by Bilal Baran Yardımcı / info@eurohoops.net
Amerika Basketbol Birliği (BAA)’in kuruluş tarihini milat alan NBA, 2021-22 sezonuyla 75. yılını kutladı. 1949 yazında Ulusal Basketbol Ligi (NBL) ile BAA’in birleşimi sonucu bildiğimiz ismine kavuşan NBA, tarihi boyunca birçok organizasyona sahne oldu.
Bu birleşimin sonucunda bir araya gelen 17 organizasyondan günümüzde sadece sekizi varlığını sürdürüyor. Bunlar da günümüze kadar başlangıçtaki hallerine göre kaçınılmaz bir değişim yaşadılar.
Lig tarihi boyunca birçok takım özellikle maddi sebeplerden ya varlığını devam ettiremeyip yok oldu ya da başka bir şehre taşınmak zorunda kaldı.
1980’lerle birlikte popülerliği iyice artan ve günümüzde en çok takip edilen spor organizasyonlarından biri haline gelen NBA’de her sene 30 takım Larry O’Brien Kupası için savaşıyor.
Fakat bu 30 takımın gelecekte de aynı şekilde devam edeceği, yeni takımların eklenmeyeceğinin bir garantisi yok. NBA tarihinde birçok kez gördüğümüz gibi bir takım şehir değiştirebilir veya basketbol takımı bulunmayan büyük şehirlerde (bkz: Seattle) oluşacak yeni takımlarla lig genişleyebilir.
Peki ya tarihin tozlu sayfalarına gömülen bu takımlar NBA pencereleri sırasında ne gibi başarılara imza attılar? Lige etkileri nasıl oldu? Şu anda var olmamalarının sebepleri ne?
Yazı serimizin ilk bölümünde NBA tarihinde hatırı sayılır etki bırakmayı başaran 6 eski NBA takımının geçmişine odaklanacağız.
Seattle Supersonics
Oynadıkları İlk Maç: 13 Ekim 1967
Oynadıkları Son Maç: 16 Nisan 2008
Taşındığı Şehir: Oklahoma City
Şampiyonluk(lar): 1979
Hall of Fame İsimler: Ray Allen 2002-2007, Patrick Ewing 2000/01, Spencer Haywood 1970-1975, Dennis Johnson 1976-1980, Sarunas Marciulionis 1995/96, Gary Payton 1990-2003, Jack Sikma 1977-1986, David Thompson 1982-1984, Lenny Wilkens 1968-1972
1967-2008 yılları arasında NBA’de toplamda 41 sezon mücadele eden Seattle Supersonics; 3 kez finallere çıkma başarısı gösterdi ve 1979 yılında ilk ve tek şampiyonluğunu kazandı.
20 Aralık 1966 tarihinde Los Angeles’lı iş adamları Sam Schulman ve Eugene V. Klein önderliğine kurulan takım, ilk yıllarında All-Star olma başarısını göstermiş Walt Hazzard ve Yılın En İyi Çaylakları 5’inde yer edinmiş Bob Rule ve Al Tucker’ı kadrosuna barındırıyordu.
1978’de Batı Konferansı’ndaki rakiplerini bir bir eleyerek tarihinde ilk kez finallerde boy göstermeye hak kazanan Supersonics, Washington Bullets’a karşı yedi maçlık çekişmeli seride 4-3 kaybetmişti.
Bir sonraki sezon Dennis Johnson ve Gus Williams gibi isimlerin önderliğinde bir kez daha finale çıkmayı başaran Seattle, Bullets’tan rövanşı alacak ve seriyi 4-1 kazanarak tarihindeki ilk şampiyonluğa ulaşacaktı.
1983 yılında takımın kurucusu Sam Schulman Supersonics’i Barry Ackerley’e sattı ve organizasyon için zorlu geçecek bir periyot başladı.
1984 yılında kariyerinin 13 senesini de Seattle’da geçiren ve takımın şampiyonluğa oynadığı yıllarda önemli pay sahibi olan Fred Brown emekli oldu. Takımla özdeşleşen ve sembol isimlerden biri haline gelen Brown’ın forması, 1986 yılında emekli edildi.
1985-86 sezonu bittikten sonra Jack Sikma’nın da takaslanmasıyla birlikte şampiyon Seattle Supersonics kadrosu tamamen dağılmıştı. Aynı zamanda o yaz düzenlenen draftta tarihi bir hata yapan Supersonics, Scottie Pippen’ın haklarını Olden Polynice karşılığında Chicago Bulls‘a takaslıyor ve 1990’ları domine eden hanedanlığın çekirdek parçalarından birini kendi elleriyle Bulls‘a teslim ediyordu.
Ancak 1990’larda takım bir kez daha NBA Finalleri sahnesine geri dönmeyi başaracaktı. Bunu da Seattle Supersonics ile en çok özdeşleşmiş isimler olan Shawn Kemp ve Gary Payton ile yapacaklardı.
1989 draftında Kemp’i, 1990 draftında ise Payton’ı seçerek kadronun temellerini atan Supersonics, istikrarlı şekilde tekrardan zirveye oynamaya başladı.
1992-93 sezonunda ilk turu 5 maç (o zamanlar ilk turlar 5 maç üzerinden oynanıyordu), ikinci turu da yedi maç sonucunda geçen Supersonics, Konferans Finalleri’ne yükselmişti. Suns‘a karşı sert geçen serinin sonunda yine yedi maçta mağlup olan ekip, playoffta oynanabilecek her maçı oynamasına rağmen NBA Finalleri’ne bir maç uzakta kalmıştı.
1995-96 sezonunda Batı Konferansı’nı lider bitiren Supersonics; ilk turda Sacramento Kings‘i, ikinci turda son iki sezonun şampiyonu Houston Rockets‘ı, üçüncü turda ise bundan sonraki iki sezon finalde mücadele edecek Utah Jazz‘ı saf dışı bırakarak 1979’taki şampiyonluktan sonra ilk kez finallere adını yazdırdı. Rakip ise 90’larda finale çıkmayı başaran neredeyse her takımın karşılaşmak zorunda kaldığı Chicago Bulls’tu.
Fakat bu Bulls’un diğerlerinden bir farkı vardı. Normal sezonda 72 galibiyet alan Michael Jordan önderliğindeki efsane kadro, 2016 yılına kadar kırılamayacak bir rekora imza atmıştı. Nitekim finallerin ilk üç maçında da Supersonics için işler pek iyi gitmedi.
Seri bir anda 3-0 olmuştu. Sonrasında pes etmeyerek üst üste iki maç kazansa da Supersonics, altıncı maçta -diğer herkes gibi- Jordan ve Bulls’a teslim olacaktı.
Organizasyonun yüzü olan iki oyuncunun Supersonics ile şampiyonluk yaşayamamaları her ne kadar üzücü olsa da o dönem Jordan’ı finallerde kimsenin yenemediğini unutmamalıyız.
1997-98 sezonunda Shawn Kemp’in takaslanmasının ardından 1998-99’da playoff yapamayan Supersonics, dokuz senenin ardından ilk kez playoff sahnesinden uzak kalıyordu.
Ardından Gary Payton’ı da kaybeden ekip, üst üste vasat sezonlar geçirmeye başladı ve 2006 yılında takımın Seattle’dan taşınması gündemdeydi.
2007-08 sezonunda Seattle şehrinde inşa edilecek ve 30 milyon dolara mâl olacak yeni bir salon için gereken para toplanamayınca Oklahoma City’li iş insanı Clay Bennett, organizasyonu satın almak istediğini açık açık belirtti.
O yılın draftının 2. sırasından Kevin Durant’i seçen Supersonics, genç oyuncusundan beklenen performansı almasına rağmen etrafında rekabetçi bir ekip olmaması sebebiyle NBA’deki son sezonunu 20 galibiyet – 62 mağlubiyetle bitiriyordu. Durant, Yılın Çaylağı seçilmesine rağmen takımın tarihindeki en kötü sezonu geçirmesine engel olamamıştı.
Sezon sonunda bütün yasal işlemleri halleden Clay Bennett, 45 milyon dolar karşılığında Supersonics’i satın alıyor ve Oklahoma City’e taşıyordu. Böylece Seattle Supersonics, tarihin tozlu sayfalarına gömülüyor, yerini Oklahoma City Thunder‘a bırakıyordu.
Kevin Durant ve Russell Westbrook gibi isimlerle uzun süre rekabetçi kalmayı başarsa da şampiyonluk yaşayamayan Thunder‘da işlerin nasıl gittiğini ise hepimiz biliyoruz.
Minneapolis Lakers
Oynadıkları İlk Maç: 3 Kasım 1949
Oynadıkları Son Maç: 25 Mart 1960
Taşındığı Şehir: Los Angeles
Şampiyonluk(lar): 1948 (NBL), 1949, 1950, 1952, 1953, 1954 (NBA)
Hall of Fame İsimler: Elgin Baylor 1958-1960, Clyde Lovellette 1953-1957, Slater Martin 1949-1956, George Mikan 1948-54, 1955/56, Vern Mikkelsen 1949-1958, Jim Pollard 1947-1955
1947-48 sezonunda kurulan ve ilk olarak NBL’de mücadele eden Minneapolis Lakers; George Mikan, Jim Pollard ve Herm Schaefer gibi efsanevi isimlerin varlığıyla henüz ilk seneden şampiyonluğa ulaşmıştı.
Bir sonraki sezon BAA organizasyonuna geçiş yapan Lakers, başarısından bir şey kaybetmeyecekti. Pivot pozisyonunda sene boyunca ligi domine eden George Mikan, Lakers’ı BAA’deki ilk sezonunda da şampiyonluğa ulaştıracaktı.
1949-50 sezonuyla birlikte yazının başında da belirttiğimiz üzere BAA ve NBL birleşti ve NBA, günümüzdeki halini aldı. İlk kez “NBA” adıyla düzenlenen sezonun şampiyonu da finalde Syracuse Nationals’ı mağlup eden Minneapolis Lakers olmuştu.
George Mikan önderliğinde Lakers, ülke basketbolunun filizlendiği yıllara damga vuruyordu. NBA’de Mikan’ı yavaşlatmak için kural değişiklikleri bile uygulansa bu dominasyon engellenemiyordu.
Nitekim Lakers, 1951’de şampiyonluğu kaptırsa da bir sonraki sezon finallerde New York Knickerbockers’ı yedi maçta mağlup ederek beşinci senesinde dördüncü kez kupayı kaldıracaktı.
Sonraki iki sezonda da Mikan’ın artan yaşına rağmen mutlu sona ulaşmayı başaran Lakers, 1953-54 sezonunun sonuyla birlikte efsanesine veda ediyordu: George Mikan, emekli olmuştu.
NBA tarihinin ilk süper yıldızlarından biri olan Mikan, Lakers organizasyonun ilk ikonik ismi olarak da tarihe geçmeyi başardı.
Sonraki üç sezonda zirveyi kaptıran Lakers’ta 1957-58 sezonunda koçluk görevini Mikan üstlendi. Sahadaki performansının tam zıttı bir koçluk süreci geçiren Mikan, sezon sonunu göremeden takımdan ayrılmak zorunda kaldı.
1958-59 sezonu ise farklı olacaktı. Lakers draftın ilk sırasından bir diğer tanıdık isim Elgin Baylor’ı seçmişti ve çaylak oyuncu performansıyla büyük etki yaratmıştı. Yılın Çaylağı önderliğinde Lakers finallere kadar çıkmayı başardı ancak Boston Celtics, sonradan ezeli rakibi haline gelecek takıma karşı ilk finallerde kazanan taraf olmayı bildi.
Bir sonraki sezona çok kötü başlayan Lakers’ta her ne kadar Elgin Baylor’ın performansı etkilemeye devam etse de Mikan’ın emekliliğinden beri düşüşte olan taraftar desteği ve gelirler, dibe vurmuştu.
Başarısız geçen son sezonun ardından organizasyon Los Angeles’a taşındı ve ABD’de Batı Yakası’ndaki ilk NBA takımı oldu.
Sonrasını hepimiz biliyoruz: Kareem Abdul-Jabbar, Magic Johnson, James Worthy, Shaquille O’Neal, Kobe Bryant ve son olarak LeBron James… NBA tarihinin en gözde organizasyonu haline gelen Los Angeles Lakers’ta oynayan ve şampiyonluk kazanan oyuncuların ufak bir listesi bu…
Philadelphia Warriors
Oynadıkları İlk Maç: 7 Kasım 1946
Oynadıkları Son Maç: 5 Nisan 1962
Taşındığı Şehir: San Francisco
Şampiyonluk(lar): 1947, 1956
Hall of Fame İsimler: Paul Arizin 1950-1962, Wilt Chamberlain 1959-1962, Joe Fulks 1946-1954, Tom Gola 1955-1962, Neil Johnston 1951-1959, Andy Phillip 1950-1952, Guy Rodgers 1958-1962
Başka bir şehre taşınan ve birden fazla NBA şampiyonluğu bulunan iki takımdan biri olan Philadelphia Warriors, Joe Fulks önderliğinde BAA’in ilk sezonunda şampiyonluğa ulaşarak adını tarihe yazdırmayı başardı.
Sonraki sezonlarda zirveden uzak kalsa da Warriors; 1955-56 sezonunda Paul Arizin, Neil Johnston ve Tom Gola gibi isimlerin önderliğinde NBA Finalleri’ne çıktı ve Fort Wayne Pistons‘ı 4-1’lik skorla devirerek ikinci şampiyonluğunu elde etti.
Sonrasında ise NBA tarihinin en ikonik isimlerinden, Philadelphia Lisesi’nin efsanevi oyuncusu takıma katıldı: Wilt Chamberlain.
Lige girdiği sene (1959-60) direkt olarak etkisini gösteren Chamberlain, kırılması imkansız rekorlara imza attığı kariyerinin ilk senesinde de 37.6 sayı – 27 ribaund gibi astronomik ortalamalarla mücadele etti.
Yılın Çaylağı ödülünün yanında MVP ödülünü de koleksiyonuna ekleyen Chamberlain, takımın tekrardan rekabetçi olmasını sağladı.
Ancak Doğu Finalleri’nde kariyerinin ilerleyen yıllarında da birçok kez karşılaşacağı Bill Russell ve Boston Celtics, Chamberlain’in efsanevi sezonuna noktayı koyuyordu.
Bir sonraki sezon Syracuse Nationals’a Doğu Yarı Finalleri’nde elenen Philadelphia Warriors ve Wilt Chamberlain, 1961-62 sezonuna bambaşka bir giriş yapacaktı.
NBA tarihinin en dominant sezonlarından birini geçiren Chamberlain, sezonu 50.4 -yanlış okumadınız, ELLİ NOKTA DÖRT- sayı ortalamasıyla noktaladı. Hala NBA rekorları kitabındaki yerini koruyan Chamberlain’in 100 sayılık efsanevi maçı da bu sene gerçekleşti.
Fakat MVP ödülü ligi lider bitiren Boston Celtics‘in yıldızı Bill Russell’a gidiyordu. Rusell-Chamberlain rekabeti ise burada sınırlı kalmayacak, ikili senenin sonunda finallerde bir kez daha kozlarını paylaşacaktı.
Büyük çekişmeye sahne olan seri yedi maça uzadı. Son maçın son saniyelerine 107-107 eşitlik ile girilirken sonucu belirleyen basketi atan isim ne Chamberlain ne de Russell oluyordu. Sam Jones, bitime iki saniye kala attığı basketle şampiyonluğu bir kez daha Celtics’e getirmişti.
Sezonun ardından takım Franklin Mieuli tarafından satın alındı ve basketbolun ülke geneline yayılması için Batı’ya, San Francisco’ya taşındı.
San Francisco Warriors ismiyle geçen dokuz senenin ardından organizasyon bildiğimiz son haline, Golden State Warriors’a dönüştü.
Şampiyonluktan uzak geçen uzun yılların ardından Stephen Curry önderliğinde kurulan dominasyonla birlikte Warriors, dört Larry O’Brien kupasını daha müzesine götürmeyi başardı; NBA tarihinde oyun tarzının değişmesinde dramatik etki yaratan takımlardan biri olarak yer edindi.
Syracuse Nationals
Oynadıkları İlk Maç: 3 Kasım 1949
Oynadıkları Son Maç: 26 Mart 1963
Taşındığı Şehir: Philadelphia
Şampiyonluk(lar): 1955
Hall of Fame İsimler: Al Cervi G 1948-1953, Hal Greer 1958-1963, Earl Lloyd 1952-1958, Dolph Schayes 1948-1963, Chet Walker 1962/63, George Yardley 1959/60
Phildelphia Warriors‘ın neredeyse her sene playoffta mücadele ettiği Syracuse Nationals, aslında 1946 yılında İtalyan Danny Biasone tarafından kurulmuş ve NBL’de mücadele etmeye başlamıştı.
İlk iki senesinde başarıya ulaşamayan Nationals, NBL’den bazı takımların ayrılarak BAA’e geçtiği 1948-49 sezonunda NBL’de kalmayı tercih etmişti. O sezon Dolph Schayes’in Nationals formasıyla basketbol kariyerine başlamasıyla birlikte Syracuse, ilk kez kaybettiği maçtan çok galibiyet alıyordu.
Fakat playoffta başarı yine gelmemişti. 1949-50’deki birleşimin öncülerinden NBL Başkanı Leo Ferris, sonrasında Syracuse Nationals’ın genel menajeri oldu.
NBA adıyla oynanan ilk senede Nationals, normal sezonu lider tamamlamıştı. Doğu Finalleri’nde New York şehrinin diğer temsilcisi Knickerbockers’ı mağlup eden ekip, ilk “NBA” Finalleri’nde Minneapolis Lakers‘ın rakibi olmuştu ancak “ilk NBA şampiyonu” unvanını Lakers‘a kaptırdı.
Ardından geçen üç senede sürekli playoffta yer almayı başaran ve rekabetçi kalan Nationals; iki kez Knickerbockers, bir kez de Celtics‘e karşı elendi ve final sahnesinden uzak kaldı.
1953-54 sezonunda Alex Groza ve Ralph Beard gibi isimlerle kadrosunu güçlendiren Nationals, bu sefer Doğu Finalleri’nde Celtics‘i geçmeyi başarıyor ve bir kez daha finallerde Minneapolis Lakers’ın rakibi oluyordu.
Büyük çekişmeye sahne olan yedi maçlık serinin galibi ise yine Lakers olmuştu.
1954-55 sezonunda NBA finansal açıdan zorlanıyordu ve ligde sadece sekiz takım kalmıştı. Bunun üzerine takım sahibi Danny Biasone ve Genel Menajer Leo Ferris, oyunu hızlandırmak adına 24 saniye kuralını ortaya attı.
Günümüzde hala devam eden 24 saniyelik hücum süresi, uygulamaya girdiği ilk seneden etkisini göstermişti. Lig genelinde sayı ortalaması 14 sayı yükseldi.
O sezon Doğu’yu lider bitiren Nationals, Celtics’i mağlup ederek bir kez daha NBA Finalleri’ne çıkıyordu. Bu kez rakip Fort Wayne Pistons‘tı.
İlk iki maçı kazanmasına rağmen sonrasından 3-2 geriye düşen Syracuse, yedinci maçın son saniyelerinde George King’in serbest atış isabetiyle 92-91 öne geçti ve ilk NBA şampiyonluğuna ulaşmış oldu.
Ardından geçen senelerde Nationals rekabetçi kalmayı başarsa da finallerden uzak kaldı. 1960-61 sezonunda Minneopolis Lakers’ın da Los Angeles’a taşınması üzerine Syracuse, kurulduğu şehirde devam eden son NBL takımı olmuştu.
1962-63 sezonunda Irv Kosloff ve Ike Richman, Nationals’ı Danny Biasone’dan satın aldı. Ardından takım Philadelphia şehrine taşındı ve Warriors‘tan sonra şehirde oluşan bir senelik takım boşluğunu doldurdu.
Şehir değiştiren son NBL takımı unvanıyla tarihe geçen Syracuse Nationals, aynı zamanda NBA’deki son kasaba takımıydı. Philadelphia’ya taşınan ve 76ers adını alan organizasyon ise günümüzde de varlığını sürdürüyor.
Syracuse, 14 senelik NBA macerasında sadece bir kez mutlu sona ulaşsa da her sene playoff sahnesinde yer almayı başardı. Bill Russell, Wilt Chamberlain gibi isimlerin domine ettiği yıllarda playoffta her sene rekabetçi bir oyun ortaya koydu. Tarihin tozlu sayfalarına gömülen bu takım, yaptıklarıyla övülmeyi sonuna kadar hak etti.
Baltimore Bullets
Oynadıkları İlk Maç: 12 Kasım 1947
Oynadıkları Son Maç: 27 Kasım 1954
Taşındığı Şehir: –
Şampiyonluk(lar): 1948
Hall of Fame İsimler: Clair Bee 1952/53-1954, Buddy Jeanette 1946/47-1949/50
Ardından ilk sezonunun sonunda dört takımı batmaktan kurtulamayan ve bu sebeple sekizinci bir ekip arayan BAA, Bullets’ı lige davet etti.
BAA’deki ilk sezonunda başarılı bir normal sezon geçiren ve playoffta da adını finallere yazdırmayı başaran Bullets’ın rakibi son şampiyon Philadelphia Warriors‘tı.
İlk finallerinde etkileyici bir performansa imza atan ve Warriors‘ı deviren Bullets, BAA’in ikinci şampiyonu olarak tarihe adını yazdırdı.
1949-50 sezonuyla birlikte BAA-NBL birleşimi yaşandı ve lig genelinde rekabet arttı. Bu durumdan kötü etkilenen Bullets, üç sezon boyunca playoff sahnesinden uzak kaldı.
1953-54 sezonunda NBA’in ülke genelinde taraftar sayısını arttırma politikası sebebiyle 20 maçını tarafsız sahada oynayan Bullets, bu maçların sadece dördünden galip ayrılabildi. Sezon genelinde oynadığı 72 maçın 56’sını kaybeden ekip, ligin en kötü derecesine sahip takımı oldu.
Bir sonraki sezon takım batmanın eşiğine geldi. Şükran Günü’nde deplasmanda Pistons‘a kaybeden takımın otel parasını ve oyuncuların yemek masraflarını çıkartması imkansızdı. Bu durumda eve dönmek için paraları kalmayacaktı.
Bu yüzden otelden kaçmak zorunda kalan Bullets oyuncuları, kendilerini havalimanına götüren araca da parasını veremeden kaçtı ve uçağa bindi. Takım, sezon ortasında batmaktan kurtulamamıştı.
Bullets, NBA tarihinde tamamen kapanan takımlar arasında şampiyonluğa ulaşmış tek ekip olarak özel bir konumda yer alıyor.
1963-73 yılları arasında Chicago’da aynı ismi kullanan bir takım mücadele etti ancak onlar da Washington’a taşındı ve bildiğimiz Wizards takımının temelleri atılmış oldu.
Vancouver Grizzlies
Oynadıkları İlk Maç: 3 Kasım 1995
Oynadıkları Son Maç: 18 Nisan 2001
Taşındığı Şehir: Memphis
Şampiyonluk(lar): –
Hall of Fame İsimler: –
1947 yılında Toronto Huskies, NBA’in ilk sezonunun bitiminin ardından battıktan sonra Kanada’ya basketbolun geri dönmesi neredeyse 50 yıl aldı.
1995’te Toronto Raptors ile birlikte lige katılan Vancouver Grizzlies, NBA’de Kanada’yı temsil eden iki takımdan biriydi.
NBA’de geçirdiği altı sezon boyunca 101 galibiyet – 359 mağlubiyet ile mücadele eden Grizzlies, o süre zarfının en kötü dereceye sahip takımıydı. Peki bunun arkasındaki sebepler neydi?
Belki de en önemlileri NBA’in koyduğu kurallardı. Yeni giren takımların ilk sezon draftta ilk 5’ten seçmesini engelleyen bir kural koyan NBA, Kevin Garnett ve Rasheed Wallace gibi isimlerin olduğu draftta Grizzlies’in Bryant Reeves’i seçmesine yol açtı.
Grizzlies de Reeves’e 6 yıl – 64 milyon dolarlık bir kontrat vererek bu kötü durumu daha da perçinledi. Reeves kariyeri boyunca All-Star seçilmedi ve kariyerini 10 sayının altında bir ortalamalayla bitirdi.
Fakat NBA’in kuralları Grizzlies’i en çok diğer draftlarda etkileyecekti. NBA’deki ilk sezonunu ligin en kötü derecesine sahip olarak bitiren Vancouver’ın ilk üç sezon boyunca draftın ilk sırasını kazanma hakkı bulunmuyordu.
Kobe Bryant, Steve Nash, Ray Allen gibi isimlerin lige girdiği 1996 draftında 3. sıradan seçim yapan Grizzlies; Shareef Abdur-Rahim’i kadrosuna katıyordu. Eğer draftta birinci sırayı alabilselerdi ilk iki sıradan giden efsanevi isimler Allen Iverson ve Marcus Camby’i seçebilirlerdi.
Shareef Abdur-Rahim her ne kadar takımda geçirdiği beş senede iyi bir performans ortaya koysa da diğer isimler gibi bir süper yıldız olarak sivrilemedi.
Grizzlies bir kez daha ligin en kötü derecesine sahip olsa da bir kez daha ilk sıra hakkını kazanamıyordu, senaryo aynıydı: 1997 draftında dördüncü sıradan seçen Grizzlies, Tim Duncan ve Chauncey Billups gibi efsanelere bu kural yüzünden ulaşamıyordu.
Lokavtın damga vurduğu 1998-99 sezonunda her ne kadar Sharif Abdur-Rahim ve çaylak Mike Bibby’nin performansları etkileyici olsa da takım 8 galibiyet – 42 mağlubiyetle NBA tarihinde bir sezonda en az maç kazanan ekip oluyordu.
1999-00 sezonunda taraftar sayısının da gittikçe azalması, Grizzlies için de şehir değişikliğini kaçınılmaz hale getiriyordu artık. Draftın ikinci sırasından seçtikleri Steve Francis, Vancouver’da oynamayı reddetmiş ve 11 oyuncu – 3 takımın dahil olduğu bir takasla Grizzlies’ten ayrılmıştı.
Birçok sebebi olsa da Vancouver Grizzlies deneyiminin başarısızlıkla sonuçlandığı kesindi. Altıncı sezonunun ortasında takımın sahibi Michael Heisley, Grizzlies’ı taşımaya net bir şekilde karar verdi.
Ardından Memphis şehriyle anlaşan Grizzlies, günümüzde tanıdığımız Memphis Grizzlies halini aldı.
Memphis Grizzlies da henüz şampiyonluk mertebesine ulaşamamış olsa da Marc Gasol, Zach Randolph, Mike Conley gibi isimlerle rekabetçi dönemler geçirdikleri kesin. Şimdilerde de takım, genç yıldız Ja Morant önderliğinde tekrardan zirveye oynuyor.
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!