by Melikşah Bayrav / info@eurohoops.net
Avrupa basketbolunda uzun süren bir yaz dönemi arasının artık sonuna gelmek üzereyiz. Takvimlerin 6 Ekim 2022 tarihini göstermesiyle birlikte Turkish Airlines EuroLeague heyecanı da tüm hızıyla başlayacak.
Yaz transfer döneminde tüm Avrupa ekipleri gibi EuroLeague kulüpleri de kadrolarını ellerinden geldiğince güçlendirmek için çabaladılar.
Bu süreçte takımlarda önemli yapısal değişimlerin yanı sıra birbirinden heyecan verici transfer hamlelerine de yakından şahitlik ettik.
Sezon hazırlıklarının halen tam olarak sonlanmadığı şu noktada Eurohoops Fırın olarak bir sezon öncesi geleneğini devam ettiriyoruz: Takım analizleri!
Bu serimizde Turkish Airlines EuroLeague ekiplerinin yaz dönemini nasıl geçirdiklerine, kadro planlamalarına ve olası yeni sezon beklentilerine göz atıyoruz.
Bugünkü konuğumuz ise EuroLeague’de yaz transfer döneminin hareketli ekiplerinden Cazoo Baskonia.
Yeni Bir Başlangıç
Avrupa’da genç ve potansiyelli oyuncuları parlatarak bir üst seviyeye çıkarma konusunda en önde gelen ekiplerden biri olan Cazoo Baskonia, son yıllarda EuroLeague playofflarının uzağında kalmasına rağmen kadrosundaki isimlerin parlamalarını sağlamaya devam ediyor. 2020-21 sezonunda Achille Polonara ve Pierria Henry gibi isimlerin yıldızını parlatan Bask ekibi, geçtiğimiz yıl da kaldığı yerden devam etti.
Geçtiğimiz sezon kulüpten ayrılan tüm önemli parçalara rağmen kadrosunu çok değerli yıldızlarla güçlendiren Bask temsilcisi, iddialı eklemelere rağmen EuroLeague’de beklediği başlangıcı yapamadı. Koç Dusko Ivanovic’in yönetiminde arka arkaya mağlubiyetler alan Baskonia’da Wade Baldwin ve Simone Fontecchio’nun başlardaki performansları da bir hayli soru işareti yarattı.
Üst üste gelen yenilgilerle bir anda playoff yarışının dışında kalan Bask temsilcisi, deneyimli koç Dusan Ivanovic’le sezon ortasında yolları ayırarak bir başka tecrübeli isim Neven Spahija’ya yöneldi. Başantrenör değişikliğinin ardından da playoff yarışına dahil olamayan Baskonia için sezonun kırılma anı Rus kulüplerinin EuroLeague’den ihraç edilmeleri oldu.
İlk 8 sırada yer alan 3 takımın bir anda devre dışı kalmış olmaları, Bask temsilcisi için playoff iddiasının yeniden ortaya çıkmasına yol açtı. Uzun rotasyonunda yer alan Steven Enoch, Matt Costello ve Rokas Giedraitis gibi isimlerin yanı sıra ABD’li yıldız Wade Baldwin’in de kendini bulması, koç Neven Spahija’nın ekibinin arka arkaya galibiyetlerle bir anda playoff hayalleri kurmasını sağladı.
Takımın yıldız oyuncusu Wade Baldwin’in önderliğinde playoff şansını son haftalara kadar kovalayan Baskonia, her ne kadar normal sezonda lige veda etmek durumunda kalsa da özellikle ligin ikinci yarısında çok daha dengeli bir takım izlenimi verdi. Kadroda yer alan ana parçaları Jayson Granger, Vanja Marinkovic ve Tadas Sedererskis gibi yan rolde bulunan oyuncuların tamamlamakta zorluk çekmeleri, belki de Bask ekibinin tavanını belirleyen nokta oldu.
Bu yaz Simone Fontecchio’yu NBA’e uğurlayan Bask ekibi; Wade Baldwin’i Maccabi‘ye, Alec Peters’ı ise Olympiakos’a yolcu etti. Bu üç ismin yanı sıra ana rotasyondan Jayson Granger’la da yolları ayıran Baskonia, tahmin edilebileceği üzere transfer döneminde potansiyelli ve bir üst seviyeye sıçrama yapmaya hazır isimlere yöneldi.
Başantrenörlük görevi için ise Valencia‘dan ayrılan koç Joan Penarroya’yla anlaşan Bask ekibi, önümüzdeki sezonu bir geçiş süreci olarak kullanıp öncelikle kadrosundaki yetenekli isimlerin performansını arttırmayı hedefleyecek.
Yeni Transferler:
Markus Howard (Denver Nuggets)
Darius Thompson (Lokomotiv Kuban)
Maik Kotsar (Hamburg Towers)
Daulton Hommes (NBA G-League)
Yannick Wetzell (New Zealand Breakers)
Dani Diez (San Pablo Burgos)
Yakın Mercek: Maik Kotsar
Geçtiğimiz sezon 7DAYS EuroCup’ın izlemesi en keyifli ekiplerinden biri olan Hamburg Towers, kadrosundaki 3 yetenekli isim Caleb Homesley, Jaylon Brown ve Maik Kotsar’la öne çıkıyordu. Bu yaz Caleb Homesley Zenit, Jaylon Brown Karşıyaka’ya transfer olurken Maik Kotsar ise EuroLeague seviyesine sıçrama gerçekleştirdi.
NBA’de “geleneksel” olarak nitelendirdiğimiz alçak postta sırtı dönük hücumuyla fark yaratan, şut katkısından ziyade boyalı alanı aktif kullanan uzunların popülerliği her geçen gün daha da azalırken Avrupa’da ise bunun tersi bir tablo var. Boyalı alanı aktif kullanarak sırtı dönük hücumlarıyla fark yaratabilen uzun profilleri, özellikle EuroLeague’de halen son derece popüler durumdalar.
Maik Kotsar da tam anlamıyla “geleneksek” olarak tanımlayabileceğimiz türden bir uzun profili. Topu alçak postta sırtı dönük şekilde aldığı zaman gerek fiziksel üstünlüğünü kullanarak, gerekse üst düzey fundamentalı sayesinde ayak oyunlarıyla rakiplerine üstünlük kuran Kotsar, boyalı alanda takımına ciddi bir skor katkısı sağlayabiliyor.
Öte yandan Estonyalı uzunu asıl değerli kılan nokta ise pasör becerileri. İkili oyunlarda yaptığı perdeden sonra kısa devrilerek pas aldığı anlarda pasörlük yeteneklerini konuşturabilen Kotsar, bu tür anlarda rakip savunmanın ilgisini de üzerine çekerek boştaki takım arkadaşlarını besleyebiliyor.
Savunmada ise yavaş ayakları ve çember etrafında rakip hücumcular için blok tehdidi yaratamaması, Estonyalı uzunun oyunundaki en dikkat çekici zaaflar olarak öne çıkıyor. Yine de hücumda her takım için son derece kıymetli silahlara sahip olan Maik Kotsar, yeni koçu Joan Penarroya’nın uzunları ön plana çıkaran hücum kurgusunda adından söz ettirme potansiyeline sahip.
Soru İşaretleri ve Beklentiler
Baskonia‘nın son yıllarına baktığımız zaman kısa rotasyonunda Mike James, Darius Adams, Rodrigue Beaubois, Shane Larkin, Luca Vildoza, Pierria Henry ve Wade Baldwin gibi isimlerin kariyerlerini bir üst seviyeye taşıyabildiklerini görüyoruz. Seneler içerisinde değişen koçlara rağmen oyunculara bolca saha içi özgürlük tanıyan bir kulüp kültürüne sahip olan Bask ekibi, bu sayede kadrosundaki yetenekli isimlerin gelişimine de büyük katkı sunuyor.
Önümüzdeki sezon için kurulan Baskonia kadrosuna baktığımızda ise kısa rotasyonunda Markus Howard ve Darius Thompson isimlerinin dikkat çektiğini görüyoruz. Özellikle NBA patentli oyun kurucu Markus Howard; sahada kendi skorunu yaratabilmesi, çabukluğu ve keskin dış şut tehdidiyle Avrupa basketbolunda fark yaratma potansiyeline fazlasıyla sahip.
Kısa rotasyonunun bir diğer ana parçası Darius Thompson ise geçtiğimiz sezon Lokomotiv Kuban’da Markus Howard’a benzer profilde bir kısa olan Errick McCollum‘la birlikte oynadı. Parkede öncelikli olarak oyun kuruculuk meziyetleri, tempoyu en doğru şekilde ayarlayabilmesi ve pasörlük becerileriyle öne çıkan Thompson, bu bağlamda skorerliğiyle fark yaratan Markus Howard’ı da en iyi şekilde tamamlayabilir.
Bu yaz kadrosuna dahil ettiği potansiyelli isimlerle yeni bir başlangıç yapmaya hazırlanan Baskonia’da kısa rotasyonundaki isimlerin yıl içerisinde gösterecekleri gelişim, Bask ekibi adına sezonun en belirleyici noktalarından biri olacak.
Öte yandan bu yaz takımın en büyük iki yıldızı konumundaki Wade Baldwin ve Simone Fontecchio’nun ayrılıkları, doğal olarak Bask ekibinde ciddi bir kalite kaybına yol açtı. Bu iki ismin yerlerine potansiyelli oyuncuları ekleyen Baskonia için önümüzdeki sezon öncelikli hedef, playoff bileti için sonuna kadar rekabetçi olmaktan ziyade oyuncu gelişimi ve yeni bir sistem inşaa edebilmek olacaktır.
Bu yaz takımın başına geçen İspanyol başantrenör Joan Penarroya, son yıllarda çalıştırdığı San Pablo Burgos ve Valencia‘da uzunlarından ciddi performans alabilmesiyle dikkat çekti. Burgos‘u Basketbol Şampiyonlar Ligi şampiyonluğuna taşıdığı dönemde Jasiel Rivero’yu Avrupa basketbolu sahnesine tanıtan Penarroya, geçtiğimiz sezon Valencia‘daki hücum kurgusunda ise Bojan Dubljevic, Mike Tobey ve eski takımından transfer ettirdiği Jasiel Rivero’yu çok aktif kullandı.
Önümüzdeki sezon için Baskonia uzun rotasyonuna baktığımızda Steven Enoch, Maik Kotsar, Matt Costello ve Yannick Wetzell gibi gelişime bir hayli açık isimleri görebiliyoruz. Joan Penarroya’nın takımlarına oynattığımız basketbolu da düşündüğümüzde Bask ekibinin uzunlarından bolca skor katkısı alması, pek de şaşırtıcı olmayacaktır.
Son 1 yıl içerisinde 3 kez başantrenör değiştiren ve 3 sezondur EuroLeague playofflarının uzağında kalan Baskonia, önümüzdeki seneyi bir geçiş süreci olarak kullanmaya çalışacak. Kadrosundaki potansiyelli isimlerin de beklenen sıçramayı yaptıkları takdirde Bask ekibi, playoff yarışının içerisinde yer alamasa da keyifli bir basketbol ortaya koyabilir.
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!