By Utkan Şahin / info@eurohoops.net
Avrupa basketbolunun sürekli eleştirilen ama vazgeçilemeyen çocuğu sonunda geri döndü.
Eski kıtanın en iyi 18 takımının mücadele ettiği Turkish Airlines EuroLeague, her zaman olduğu gibi Mayıs ayının sonuna kadar hayatımızda büyük bir kaplayacak. Sezonun ilk haftası ise bu uzun ve yorucu sezonunun, biraz basit bir gösterimi gibiydi.
Açık konuşmak gerekirse; EuroLeague’deki o ilk hafta heyecanı, pırıltısı biraz eksikti. Evet, EuroLeague’de sezon başlangıçları her zaman biraz yavaş olur ama yine de henüz daha ilk haftadan “özlemişiz be” dedirten birkaç maç olurdu. Bu sene ilk hafta özelinde pek bunu hissedemedik.
Bunun sebebi muhtemelen tam sezon öncesinde düzenlenen EuroBasket’in Avrupa basketbolunun kendine has olan düzenine duyduğumuz heyecanı bizlere tattırması veya EuroBasket sebebiyle milli takımlarda olan oyuncular ve koçların, kulüp takımlarına henüz adapte olamamasıyla ilgiliydi.
Yine de haftaya bakarsak; Türk takımları için iyi bir sezon başlangıcı oldu.
Herkes sezona henüz hazır olmayan Fenerbahçe Beko’nun Almanya’da Bayern karşısında zorlanmasını beklerken temsilcimiz, beklenin üstündeki savunma performansıyla nispeten rahat bir galibiyet almayı başardı. Geçen sezonun şampiyonu Anadolu Efes ise Sinan Erdem’de pek 5. vitese çıkmasa da savunmada gösterdiği performansla Kızılyıldız’ı devirdi.
Haftanın en ilginç skoru Barcelona’dan geldi.
Sezona bir kez daha şampiyonluğun en büyük adaylarından biri olarak başlayan Katalan ekibi, evinde kötü bir basketbol oynayarak Olympiakos’a kaybetti ve taraftarına endişe verdi. Barcelona’nın ezeli rakibi Real Madrid ise Atina deplasmanında çok zorlansa da yenilenmiş Panathinaikos‘u mağlup etmeyi başardı.
Uzun yılların ardından EuroLeague geri dönen Partizan ile Virtus Bologna ise daha ilk haftadan vurgunu yedi.
Zeljko Obradovic yönetimindeki Partizan, ALBA Berlin deplasmanında felaket bir savunma performansı sergileyerek farklı bir yenilgi aldı. Virtus Bologna ise Mike James’ın sürüklediği Monaco karşısında ikinci yarıda dağıldı ve sezona yenilgiyle başladı.
İspanyol derbisinde ise iki takım da gelecek adına çok ümit vermedi belki ama Cazoo Baskonia, potaltında kurduğu üstünlükle Valencia‘yı deplasmanda yenerek sezona galibiyetle girdi. Haftanın skor olarak en başa baş geçen maçında ise Maccabi, Zalgiris‘i devirdi ve ilk haftadan galibiyetle tanıştı.
LDLC ASVEL – EA7 Armani Milano: 62-69 (Nanda De Colo 18 sayı, Billy Baron 18 sayı)
Panathinaikos – Real Madrid: 68-71 (Derrick Williams 16 sayı, Walter Tavares 14 sayı)
Maccabi Playtika Tel Aviv – Zalgiris Kaunas: 84-83 (Bonzie Colson 16 sayı, Keenan Evans 17 sayı)
Valencia Basket – Cazoo Baskonia: 71-81 (Jasiel Rivero 14 sayı, Maik Kotsar 21 sayı)
Bayern Münih – Fenerbahçe BEKO: 62-74 (Othello Hunter 18 sayı, Tonye Jekiri 15 sayı)
Anadolu Efes – Kızılyıldız: 72-59 (Will Clyburn 19 sayı, Benjamin Bentil 13 sayı)
ALBA Berlin – Partizan: 100-84 (Luke Sikma 15 sayı, Dante Exum 22 sayı)
Virtus Bologna – AS Monaco: 66-83 (Iffe Lundberg 14 sayı, Mike James 26 sayı)
FC Barcelona – Olympiakos: 70-80 (Nicolas Laprovittola 16 sayı, Sasha Vezenkov 20 sayı)
Peki haftanın sonuçlarıyla birlikte en çok öne çıkan isimleri kimlerdi? Gelin, ödülleri de dağıtalım:
Haftanın MVP’si: Mike James (AS Monaco)
Turkish Airlines EuroLeague’de haftanın MVP’si ödülünün formatını az çok biliyorsunuz.
Takımı sahadan galibiyetle ayrılan oyuncular arasında PIR istatistiğinde en yüksek sayıya ulaşan isim ya da isimler haftanın MVP’si seçiliyor. Bu kurala göre bu haftanın MVP’sinin Cazoo Baskonia‘dan çaylak uzunu Maik Kotsar olması gerekiyor ama bizim tercihimiz biraz daha farklı.
Evet, Estonyalı uzun sezona çok iyi bir performansla girdi ve takımının İspanyol derbisinde aldığı galibiyette önemli bir rol oynadı ama Mike James’in performansı maça etki açısından çok daha özeldi.
Avrupa basketbolunun deli dolu Amerikalı yıldızı, EuroLeague yıllar sonra geri dönen Virtus Bologna ve taraftarına buranın ne kadar özel bir yer olduğunu hemen hatırlattı.
Başa baş geçen ilk yarının ardından 3. çeyrekte alev alan yıldız isim, bu periyotta tek başına 12 sayı üretirken Bologna ise takım halinde 3. çeyrekte 11 sayıda kaldı. James’in bu özel performansı da Monaco’nun ipleri eline alarak İtalya’dan zaferle dönmesini sağladı.
Mike James, maçın genelinde ise 9/15 saha içiyle 26 sayı, 6 asist ve 3 ribaundla kendisinden görmeye alıştığımız istatistiklerle sezona başladı ama daha da önemlisi 3. çeyrekte yaptıklarıydı ve Sezar’ın hakkı Sezar’a bu performans sayesinde Monaco sezona galibiyetle başladı.
Bu sebeple benim nazarımda ilk haftanın gerçek MVP’si Mike James!
Haftanın İlk Beşi
- Mike James (AS Monaco) 26 sayı, 3 ribaund, 6 asist, 30 PIR: M.V.P
- Billy Baron (EA7 Armani Milano) 18 sayı, 4 ribaund, 5 asist, 22 PIR: Milano‘nun yeni şutörü Billy Baron, sezonun ilk haftasında ASVEL deplasmanında sıkışan maçı harika bir şekilde çözdü. Milano, ASVEL deplasmanında hücumda zorlansa da Baron, takım arkadaşlarının aksine şutları soktu. 4/4 üçlük isabetiyle oynayan Amerikalı oyuncu, özellikle maçın bitimine 2 dakika kala takımı gerideyken soktuğu şutla galibiyetin takımının tarafına gelmesinde çok önemli bir rol oynadı. Messina geçen sezonun tamamında o isabetli şutu istikrarlı bir şekilde sokacak oyuncuyu aramıştı. Sonunda buldu gibi.
- Bonzie Colson (Maccabi Playtika Tel Aviv): 16 sayı, 6 ribaund, 4 blok, 29 PIR: Bonzie Colson’un EuroLeague’e gelmesi neden bu kadar uzun sürdü gerçekten bilmiyorum ama ne kadar etkili bir oyuncu olduğunu gösterdi. Türkiye’den de iyi bir şekilde tanıdığımız kanat oyuncusu, Zalgiris karşısında takımı çok iyi bir basketbol oynamasa da sahanın her iki tarafında da harika işler yaparak takımının kötü bir yenilgiyle sezona başlamasına engel oldu. Aslında 16 sayısı hücumdaki etkisini, 4 blok ve 2 top çalması da savunmadaki varlığını rahatlıkla açıklıyor ama daha da özel bir istatistiğim var: Onun sahada bulunduğu 32 dakikada Maccabi Zalgiris‘e 16 sayılık bir üstünlük kurarken onun olmadığı 8 dakikada ise Zalgiris’ten 15 sayı fark yedi. Bence bu istatistik onun neden ilk beşte olduğunu açıkça gösteriyor.
- Luke Sikma (ALBA Berlin) 15 sayı, 6 ribaund, 7 asist, 27 PIR: EuroLeague’in izlemesi en keyifli oyuncularının başında gelen Luke Sikma ise sezona yine gözümüzü gönlümüzü açarak başladı. ALBA Berlin, evindeki maçta Zeljko Obradovic ve öğrencilerine resmen eziyet ederken Sikma da bir orkestra şefi gibi oyunu yönetti. Amerikalı yıldız, 25 dakikada 15 sayı, 6 ribaund ve 7 asistle istatistik kağıdını harika bir şekildi doldurdu ama istatistik kağıdının ötesinde sahada yaptıklarıydı. Sikma oyunda olduğu her anda yüksek zekası ve yetenekleriyle maçı izleyenlere basketbolun ne kadar keyifli bir spor olduğunu gösterdi. Teşekkürler Bay Zeka!
- Maik Kotsar (Cazoo Baskonia) 21 sayı, 9 ribaund, 4 asist, 31 PIR: Avrupa basketbolunun bu haftaki gururunu Estonyalı bir çocuk kurtardı. Farkındaysanız, buraya kadar ilk beşimiz Amerikalı oyunculardan kuruluydu ama Kotsar – hoş o da basketbol eğitimini Amerika’da aldı – Valencia deplasmanında gösterdiği büyük performansla buna ‘dur’ dedi. EuroLeague’de ilk kez sahne alan 25 yaşındaki uzun, Valencia gibi zor bir deplasmanda 10/12 saha içiyle 21 sayı attı. 9 ribaund ve 4 asistle de istatistik kağıdının diğer alanlarını doldurdu. Fiziksel olarak sanki kiloluymuş gibi duran bu çocuğu, Avrupa basketbolunun geneli henüz tam olarak tanımıyor ama performansı başladığı gibi devam ederse yakın zamanda herkes onu tanıyabilir.