by Bilal Baran Yardımcı / info@eurohoops.net
James Naismith, 1891 yılında basketbolu icat ederken aklından dünya üzerinde birçok insanın hayatına bu denli etki edecek bir eğlence aracı bulduğu geçmiyordu muhtemelen.
Toplum üzerine en büyük yansımalar bırakan araçlardan biri olan spor, birçok kişiye göre kazanmak ve kaybetmek gibi iki net kanı üzerinden şekillenir. Holiganlığın kaçınılmaz olarak yanında getirdiği bir şeydir bu.
Dünya üzerinde en çok takip edilen, en çok kişiye ulaşan sporlardan biri olan basketbol da bundan nasibini çokça yerde alır. Kazanmak, basketbol izleme deneyimini anlamlı hale getirirken kaybetmek tamamen bir vakit kaybına dönüştürür birçok insan için.
Fakat basketbol özelinde spor, bundan çok daha fazlasıdır. Eğlence, şov, toplum üzerine bıraktığı etki, yaşattığı kültür değişimleri de bir parçasıdır basketbolun.
1926 yılında kurulan Harlem Globetrotters da sporun bu yönlerine odaklanmış ve 1900’lü yıllarda birçok kültür çatışmasını içinde bulunduran Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşanan köklü değişimlerde önemli rol oynamıştı.
Bugüne kadar varlığını koruyan Harlem’in özellikle toplumun belli kesmine bir basketbol sahası, basket topu ve iki potanın ifade ettiklerinden çok daha fazlasını yansıttığını söyleyebiliriz.
Bugün bu basketbol takımının tarihinden ve etkilerinden bahsedeceğiz.
Harlem Globetrotters’ın Kuruluşu, Misyonu ve Etkileri
1926’da birçok profesyonel basketbolcunun yetiştiği Chicago’nun güney kısımlarında kurulan ve basketbolun şov, eğlence ve tiyatral kısımlarını öne çıkaran bu basketbol takımı, kadrosunda sadece Afrikalı-Amerikalı oyuncuları barındırıyordu.
Takım, Afrikalı-Amerikalı insanlar için bir sembol olduğu için siyahi topluluğun yoğun olduğu Harlem şehrinden aldı ismini.
Kuruluşunun ilk dönemlerinde ülke genelinde birçok maça çıkan Harlem; smaç, hızlı hücum gibi basketboldaki şovun parçaları olan oyun katmanlarının popülerleşmesini sağlarken forvet ve oyun kurucu pozisyonlarının da yaygınlaşmasında önemli rol oynadı.
Siyahi toplumun bugün sahip olduğu hakların birçoğuna henüz çok uzak olduğu o dönemlerde tamamen Afrikalı-Amerikalı oyunculardan oluşan bir takımla ülke genelinde büyük bir popülerlik kazandı Globetrotters.
1940’larda bu takım öylesine bir sempati kazanmıştı ki ulusal basketbol ligi, üst üste iki maç oynanan gecelerde ilk maça Harlem’i yerleştirerek daha fazla taraftarın ilgisini çekmeyi hedefliyordu.
Harlem’in maçını izledikten sonra bir sonraki karşılaşmaya kalmayı tercih etmeyen taraftarlar, ligin hedeflerine ulaşamamasına yol açıyordu. Bunun üzerine Harlem Globetrotters, günün ikinci maçında sahne almaya başladı. Taraftarlar, Harlem’in maçında daha iyi koltuklarda oturabilmek için ilk maça da ilgi göstermek zorundaydı.
1948 ve 1949 yıllarında o zamanlar ülkenin en iyi basketbol takımı olarak gösterilen ve tamamen beyaz oyunculardan oluşan Minneapolis Lakers‘ı üst üste iki kez mağlup etmeyi başaran Harlem, ülke genelinde büyük yankı uyandırmıştı.
Ülkedeki en iyi siyahi oyuncuların birlikte mücadele ettiği bu takım, kültürel entegrasyonun sağlanmasında büyük rol oynadı.
Nitekim 1950 yılında Nathaniel “Sweetwater” Clifton, New York Knicks ile kontrat imzalayarak NBA’e girmeyi başaran ilk Afrikalı-Amerikalı oyuncu oldu.
Günümüzde siyahi oyuncularla özdeşleşen NBA, her zaman bugünkü gibi değildi. Lig genelinde etnik köken çeşitliliğinin artmasında, siyahi oyuncuların şans bulmasında Harlem Globetrotters’ın etkisi büyüktü.
2007 yılında Harlem’e dahil olan Atkinson, takımla geçirdiği 10 yılın ardından hissettiklerini şöyle ifade etti:
“Black History Month benim için çok fazla şey ifade ediyor. Birçok Afrikalı-Amerikalı lider, bugün yaşadığımız hayatları yaşayabilmemiz için yolu açtı. Harlem Globetrotters da siyahi kültürün önemli parçalarından biri. Bu yüzden bu zengin tarihin bir parçası olmak benim için olayı çok daha anlamlı hale getiriyor.
Büyüklerim Globetrotters’ı izleyerek büyümüşler. Sadece benim aileme değil, bütün dünyaya etki etmeyi başarabilen bir organizasyonun içinde bulunduğum için çok gururluyum.”
Gerçekten de Globetrotters’ın etkisi çok büyüktü. 96 yıllık tarihi boyunca şovlarını 122 ülkede 144 milyondan fazla insana ulaştıran bu takım, sağladığı basketbol deneyimiyle kültürel normların ve sosyal bariyerlerin yıkılmasında yadsınamaz bir etki yarattı.