by Berkay Terzi / info@eurohoops.net
NBA’de yaz döneminin gelişiyle birlikte gerek Amerikan medyası tarafından gerek basketbolseverler tarafından her gün çeşitli çeşitli takas dedikoduları ortaya atılıyor.
Bu takas dedikodularının ortak noktası ise, her birinin içinde “istenmeyen” oyuncuların bulunması. NBA’de takas edilmesi kolay, her takım tarafından ilgi çekecek oyuncular çoğunlukta olsa da, takımların elden çıkarmakta zorlandığı isimlerden oluşan bir azınlık da mevcut.
Eurohoops Fırın, NBA’de takımların takaslamakta güçlük çektiği 5 oyuncuyu derledi.
Tobias Harris
Tobias Harris’in NBA’deki en kötü kontratlardan birine sahip olduğunu gönül rahatlığıyla dile getirebiliriz. Yakında 30 yaşına girecek olan forvet, önümüzdeki 2 sezonda yaklaşık 80 milyon dolar kazanacak. Bu da onu takaslaması zor bir parça haline getiriyor.
Takımında ikinci oyuncu bile olamayan Harris, yıldız isimlerle aynı parayı kazanıyor. İnişli çıkışlı oyunu ve playoff performansı sebebiyle her sezon eleştiri oklarının hedefi haline geliyor. Harris, bu maaşı 2019 yılında almıştı. Philadelphia, Jimmy Butler yerine Harris’i tercih etmişti. Günümüzden baktığımızda, bunun ne kadar yanlış bir karar olduğunu görmek zor değil.
Bir genel menajer olarak Tobias Harris’i takas görüşmelerinde masaya koysanız, eliniz pek güçlü değil. Özellikle karşınızdaki takım eğer başarı kovalıyorsa, Harris’e endişeyle bakmaları çok doğal. Çünkü kontratının yanı sıra performansı da iç açıcı değil. Deneyimli forveti Sacramento gibi orta-düşük hedefli ekiplere pazarlamak biraz daha kolay olabilir. Daha önce Orlando ve LA Clippers‘ta da gösterdiği gibi, bu düzeydeki takımlarda daha üretken bir hücumcuya dönüşebiliyor.
Ayrıca eğer pinti bir genel menajerseniz, Harris’i takaslamanız biraz daha zorlaşabilir. Zira veteran oyuncuyu elden çıkarmak için ekstra draft hakkı veya bir genç oyuncu vermeniz gerekebilir.
Russell Westbrook
Bu sezon Los Angeles Lakers‘ta kariyerinin en kötü performansını sergileyen Russell Westbrook, şu anda NBA’in en yüksek maaşlı 2. oyuncusu. Lakers‘ın onu elden çıkarmakta ne kadar zorlandığını görüyorsunuz zaten. Eski MVP, 47 milyon dolarlık bir maaşa sahip ve sözleşmesinde bir yıl kaldı. Yani 2023 yazında serbest kalacak.
Aslında bu tarz tek yıllık kontratları elden çıkarmak her zaman daha kolay olmuştur. Çünkü ligde illa ki hızlıca maaş boşluğu yaratmak isteyen takımlar oluyor. Örneğin birisi Westbrook’un maaşını alıp 2023 yazında o serbest kaldığında bütçesinde alan açabilir. Son dönemde bunun örneklerine sık sık rastladık ancak Westbrook’ta durum biraz farklı.
33 yaşındaki oyuncu, 25-30 milyon civarı bir maaş alsaydı işler daha basit olabilirdi. Fakat takas paketinde 47 milyon doları karşılamak biraz zor oluyor. Siz 47 milyon doları denkleştirmek için parça ekledikçe, terazinin Lakers kefesi doldukça doluyor. Haliyle aldığınız verdiğinizi karşılamıyor. Ligde 47 milyonu tek başına karşılayacak tek kontrat John Wall idi. O da serbest bırakıldı. Ondan ötürü Westbrook’u takaslamak normalinden daha zor.
Böyle durumlarda veren takımın (yani Lakers’ın) biraz fedakarlık yapması gerekiyor. Ekstra draft hakkı vermek gibi… Fakat Lakers’ın buna yanaşmadığı söyleniyordu. Neticede 47 milyon dolarlık maaş yüküyle Westbrook, ligin en takaslaması en zor oyuncularından birisi. Neyse ki normal şartlarda akla bile gelmeyecek Kyrie Irving fırsatı doğdu. Bu da Lakers için çok büyük şans.
Duncan Robinson
2019-20 sezonunda yaptığı çıkışla adından söz ettiren Duncan Robinson, 2020-21 sezonunda da aynı performansını devam ettirince Miami Heat‘ten kontratı kapmıştı. Duncan’ın aldığı 5 yıl 90 milyon dolarlık dev kontrat, aynı zamanda ligde şutör nitelikli oyuncuların ne kadar değerli olduğunu kanıtlıyordu. Fakat 2021-22 sezonunda işler aynı şekilde gitmedi.
Süreleri biraz azalmış olmasına rağmen Duncan Robinson, hala maç başına 2.9 üçlük (%37) atıyordu. Fakat kağıt üstünde yazanla sahadaki aynı değil. İstatistikleri üst düzey dursa da, eski istikrarını ve verimini kaybetmişti. Takımlar onun perde çıkışı üçlüklerini, Bam ile oynadığı handoff aksiyonlarını daha iyi savunuyordu. Bunun bir sebebi de Duncan’ın topu yere vuramamasıydı. Savunmada yarattığı zaaf da cabası.
Üstüne bir de Max Strus çıkış yapınca Duncan’ın pabucu dama atılmış gibi oldu. Ama 28 yaşındaki oyuncunun hala ligin en iyi şutörlerinden birisi olduğunu söylemek yanlış olmaz. Sahadaki çekim gücü ve şut tehdidi oldukça yüksek. Sırf bu özelliği bile Duncan’ı takaslayabilmenizi sağlıyor çünkü ligde bu tarz bir şutöre ihtiyaç duyan çok takım var.
Ama Duncan’ın takaslanmasını zorlaştıran asıl faktör kontratı. 17 milyon dolar aslında göz korkutucu gelmiyor ilk etapta. Ama kontratının 4 yıl olması sıkıntılı. Duncan’ın oyunu bu kadar güvenilmez bir hal almışken ona 4 yıllık kontrat bağlamak biraz endişe verici. Duncan Robinson, böyle bir kontrat kazanmak için fazla tek yönlü. Savunma tarafında zaten oldukça zayıf. Hücumda hareketli şutu sayesinde ciddi fark yaratıyor ama topu yere vuramaması, kendine pozisyon yaratamaması onun değerini düşürüyor. Daha kolay savunulur bir hale getiriyor.
Gordon Hayward
Gordon Hayward’ın hala faydalı bir oyuncu olduğuna dair benim bir şüphem yok. İyi şutör, topu yere vurup yaratabiliyor, pozisyonuna göre iyi pasör ancak sakatlık sorunları her zaman olduğu gibi can yakıyor. Son üç sezonda çıktığı maç sayısı 105.
2 yıllık sözleşmesi kalan Hayward, toplamda 60 milyon dolar kazanacak. Faydalı bir oyuncu olduğunu söylemiş olmam, parasının karşılığını verdiği anlamına gelmiyor. Bu kadar maç kaçıran birisi için yıllık 30 milyon dolar oldukça fazla. Kazandığı parayı alan diğer oyunculara baktığımızda, büyük çoğunluğunun All-Star veya All-Star statüsüne yakın isimler olduğunu görüyoruz. Fakat Gordon Hayward, bir süredir o seviyeden uzak kaldı. Alması gereken para en fazla 20 milyon civarı iken, 30 milyon kazanıyor olması Hornets‘ın canını sıkıyor. Ayrıca ilerleyen yaşını da hatırlatmak gerek.
Bir genel menajer olsanız ve Hayward’ı elden çıkarmaya çalışsanız, basketbolunu pazarlamakta zorlanmazsınız. Ancak 30 milyon kazanan ve sürekli maç kaçıran 32 yaşındaki birisini takaslamak kolay değil. Bu riski alacak takım yok denecek kadar az. Kontratının iki yıllık olması da işleri güç hale getiriyor tabi ki. 2022-23 sezonunda Hayward’ı takaslamak muhtemelen daha basit olacaktır.