by Melikşah Bayrav/ info@eurohoops.net
Bu yazının tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Turkish Airlines EuroLeague’de bir heyecan dolu sezonun daha sonuna geldik. Kıran kırana geçen son bölümde normal sezonun aksine vites arttıran temsilcimiz Anadolu Efes, finalde de Real Madrid‘i mağlup ederek üst üste 2. şampiyonluğuna ulaştı.
Yıl boyunca çok büyük beklentilerle ilerleyen takımların son düzlükte hedeflerine ulaşamadıklarını gördük, bunun yanı sıra tıpkı temsilcimiz Anadolu Efes gibi ekiplerin normal sezon boyunca yarattıkları soru işaretlerine rağmen ayağa kalkarak ligi hiç fena olmayan noktalarda tamamladıklarına da şahitlik ettik.
Ne yaşanacaksa yaşandı ve 2021-22 EuroLeague sezonuna artık nokta koyduk. Şimdi ise önümüzde birçok takım için farklı hedeflerle ve büyük beklentilerle inşa edilecek yepyeni bir süreç var. Avrupa basketbolunda hareketli geçmesi beklenen bir yaz dönemine girilirken yeni sezon hazırlıkları da bu doğrultuda iyice hızlanacak.
Biz de Eurohoops Fırın olarak tıpkı geçtiğimiz sezonlarda da yaptığımız üzere takımların bu hazırlıklarına katkı sağlamayı kendimize görev edindik.
Eurohoops Fırın, 2022-23 EuroLeague ekiplerinin yol haritası serisinin 11. bölümüyle huzurlarınızda. Onbirinci konuğumuz ise Yunan basketbolunun dev kulübü Olympiakos.
Olympiakos Yaza Nasıl Giriyor?
Yunanistan basketbolu denince akla gelen iki kulüpten biri olan Olympiakos, uzun yıllar boyunca en rekabetçi seviyelerde mücadele etmeyi başararak Avrupa’nın simge kulüplerinden biri oldu. Kurduğu kaliteli kadroların yanı sıra ateşli taraftarlarıyla da adından söz ettiren Yunan devi, şüphesiz ki halen EuroLeague’in en önemli takımlarından biri.
Modern EuroLeague tarihinde 2, toplamda ise 3 Avrupa şampiyonluğu bulunan Olympiakos, şu sıralar kaliteli kadrosuyla en rekabetçi düzeyde mücadele etmeyi sürdürüyor olsa da 2000’li yılların ortalarında durum pek de parlak değildi.
Kırmızı-beyazlıların ezeli rakibi Panathinaikos‘un efsanevi koç Zeljko Obradovic önderliğinde elde ettiği zaferlere uzun uzadıya değinmeye pek gerek yoktur sanıyorum. 2000’lerin başından itibaren 10 yıllık süreçte Avrupa basketbolunun en dominant takımlarından biri olan Panathinaikos, elde ettiği şampiyonluklarla da adeta kulüp tarihinin altın dönemini yaşıyordu.
Bu dönemde EuroLeague Final Four’undan uzak kalan Olympiakos, ezeli rakibinin başarılarını yalnızca izlemekle yetiniyordu. Modern EuroLeague’e geçişin ilk dönemlerinde sürekli Final Four’un kapısından dönen Yunan devi, devamında ise çok ciddi ekonomik sorunlar yaşamaya başladı.
Ekonomik problemlerden dolayı bir süre rekabetçi düzeyin fazlasıyla uzağında kalan kırmızı-beyazlı ekip, 2000’li yılların son dönemecinde ise kabus gibi geçen bir sürecin ardından yeniden yatırımlarını arttırdı.
Özellikle NBA’in kalburüstü oyuncuları arasında gösterilen Josh Childress’ı Avrupa şartlarında devasa bir kontratla kadrosuna katan Olympiakos, ABD’li yıldızın yanı sıra Nikola Vujcic ve Theo Papaloukas gibi iddialı hamlelerle de EuroLeague şampiyonluğunu hedefledi.
Artan tüm beklentilere rağmen Yunan devi, 2010 yılında finale kadar çıkmasına rağmen Barcelona engelini aşamadı ve ikincilikle yetinmek durumunda kaldı. Buna rağmen yatırımlarını kesmeyen Olympiakos, 2010 yazında yaptığı flaş bir hamleyle adeta Yunanistan basketbolundaki tüm dengeleri baştan aşağı değiştirdi.
Takvimler 11 Temmuz 2010’u gösterdiğinde ise Yunanistan basketbolu, tarihinin açık ara en flaş transfer bombasıyla adeta sarsılıyordu. Kulübü Panathinaikos’la olan sözleşmesi sona eren süper yıldız Vassilis Spanoulis, yeşillilerin ezeli rakibi Olympiakos’la sözleşme imzalayarak tarihin en beklenmedik hamlelerinden birinin ana kahramanı oluyordu.
Kimsenin gerçekleşmesini pek ihtimal vermediği bu şok transfer, kırmızı-beyazlı ekip için de adeta bir kırılma noktası oldu. Spanoulis’e 3 yıllığına devasa bir kontrat veren Olympiakos, yine ekonomik sorunlar nedeniyle bütçesini yarı yarıya düşürmek zorunda kalsa da uzun yıllar beklediği şampiyonluğa hiç beklenmedik bir anda ulaştı.
2012 yılında Vassilis Spanoulis önderliğinde Final Four bileti alan kırmızı-beyazlı ekip, organizasyonda mücadele edecek 4 takım arasında belki de en az şans tanınan ekipti.
Buna rağmen önce yarı finalde Barcelona’yı deviren Olympiakos, finalde ise CSKA Moskova karşısında mucizevi bir geri dönüşe atarak Georgios Printezis’in son saniye basketiyle güçlü rakibini mağlup etti ve şampiyon oldu.
Bu büyük başarının ardından bir sonraki sezon başantrenörlük görevine Georgios Bartzokas’ı getiren Yunan devi, yine Final Four’da kimsenin beklemediği bir başarı yakaladı ve Maccabi Tel Aviv‘in ardından modern EuroLeague’de üst üste 2 kez şampiyon olan ikinci takım oldu.
2013 yılında gelen şampiyonluğun ardından bir süre daha en üst düzeyde rekabet etmeyi sürdüren Olympiakos, 2016-17 yılını EuroLeague finalisti olarak tamamlamasının ardından bir düşüş sürecine girdi. Yine ekonomik sorunların etkisiyle kaliteli kadrolar kurmakta zorlanan kırmızı-beyazlı ekip, Vassilis Spanoulis’in de iyice yaşlanmasıyla birlikte Final Four’un uzağında kaldı.
Çareyi 2013 yılında Olympiakos’la şampiyon olan Georgios Bartzokas’ı yeniden takımın başına getirmekte bulan kırmızı-beyazlı ekip, temsilcimiz Fenerbahçe Beko’da Avrupa’nın en değerli yıldızlarından biri haline gelen eski oyuncusu Kostas Sloukas‘ı da transfer etti.
1 yıllık geçiş sürecinin ardından geçtiğimiz yaz Tyler Dorsey, Thomas Walkup ve Moustapha Fall gibi önemli isimleri transfer eden koç Georgios Bartzokas’ın ekibi, her ne kadar ligin en kaliteli kadrolarından birine sahip olmasa da normal sezon boyunca beklenmedik bir istikrar yakaladı.
Özellikle agresif savunmasıyla karşılaştığı rakiplerine zorlu anlar yaşatan Olympiakos, Kostas Sloukas‘ın da liderlik görevini olabilecek en iyi şekilde üstlenmesiyle birlikte normal sezonu 2. sırada tamamladı.
Bu büyük başarının ardından playoff turunda AS Monaco ile eşleşen Yunan devi, favori olarak gösterildiği seride beklenenden çok daha zorlandı. 5 maçın sonunda elenmenin eşiğine kadar gelen kırmızı-beyazlı ekip, Kostas Sloukas’ın son çeyrekteki etkileyici performansıyla birlikte Final Four biletini aldı.
Final Four’da ise son şampiyon Anadolu Efes‘le karşı karşıya gelen Olympiakos, organizasyonun Yunanistan’a çok yakın olan Sırbistan’ın Belgrad şehrinde düzenlenmesi nedeniyle adeta ev sahibi statüsünde mücadele etti.
Temsilcimize karşı agresif savunmasıyla elinden gelen mücadeleyi sergileyen Yunan devi, Vasilije Micic’in mucizevi son saniye üçlüğüne engel olamayınca finalin eşiğinden döndü.
Her ne kadar kalp kırıcı bir şekilde final biletini alamasa da Olympiakos, beklentilerin fazlasıyla üzerine çıkarak taraftarlarını mutlu etti. Şu sıralar Yunanistan Ligi finallerinde ezeli rakibi Panathinaikos ile karşı karşıya gelen kırmızı-beyazlı ekip, şampiyonluğun yalnızca bir adım uzağında.
2021-22 Sezonu Bitiminde Kadro Dizilimi:
PG: Kostas Sloukas, Thomas Walkup, Michalis Lountzis
SG: Tyler Dorsey, Giannoulis Larentzakis
SF: Kostas Papanikolaou, Shaq McKissic
PF: Sasha Vezenkov, Livio Jean-Charles, Georgios Printezis, Quincy Acy
C: Moustapha Fall, Hassan Martin
1- Tyler Dorsey’nin Durumu
Son dönemlerde Yunanistan basketbolunun en büyük yıldız adaylarından biri olarak gösterilen ABD asıllı Yunan skorer Tyler Dorsey, kariyerinin başlarında yaşadığı 3 sezonluk NBA serüveninin ardından 2019 yılında İsrail devi Maccabi Tel Aviv ile sözleşme imzalamıştı.
Maccabi forması ile geçirdiği iki sezonda da başarılı performanslar ortaya koyan Dorsey, sarı-lacivertli ekiple olan sözleşmesinin sona ermesiyle birlikte ülkesine dönmüş ve Olympiakos’la anlaşmaya varmıştı.
Olympiakos’un sonu Final Four’a kadar uzanan görkemli serüveninin ana kahramanlarından biri olan Yunan yıldız, özellikle skorer becerileriyle koçu Georgios Bartzokas’ın hücum kurgusunda çok büyük bir yer kapladı.
Takımıyla sözleşmesi bu yaz sona erecek olan Tyler Dorsey’nin ilk önceliğinin NBA’e geri dönmek olduğu biliniyor. Dorsey’nin NBA’e döndüğü bir senaryoda Olympiakos, kadrosundan çok önemli bir parçayı kaybetmiş olacak.