by Melikşah Bayrav/ info@eurohoops.net
7DAYS EuroCup’ta uzun yıllar unutulmayacak bir sezonun artık son aşamasına gelmiş bulunmaktayız. Aylar süren normal sezonun ardından Son 16 turuyla birlikte devreye giren tek maçlık eleme sistemi, belki de Avrupa basketbolunda yılın en dikkat çekici hikayesinin ortaya çıkmasını sağladı.
Kulüp tarihinde ikinci kez katıldığı EuroCup’ta ilk kez gruptan çıkma başarını gösteren temsilcimiz Frutti Extra Bursaspor, Son 16 turunda Zeljko Obradovic‘li Partizan’a elenmiş olsaydı bile birçoklarına göre Avrupa serüvenini başarılı bir şekilde noktalayacaktı. Buna rağmen yeşil-beyazlı ekip için olanla yetinmek söz konusu bile değildi.
Önce turnuvanın en büyük iki favorisinden biri olarak gösterilen Partizan’ı 20.000 taraftarının önünde deviren Bursaspor, sonrasında Avrupa basketbolunun köklü kulüplerinden Cedevita Olimpija’yı Slovenya’da mağlup ederek bir anda adını yarı finale yazdırdı. Bu turda da yine deplasmanda karşılaştığı MoraBanc Andorra’yı rahat şekilde geçen temsilcimiz, sezon başında muhtemelen kimsenin aklının ucundan dahi geçiremeyeceği bir başarıya imza attı.
Öte yandan EuroCup’ın en büyük iki favorisinden bir diğeri olan Virtus Bologna, geçtiğimiz yıl koç Sasha Djordjevic’le beklenen şampiyonluk gelmeyince yazın takımın başına Sergio Scariolo’yu getirdi. Bu hamlenin yanı sıra Ekpe Udoh, Nico Mannion, Isaia Cordinier, Mam Jaiteh gibi eklemelerle kadrosunu güçlendiren Virtus, yaşanan sakatlıkların da etkisiyle normal sezonda beklenen performansı tam anlamıyla sergileyemedi.
Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etme girişiminin ardından Rus takımlarının EuroLeague ve EuroCup’tan men edilmeleri, İtalyan temsilcisi için adeta bir fırsata dönüştü. CSKA Moskova’dan ayrılan Daniel Hackett ve Toko Shengelia gibi iki çok değerli yıldızı kadrosuna katan Bologna ekibi, normal sezonun sonlarına doğru yaklaşılırken vites arttırdı ve beklendiği üzere adını finale yazdırmayı başardı.
Virtus Bologna ile Frutti Extra Bursaspor arasında oynanacak olan final müsabakası, bambaşka hikayeleri temsil ediyor. EuroCup seviyesinin çok üzerinde bir kadroya ve bütçeye sahip olan Virtus, bir süredir hasretle arzuladığı EuroLeague bileti için kupayı dört gözle bekliyor. Öte yandan ligin en düşük bütçelerinden birine sahip olmasına rağmen rakiplerini deplasmanlarda teker teker devirip final biletini kapan Bursaspor, yazdığı peri masalını mutlu sonla noktalamak için parkede olacak.
Eurohoops Fırın, bugünkü serisinde Virtus Bologna – Frutti Extra Bursaspor finalinin saha içi şifrelerine göz atıyor.
Bir “Underdog” Hikayesi: Frutti Extra Bursaspor
Sezon başında biri çıkıp EuroCup’ın en düşük bütçeli ekiplerinden olan Frutti Extra Bursaspor’un adını finale yazdıracağını söylese muhtemelen buna kimse inanmazdı. Yine de basketbolda neyin nasıl sonuçlanacağı asla belli olmuyor, sanırım bu oyuna derin bir sevgi beslememizin de en büyük nedenlerinden biri de bu.
İşin doğrusu normal sezonun başlarındaki Bursaspor da pek bu yönde bir sinyal vermiyordu. Başarısız geçen EuroLeague serüveninin ardından geri dönen Allerik Freeman’ın topu sıkça domine ettiği bir takım olan temsilcimiz, hücumda koç Dusan Alimpijevic’in ortaya çıkardığı akıcı hücum kurgusu sayesinde durdurulması zor bir takım olsa da savunmada büyük sorunlar yaşayabilen bir ekipti.
Kadro yapısının neden olduğu savunma zaafları, temsilcimizin çoğu maçta fena hücum performansları ortaya koymamış olmasına rağmen sahadan mağlup ayrılmasına yol açıyordu. Sezonun ilk yarısı tamamlandığında B grubunun sonuncusu Promitheas Patras’ın yalnızca bir basamak üzerinde bulunan yeşil-beyazlı ekip, Son 16 için de pek iddialı bir konumda değildi.
Temsilcimiz için sezonun kırılma anı ise takımın istatistik lideri Allerik Freeman’ın CSKA Moskova’ya transferi oldu. Herhangi bir basketbol takımı için en çok sayı atan ve en çok asist yapan oyuncunun takımdan ayrılması, kadroda bariz bir güç kaybı yaşanması anlamına gelebilir. Bursaspor’da ise tersi bir etki yaşandı.
Topu sürekli elinde isteyen ve takım arkadaşlarını işin içine dahil etmeden önce kendi skorunu düşünen Freeman, bir anlamda kadronun Andrew Andrews ve Derek Needham gibi önemli skor tehditlerinin de yeteri kadar ön plana çıkmalarına engel oluyordu. ABD’li oyun kurucunun denklem dışı kalmış olması, bir anda koç Dusan Alimpijevic’in ekibini çok daha dengeli bir yapı haline dönüştürdü.
Bu durumun en çok yaradığı isim Andrew Andrews oldu. Bir önceki yıl Darüşşafaka‘da sergilediği performansla ne derece önemli bir skorer olduğunu kanıtlayan Andrews, sezonun ilk bölümünde zaman zaman parlasa da tam anlamıyla beklenen istikrarı gösterememişti. Freeman’ın ayrılığıyla birlikte ABD’li skorerin rolünün iyiden iyiye belirginleşmiş olması, koçunun ona olan güveniyle birleşince ortaya EuroCup’ın en komple hücum güçlerinden biri çıktı.
Öte yandan takıma yazın katılan genç yetenek Onuralp Bitim, sezonun ilk yarısında gösterdiği performansla yerli rotasyonunun bir numaralı parçası olmayı başarmıştı. Yine Freeman’ın yıl ortasındaki ayrılığının ardından birlikte Onuralp, rolündeki belirgin artışı oyunundaki etkileyici gelişimle taçlandırınca kadronun 3 ana parçasından biri haline geldi.
Koç Dusan Alimpijevic, kadroda bulunan oyuncuların yeteneklerini en verimli şekilde kullanabilmelerine yönelik inşa ettiği hücum kurgusuyla neredeyse elindeki tüm parçalardan olabilecek maksimum katkıyı aldı. Bu durumun en belirgin örneklerinden biri ise takımın uzunu Kevarrius Hayes oldu.
Daha önce ASVEL ile EuroLeague tecrübesi de bulunan yetenekli oyuncu, atletizmi ve savunmacılığıyla öne çıkan bir isimdi. Hayes’in sezon içerisinde koçunun de büyük yardımıyıyla oyununa perde sonrası kısa devrilme becerisini eklemesi, takımının ve kendisinin hücum verimliliğinin bir üst seviyeye çıkmasına büyük fayda sağladı. Perde sonrası kısa devrilerek top aldığı pozisyonlarda boştaki arkadaşlarını bulabilmesi, Bursaspor’un yarı saha hücumlarındaki çeşitliliğin de artmasına yol açtı.
Performans artışından bahsederken konuşmamız gereken bir diğer isim de takıma yıl ortasında katılan John Holland. Sezona Porto Riko Ligi’nde başlayan ABD’li oyuncu, Şubat ayında EuroLeague ekiplerinden UNICS Kazan ile sözleşme imzalamıştı. Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etme girişiminin ardından Rus ekiplerinin EuroLeague’den men edilmeleri, temsilcimiz için bir fırsat transferi şansı doğurdu.
Kısa süren Tataristan macerasının ardından Bursaspor’a transfer Holland fazlasıyla büyük bir etki yaptı. Sezon ortasında takımdan ayrılan Allerik Freeman ve Egemen Güven’in yanı sıra Anadolu Efes‘ten kadroya katılan Tolga Geçim’in de neredeyse gelir gelmez sakatlanarak sezonu kapatmış olması, koç Dusan Alimpijevic’in elindeki opsiyonların da iyiden iyiye azalması anlamına geliyordu.
Hal böyle olunca John Holland’ın takıma uyum sürecini çabuk atlatarak bir an önce katkı vermeye başlaması fazlasıyla kritikti. Andrew Andrews, Derek Needham ve Onuralp Bitim gibi üç ana parçayı benchten getirdiği skor katkısıyla tamamlayan ABD’li skorer, temsilcimiz adına kısa sürede sezonun kahramanlarından biri olmayı başardı. Özellikle Cedevita Olimpija’ya karşı oynanan çeyrek final karşılaşmasında verdiği devre arası röportajı, sezonun unutulmaz anlarından biri olarak kalacaktır.
?Devre arasında John Holland:
"Biz pitbull'uz. 'Underdog'muşuz, fark etmez. Pitbull'uz biz."@BsBasketbol | #7DAYSEuroCuppic.twitter.com/9vOYu4dV2y
— Eurohoops Türkiye (@EurohoopsTR) April 27, 2022
Tüm bu saydığımız pozitif yönlere rağmen normal sezonda B grubunu 7. sırada tamamlayan Frutti Extra Bursaspor’un finale kadar yükseleceğini tahmin edebilmek pek kolay değildi. Gruptaki son maçında taraftarı önünde Buducnost’a mağlup olan temsilcimiz, 6.lık fırsatını teperek Partizan’la eşleştiğinde çoğu kişi için ihtimal yok denilecek kadar azdı. Yine de olmaz denilen oldu ve kulüp tarihinde ikinci kez bir Avrupa kupasında yer alan Bursaspor, finale kadar yükselmeyi başardı. Şimdi ise bunu nasıl yaptıklarına bir göz atalım.
EuroCup’taki çoğu takıma göre fazlasıyla dar bir rotasyona sahip olan temsilcimiz, negatif gibi gözüken bu tabloyu pozitife çevirmeyi başardı. Kadrodaki ana parçaların neredeyse her maç 30 ve üzeri dakikalarda süre almaları, rolleri her halükarda belli olan oyuncuların hata yapsalar bile bir şekilde özgüvenlerinin zirvede kalmasına yol açtı.
Her oyuncunun belirlenmiş rol tanımlarının yanı sıra parkede de birbirlerini tamamlıyor olmaları, Bursaspor’un hücumda durdurulması çok zor bir ekip haline dönüşmesini sağlayan en önemli etkenlerden biri. Günümüz basketbolunda bir takımın parkede rakip savunmalar için yaratabildiği tehdit sayısı, o ekibin hücum tavanını belirleyen belki de bir numaralı faktör olabiliyor. Bunun belki de bir numaralı örneği olarak Ergin Ataman’ın Anadolu Efes‘ini gösterebiliriz.
Temsilcimizde hücumun üç ana silahı olan Derek Needham, Andrew Andrews ve Onuralp Bitim; sahaya getirdikleri artıların yanı sıra birbirlerini tamamlamalarıyla da fark yaratıyorlar. Bu üç değerli ismin de belirli ölçüde çembere atak, pas ve şut becerilerinin olması, rakipler için durdurulması zor bir tablo ortaya çıkarıyor.
Öte yandan ABD’li uzun Dave Dudzinski’in 4 numara pozisyonundan sahaya getirdiği keskin dış şut tehdidi, koç Dusan Alimpijevic’in planladığı ana opsiyona alan açabilmesine büyük fayda sağlıyor. Rakip savunmaların yardım getirdiği durumlarda da ceza şutlarında istikrarlı şekilde isabet bulabilen Dudzinski, tamamlayıcı rolde takımına fazlasıyla değerli bir katkı veriyor.
İşin savunma kısmı ise Bursaspor için hücum tarafında olduğu kadar parlak değil, bunun aksi yönde bir durum olması da anormal olurdu zaten. Temsilcimizin yarı finalde karşılaştığı MoraBanc Andorra, kadronun fizikli top yönlendiricisi Oriol Pauli üzerinden Derek Needham’a yapılan ataklarla maç başında farkı çift hanelere kadar çıkarmıştı.
Bu noktadan sonra aldığı molayla oyuna müdahele eden koç Dusan Alimpijevic, çembere yapılan ataklara en az 3 kişiyle yardım getirerek rakibin fizik avantajı üzerinden sayı bulmasına engel olmuştu. Bu şekilde köşelerden ve forvetten gelecek üçlükleri de riske eden başarılı çalıştırıcı, rakibin bir türlü beklediği isabetleri bulamamasıyla oyuna yaptığı dokunuştan beklediği sonucu almıştı.
Kadrosunda (pek süre almayan Ayberk Olmaz’ı saymazsak) Kevarrius Hayes dışında bir 5 numara bulunmayan Bursaspor, özellikle Hayes’in faul problemine girdiği karşılaşmalarda boyalı alan savunması ve ribaundlarda çok ciddi sorunlar yaşayabiliyor. Rakip Virtus Bologna’nın uzun rotasyonunda çok fazla etkili silahı olduğunu da düşünürsek boyalı alan savunması, temsilcimiz için belki de önlem alınması gereken bir numaralı nokta olacaktır.