandı.

Hal böyleyken rakip takımın imdadına yetişen nokta geçiş hücumları oldu. Normal sezon boyunca birçok savunma problemi yaşayan Anadolu Efes, doğal olarak ligin geçiş hücumu savunmasındaki en parlak ekiplerinde biri değildi. Özellikle ayaklarının yavaşlığıyla ünlü Tibor Pleiss ve Adrien Moerman’ın da parkede olması, savunma ribaundunun hemen sonrasında çabucak rakip yarı sahaya geçmeye çalışan İtalyan temsilcisine karşı bazı sorunların ortaya çıkmasına yol açtı.

Hücumda ise Adrien Moerman, Tibor Pleiss ve Elijah Bryant gibi yan parçalarından skor katkısı almayı başaran lacivert-beyazlı ekip, ilk çeyreğin devamında aynı etkiyi sürdürmekte zorlandı. Rakibin agresif switch (perde sonrası oyuncu değişimi) savunmasına karşı eşleşmelere atak etmek yerine zorlama birebirlere yönelen temsilcimizde bu konuda en öne çıkan isim Shane Larkin oldu.

Serinin 2-1’e gelmesinde belki de başrol oynayan Larkin, bir önceki maçın sonunda yakaladığı momentumu belli ki dördüncü karşılaşmaya da taşımaya niyetliydi. Maçtaki ilk üçlük denemesinde isabet yakalayamamasının ardından adeta inat eden ve denemeyi sürdüren ABD’li yıldız, arka arkaya denediği zorlama atışlarla Anadolu Efes’in hücumda yakaladığı ritmin de zarar görmesine neden oldu.

Bu noktada Elijah Bryant’la Sergio Rodriguez’e atak etmeyi de unutan lacivert-beyazlı ekibin en büyük şansı ise rakipte bir türlü gelmeyen dış atış isabetleri oldu. Çeyrek boyunca denediği birçok müsait atıştan isabet bulamayan İtalyan temsilcisi, hücumda önceki maçlara kıyasla çok daha doğru bir kurguyla sahada olmasına rağmen bunu skora çeviremedi ve ilk çeyrek temsilcimizin 8 sayılık üstünlüğüyle noktalandı.

İkinci çeyreğin başlamasıyla birlikte iki tarafta da oyuncu değişiklikleri ve rotasyonlar ön plana çıkmaya başladı. Temsilcimizde ilk çeyreğin etkili ismi Tibor Pleiss, Vasilije Micic, Elijah Bryant ve Adrien Moerman kenara gelirken yerlerine Bryant Dunston, Buğrahan Tuncer, James Anderson ve Chris Singleton oyuna dahil oldular.

Öte yandan rakipte ise ilk çeyreğin aktif kullanılan isimleri Devon Hall ve Shavon Shields, 2. periyoda kenarda başladılar. İspanyol oyun kurucu Sergio Rodriguez oyuna yeniden dahil olurken ilk çeyrekte oyuna girdikten sonra pek bir varlık gösteremeyen Gigi Datome de sahadaki yerini aldı.

İlk periyotta yarı saha hücumunu neredeyse tamamen Shields ve Hall’un topsuz perde çıkışlarıyla yönlendiren Olimpia Milano, ilk iki hücumda seri boyunca hiç denemediği bir yönteme başvurdu. İspanyol pick and roll’u olarak adlandırılan 3 oyuncunun aynı anda hareket ettiği pick and roll aksiyonlarından faydalanmaya başlayan İtalyan temsilcisi, Gigi Datome gibi değerli bir şutörün varlığıyla beklediği sonucu elde etti.

ABD’li uzun Kaleb Tarczewski’nin perde sonrasında boyalı alana doğru devrilmesiyle yukarı doğru hareketlenen Datome, tepeden denediği üçlük atışta başarılı olunca koç Ettore Messina da planladığını başarıyla gerçekleştirmiş oldu.

Temsilcimizde ise ilk çeyreğin sonunda baş gösteren hücum sorunları ikinci periyodun başlangıcında da ön plandaydı. Vasilije Micic’in erkenden iki faul almasıyla birlikte hücum açısından daha sınırlı bir beşle sahada kalmak durumunda olan lacivert-beyazlı ekip, bu çeyreğe her ne kadar James Anderson’ın orta mesafe isabetiyle başlamış olsa da devamını pek getiremedi.

Hücumda beklendiği üzere topun Shane Larkin’in elinde olması gerekenden fazla kalması, Anadolu Efes‘i rakibin agresif switch savunmasına karşı daha da tahmin edilebilir bir hale getirdi. Hal böyle olunca hücum silahlarının yeniden oyuna girmeleri de pek uzun sürmedi.

Lacivert-beyazlı ekibin savunma ağırlıklı beşine karşı ise olabildiğince basit hücum etmeyi sürdüren Olimpia Milano‘da direksiyonda Sergio Rodriguez vardı. Datome’nin de parkeye getirdiği dış şut tehdidiyle birlikte planlanan aksiyonlara daha rahat alan açmayı başaran rakip takım, İspanyol oyun kurucunun üzerinden oynadığı ikili oyunlarda Kaleb Tarczewski’yi de aktif kullanarak bir anda farkı eritmeyi başardı.

Çeyrek boyunca dış atışlardan beklediği isabetleri bulmakta sıkıntı yaşayan ve bu sebeple Shane Larkin ve Vasilije Micic’in zorlama birebirlerinden daha sık faydalanmak durumunda temsilcimiz, Ettore Messina’nın son bölüme yaklaşılırken oyuna yaptığı bir müdahale sayesinde yeniden rahat skor üretebilmeye başladı. Bu hamlenin işin savunma tarafındaki karşılığı ise beklenenden daha ağır oldu.

Normal sezonda iki takım arasında oynanan son maçta 16 sayı farktan dönen ve ikinci yarıdaki etkili performansıyla sahadan galip ayrılan İtalyan temsilcisi, Gigi Datome‘nin 4 numara pozisyonunda yer aldığı kısa bir beş tercih ederek Anadolu Efes‘e sıkıntı çıkarmayı başarmıştı.

Datome‘nin parkede tam anlamıyla sağlıklı bir şekilde yer alabildiği ilk karşılaşmada elindeki bu kozu yeniden oynamayı tercih eden koç Ettore Messina, böylelikle yarı saha hücumunda hedeflediği alanları çok daha rahat şekilde bulmaya başladı. Özellikle serinin bir önceki karşılaşmasında köşeleri büyük ölçüde riske eden ve neredeyse tamamen boyalı alana gömülen temsilcimizin elinden bu kozu alan Messina, yarı sahada oluşan boşluklara da Devon Hall ve Shavon Shields gibi kadronun en önemli topsuz perde silahlarıyla atak etti.

Lacivert-beyazlı ekibin Sırp oyun kurucusu Vasilije Micic, her ne kadar hücumdaki yetenekleriyle eşi benzerine zor rastlanan bir yıldız olsa da oyunun savunma tarafında aynı ölçüde başarılı değil. Devon Hall ve Shavon Shields’la sürekli olarak Micic’in üzerine atak etmeyi planlayan rakip takım, bu opsiyonlardan gelen sayıların yanı sıra köşe üçlüklerini de yeniden devreye sokmaya başladı.

Koç Ettore Messina’nın 4 kısa kozu her ne kadar hücum tarafında işe yaramış olsa da savunma kısmına aynı etkinin yansıdığını söyleyebilmek pek mümkün değil. Görünüşe bakılırsa bu duruma önceden hazırlıklı olan Ergin Ataman, direkt olarak oyuncularından oluşan eşleşmelere atak etmelerini talep etti. Shane Larkin ve Vasilije Micic’in penetrelerinin yanı sıra Shavon Shields’a da Adrien Moerman üzerinden sırtı dönük hücum eden temsilcimiz, yeniden kolay sayı bulmaya başladı.

Hücumda yaşanan sıkıntıların ardından son bölümde rakibin 4 kısa hamlesinin de büyük etkisiyle bir nebze toparlanan Anadolu Efes, savunmada ise rakibine tamı tamına 32 sayı izni verdi. Gigi Datome’nin geri dönüşüyle birlikte hücumda daha üretken bir hale gelen Olimpia Milano, soyunma odasına önde giden taraf oldu.

Savunmada Gelen Reaksiyon

Bu tür fiziksel yoğunluğun her geçen maçta daha da fazla arttığı eşleşmelerde zaman geçtikçe taktiksel üstünlüklerin azalması ve oyuncuların birebir çözümlerinin artması pek sürpriz değil. İki tarafta da hem koçlar, hem de oyuncular sahada birbirlerinin ne tür opsiyonlar tercih edebileceklerini az çok ezberlemiş durumda.

2. çeyreğin son bölümünde rakibin kısa beşine karşı verimli hücum etse de Anadolu Efes, ilk bölümde aranan dış şutların bir türlü gelmemesiyle bazı sorunlar yaşamıştı. Bu noktada Shane Larkin’in bir türlü maçın içine girememiş olması ve Vasilije Micic’in de erkenden iki faul alıp ritim kaybına uğraması, yaşanan sorunların başlıca nedenleriydi.

İkinci yarının ilk hücumunda bir önceki maçta sıkça denediği gibi rakipten perde sonrası gelen switch’in ardından topu ters eşleşme yakalayan Tibor Pleiss’a indirmeye çalışan temsilcimiz, kalan 4 oyuncuyla da dışarı açılarak Alman uzuna o eşleşmeye atak edebilmesi için gerekli alanı sağlamaya çalıştı. Rakip ise bu duruma hazırlıklıydı.

Top Pleiss’a geçtiği anda saha yerleşiminde bir oyuncuyu riske edip ikili sıkıştırma getiren Olimpia Milano, şutör uzunu bu şekilde top kaybına zorlarken temsilcimize de bir nevi mesaj vermiş oluyordu.

Öte yandan hücumda ilk yarıda bıraktığı yerden devam etmeye çalışan İtalyan temsilcisi, her ne kadar 4 kısayla sahada yer almasa da Devon Hall ve Shavon Shields’ın topsuz perde çıkışları üzerinden Vasilije Micic’e atak etmeyi sürdürdü. Bu duruma hazırlıklı olan temsilcimiz, iki oyuncudan herhangi biri pas aldığı an uzunlardan gelen yardımlarla baskıyı arttırarak rakibin rahat hücum edememesini sağladı.

Bir diğer kritik nokta ise ilk yarıda deplasman ekibinin topsuz perde hücumlarına karşı savunmada aksayan Elijah Bryant’ın çok daha agresif bir görüntü sergilemesiydi. Uzunlar Adrien Moerman veya Tibor Pleiss sayesinde artan baskıyla birlikte özellikle Shavon Shields’ın savunmasında çok daha konsantre gözüken ABD’li oyuncu, Milano hücumlarında artan tercih hatalarının en büyük sebeplerinden biri oldu.

İlk yarının bitimiyle birlikte devre arası verdiği röportajda koç Ergin Ataman, 2. çeyrekte adeta alev alan Gigi Datome‘nin savunmasında kötü bir iş çıkardıklarını ve soyunma odasında bu duruma yönelik neler yapabileceklerini konuşacaklarını söylemişti.

Anadolu Efes‘in köşelerden sürekli yardım getirerek boyalı alanı kalabalık tutmaya yönelik savunma planını büyük ölçüde devre dışı bırakan Datome, ekstra bir skorere fazlasıyla ihtiyaç duyan takımı için ilk yarının kahramanı olmuştu. Maçın ikinci devresinde ise işler değişmeye başladı.

Bir önceki karşılaşmada Shavon Shields’ın savunmasında şahane bir performans ortaya koyan James Anderson, bu sefer Gigi Datome‘nin yarattığı skor tehdidi için sahadaydı. Köşelerden çok daha az yardım getiren ve İtalyan oyuncunun üzerindeki baskıyı bu şekilde arttırmayı hedefleyen koç Ergin Ataman, hedeflediğini elde etti de. İkinci yarıda yalnızca 5 sayıda kalan Datome, ilk devrenin aksine pek bir varlık gösteremedi.

Hücumda ise ilk başta denenen Tibor Pleiss’la ters eşleşmeye atak planı tutmayınca bu sefer farklı bir yönteme gidildi. Shane Larkin ve Vasilije Micic’le rakibin savunmadaki zayıf karınları Sergio Rodriguez ile Gigi Datome’ye switch almaya çalışan Anadolu Efes, bu fazlasıyla basit görünümlü yöntemden büyük sonuç elde etti.

İstenilen eşleşme yakalandığı an anında çembere atak eden Larkin ve Micic ikilisi, bu sayede kendi skorlarını bulmalarının yanı sıra Alman uzun Tibor Pleiss’ı da devreye sokmayı başardılar. Özellikle Pleiss’ın dış şutlarında ve orta mesafelerinde adeta kaçırmadan atması, temsilcimizde işlerin rayına oturmasına ve üstünlüğün yeniden ele geçirilmesini sağladı.

Öte yandan Datome’nin ilk yarının aksine aradığı pozisyonları bulamaması,  Shavon Shields’ın da baskılı topsuz perde çıkışı savunmasına karşı tercih hatalarıyla birleşince Olimpia Milano hücumları neredeyse tamamen tıkandı. Savunma ribaundunun ardından geçiş hücumlarını zorlamaya başladıkları zamanlarda ise anında faulle durdurulan İtalyan temsilcisi, ilk 3 maçta sıkça olduğu gibi üretkenliği sürdürmekte zorlandı.

Bu noktada İtalyan temsilcisinin imdadına yetişen durum, Shane Larkin’in 3 faulle kenara gelmesi oldu. Seri boyunca sahada Larkin-Micic ikilisinden yalnızca birinin kaldığı anlarda hücumda sıradanlaşan Anadolu Efes, yine bilindik sorunları yaşamaya başladı ve zorlama birebir tercihlere kaldı.

Savunmada sürekli üzerine atak edildiği için oyunun karşı tarafında da ekstra bir efor sergilemek durumunda kalan Micic, haliyle çeyrek sonuna doğru yaklaşılırken iyice yorulmaya başladı. Artan yorgunluğun da etkisiyle karar verme noktasında sıkıntı yaşayan yıldız oyun kurucu, Milano‘nun agresif switch savunmasına karşı pek bir fark yaratamadı.

Öte yandan Elijah Bryant ve James Anderson’ın da önemli savunma katkıları sayesinde hem topun karşısında, hem de topsuz perde çıkışlarında kolay eksilmeyen temsilcimiz, rakibi büyük ölçüde beşe beş hücum etmeye zorladı. Sezon boyunca bu tür durumlarda birebir atakları gerçekleştirip kendi skorunu üretebilen bir oyuncunun eksikliğini yaşayan İtalyan temsilcisi, kendi hücum kurguları için fazlasıyla kritik olan köşe üçlüklerini de devreye sokamadı.

Koç Ettore Messina ve ekibinin imdadına yetişen nokta ise hücum ribaundları oldu. Tibor Pleiss ve Adrien Moerman’ın artan yorgunluğun da çok büyük etkisiyle box-out’larda sorun yaşamaları, rakibin sürekli ikinci kez hücum edebilme şansı elde etmesini sağladı. Bu sayede yakalanan pozisyonlarda çeyrek boyunca belki de ilk kez rahat skor bulabilen Olimpia Milano, çift hanelere kadar çıkan farkı 4’e indirdi.