by Eurohoops Team / info@eurohoops.net
Dünya üzerinde en yüksek seviyede basketbolun oynandığı organizasyon olan NBA, bunu başarmak için A’dan Z’ye her katmanını rekabetçiliği arttırmak misyonuna uygun şekilde dizayn ediyor.
Takımların eşit maaş bütçesine sahip olması, ligi alt sıralarda bitiren ekiplerin her sene draftın üst sıralarından lige giren genç yetenekleri seçme imkanı bulması, 2020-21 sezonuyla birlikte uygulamaya giren play-in turnuvasıyla birlikte lig genelindeki hedefsiz takım sayısını minimuma indirme çabası; rekabetçiliği arttırmak için organizasyonun uyguladığı sistemlerden sadece birkaçı.
Artık lig genelinde çok geniş bir yetenek havuzu var. Neredeyse her takımın bir yıldız oyuncusu olduğu gibi kaliteli rol oyuncusu popülasyonu da hiç olmadığı bir seviyeye çıkmış durumda. Özellikle playofflarda üst seviye koçların rakipteki zaafları bulunan oyuncuları direkt sahanın dışına atmayı becerebilmesi, artık rol oyuncularından da spesifik görevlerden fazlasının beklendiğini kanıtlıyor.
Her takım da hamlelerini buna göre yapıyor/yapmaya çalışıyor. Genç ve potansiyelli oyunculardan kaliteli rol oyuncusu çıkarabilmek, her organizasyon için altın değerinde. Burada da işin içine G League dahil oluyor.
NBA’in yan ligi olarak konumlanan G League; oyuncuları, koçları, hakemleri, antrenörleri NBA’e hazırlama görevini üstlenirken aynı zamanda ligin araştırma ve geliştirme laboratuvarı olarak karşımıza çıkıyor. 29 takımdan oluşan ligin 28 takımı, bir NBA organizasyonuyla birebir ortaklık içerisinde işlerini yürütüyor.
Ligde fırsat bulmayı amaçlayan oyunculara harika bir olanak sağlayan G League, genç yetenek devirdaimini mükemmelleştiren NBA’in de en önemli katmanlarından biri.
Peki ya G League, şu anki halini nasıl aldı? Kuruluş süreci nasıldı? Şu anda gördüğü işlevler neler? Bugünkü yazımızda bu sorulara odaklanacağız.
NBDL, D League ve Sonunda G League
İlk olarak 2001-02 sezonunun başlangıcıyla birlikte NBDL adıyla kurulan ligte genellikle Amerika’nın güneydoğusundaki eyaletlerden sekiz takım mücadele ediyordu.
2005 yılının Mart ayına kadar sekiz takımla devam eden organizasyon, o sene büyük değişimler yaşadı. Öncelikle adı artık NBA D League olmuştu. Uzun yıllar boyunca NBA’in komisyonerliğini yapan David Stern’in aklında ise bu ligi daha da genişletmek vardı.
Bu amaçla 2005 yılında takım sayısını 15’e çıkaran Stern, organizasyonda bulunan her takımın bir yada birden fazla NBA takımıyla ortaklık kurmasını, böylece NBA için bir nevi altyapı görevi gören bir platformun oluşmasını hedefliyordu.
Bu vizyonla ilerleyen lig, 2006’dan 2009’a birçok takımın dahil olmasıyla iyice genişledi. Bu süreçte lige dahil olan Los Angeles Lakers‘ın direkt olarak sahiplik yaptığı Los Angeles D-Fenders, bir NBA takımının direkt olarak sahiplendiği ilk D League takımı olarak kayıtlara geçiyordu.
2009 yılında Houston Rockets, Rio Grande Valley Vipers takımıyla bağlantı kurdu ve bu takım, sadece bir NBA takımıyla ortaklığı olan ilk takım oldu. Bu durum, NBA genelinde yeni bir trendi başlatıyordu.
2015 yılında son birden fazla NBA takımıyla bağlantısı bulunan Fort Wayne Mad Ants’in de Indiana Pacers ile anlaşması üzerine ligde her takımın artık sadece bir NBA organizasyonuyla ortaklığı bulunuyordu. Artık D League’de herhangi bir NBA takımıyla bağlantısı bulunmayan bir ekip kalmamıştı.
Bu da diğer NBA organizasyonlarına örnek oldu. 2015 yılında Toronto Raptors, Raptors 905 adı altında kendi D League takımını kurdu.
Raptors’ın bu hamlesini 2016 yılında da Charlotte Hornets, Brooklyn Nets ve Chicago Bulls izledi.
2017-18 sezonunda Gatorade markasıyla sponsorluk anlaşmasına varan ligin adı artık NBA Gatorade Legaue’ti. Bu isim sonradan G League olarak kısaltıldı ve lig, son halini aldı.