by Melikşah Bayrav / info@eurohoops.net
Turkish Airlines EuroLeague’de artık sezonun son düzlüğündeyiz. Yıl boyunca kıran kırana geçen mücadeleler ortaya koyan 4 takım, Final Four’da şampiyonluk kupasına erişebilmek için birbirleriyle rekabet edecekler.
EuroLeague’in son şampiyonu Anadolu Efes, koç Ergin Ataman’ın yönetiminde tıpkı geride bıraktığımız 3 yılda olduğu gibi, bu sezonda da ligin en iddialı takımlarından biriydi. Şampiyon kadrosunu çok büyük ölçüde koruyan temsilcimiz, büyük beklentilere rağmen normal sezonda beklenen istikrarı sergileyemedi.
Özellikle savunmada yaşanan ciddi sorunlara rağmen son bölümde vites arttıran lacivert-beyazlı ekip, her ne kadar ilk 4 sıra içerisinde yer alamasa da bir şekilde playoff biletini kaptı. Playofflarda ligin belki de en iyi savunma takımı olan Olimpia Milano‘yla eşleşen temsilcimiz, saha avantajına sahip olmadığı seriyi 3-1’le geçerek adını Final Four’a yazdırdı ve Olympiakos’un rakibi oldu.
Öte yandan son 2 yıldır koç Georgios Bartzokas’ın önderliğinde yeni bir yapılanmaya giden Olympiakos, yapılan yatırımların karşılığını almaya başladı. Normal sezonun en istikrarlı takımlarından biri olan Yunan devi, ligi 2. sırada tamamlayarak playoff etabında AS Monaco ile eşleşti. Playofflarda rakibine karşı beklenenden çok daha zorlanan kırmızı-beyazlı ekip, serinin 5. maçını taraftarlarının önünde kazandı ve 5 yıl aradan sonra Final Four biletini kapmış oldu.
İki takım arasında oynanan normal sezon maçlarına baktığımızda ise 1-1’lik bir eşitlik görüyoruz. Ligin ilk yarısında Anadolu Efes, sahasında Olympiakos’u 88-69’la geçerken deplasmanda oynanan karşılaşmada ise Kostas Sloukas‘ın son saniye basketiyle 87-85 mağlup olmuştu.
Eurohoops Fırın, bugünkü serisinde finale giden yolun şifrelerine göz atıyor.
Anadolu Efes: Pozitif Yönler
2017-18 EuroLeague sezonunu son sırada tamamladıktan sonra kadrosunu neredeyse tamamen revize eden Anadolu Efes; Shane Larkin, Vasilije Micic, Krunoslav Simon ve Rodrigue Beaubois gibi yıldızlarıyla bir süredir lig tarihinin en dominant hücum takımlarından biri haline gelmiş durumda. Larkin ve Micic gibi iki süper yıldızının etrafında belki de olabilecek en doğru hücum kurgusunu inşa eden koç Ergin Ataman, başarılarla dolu geçen 4 yıllık süreci bir de EuroLeague şampiyonluğuyla taçlandırdı.
Takımınızda Shane Larkin ve Vasilije Micic gibi iki süper yıldıza sahip olduktan sonra elbette kadronun kalan kısmı için de en doğru parçaları seçmeniz gerekiyor. Bu noktada özellikle Rodrigue Beaubois ve Krunoslav Simon gibi topu sürekli ellerinde istemeden de verimli olabilen top yönlendiricilerin varlığı, Anadolu Efes hücumunu bambaşka boyutlara çıkardı.
Kariyerinde birçok kişinin hayal dahi edemeyeceği türden bir çıkış yakalayan Sertaç Şanlı‘nın da oluşan yapıyı özellikle üçlük tehdidiyle mükemmele yakın derecede tamamlaması, geçtiğimiz sezon şampiyonluğa ulaşan temsilcimizin en agresif savunmalara karşı bile rahatlıkla 80’li sayılara ulaşabilmesini sağladı. Gelen şampiyonluğun ardından Sertaç’ın yeni sezon için Barcelona’yla anlaşması, işlerin bir miktar değişmesine yol açtı.
Sertaç’ın yerine takıma dahil olan genç uzun Filip Petrusev, hazırlık kampını çok iyi geçirmiş olmasına rağmen sezon boyunca beklenen seviyenin yakınından dahi geçemedi. Hücumdaki tüm yeteneklerine rağmen savunmada yarattığı büyük zaaflarla sahada kalmakta çok zorlanan Sırp uzun, Tibor Pleiss ve Bryant Dunston‘ın yanında güvenilir bir alternatif olmayı başaramadı.
Bu gelişmelerin ardından Anadolu Efes’te ortaya çıkması muhtemel savunma problemlerini tahmin etmek pek de zor değildi. Asıl şaşırtıcı olan ise temsilcimizin hücumda uzun zamandır hiç alışık olmadığı kadar tıkanır bir hale gelmesiydi. Sertaç’ın ayrılığının yanı sıra Krunoslav Simon’un da yaşadığı sakatlıklar, lacivert-beyazlı ekibin özellikle sert savunmalara karşı sıkça Shane Larkin Ve Vasilije Micic’le zorlama birebirler üzerinden hücum etmesine yol açtı.
Temsilcimizi bu girdaptan çıkaran detay ise Alman uzun Tibor Pleiss’ın sezonun ikinci yarısıyla birlikte iyice yükselen formu oldu. Artan süreleriyle birlikte Sertaç’tan alınan dış şut katkısını parkeye yansıtmaya başlayan Pleiss, switch (perde sonrası oyuncu değişimi) yapan takımlara karşı da boyalı alanda oluşan ters eşleşmelere atak ederek işlerin yeniden rayına oturmasında büyük rol oynadı.
Playofflarda ise ligin maç başına en az sayı yiyen ekibi Olimpia Milano ile karşılaşan Anadolu Efes, sezon boyunca yaşadığı tüm savunma problemlerine rağmen agresifliği üst düzeye çıkardı ve oynanan 4 karşılaşmada da potasında 73’ten fazla sayıya izin vermedi. Hücumda ise özellikle ilk iki maçta sezon genelinde sıkça karşılaşıldığı gibi Larkin ve Micic’in zorlama birebirlerine kalan temsilcimiz, bu sorunu da yan parçaların devreye girmesiyle aştı.
Serinin İtalya ayağında oynanan ilk iki karşılaşmada pek ortalıklarda gözükmeyen Tibor Pleiss, üçüncü maçtan itibaren özellikle sağ forvetten bulduğu isabetlerle Larkin ve Micic’in omuzlarındaki yükü bir nebze olsun hafifletti. Eşleşmenin 4. ve son müsabakasını 25 sayıyla tamamlayan Alman uzun, neredeyse kaçırmadan oynayarak galibiyetin mimarı oldu.
Öte yandan Rodrigue Beaubois ve Krunoslav Simon’un olmadığı bir ortamda buldukları süreleri çok iyi değerlendiren James Anderson ve Elijah Bryant, özellikle savunma kısmında sahaya getirdikleri agresiflikle serinin belirleyici isimleri arasına girmeyi başardılar.
Kritik Noktalar
Temsilcimiz Anadolu Efes‘te Shane Larkin ve Vasilije Micic’i kusursuza yakın tamamlayan Rodrigue Beaubois ve Krunoslav Simon, sakatlıkları nedeniyle bir süredir sahalardan uzak kalıyorlar. Son gelen haberlere göre Rodrigue Beaubois, Final Four’da oynayabilse bile çok kısıtlı sürelerde sahada kalabilecek. Krunoslav Simon ise sezonun kalan kısmında forma giyemeyecek.
Elinde Shane Larkin ve Vasilije Micic gibi çok değerli iki süper yıldız bulunan Ergin Ataman, doğal olarak ilk günden itibaren hücum kurgusunu iki oyun kurucusunun etrafında oluşturdu. Onlarca ufak tefek detay içeren yarı saha setleri yerine Larkin ve Micic’e alan açmaya yönelik opsiyonlardan faydalanan koç Ergin Ataman, kadroda bulunan diğer parçalardan alınan şut ve skor katkısıyla da Avrupa basketbolu tarihinin savunulması en zor hücum kurgularından birini ortaya çıkardı.
Olympiakos karşısında ise Beaubois ve Simon’un büyük ölçüdeki yoklukları, rakibin savunmada ne derece agresif olabilen bir ekip olduğunu da düşünecek olursak tıpkı Olimpia Milano serisindeki gibi belli başlı sorunların ortaya çıkmasına yol açacaktır. Larkin ve Micic’in üzerindeki baskıyı kırabilmek için yan parçalardan gelecek skor katkısı, kilit faktörlerin en başında geliyor.
Bu noktada en ön plana çıkması beklenen isim ise elbette Tibor Pleiss olacak. Olimpia Milano serisinin son 2 maçında harikalar yaratan skorer uzun, Olympiakos’ta Moustapha Fall gibi bir devin varlığını da düşünecek olursak Fall’ı boyalı alanın dışına çıkarabilmek için bıraktığı yerden devam etmek zorunda.
Fall’un iri cüssesiyle birlikte ikili oyun savunmasındaki varlığı, rakip kısaların çembere penetreleri için engelleyici bir güç olabiliyor. Tibor Pleiss’ın Olympiakos’a karşı özellikle ikili oyun sonrası dışarı açılarak bulacağı üçlük isabetleri, Shane Larkin ve Vasilije Micic’in de çembere rahat şekilde atak edebilmeleri için fazlasıyla kritik olacak.
Karşılaşmanın temsilcimiz açısından bir diğer kritik noktası de Shane Larkin ve Vasilije Micic’in Moustapha Fall’a rağmen çembere yaptıkları ataklar olacak. 2.18’lik Fransız uzun her ne kadar iri cüssesiyle rakip kısalar için caydırıcı bir tehdit olsa da yavaş ayakları, kısaların açı değiştirerek çembere penetre ettikleri durumlarda devre dışı kalmasına yol açıyor.
Temsilcimiz Anadolu Efes, bu noktada belki de olabilecek en iyi kısa ikilisine sahip. Larkin ve Micic’in perde sonrası açı değiştirerek çembere yapacakları ataklar, Moustapha Fall’ın bir zaaf haline gelerek sahada alacağı dakikaların sınırlanması anlamına da gelecektir.
Soru İşaretleri
Sezon boyunca savunmasındaki problemler nedeniyle ligin bu departmandaki en kötü ekipleri arasında yer alan Anadolu Efes, Olimpia Milano serisinde ise başka bir boyuta geçerek agresif savunmasıyla İtalyan temsilcisini yıldırmıştı. Kadrodaki tüm parçalardan kusursuza yakın düzeyde bir savunma katkısı alan temsilcimiz, rakibine eşleşme boyunca en fazla 73 sayı imkanı vermişti.
Elbette bu durum yalnızca oyuncuların üst düzey bireysel eforuyla açıklanacak kadar basit bir konu değil. Playoffta oynanan dört karşılaşmanın üçünde Gigi Datome gibi bir köşe üçlüğü canavarından faydalanamayan Milano, Ben Bentil ve Giampaolo Ricci gibi isimlerden de beklenen dış şut katkısını alamayınca sahayı açmakta çok zorlandı.
Bu durumdan olabilecek en iyi şekilde yararlanan koç Ergin Ataman, savunmada takımından sanki bir tür alan savunması yaparcasına gömülmelerini talep etti. Böylelikle top tarafını sürekli kalabalık tutan ve Kyle Hines gibi bir perde sonrası kısa devrilme uzmanının elinden bu silahı alan Anadolu Efes; Tibor Pleiss ve Adrien Moerman gibi yavaş ayaklı oyuncularının da zaaf oluşturmamasını sağladı.
Parkeye önemli bir dış şut tehdidi getirebilen Tibor Pleiss ve Adrien Moerman, bu sayede beklentilerin aksine sahada çok daha fazla kalarak Anadolu Efes hücumuna büyük katkı sağladılar. Olympiakos’a karşı ise bu senaryonun devreye girmesi pek kolay olmayabilir.
Forvetlerinde Kostas Papanikolaou ve Sasha Vezenkov gibi üçlük tehdidine sahip çok önemli iki oyuncuyu bulunduran Olympiakos, yarı saha hücumlarında bu iki ismi sürekli topsuz hareket ettirerek planlanan ana aksiyona da alan açabiliyor. Bu da Olimpia Milano serisinin aksine boyalı alana doğru gömülmeyi pek mümkün kılmayabilir.
Bu sezon EuroLeague’in en iyi beşinde yer alan Sasha Vezenkov, skor katkısının yanı sıra topsuz oyun zekasıyla da fazlasıyla öne çıkabilen bir oyuncu. Top yönlendiricinin hareketlerini takip ederek kendini sahada ona göre konumlandırmasını çok iyi bilen Vezenkov, bir an bile boş bırakılmaması gereken türden bir isim.
Anadolu Efes‘in tıpkı Olimpia Milano’ya karşı yaptığı gibi boyalı alana gömülerek köşeleri riske etmesi, Vezenkov ve Papanikolaou gibi isimlerin üçlükleri arka arkaya sıralayarak bir anda işleri Olympiakos lehine çevirmesine yol açabilir. Forvetlerde şut tehdidi yüksek oyuncuların varlığı, playoffların aksine Tibor Pleiss ve Adrien Moerman’ın birlikte sahada kaldıkları bölümlerde önemli savunma zaaflarının ortaya çıkması anlamına da gelebilir.
Bu noktada sezonun geri planda kalan isimlerinden Chris Singleton’a her zaman olduğundan çok daha fazla iş düşebilir. Krunoslav Simon ve Rodrigue Beaubois’nın da büyük ihtimalle olmayacakları bir ortamda ABD’li uzundan gelecek skor katkısı, Anadolu Efes hücumu için belirleyici detaylardan biri olacak.
Olympiakos: Pozitif Yönler
Bundan önceki son Final Four biletini 2017’de, son EuroLeague şampiyonluğunu ise 2013 yılında kazanan Olympiakos, ekonomik sorunların da büyük etkisiyle sancılı geçen bir dönemin ardından koç Georgios Bartzokas ile yeniden hedef yükseltti. Bu süreçte kadrosuna başta Kostas Sloukas olmak üzere birçok önemli takviyede bulunan Yunan devi, 5 yıllık hasreti sonlandırarak Final Four’a geri döndü.
Daha önce taraftarı olduğu Olympiakos’la bir EuroLeague şampiyonluğu da bulunan koç Bartzokas, dönüşünden itibaren etkisini fazlasıyla hissettirdi. Normal sezon boyunca ligin belki de en istikrarlı takımı olan Yunan devi, sıralamada ikinciliği kaparak kadro kalitesine oranla büyük bir başarıya imza attı.
Kırmızı-beyazlı ekip için sezonun bir numaralı öne çıkan noktası, kadrodaki bazı oyuncuların her geçen gün gelişimlerini sürdürerek olduklarından çok daha etkili profillere dönüşmeleriydi. Moustapha Fall, Sasha Vezenkov ve Shaq McKissic bu isimlerden bazıları.
Geçtiğimiz sezon ligin en çok gelişim gösteren oyuncuları arasında ilk sıralarda yer alan Sasha Vezenkov, bunu daha da ileri götürerek yıldız bir oyuncu haline dönüştü. Parkede 4 numara pozisyonundan sağladığı üçlük tehdidinin yanı sıra topsuz oyun zekası da çok yüksek bir isim olan Vezenkov, EuroLeague’de sezonun en iyi beşine seçilerek ne denli önemli bir oyuncu haline geldiğini kanıtladı.
Hücumda tempoyu olabildiğince düşürmeye çalışan, 24 saniyenin tamamına yakınını kullanmaktan çekinmeyen ve ikili oyun temelli bir ekip olan Olympiakos, birçok yönden 1990’lı yılların başarılı takımlarını andırıyor. Düşük tempoda hücum eden bir takım olarak maç başına 80 sayı bulmaları, yaptıkları işte ne derece başarılı olduklarını da gösteriyor.
Kadrosunda Moustapha Fall gibi 2.18’lik bir devi bulunduran Yunan devi, Fransız oyuncunun ikili oyunların ardından çembere devrilerek rakip savunmanın dikkatini üzerine çekmesinden olabilecek en iyi şekilde faydalanıyor. Bunu yaparken de forvet pozisyonunda topsuz oyun zekası çok yüksek isimlere sahip olmaları, kırmızı-beyazlı ekibin yarı saha hücumlarını durdurulması zor bir hale getiriyor.
Olympiakos hücumlarını izlerken Kostas Papanikolaou (Shaq McKissic) ve Sasha Vezenkov’un sıkça aynı anda topsuz hareket ettiklerini gözlemleyebilirsiniz. Bunu yapmalarının ise çok temel bir amacı var: O sırada uygulanması planlanan ana aksiyon için alan açabilmek.
Sahada aynı anda iki oyuncunun sürekli topsuz hareket etmeleri, rakip savunmanın dikkatini üzerlerine çekerek rotasyona zorlamaları anlamına geliyor. Özellikle her iki oyuncunun da keskin derecede üçlük tehdidine sahip olmaları, rakipler tarafından riske edildikleri zaman anında ceza şutunu atabilmelerine de yol açıyor.
Bu şekilde Kostas Sloukas, Thomas Walkup ve Tyler Dorsey gibi top yönlendiricilerine alan açabilen Olympiakos, boyalı alanda da Moustapha Fall gibi bir skor tehdidinin varlığı nedeniyle etkili yarı saha hücumlarına imza atabiliyor. Vezenkov ve Papanikolaou’nun da saha yerleşiminde bu isimleri tamamlamaları, Yunan devinin ligin en etkili hücum kurgularından birine sahip olmasını sağladı.
Saydığımız tüm bu artılara rağmen savunmada bitmek tükenmek bilmeyen agresiflik seviyesi, koç Georgios Bartzokas’ın ekibinin yıl boyunca en öne çıktığı nokta oldu. Moustapha Fall’un sahada olduğu bölümlerde ikili oyun savunmasında rakip oyun kurucuya bir tür yönlendirme savunması uygulayan Yunan devi, bir diğer uzun Hassan Martin’le oynanan dakikalarda ise sıkça switchlerden faydalanıyor.
Özellikle Thomas Walkup ve Moustapha Fall ikilisinin yaptığı yönlendirme savunmaları, rakip oyun kurucular için fazlasıyla zorlu anlara sebep oluyor. Playoff etabındaki Monaco serisinin ilk maçında Mike James’i bu şekilde durdurmuşlardı.
Kritik Noktalar
Olympiakos koçu Georgios Bartzokas, takımın mutlak lideri Kostas Sloukas‘a yalnızca maç başına 24 dakika ortalamayla süre veriyor. Sloukas gibi fazlasıyla değerli bir yıldızın çok uzun süreler parkede kalmaması ilk bakışta göze tuhaf geliyor olabilir. Elbette bu durumun geçerli bir mazereti var.
Hücumdaki tüm etkileyici yönlerine rağmen savunmada belli başlı zaaflara sahip olan Sloukas, sahada olduğu bölümlerde rakipler için açık hedef haline geliyor. Bu nedenle zaman zaman olması gerekenden çok daha çabuk yıpranabilen oyun kurucuyu korumaya çalışan koç Bartzokas, onu maç sonlarında diri tutabilmek için de böyle bir yönteme başvuruyor.
Kostas Sloukas’ın kenarda olduğu bölümlerde ise genellikle direksiyonda 26 yaşındaki skorer Tyler Dorsey var. Takımın açık ara bireysel skor potansiyeli en yüksek ismi olan Dorsey, bunun yanı sıra her ne kadar ikili oyun yönetebilmesiyle de çok değerli bir profil olsa da karar verme konusunda bazı sorunlar yaşayabiliyor.
Genellikle Dorsey’le aynı anda sahada yer alan Thomas Walkup’ın da hücum tehdidi sınırlı bir isim olması, Sloukas’ın kenarda oturduğu dakikalarda Olympiakos hücumlarının tıkanmasına sebebiyet veriyor. Bu sebeple Tyler Dorsey’nin sahada olduğu bölümlerde doğru kararları verebilmesi, bu kritik karşılaşmada Yunan devinin skor potansiyelini de direkt olarak etkileyecek.
Öte yandan Rodrigue Beaubois ve Krunoslav Simon‘un yokluğunda alışılageldik hücum akışkanlığını sahaya yansıtmakta çok zorlanan Anadolu Efes‘in, Tibor Pleiss’ın 5 numaradan parkeye getirdiği dış şut ve orta mesafe katkısına hayati derecede ihtiyacı var. Bunun olmadığı zamanlarda sıkça Shane Larkin ve Vasilije Micic’in birebir tercihlerine kalan koç Ergin Ataman’ın ekibi, hücumda daha tekdüze bir görüntü çizdi.
Playofflar boyunca yaşanan sakatlık sorunların da büyük etkisiyle Tibor Pleiss’ın bariz savunma zaaflarını cezalandırmakta çok zorlanan Olimpia Milano, Alman uzundan gelen şut katkısına da engel olamayınca elenmekten kurtulamamıştı. Olympiakos kadrosunda ise Milano‘dan farklı olarak Pleiss’ın sahada olduğu bölümleri avantaja çevirebilecek isimler var.
Şu bir gerçek ki Anadolu Efes, Tibor Pleiss ve Adrien Moerman’dan skor katkısı alamadığı her dakikada çok daha tahmin edilebilir bir hale gelecek. Bu sebeple Kostas Sloukas, Sasha Vezenkov, Tyler Dorsey ve Moustapha Fall gibi değerli hücumcuların Pleiss’ın sahada olduğu dakikaları artıya çevirebilmeleri, karşılaşmanın en kritik noktalarından biri.
Soru İşaretleri
Kadrosunda Tyler Dorsey, Kostas Sloukas, Moustapha Fall ve Sasha Vezenkov gibi çok değerli hücumcuları bulunduran Olympiakos, bu oyunculardan en az üçünün sahada olduğu anlarda hücum verimliliğini üst seviyelere çıkardı. Bunun tersi durumlarda ise Yunan devinde tıkanmaların meydana geldiğini görebiliyoruz.
Olimpia Milano serisinde de bolca gördüğümüz üzere Anadolu Efes, Shane Larkin ve Vasilije Micic gibi çok değerli iki oyun kurucusunun sayesinde rakiplerinin savunma zaaflarına yol açabilecek isimlerine etkili şekilde atak edebiliyor. Özellikle Gigi Datome ve Sergio Rodriguez gibi vasat birebir savunmacılarının sahada olduğu bölümlerde sıkça bu iki isme atak eden koç Ergin Ataman’ın ekibi, üretimi sağlayabilmesinin yanı sıra iki oyuncunun aldığı dakikaları da sınırlamış oldu.
Bu noktada Olympiakos kadrosunun çok değerli iki yıldızı Tyler Dorsey ve Kostas Sloukas, savunma zaafları nedeniyle Larkin ve Micic gibi iki penetre silahı için açık hedef haline gelebilecek isimler olarak öne çıkıyorlar. Final Four gibi her hücumun büyük öneme sahip olduğu bir organizasyonda ortaya çıkabilecek olası zaaflar, Olympiakos savunmasının büyük zarar görmesine yol açabilir.
Öte yandan 2.18’lik dev Moustapha Fall, ikili oyun savunmasındaki varlığıyla her ne kadar rakip kısalar için caydırıcı bir güç olsa da belli başlı defolara sahip. Fransız uzunun ayaklarının yavaş olması, boyalı alanın dışına çıkmak durumunda kaldığı anlarda net bir zaaf.
Kadrosunda Tibor Pleiss gibi fazlasıyla değerli bir üçlük tehdidini bulunduran Anadolu Efes, Alman uzundan son dönemde sıkça olduğu gibi beklenen dış isabetleri bulabilirse bu durum Fall’un boyalı alanın daha sık dışına çıkması anlamına gelebilir. Haliyle Fransız uzunun boyalı alandan uzaklaşması, Shane Larkin ve Vasilije Micic için de daha rahat çembere atak fırsatları anlamına gelecek.
Olympiakos kadrosunun yedek uzunu Hassan Martin, her ne kadar çabukluğu ve atletizmiyle bu tür durumlarda fena iş çıkarmayan bir isim olsa da hücumdaki katkıları fazlasıyla sınırlı bir isim. Hücumda perde sonrası çembere devrilerek alley-oop tehdidi oluşturması dışında pek ortalarda gözükmeyen ABD’li uzun, savunmadaki tüm artılarına rağmen yetenek seviyesi belli bir isim.
İki takım arasında İstanbul’da oynanan karşılaşmada koç Georgios Bartzokas, takımının savunmada yaşadığı sorunlar nedeniyle son çeyreğe Kostas Sloukas- Sasha Vezenkov- Shaq McKissic- Georgios Printezis- Hassan Martin beşiyle başlamıştı. Böylesine fizikli bir beşle rakibinin üzerindeki savunma baskısını iyice arttırmayı hedefleyen deneyimli koç, hücumda yaşanması muhtemel olası problemleri de görmezden gelmişti.
Koç Bartzokas’ın aldığı bu karar, Yunan devi için pahalıya patlamıştı. Final periyodunun ilk 6 dakikasında skor üretemeyen kırmızı-beyazlı ekip, savunmada da aradığını bulamamış ve farkın bir anda 20’lere kadar çıkmasına engel olamamıştı. Bu nedenle Fall-Sloukas-Vezenkov-Dorsey dörtlüsünden en az üçünün sahada kalabilmeleri, Olympiakos hücumları için belirleyici olacak.
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!