Nemanja Bjelica: NBA’de Geçen 7 Senenin Ardından Neler Değişti?

09/Ağu/22 13:10 Ağustos 9, 2022

Meliksah Bayrav

09/Ağu/22 13:10

Eurohoops.net

Eurohoops Fırın, Fenerbahçe Beko’nun yeni yıldızı Nemanja Bjelica’nın kariyer dönüşümünü mercek altına alıyor.

by Berkay Terzi & Melikşah Bayrav / info@eurohoops.net

2021-22 sezonuna büyük beklentilerle başlayan Fenerbahçe Beko, kadroya yapılan iddialı takviyelere rağmen özellikle EuroLeague’de beklenen performansın uzağında kalmıştı. Bunun sonucunda ise sarı-lacivertli ekip, EuroLeague’de 8 sezon sonra ilk kez playoffların dışında kaldı.

Kazanılan Basketbol Süper Ligi şampiyonluğuna rağmen koç Sasha Djordjevic’le yolları ayıran Fenerbahçe, CSKA Moskova’yla kazanmadık kupa bırakmayan Dimitris Itoudis’i takımın başına getirerek bir anlamda yeniden hedef yükseltmek istediğinin de mesajını verdi.

Bu süreçte Jan Vesely ve Nando De Colo gibi çok önemli iki yıldızın takımdan ayrılmaları, yeni sezonun kadro planlamaları sürerken belli başlı soru işaretlerinin de ortaya çıkmasına yol açmıştı. Scottie Wilbekin ve Johnathan Motley gibi değerli isimleri kadrosuna katan Fenerbahçe, Avrupa’da güç dengelerini sarsabilecek türden bir transfere daha imza attı.

Daha önce 2013 ile 2015 yılları arasında Fenerbahçe formasını terleten Sırp yıldız Nemanja Bjelica, NBA yolcusu olması sebebiyle yayınladığı veda mesajında “umarım yollarımız bir gün yeniden kesişir” ifadelerine yer vermişti. Aradan geçen 7 yılın ardından Bjelica ve Fenerbahçe’nin yolları yeniden kesişti.

Golden State Warriors‘la NBA şampiyonluğu sevinci yaşayan 34 yaşındaki yıldız, sözleşmesinin sona ermesiyle birlikte Avrupa’ya geri dönüş kararı aldı. Masadaki önemli tekliflere rağmen yeniden eski takımının formasını giymek isteyen Nemanja Bjelica, Fenerbahçe Beko’yla 2 yıllık bir sözleşmeye imza attı.

2014-15 sezonunda Fenerbahçe tarihinin ilk kez Final Four’da yer alma başarısı gösteren kadrosunun belki de en önemli yıldızı olan Bjelica, yıl boyunca sergilediği şahane performans nedeniyle EuroLeague’in en değerli oyuncusu (MVP) seçilmişti. Sezonun son bölümünde şanssız bir sakatlık yaşayan Sırp yıldız, her ne kadar Final Four yarı finalindeki Real Madrid karşılaşmasında formasına kavuşsa da istediği performansı sergileyememişti.

2 sezon formasını giydiği sarı-lacivertli ekipte bir kez Final Four yarı finalinde mücadele etme şansı elde eden Bjelica’nın Fenerbahçe’yle yarım kalan bir hikayesi var. İlerleyen yaşına rağmen halen çok değerli bir yıldız olan başarılı oyuncu, yarım kalan hikayeyi tamamlamak için elinden gelenin en iyisini yapacak.

Eurohoops Fırın, Nemanja Bjelica’nın Avrupa’nın zirvesinden NBA şampiyonluğuna uzanan kariyerini mercek altına alıyor.

Nemanja Bjelica: Fenerbahçe İçin Neden Çok Değerliydi?

Profesyonel kariyerine ilk olarak Avusturya’da başlayan Sırp yıldız Nemanja Bjelica, altyapı günlerinden itibaren Sırbistan basketbolunun gelecekteki en büyük yıldız adaylarından biriydi. 2.09’luk boyu ve iri fiziğine rağmen kendi pozisyonundaki bir oyuncudan görmeye alışık olmadığımız hücum tehditlerine sahip olan Bjelica, kısa sürede efsanevi başantrenör Svetislav Pesic’in çalıştırdığı Kızılyıldız’ın radarına girdi.

Partizan altyapısından yetişmiş bir oyuncu olarak profesyonel kariyerinin 2. yılında Kızılyıldız’a transfer olan Sırp oyuncu, basketbol yatırımlarını arttırarak hedef yükseltmeye çalışan takımının en değerli oyuncularından biri oldu. Koç Svetislav Pesic’le birlikte önemli bir gelişim gösteren genç yıldız adayı, kırmızı-beyazlı ekiple geçirdiği 2 sezonun ardından EuroLeague’in köklü kulüplerinden Baskonia‘nın yolunu tuttu.

İspanyol basketbolunun değerli kulüplerinden Baskonia, oyuncu geliştirme konusundaki başarısıyla da nam salmış bir ekip. Her ne kadar İspanya’ya transferi kariyer gelişimi açısından doğru bir karar gibi gözükse de Bjelica’nın EuroLeague seviyesine adaptasyon süreci pek kolay olmadı.

3 sezonluk Baskonia kariyerinin ilk iki yılında umduğu süreleri bulamayan Sırp yıldız, kendisinden beklenen sıçramayı ise 3. ve son yılında gerçekleştirdi. Başantrenörlüğe eski bir uzun olan Zan Tabak’ın gelmesiyle birlikte sahadaki dakikaları iyice artan Bjelica, üçlük çizgisinin gerisinden tutturduğu yüksek isabet yüzdesiyle de dikkatleri üzerine topladı.

2013 yazında başta Barcelona ve Fenerbahçe Ülker olmak üzere Nemanja Bjelica’yı kadrosuna katmak isteyen birçok iddialı EuroLeague ekibi vardı. Barça’nın kendisine yönelik ciddi ilgisine rağmen Sırp yıldız, Zeljko Obradovic faktörünün de denkleme dahil olmasıyla birlikte Fenerbahçe’ye transfer oldu.

Takımın başına efsanevi Zeljko Obradovic‘in geçmesiyle birlikte yepyeni bir yapılanmaya giden Fenerbahçe Ülker, uzun yıllardır basketbola yaptığı ciddi yatırımların karşılığını almayı hedefliyordu. Yine de yapılan bu tür köklü değişimlerde belli bir alışma sürecinin de tamamlanması gerekliliği kaçınılmaz oluyor. Fenerbahçe ve Nemanja Bjelica için de bu durum geçerliydi.

Sarı-lacivertli ekipteki ilk yılında başarılı bir performans ortaya koyan Bjelica, takımının en değerli oyuncularından biri olsa da Fenerbahçe’nin EuroLeague’e Son 16 turunda veda etmesine engel olamadı. Sırp yıldızın Fenerbahçe formasıyla geçirdiği ikinci sezon ise kariyeri açısından tam anlamıyla bir kırılma noktası niteliğindeydi.

Efsanevi Zeljko Obradovic’le çalıştığı ikinci yılda çarpıcı bir gelişim sergileyen başarılı oyuncu, sezon boyunca sergilediği etkili performansla takımının en büyük yıldızı oldu. Fenerbahçe Ülker’in tarihindeki ilk Final Four bileti almasındaki en önemli pay sahiplerinden biri olan Sırp yıldız, EuroLeague’de yılın en değerli oyuncusu (MVP) ödülüne de layık görüldü.

Nemanja Bjelica, özellikle Fenerbahçe’deki son sezonunda sergilediği performansla kulüp tarihinin en özel isimlerinin arasına adını yazdırdı. Kendisini sarı-lacivertli ekip için bu kadar değerli kılan başlıca faktör ise 4 numara pozisyonunda süre alan bir isim olarak sahip olduğu sıra dışı hücum yetenekleriydi.

Modern EuroLeague tarihinde Nemanja Bjelica’dan önce efsaneleşmiş 4 numaralara baktığımız zaman Matjas Smodis ve Gregor Fucka isimlerinin ön plana çıktığını görüyoruz. Uzun yıllar boyunca efsanevi koç Ettore Messina’nın takımlarına yer alan Smodis, özellikle keskin üçlük tehdidiyle döneminin en modern uzun profillerinden biriydi. Bogdan Tanjevic’in gözdesi Gregor Fucka ise uzun boyuna rağmen çembere yaptığı ataklarla kendi döneminin en büyük yıldızları arasına girmişti.

Nemanja Bjelica’yı bu oyunculardan daha farklı ve özel kılan bir numaralı detay ise tam anlamıyla komple bir profil olması. Yeri geldiğinde üçlük kullanmaktan çekinmeyen, çembere ataklarıyla rakip savunmalara zorlu anlar yaşatan, bir oyun kurucu gibi top yönlendirebilen ve bir pivot gibi alçak post oyunlarından skor üretebilen Sırp yıldız, her şeyiyle Avrupa basketbolu için sıra dışı bir isimdi.

Özellikle günümüz basketbolunda 4 numara pozisyonunda süre alan oyuncuların önemli hücum tehditlerine sahip olmaları fazlasıyla belirleyici bir nokta. Bunun başlıca nedeni ise rakip savunmaların yardım getirecekleri anlarda ilk olarak bunu kendi 4 numaralarından talep etmeleri.

Bu sebeple yarı saha hücumun çeşitlenebilmesi açısından 4 numara pozisyonunda görev yapan oyuncuların şut, pas veya çembere atak tehditlerinden en az ikisini sahaya yansıtabilmeleri çok önemli. Üst düzey oyun zekası sayesinde kendisini topla oynayan oyuncunun pas kanalında konumlandırmasını çok iyi bilen Bjelica, savunmacısı yardıma gittiği anlarda pas alarak Fenerbahçe için ekstra bir skor opsiyonu yaratabiliyordu.

Elbette rakip savunmalar, zamanla Sırp yıldızın bu tür anlarda yarattığı skor tehdidine karşın bazı önlemler almaya başlamışlardı. Bunlardan ilki ise Bjelica’yı tutan oyuncunun savunmada gittiği yardım sayısını minimuma indirerek olabildiğinde birebir şekilde kalmaya çalışmasıydı.

Nemanja Bjelica’nın sahip olduğu çok değerli hücum tehditleri, topla oynamadığı anlarda bile sahada fazlasıyla verimli olmaya devam edebilmesini sağlıyordu. Bu durumun farkında olan başantrenör Zeljko Obradovic, bu sebeple oyuncusunu sık sık topsuz aksiyonlarda da kullandı.

Kariyerinde çalıştığı her takımda ikili oyun temelli hücum kurguları inşa eden koç Obradovic, bu aksiyonlar için gereken alanı sağlamak için Bjelica’yı sık sık sahada topsuz hareket ettiriyordu. Şut tehdidinin yanı sıra üst düzey çembere atak ve pas becerilerine sahip olan Sırp yıldız, haliyle topsuz hareket ettiği zaman kendi savunmacısının da ilgisini tümüyle üzerinde topluyor.

2.09’luk boyuyla sık sık topsuz perdelerden çıkarak takım arkadaşlarına alan açmaya çalışan başarılı oyuncu, bu sayede rakip savunmaların rahatça yardıma gidebilmelerine de engel oluyordu. Top elindeyken sahaya yansıttığı artıların yanı sıra topsuz oyunuyla da takımına büyük katkı sağlayan yıldız isim, kısa sürede Fenerbahçe hücumunun en önemli parçası haline geldi.

Topsuz perde aksiyonlarında alan açma dışında topla da önemli katkılar sağlayan Sırp yıldız, bu bakımdan da Avrupa basketbolunun görmeye alışık olmadığı türden bir profil. Topu hareketli aldığı anlarda verimli bir şutör olmasa da Bjelica, çembere atakları ve üst düzey pasörlüğüyle topsuz perdelerden çıktığı zaman skor tehdidi yaratabiliyordu.

2.09’luk boyu ve kalıplı fiziğiyle başarılı oyuncu, atletik özellikler bakımından öne çıkan bir isim değil. Buna rağmen karşısındaki savunmacının vücut pozisyonunu çok iyi süzen ve buna göre harekete başlayan Sırp yıldız, top sürme becerisiyle de çembere ataklarından verimli sonuçlar alabiliyordu.

4 numara pozisyonunda süre alan bir oyuncu olarak sıkça rakip uzunlarla eşleşen Bjelica, özellikle ayakları ağır kalan savunmacılara karşı çembere atak tehdidini verimli şekilde kullanabiliyordu. Pozisyonu için üst düzey sayılabilecek dripling becerileriyle rakiplerini eksiltebilen Sırp yıldız, teması aldığında bile bitiriciliğini konuşturabiliyordu.

Nemanja Bjelica’nın Fenerbahçe dönemine şahit olan basketbolseverler için çembere atakları sırasında sağ omuzuyla rakip savunmacıya karşı teması sağlayarak kendisine avantaj devşirdiği pozisyonlar pek de yabancı gelmeyecektir. Bu tür anlarda vücut dengesini de korumayı çok iyi bilen başarılı oyuncu, rakip savunmacılara üstünlük sağlamasını çok iyi biliyordu.

Sırp oyuncunun çembere atak tehdidini sıra dışı kılan en önemli nokta ise sadece sayıyı değil, takım arkadaşlarını beslemeyi de düşünüyor olmasıydı. Topla penetreleri esnasında 2.09’luk boyu ve kalıplı fiziğiyle yardım savunmasını üzerine çeken Bjelica, rakip takımın rotasyonlarını da kusursuza yakın şekilde okuyarak boştaki takım arkadaşlarına pas çıkarabiliyordu.

Parkede çoğu zaman pivot fiziğinde bir oyun kurucuymuş gibi gözüken yetenekli uzun, bireysel skor katkısının yanı sıra asistleriyle de Fenerbahçe hücumunu farklı bir boyuta taşıyan en önemli etkenlerin başında geliyordu.

Sahada kelimenin tam anlamıyla komple bir profil çizen başarılı isim, alçak post aksiyonlarında da üst düzey hücum verimliliğini sürdürüyordu. Özellikle sırtı dönük alçak post hücumlarında rakip savunmalara zorlu anlar yaşatan yıldız oyuncu, teması aldığı anlarda bile dengesini korumayı çok iyi bilmesiyle takımının yarı saha hücumlarına çeşitlilik katabiliyordu.

Bjelica’nın Fenerbahçe kariyerinde değinmemiz gereken bir başka önemli nokta ise ribaund sezgisi. EuroLeague’in en değerli oyuncusu seçildiği 2014-15 sezonunda maç başına 8.5 ribaund ortalaması tutturan Sırp yıldız, bu alanda ligin zirvesinde yer alıyordu.

Başarılı oyuncunun topla oynama konusundaki becerisi, üst düzey ribaund sezgisiyle birleşince bu durum kendisini diğer uzunlardan ayıran farklı bir noktanın daha ön plana çıkmasına yol açıyordu. Özellikle savunma ribaundunu aldığı anlarda topu rakip sahaya kendisi de getirebilen Sırp yıldız, rakip savunmalar tam anlamıyla yerleşemeden takımının hücuma başlamasını sıkça sağlıyordu.

Efsanevi Zeljko Obradovic’le çalıştığı 2 yıllık süreçte adeta bir süper yıldıza dönüşen Nemanja Bjelica, Avrupa basketbolunun bir uzundan görmeye pek alışık olmadığı derecede çok yönlülüğüyle de NBA takımlarının gözünden kaçmadı. Sözleşmesinin bitimine 1 yıl kalmış olmasına rağmen oyuncu opsiyonunu kullanarak NBA yolcusu olan Bjelica için böylelikle yepyeni bir serüvenin de kapıları aralandı…

Nemanja Bjelica’nın NBA Macerası

2015-16 sezonunda Minnesota Timberwolves ile 3 yıl/11 milyon dolarlık kontrat imzalayan Bjelica, başrolünde 3 tane 20 yaşında oyuncunun bulunduğu bir takıma gidiyordu. O yüzden ilk etapta üstünde hiçbir baskı yoktu. Bilindiği üzere NBA’de 2015 civarı yıllar, geçiş dönemidir. Eski basketbolun yerini modern basketbola bıraktığı yıllardır. Bjelica tam da böyle bir dönemde NBA’in yolunu tuttu.

27 yaşında Amerika macerasına adım atan Sırp uzun forvet, NBA’in yeni yeni tanıştığı bir oyun profiline sahipti. 209 cm boyundaki şut atabilen uzunlar o günlerde şimdiki kadar yaygın değildi. Bundan ötürü Bjelica, şut tehdidiyle bir bakıma fark yaratabiliyordu. Şut becerisiyle sahada alan açıyor, bu sayede rotasyondaki yerini sağlamlaştırıyordu.

Bjelica’nın bir diğer özelliği ise 5 numaraya geçebilmesiydi. Kısa beşlerin yeni yeni popüler olmaya başladığı o günlerde Belly, küçük aralıklarda pivot pozisyonuna da kayabiliyordu. Ayakları şimdiki kadar hantal değildi ve o günlerde uzunlardan beklenen şey de tam olarak bu değildi. Bjelica’yı diğer rol oyuncularından farklı kılan özellikler olduğunu söyleyebiliriz.

Fakat şöyle bir durum var ki, 3 yıllık Minnesota kariyerinde koç Sam Mitchell ve koç Tom Thibodeau, Bjelica’yı hücumda %100 verimle kullanamadı. Sırp oyuncunun çok yönlü hücum tehdidini her anlamıyla işlemek yerine, onu daha küçük bir rolde tutmayı tercih ettiler. Hücumda onu toptan uzak tutup daha ziyade topsuz oynayacağı bir biçimde sabit şutör rolünde kullanmak istediler. İlk iki yılında Karl Towns, Andrew Wiggins, Zach LaVine, hatta o sezon potansiyelli bir genç olan Kris Dunn gibi isimlere topu kullandırmak istiyordu Minnesota. Gençlerin gelişimi ilk plandaydı.

Minnesota’daki üçüncü sezonunda yani Jimmy Butler’lı sezonda ise takımda biraz daha önemli bir konuma geldi. Ana rotasyonun içine dahil olan Bjelica, 21 maçta ilk beş başladı ve Jimmy Butler’ın alanını maksimize etmek amacıyla sahaya atıldı. Fakat Bjelica yine topla pek içli dışlı değildi. Hücumda karar vericilerden biri olmaktan ziyade topsuz oyunda sabit şutu üzerinden rol bulmaya devam ediyordu. Ancak o sezon Minnesota’nın 13 yıl aradan sonra playoff yaptığını da hatırlatmak gerek.

2018 yazında serbest kalan Sırp uzun, daha aktif bir rol alabileceği takımlara göz atıyordu. Minnesota’dan ayrılmayı kafasına koyan Bjelica, Sacramento Kings ile 3 yıl/20 milyon dolarlık bir kontrat imzaladı. O sene Sacramento’yu 39 galibiyete taşıyan koç Dave Joerger ile Nemanja Bjelica’nın arasından su sızmıyordu. Koç Joerger, Bjelica’yı daha aktif şekilde kullanıyor ve sürelerini arttırıyordu.

Sırp oyuncu 2018/19 sezonunun başında “bana güvenen, beni nasıl kullanacağını bilen bir koça sahibim” diyerek bir yandan Joerger’a olan güvenini dile getiriyor, öbür yandan Tom Thibodeau’ya gönderme yapıyordu. 30 yaşındaki oyuncu, Kings‘te ana rotasyona girmeyi başardı ve 23 dakika sahada kaldı. Ancak sezon sonunda Dave Joerger’ın takımdan gönderilmesi herkeste şok etkisi yarattı. Bu karara en çok üzülenlerin başında ise muhtemelen Bjelica geliyordu.

Joerger’dan boşalan koltuğa ise 39 yaşındaki Luke Walton getirildi. Walton, daha önce şampiyon Golden State Warriors‘ın koç ekibinde görev almış, 3 sezon boyunca yapılanma halindeki genç Lakers‘ı yönetmişti. Gençlerle arasının iyi olduğu biliniyordu ancak Bjelica ile başka bir yönden bağ kurdu. Walton, Warriors ekolünden gelen bir koçtu. Koçluk kariyerine Warriors’ta başlamış ve Steve Kerr’ün ameliyat olduğu dönemde daha 35 yaşındayken Warriors’ı o yönetmişti.

Haliyle pasör uzunlarına ne kadar değerli olduğunu daha iyi kavrıyordu. Walton’ın gelişi, böylelikle Bjelica’ya da yaramış oldu. 31 yaşındaki Sırp, 2019-20 sezonunda kariyerinin en yüksek sürelerine ulaştı. 72 maçın 67’sinde ilk beş başlayan Bjelica, ortalama 28 dakika sahada kaldı. Walton, Bjelica’yı saha içinde daha aktif bir rolde kullanıyordu.

Tıpkı Joerger gibi onu pas istasyonu olarak kullanıyor, zaman zaman topla oynamasına izin veriyor, sırtı dönük (post-up) oynamasına teşvik ediyordu. Ayrıca P&R oyunlarına dahil edip açıldığında (pop) şut tehdidinden, devrildiğinde ise (roll) kısa devrilmedeki pasör becerilerinden yararlanmak istiyordu. %42 ile maç başına 1.2 üçlük isabeti bulan Bjelica, NBA kariyerinin en iyi sezonunu geçirdi.

Anlaşılacağı üzere 2019-20 NBA sezonu Bjelica için verimli geçti. Tabi takımın yüksek bir hedefinin olmaması da bunda pay sahibi oldu, bunu inkar edemeyiz. Yine de Bjelica’nın hücumda ne kadar değerli bir oyuncu olabileceğini en net orada gördük. Fakat 2020-21 sezonuna gelindiğinde işler pek güllük gülistanlık değildi. Artık Bjelica’nın ayakları iyice hantallaşmış ve NBA’in über atlet kısalarının karşısında kalamaz bir hale gelmişti. Kısa beşte pivot pozisyonuna geçtiğinde ise zaten çember koruyabilecek donanıma sahip değildi. Savunmaya çözüm arayan Sacramento’da ilk fatura böylelikle Bjelica’ya kesiliyordu.

32 yaşına gelen deneyimli oyuncunun süreleri ortalama 28 dakikadan 16 dakikaya kadar gerilemişti. Bazı maçlarda forma şansı bile bulmuyordu. Haliyle Luke Walton ile ilişkileri gerildi. Kontratının son senesinde bulunan Bjelica, 25 Mart 2021 günü Moe Harkless ve Chris Silva karşılığında Miami Heat‘e takaslandı. Sacramento kariyeri iyi başlamış kötü sonlanmıştı. Yine de teoride kazanan Bjelica oluyordu. Çünkü Miami Heat gibi bir takıma gidiyordu.

Son NBA Finalisti olan Miami, hücum sisteminde Bjelica gibi pasörlere çok değer veriyordu. Koç Erik Spoelstra, uzunlarını pas aksiyonlarına dahil etmeyi sever. Miami’nin hücumu oyuncuların topsuz hareketliliğine, şutörlerin dribble handoff aksiyonlarına dayalı olduğu için Bjelica gibi Adebayo gibi pasör uzunlar ayrı bir değer kazanıyor. Keza Bjelica’nın perdeleme becerisi de Miami hücumunda küçük ama önemli bir detay halini alıyordu.

İşler teoride böyle gözükse de pratikte çok işlemedi. Bjelica, Miami’de sadece 11 maça çıktı ve playofflarda ise 4-0 elendikleri Milwaukee serisinde anlamsız süreler aldı. Bjelica, değerli hücum yeteneklerine rağmen Spoelstra’nın tercihi olmamıştı. Bunun başlıca sebebi, savunmada yarattığı zaaftı. Veteran oyuncunun ayakları artık hantallaşmıştı. Bununla birlikte vücudu da formdan çıkıyordu. Adam değişimine (switch) bel bağlayan Miami savunması için ideal isim değildi. Kesik yemesinin ilk sebebi buydu.

İkinci olarak Bjelica’nın şutu eskisi kadar keskin değildi. 2020-21 NBA sezonunda en kötü şut performansını sergiledi. %31.8 ile üçlük isabeti bulan Bjelica, Miami’de biraz daha kendini toparlasa da sahaya kalmaya yetecek kadar değildi. Erik Spoelstra inat etmeyi sever. Neticede Bjelica konusunda da inat etti ve Sırp oyuncuyu rotasyondan kesti.

2021 yazında serbest oyuncu konumuna gelen Bjelica, kendisini kullanabilecek bir takım arıyordu. Miami Heat, kağıt üstünde öyle bir takımdı ancak işler beklendiği şekilde yürümedi. Bjelica da ligde Miami ile benzer bir oyun tarzına sahip olan Golden State Warriors’a gitmeyi tercih etti. Bu karar, şu ana kadar aldığı en iyi kararlardan birisiydi.