by Buğra Uzar / info@eurohoops.net
Geçtiğimiz yıl Fenerbahçe Beko formasıyla takımın liderlik rolünü üstlenen isimlerden biri olan Marko Guduric, yaz döneminde de ara vermeden Sırbistan Milli Takımı’nın yolunu tuttu.
Sırbistan’ın EuroBasket 2022 serüveni herkesin bildiği üzere beklenenden çok daha erken son buldu. Takımın önemli oyuncularından Guduric, sezon öncesi çalışmalar için tekrardan Fenerbahçe‘ye döndü ve geçtiğimiz hafta sonu düzenlenen medya gününde Eurohoops’un sorularını yanıtladı.
İlk olarak bu yaz döneminin, yoğun temponun kendisini mental ve fiziksel olarak yorup yormadığını sordum, Guduric’in cevabı içten ve samimiydi:
“Bu, iyi bir soru. Dürüst olmak gerekirse yorgun hissediyorum. Fiziksel olarak iyi durumdayım fakat mental ve duygusal olarak milli takım formasıyla benim için kolay bir yaz olmadı. Çok fazla beklentimiz vardı, karşılayamadık fakat günün sonunda hayat bu, spor bu. Sporu takip eden her insan bilir ki bir gün kazanırsınız, bir gün kaybedersiniz. Özellikle de tek maçın belirleyici olduğu turnuvalarda geçerlidir bu. Şu anda buradayım. Burada olduğum için mutluyum. Dönüp çalışmalara başlamak için sabırsızlanıyordum.”
Hayal kırıklığıyla biten EuroBasket’in etkilerinden bahseden Guduric, olabildiğince yazılanları okumaktan kaçındığını itiraf etti:
“Sırbistan medyasını çok okumadım. Sosyal medyadan uzak kalmaya çalıştım. Televizyon izlemiyorum, haber okumuyorum. İlla ki bir şeyler duyuyorsunuz, 2022 yılındayız. Basketbolu bilen, takip eden herkes böyle şeylerin yaşanabileceğini biliyordur diye düşünüyorum. Benim için önemli olan şey ailemin ve arkadaşlarımın beni desteklemek için orada bulunmasıydı. Takımımız son ana kadar beraberdi. EuroBasket sırasında da, EuroBasket’ten sonra da harika bir kimyamız vardı. En önemli şey de bu.”
Yaz döneminde Fenerbahçe, takımın başına Dimitris Itoudis’i getirmişti. Başarılı koç, Yunanistan ile olan EuroBasket macerasının ardından takımın yanına döndü ve çalışmalara başladı. Guduric, Itoudis ile yaz dönemi yaptıkları konuşmanın detaylarını verirken aralarındaki iletişimin iyi olacağına dair de şüphe duymuyor:
“(Itoudis’i) tanıyorum. Birbirimize karşı çokça kez mücadele ettik. Koç yazın kontratı imzaladıktan sonra bir konuşmamız oldu. Benim liderlerden biri olmamı istediğini söyledi çünkü Melih (Mahmutoğlu)’ten sonra Fenerbahçe’de en çok sene geçiren oyuncuyum. Final serisinde Efes‘e karşı oynadığım gibi oynamamı istedi. Lider olmak, başkaları için pozisyon yaratmak, agresif olmak… Şimdi ise konuşmak için çok fazla vaktimiz olmadı. İzmir’deki turnuvaya gitmeden önce iki antrenmanımız oldu. Sezon yaklaşıyor, her şeyi hızlıca yapmalıyız. İyi bir ilişkimiz olacağını düşünüyorum. Antrenman yapmayı, çalışmayı seviyorum. (Itoudis’in) Oyuna olan yaklaşımına, oyun tarzına aşinayım. İyi uyacağımızı düşünüyorum.”
Itoudis liderliğinde kadrosuna da birçok yeni ismi katan Fenerbahçe’de Guduric, kadronun nasıl bir oyun oynayacağı hakkında konuşmak için yazın yaşadığı tecrübelerden dolayı temkinli konuşmayı seçti:
“Şu an söylemesi çok zor. Beraber iki antrenman yapabildik. Çok fazla yetenekli oyuncumuz olduğunu düşünüyorum, bu kesin fakat bu yaz bana güzel bir ders öğretti. Sırbistan’da harika bir takımımız, yetenekli oyuncularımız vardı, herkes altın madalya kazanmamızı bekliyordu. Sonrasında neler oldu hepimiz biliyoruz. Dediğim gibi, basketbol bu. Turnuva değil, uzun bir sezon var önümüzde. Sadece sıkı çalışmalı, profesyonel olmalıyız. Melih (Mahmutoğlu), ben, Metecan (Birsen), Şehmus (Hazer), İsmet (Akpınar) gibi uzun süredir burada bulunan oyuncular, Bjelica da dahil, Türk bir takımın, özellikle de Fenerbahçe’nin formasını giymenin ne demek olduğunu biliyoruz. Birlikte diğer oyuncularla konuşmalı, onlara Fenerbahçe’nin ne anlama geldiğini, taraftarlar için her maçın ne kadar önemli olduğunu anlatmalıyız. Özellikle de EuroLeague’e ilk kez gelen oyunculara. Dediğim gibi, çok fazla yeteneğe sahip olduğumuzdan eminim fakat bu bir anlam ifade etmiyor. Gün gün ilerlemeli, önce bireysel, sonra da takım olarak daha iyi olmalıyız.”
Fenerbahçe, eski efsanelerinden Nemanja Bjelica ile yedi yıllık NBA macerasının ardından bu yaz kavuştu. Guduric, vatandaşı “profesör” ile sonunda uzun soluklu beraber oynama süreci yaşayacağı için heyecanlı:
“Kızılyıldız’da beraber oynamadık. O, benden biraz daha önceden oynamıştı. Beraber forma giydik fakat çok uzun sürmedi, sadece milli takımdaki birkaç maçta oynadık. Sonunda beraber oynayabileceğiz. Dürüst olmak gerekirse heyecanlıyım. Harika bir oyuncu. Çok zeki, oyunu çok iyi okuyor, bencil değil. Bir de şut atabiliyor, alanı açıyor. Tecrübesi var, bu grup için harika bir parça olduğunu düşünüyorum. Soyunma odamız için de muhteşem bir figür olacak çünkü tecrübeli bir oyuncu. Onunla beraber oynayıp beraber maçlar kazanmak için sabırsızlanıyorum.”
Kızılyıldız ile dört yıl geçiren Guduric, eski takımına karşı oynadığı maçlar hakkında konuştu:
“Her sezon oluyor bu ancak artık alıştım, burada beşinci yılımı geçiriyorum. Belgrad’da uzun yıllar oynadım. Taraftarlar, beraber büyüdüğüm arkadaşlarım, ailem, özellikle de henüz orada olup olmayacağını bilmiyorum ancak oğlum tribünde olduğunda tabii ki duygusal ve özel bir durum olacak.”
Önümüzdeki sezon Zeljko Obradovic önderliğinde Partizan da uzun yıllar sonra EuroLeague sahnesinde yer alacak. Kızılyıldız’dan ayrıldığından beri Partizan ile resmi maçlarda hiç karşılaşmayan Guduric, o maçlar için heyecan duyuyor:
“Bu ilginç olacak, hiç oynamadım. Kızılyıldız’dan ayrıldığımdan beri sadece bir kez hazırlık maçında Partizan’a karşı oynadım. Çok eğlenceli olacak. O maç için sabırsızlanıyorum.“
Önümüzdeki EuroLeague sezonu, son yıllarda en çok rekabete sahne olan sezon olmaya aday bir konumda. Guduric, 2022-23 sezonu başlamadan önce ön bakış attı, dikkat etmeleri gereken şeyleri sıraladı:
“İlk olarak, EuroLeague gerçekten de ilgi çekici gözüküyor. Birçok takım harika oyuncular ekledi, rekabetçi olacak. Artık Rus takımları olmadığı için birçok oyuncu başka yerler ile imzaladı. (Will) Clyburn, Efes‘e gitti. Brandon Davies Milano‘ya gitti. Monaco’da da harika oyun kurucular var. Harika bir kadroları var. Eğlenceli olacak fakat asla bilemezsiniz. Bu, bir takım oyunu. Mayıs ayını düşünürken önce Fenerbahçe’yi düşünüyorum. Dediğim gibi; büyük bir kulüp, çok fazla taraftarı var, her sezon beklentiler yüksek. Mayıs’ı düşünürken aklıma ilk sağlık geliyor. Bunu her sezon söyledim ve her sezon çok fazla sakatlık yaşadık. Bunu 1 numaralı etken olarak söylemeliyim. Çok çalışacağımızdan ve hazır olacağımızdan eminim. Yeteneğimiz var, iyi şeyler başarabiliriz ancak tekrar ediyorum; bu yaz yaşadıklarımdan sonra bir şey söylemek istemiyorum. Sağlıklı olalım, gün gün ilerleyelim ve görelim. Bunun sıkıcı bir cevap olduğunu biliyorum fakat durum böyle. Bu yaz yaşadıklarımdan ve EuroLeague tecrübelerimden sonra gerçekten de en önemli şey bu: Sağlıklı kalmak, bu sayede beraber antrenman yapabilmek, beraber çalışabilmek ve gelişmek. Sonrasında potansiyellerinizi ve limitlerinizi görüyorsunuz.”
Guduric; eski takım arkadaşı, şu anda da ezeli rakibinin bir parçası olan Achille Polonara hakkında da samimi açıklamalarda bulundu:
“Achille (Polonara) hakkında bir şakamız var ama burada söyleyemem. O çok iyi biri, onu çok seviyorum ancak Sırbistan’a karşı… Hep iyi oynuyor (Gülüyor). Bunu unutamıyorum. EuroLeague şampiyonuyla imzaladı, onun için en iyisini diliyorum.”
Sırbistan Milli Takımı’na detaylı girmeden önce Guduric’e herkesin merak ettiği o soruyu sordum: Nikola Jokic ile oynama deneyimi:
“Harika. Sadece bunu koyabilirsiniz (Gülüyor). Saha dışında da harika bir insan. İlk olarak saha dışından başlamak istiyorum. Çok normal, çok doğal, çok spontane bir insan. Arkadaşlarımla konuştuğumda onlar da bana aynı soruyu soruyor. Onlara bunu söylediğimde inanamıyorlar. Şaka yaptığımı sanıyorlar fakat gerçekten de normal bir insan. Harika bir takım arkadaşı, çok komik birisi. Onunla beraber olmak güzeldi. Saha içindeyse… Basketbolu takip eden herkesin bildiği gibi, zekası bambaşka bir seviyede. Herkesi daha iyi hale getiriyor. Oyunu çok daha kolay hale getiriyor. Onunla nasıl oynayacağınızı anlamak, ne zaman hamle yapacağınızı çözmek tabii ki zaman alıyor fakat onunlayken ne yaparsanız yapın sizi bulacaktır. Saha içinde hayatlarımızı kolaylaştırıyor.”
Jokic’in Sırbistan’da doğduğu yeri çok sevdiği biliniyor. Guduric de bunu onayladı:
“Bu doğru. Ben de orada bulundum ancak onunla beraber değildim. Onun olayı bu, ne zaman Sırbistan’a gelirse gelsin Belgrad’a geldiği anda anında memleketine gidiyor. Bütün yazını orda geçiriyor, balık tutmaya gidiyor. O, böyle bir insan. Hayattan keyif almayı ve en yakınlarıyla vakit geçirmeyi seviyor.”
Guduric’e son olarak Sırbistan’ın EuroBasket’teki erken vedasını açtım. Son yıllarda Sırbistan, genel olarak beklentileri bir türlü karşılayamıyor. Yapısal bir sorun olup olmadığını sorduğumda Guduric şu şekilde yanıtladı:
“Bence bu soru benim cevaplayabileceğim bir soru değil. Cevap vermeyi deneyebilirim ancak bence bir problem bulunmuyor. Harika oyuncularımız var, kimyamız çok iyi. En önemli şeyler bunlar. Harika bir turnuva geçiriyorduk, ondan önce de Yunanistan’ı ve Türkiye’yi Dünya Kupası Elemeleri’nde yenmiştik. Sanırım dokuz maç üst üste kazanmıştık. İtalya’ya karşı da bütün maçı önde götürüyorduk. Sonrasında sadece bir çeyreği kötü oynadık ve olan oldu. Belgrad’daki Olimpiyat Elemeleri maçı da tek maçtı. Arkadaşım Achille Polonara da ilk yarı harika oynadı. Basketbol böyle bir şey. Bazen skor üretebiliyorsunuz, bazen üretemiyorsunuz. Tek maç, ne yapabilirsiniz ki? Hayat böyle. Her şeyin iyi olduğunu düşünüyorum. Genç oyuncularımız var, bu da Sırbistan için, Sırbistan basketbolu için güzel bir şey. Sadece sabırlı olmalıyız. Geçmişte birçok madalya kazandık. Herkesin bizden madalya beklediğini de biliyorum. Ne diyebilirim ki, umarım madalya kazanacağız.”
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!