by Melikşah Bayrav/ info@eurohoops.net
Avrupa basketbolunda uzun süren bir yaz dönemi arasının artık sonuna gelmek üzereyiz. Takvimlerin 6 Ekim 2022 tarihini göstermesiyle birlikte Turkish Airlines EuroLeague heyecanı da tüm hızıyla başlayacak.
Yaz transfer döneminde tüm Avrupa ekipleri gibi EuroLeague kulüpleri de kadrolarını ellerinden geldiğince güçlendirmek için çabaladılar.
Bu süreçte takımlarda önemli yapısal değişimlerin yanı sıra birbirinden heyecan verici transfer hamlelerine de yakından şahitlik ettik.
Sezon hazırlıklarının halen tam olarak sonlanmadığı şu noktada Eurohoops Fırın olarak bir sezon öncesi geleneğini devam ettiriyoruz: Takım analizleri!
Bu serimizde Turkish Airlines EuroLeague ekiplerinin yaz dönemini nasıl geçirdiklerine, kadro planlamalarına ve olası yeni sezon beklentilerine göz atıyoruz.
Bugünkü konuğumuz ise EuroLeague’in son iki yıldaki flaş ekibi Bayern Münih.
Trinchieri Mucizesi
EuroLeague ve Avrupa basketbolunun son dönemlerdeki en gözde başantrenörlerinden Andrea Trinchieri, Bayern Münih’in başında son iki sezondur resmen olmaz denilenleri gerçekleştiriyor. Üst üste iki yıldır ligin en zayıf ekipleri arasında gösterilen Bayern’i bir şekilde playofflara dahil eden İtalyan çalıştırıcı, üzerine Final Four’un eşiğine kadar gelerek Avrupa’yı şoka uğratıyor.
Geçtiğimiz yaz takımın en önemli 3 parçasından ikisi olan Jalen Reynolds ve Wade Baldwin’i takımda tutmayı başaramayan Bayern, kadrosunu Ognjen Jaramaz, Darrun Hilliard, Corey Walden, Othello Hunter, Deshaun Thomas ve Augustine Rubit gibi isimlerle güçlendirmeye çalışsa da sezona çok sayıda soru işaretiyle giriliyordu.
Alman devi her ne kadar bir önceki yılın aksine geniş rotasyonlu bir yapı oluştursa da takıma eklenen isimlerin yeterliliği, çoğu kişi tarafından pekala sorgulanabilir bir vaziyetteydi.
Tıpkı bir önceki yılda olduğu gibi 2021-22 sezonuna da kalite bakımından çok büyük soru işaretleriyle giren Bayern, koç Trinchieri’nin önderliğinde yeniden beklentilerin üzerine çıkarak yıl boyunca playoff yarışının içerisinde kaldı.
Kadronun ana parçaları olmaları beklentisiyle transfer edilen Corey Walden ve Darrun Hilliard’ın yaşadığı sakatlık sorunlarına rağmen Alman devi, son bölümde Rus takımlarının da devre dışı kalmalarının ciddi etkisiyle çıkışa geçti ve üst üste 2. kez playoff biletini kaparak müthiş bir başarıya imza attı. Koç Andrea Trinchieri ve ekibinin sürprizleri sadece bununla da kalmamıştı…
Playoffa 8. sırada giren Bayern Münih’e lider Barcelona karşısında şans tanıyanların sayısı çok ama çok azdı. Serinin rahat şekilde 3-0’la bitmesi beklenirken Andrea Trinchieri, bir önceki sezon tıpkı Olimpia Milano koçu Ettore Messina’ya yaptığı gibi Barcelona başantrenörü Sarunas Jasikevicius’a da resmen kenarda ecel terleri döktürdü.
Eşleşmenin sonunda 3-2’yle elenen Bayern Münih, Darrun Hilliard ve Corey Walden gibi iki önemli yıldızının olmadığı bir ortamda son ana kadar mücadeleyi sürdürerek alkışı hak etti. Bir önceki yıl olduğu gibi yeniden Final Four’un eşiğine kadar gelen Alman devi, elenmekten kurtulamasa da seri boyunca müthiş bir efor ortaya koydu.
Bu yaz kadrosunda önemli değişiklikler yapan Bayern Münih, öncelikle kadronun artan yaş ortalamasını azaltmayı hedefledi. Leon Radosevic, Nihad Djedovic, Darrun Hilliard ve DeShaun Thomas gibi deneyimli isimlerle yolları ayıran Bayern, bu oyuncuların yerlerine genç ve potansiyelli eklemeler yaptı.
Yeni Transferler:
Isaac Bonga (Toronto Raptors)
Freddie Gillespie (Orlando Magic)
Cassius Winston (Washington Wizards)
Danko Brankovic (Cibona)
Jan Niklas Wimberg (Niners Chemnitz)
Elias Harris (San-En NeoPhoenix)