by Branson Wright / Çeviri: Bilal Baran Yardımcı / info@eurohoops.net
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı 23 Mayıs 2022 tarihinde Andscape‘te yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
Cleveland Cavaliers‘ta koçluk yaparken John Lucas’ın yazları bireysel çalışmalarla ve lisede veya kolejde forma giyen profesyonel basketbolcularla antrenman maçları yaparak geçiyordu.
22 Mayıs 2002 tarihi de o zamanlar Cavaliers‘ta ilk yılını geçiren Lucas için farklı değildi. Lucas, o gün beni de salona davet etmişti. O zamanlar The Plain Dealer’da Cavaliers için yazan bir muhabir olarak orada bulunan tek medya mensubu bendim.
Fakat ne ben, ne de orada bulunan diğer insanlar, o gün yaşananların basketbol dünyasına etki edeceğini bilmiyorduk. LeBron James, birkaç NBA oyuncusuna karşı dudak uçuklatan bir performans sergilemişti.
O zamanlar James, lise üç öğrencisiydi.
Bu olay; James, Sports Illustrated dergisinin kapağında “Seçilmiş Kişi” başlığıyla yer aldıktan üç ay sonra; Cavs, kendisini NBA draftının ilk sırasından seçmeden bir yıl önce; birçoklarına göre tarihin en iyi oyuncusu olarak anılmasından ise yıllar önce gerçekleşmişti.
James’in antrenmana katılımı, ligin henüz drafta katılması imkanlar dahiline olmayan oyuncularla NBA takımları arasındaki iletişimi yasaklayan kuralını ihlal ettiği için NBA, Lucas’a 250.000 dolar ceza verdi ve gelecek sezonun ilk iki maçında Lucas, takımın başında olamadı. Ayrıca Cavaliers’a da 150.000 dolar ceza verildi.
James’in o günkü performansı, gelecekte yapacaklarının fragmanıydı. 20 yıl önce o gün orada bulunan herkese unutulmayacak bir anı yaşatmıştı.
Bu yazı, o günün sözlü tarihinden oluşuyor.
“Genç yaşına rağmen basketbolu doğru oynuyordu”
James, Cavaliers‘ın antrenman sahasına çıkmadan önce şöhreti büyümeye başlamıştı bile. Lisenin ilk senesinde 21 sayı – 6 ribaund, ikinci senesinde ise 25.2 sayı – 7.2 ribaund ortalamaları ile oynamıştı. O senelerde Ohio’daki St. Vincent-St. Mary Lisesi’ni üst üste iki kez eyalet şampiyonluğuna taşımıştı.
Lucas, Cavaliers‘ta işe başladıktan kısa süre sonra bu yaygaranın sebebini öğrenmek istedi.
John Lucas: “Cleveland State’te birkaç AAU maçında onu izlemeye gitmiştim. Los Angeles Lakers‘ın yıldızı Kobe Bryant’ı gençken görmüştüm ve herkes bana LeBron’un Kobe’den daha iyi bir potansiyel olduğunu söylüyordu. Onlara inanmamıştım. Bu yüzden gidip görmek istedim, bütün günümü orada geçirdim. O gün, ‘Belki Cavaliers’ın guard’ı Bimbo Coles’tan daha iyi olabilir’ yorumunu yapmıştım. Herkes aklımı kaçırdığımı düşündü.
Zekası, inanılmaz seviyedeydi. Şutuna kesinlikle çalışması lazımdı ancak pasörlüğü o zamanlar bile elit seviyedeydi.”
Johnny Clark, Cavaliers’ın Oyuncu Geliştirme Partneri: “Onu, eyalette şampiyon oldukları ilk ve ikinci yılında görmüştüm. Çok iyi bir oyuncu olacağı belliydi. Jimmy Jackson ve Clark Kellogg’u da lisedeyken izlemiştim ve LeBron’un lisedeyken onlardan daha iyi olacağını düşünmüyordum.”
Jim Paxson, Cavaliers’ın Genel Menajeri: “Onu lisenin ilk yılındayken duymuştum ancak ilk kez ikinci yılında Cleveland State’teki bir maçta izledim. Gözüme çarpan en büyük şey, maçta 50 ya da 60 sayı atabileceği ancak buna rağmen bencil olmayan bir oyuncu olduğuydu. Genç yaşta basketbolu doğru şekilde oynuyordu. İşin o kısmını halletmişti. Normalde böylesine iyi oyuncuların bunu yaptığını görmezsiniz. Eğer 50 ya da 60 atabileceklerse, atarlar. LeBron ise cömert bir oyuncuydu. Michael Jordan gibi atletikti, aynı zamanda Magic Johnson gibi bir fiziği ve oyun görüşü vardı.”
DeSagana Diop, Cavaliers’ın pivotu: “Oak Hill Academy’deki son yılımda LeBron’a karşı oynadım. O zamanlar LeBron, ikinci sınıftaydı. Bizi adeta domine etti. Biliyorsunuz ki Oak Hill olarak diğer bütün takımlara üstünlük sağlardık ancak bu maç LeBron sayesinde yakın geçmişti. Onunla karşılaşmadan önce de ismini duymuştum ancak karşısında oynadıktan sonra ne kadar özel bir oyuncu olacağını anladım.”
John Lucas III, Baylor’ın oyun kurucusu: “Babam Cavaliers’ta koç olduğunda ben kolejdeki ilk senemi geçiriyordum. Bana Akron’daki bir liseden yeni Kobe, Michael Jordan, Dr. J ya da Magic olabilecek bir oyuncunun geldiğini söylemişti. O zamanlar büyük bir Kobe hayranıydım, bu yüzden ‘Aynen baba’ demiştim içimden.”