by Melikşah Bayrav / info@eurohoops.net
Turkish Airlines EuroLeague’de artık sezonun son düzlüğündeyiz. Yıl boyunca kıran kırana geçen mücadeleler ortaya koyan 4 takım, Final Four’da şampiyonluk kupasına erişebilmek için birbirleriyle rekabet edecekler.
EuroLeague’in son şampiyonu Anadolu Efes, koç Ergin Ataman’ın yönetiminde tıpkı geride bıraktığımız 3 yılda olduğu gibi, bu sezonda da ligin en iddialı takımlarından biriydi. Şampiyon kadrosunu çok büyük ölçüde koruyan temsilcimiz, büyük beklentilere rağmen normal sezonda beklenen istikrarı sergileyemedi.
Özellikle savunmada yaşanan ciddi sorunlara rağmen son bölümde vites arttıran lacivert-beyazlı ekip, her ne kadar ilk 4 sıra içerisinde yer alamasa da bir şekilde playoff biletini kaptı. Playofflarda ligin belki de en iyi savunma takımı olan Olimpia Milano‘yla eşleşen temsilcimiz, saha avantajına sahip olmadığı seriyi 3-1’le geçerek adını Final Four’a yazdırdı ve Olympiakos’un rakibi oldu.
Öte yandan son 2 yıldır koç Georgios Bartzokas’ın önderliğinde yeni bir yapılanmaya giden Olympiakos, yapılan yatırımların karşılığını almaya başladı. Normal sezonun en istikrarlı takımlarından biri olan Yunan devi, ligi 2. sırada tamamlayarak playoff etabında AS Monaco ile eşleşti. Playofflarda rakibine karşı beklenenden çok daha zorlanan kırmızı-beyazlı ekip, serinin 5. maçını taraftarlarının önünde kazandı ve 5 yıl aradan sonra Final Four biletini kapmış oldu.
İki takım arasında oynanan normal sezon maçlarına baktığımızda ise 1-1’lik bir eşitlik görüyoruz. Ligin ilk yarısında Anadolu Efes, sahasında Olympiakos’u 88-69’la geçerken deplasmanda oynanan karşılaşmada ise Kostas Sloukas‘ın son saniye basketiyle 87-85 mağlup olmuştu.
Eurohoops Fırın, bugünkü serisinde finale giden yolun şifrelerine göz atıyor.
Anadolu Efes: Pozitif Yönler
2017-18 EuroLeague sezonunu son sırada tamamladıktan sonra kadrosunu neredeyse tamamen revize eden Anadolu Efes; Shane Larkin, Vasilije Micic, Krunoslav Simon ve Rodrigue Beaubois gibi yıldızlarıyla bir süredir lig tarihinin en dominant hücum takımlarından biri haline gelmiş durumda. Larkin ve Micic gibi iki süper yıldızının etrafında belki de olabilecek en doğru hücum kurgusunu inşa eden koç Ergin Ataman, başarılarla dolu geçen 4 yıllık süreci bir de EuroLeague şampiyonluğuyla taçlandırdı.
Takımınızda Shane Larkin ve Vasilije Micic gibi iki süper yıldıza sahip olduktan sonra elbette kadronun kalan kısmı için de en doğru parçaları seçmeniz gerekiyor. Bu noktada özellikle Rodrigue Beaubois ve Krunoslav Simon gibi topu sürekli ellerinde istemeden de verimli olabilen top yönlendiricilerin varlığı, Anadolu Efes hücumunu bambaşka boyutlara çıkardı.
Kariyerinde birçok kişinin hayal dahi edemeyeceği türden bir çıkış yakalayan Sertaç Şanlı‘nın da oluşan yapıyı özellikle üçlük tehdidiyle mükemmele yakın derecede tamamlaması, geçtiğimiz sezon şampiyonluğa ulaşan temsilcimizin en agresif savunmalara karşı bile rahatlıkla 80’li sayılara ulaşabilmesini sağladı. Gelen şampiyonluğun ardından Sertaç’ın yeni sezon için Barcelona’yla anlaşması, işlerin bir miktar değişmesine yol açtı.
Sertaç’ın yerine takıma dahil olan genç uzun Filip Petrusev, hazırlık kampını çok iyi geçirmiş olmasına rağmen sezon boyunca beklenen seviyenin yakınından dahi geçemedi. Hücumdaki tüm yeteneklerine rağmen savunmada yarattığı büyük zaaflarla sahada kalmakta çok zorlanan Sırp uzun, Tibor Pleiss ve Bryant Dunston‘ın yanında güvenilir bir alternatif olmayı başaramadı.
Bu gelişmelerin ardından Anadolu Efes’te ortaya çıkması muhtemel savunma problemlerini tahmin etmek pek de zor değildi. Asıl şaşırtıcı olan ise temsilcimizin hücumda uzun zamandır hiç alışık olmadığı kadar tıkanır bir hale gelmesiydi. Sertaç’ın ayrılığının yanı sıra Krunoslav Simon’un da yaşadığı sakatlıklar, lacivert-beyazlı ekibin özellikle sert savunmalara karşı sıkça Shane Larkin Ve Vasilije Micic’le zorlama birebirler üzerinden hücum etmesine yol açtı.
Temsilcimizi bu girdaptan çıkaran detay ise Alman uzun Tibor Pleiss’ın sezonun ikinci yarısıyla birlikte iyice yükselen formu oldu. Artan süreleriyle birlikte Sertaç’tan alınan dış şut katkısını parkeye yansıtmaya başlayan Pleiss, switch (perde sonrası oyuncu değişimi) yapan takımlara karşı da boyalı alanda oluşan ters eşleşmelere atak ederek işlerin yeniden rayına oturmasında büyük rol oynadı.
Playofflarda ise ligin maç başına en az sayı yiyen ekibi Olimpia Milano ile karşılaşan Anadolu Efes, sezon boyunca yaşadığı tüm savunma problemlerine rağmen agresifliği üst düzeye çıkardı ve oynanan 4 karşılaşmada da potasında 73’ten fazla sayıya izin vermedi. Hücumda ise özellikle ilk iki maçta sezon genelinde sıkça karşılaşıldığı gibi Larkin ve Micic’in zorlama birebirlerine kalan temsilcimiz, bu sorunu da yan parçaların devreye girmesiyle aştı.
Serinin İtalya ayağında oynanan ilk iki karşılaşmada pek ortalıklarda gözükmeyen Tibor Pleiss, üçüncü maçtan itibaren özellikle sağ forvetten bulduğu isabetlerle Larkin ve Micic’in omuzlarındaki yükü bir nebze olsun hafifletti. Eşleşmenin 4. ve son müsabakasını 25 sayıyla tamamlayan Alman uzun, neredeyse kaçırmadan oynayarak galibiyetin mimarı oldu.
Öte yandan Rodrigue Beaubois ve Krunoslav Simon’un olmadığı bir ortamda buldukları süreleri çok iyi değerlendiren James Anderson ve Elijah Bryant, özellikle savunma kısmında sahaya getirdikleri agresiflikle serinin belirleyici isimleri arasına girmeyi başardılar.
Kritik Noktalar
Temsilcimiz Anadolu Efes‘te Shane Larkin ve Vasilije Micic’i kusursuza yakın tamamlayan Rodrigue Beaubois ve Krunoslav Simon, sakatlıkları nedeniyle bir süredir sahalardan uzak kalıyorlar. Son gelen haberlere göre Rodrigue Beaubois, Final Four’da oynayabilse bile çok kısıtlı sürelerde sahada kalabilecek. Krunoslav Simon ise sezonun kalan kısmında forma giyemeyecek.
Elinde Shane Larkin ve Vasilije Micic gibi çok değerli iki süper yıldız bulunan Ergin Ataman, doğal olarak ilk günden itibaren hücum kurgusunu iki oyun kurucusunun etrafında oluşturdu. Onlarca ufak tefek detay içeren yarı saha setleri yerine Larkin ve Micic’e alan açmaya yönelik opsiyonlardan faydalanan koç Ergin Ataman, kadroda bulunan diğer parçalardan alınan şut ve skor katkısıyla da Avrupa basketbolu tarihinin savunulması en zor hücum kurgularından birini ortaya çıkardı.
Olympiakos karşısında ise Beaubois ve Simon’un büyük ölçüdeki yoklukları, rakibin savunmada ne derece agresif olabilen bir ekip olduğunu da düşünecek olursak tıpkı Olimpia Milano serisindeki gibi belli başlı sorunların ortaya çıkmasına yol açacaktır. Larkin ve Micic’in üzerindeki baskıyı kırabilmek için yan parçalardan gelecek skor katkısı, kilit faktörlerin en başında geliyor.
Bu noktada en ön plana çıkması beklenen isim ise elbette Tibor Pleiss olacak. Olimpia Milano serisinin son 2 maçında harikalar yaratan skorer uzun, Olympiakos’ta Moustapha Fall gibi bir devin varlığını da düşünecek olursak Fall’ı boyalı alanın dışına çıkarabilmek için bıraktığı yerden devam etmek zorunda.
Fall’un iri cüssesiyle birlikte ikili oyun savunmasındaki varlığı, rakip kısaların çembere penetreleri için engelleyici bir güç olabiliyor. Tibor Pleiss’ın Olympiakos’a karşı özellikle ikili oyun sonrası dışarı açılarak bulacağı üçlük isabetleri, Shane Larkin ve Vasilije Micic’in de çembere rahat şekilde atak edebilmeleri için fazlasıyla kritik olacak.
Karşılaşmanın temsilcimiz açısından bir diğer kritik noktası de Shane Larkin ve Vasilije Micic’in Moustapha Fall’a rağmen çembere yaptıkları ataklar olacak. 2.18’lik Fransız uzun her ne kadar iri cüssesiyle rakip kısalar için caydırıcı bir tehdit olsa da yavaş ayakları, kısaların açı değiştirerek çembere penetre ettikleri durumlarda devre dışı kalmasına yol açıyor.
Temsilcimiz Anadolu Efes, bu noktada belki de olabilecek en iyi kısa ikilisine sahip. Larkin ve Micic’in perde sonrası açı değiştirerek çembere yapacakları ataklar, Moustapha Fall’ın bir zaaf haline gelerek sahada alacağı dakikaların sınırlanması anlamına da gelecektir.