By Utkan Şahin / info@eurohoops.net
Gerçek EuroLeague sonunda sahneye çıktı.
Biliyorsunuz, geçen hafta biraz okulun ilk günü gibiydi. Yaz tatili sonrasında kimse okula adapte olamaz ya, EuroLeague’de de ilk hafta oyuncular ve takımlar, sezona ne sertlik ne de oyun kalitesi olarak hazırdı. Bu da maçların kalitesine ve çekişmesine etki etti.
İkinci haftayla birlikte özlediğimiz EuroLeague rekabetini sahada her anıyla birlikte gördük.
Gerçekten ne haftaydı ama! Tam 3 maç uzatmalara giderken, 9 maçın 6’sının galipleri son anlarda belli oldu. Tabii bu çekişme oyuncuların bireysel performanslarına da hemen yansıdı ve birçok oyuncu, kariyerlerinin en görkemleri performanslarını bu hafta sergiledi. Bu performanslara değineceğiz ama önce maç maç sonuçlara bakalım.
Türk takımları için bu hafta bir galibiyet ve bir yenilgiyle geçti.
Dimitris Itoudis yönetiminde ilk kez EuroLeague’de kendi seyircisinin önüne çıkan Fenerbahçe Beko, Maccabi karşısında taraftarını mutlu etti ve çok iyi bir basketbol oynayarak sahadan farklı bir galibiyetle ayrıldı. Anadolu Efes ise sezonun ilk yenilgisini Fransa’da aldı. AS Monaco’ya konuk olan lacivert beyazlılar, çekişmeli geçen maçta kazanma fırsatını birçok kere yakalasa da uzatmalarda maçı kaybetti.
Haftanın diğer uzatmaya giden maçında ise Markus Howard şovu vardı.
Evinde Zeljko Obradovicli Partizan’ı konuk eden Cazoo Baskonia, son bölüme geride girse de önce Howard’ın son saniye basketiyle maçı uzatmaya götürdü, ardından uzatmada rakibine boyun eğdirmeyi başardı.
🚨 MARRKUUUSS HOWARDD İNANILMAZZZ 🔥🔥🔥#EuroLeague pic.twitter.com/fG4mu3hcUL
— Eurohoops Türkiye (@EurohoopsTR) October 14, 2022
Haftanın uzatmaya giden bir diğer maçından ise sürpriz bir sonuç çıktı. Sezona etkileyici bir galibiyetle başlayan ALBA Berlin, büyük bir çoğunluğunu önde götürdüğü maçta Milano‘ya son bölümde yakalansa da Tamir Blatt’ın uzatmadaki performansıyla sahadan galibiyetle ayrıldı ve 2’de 2 yaptı.
Olympiakos da sezona 2’de 2’yle giren bir başka takım oldu. Evinde Zalgiris Kaunas’ı konuk eden Pire ekibi, Sasha Vezenkov’un muhteşem performansının önderliğinde rakibini mağlup etti.
Haftanın büyük maçından ise Barcelona zaferi çıktı. El Clasico’da Real Madrid‘i konuk eden Katalanlar, ilk 3 çeyreğini domine ettiği maçta son çeyrekte büyük bir kabus görse de sahadan galibiyetle ayrılmayı başardı ve rahat bir nefes aldı.
Virtus Bologna, LDLC ASVEL ve Panathinaikos da sezonun ilk galibiyetlerini aldı.
İlk hafta Real Madrid‘i elinden kaçıran Panathinaikos, Kızılyıldız karşısında beklentilerin altında bir basketbol oynasa da sahadan galibiyetle ayrıldı. LDLC ASVEL ise Valencia deplasmanında maça felaket bir başlangıç yapsa da 2. çeyrekte savunmasıyla ayağa kalktı ve İspanya’dan önemli bir galibiyeti kaptı.
Yıllar sonra EuroLeague geri dönen Virtus Bologna ise taraftarına sezonun ilk galibiyetini Bayern Münih karşısında alarak hediye etti.
Kızılyıldız – Panathinaikos: 75-77 (Benjamin Bentil 18 sayı, Marius Grigonis 17 sayı)
AS Monaco – Anadolu Efes: 95-92 (Mike James 19 sayı, Will Clyburn 28 sayı)
Virtus Bologna – FC Bayern Münih: 66-63 (Iffe Lundberg 13 sayı, Nick Weiler Babb 16 sayı)
FC Barcelona – Real Madrid: 75-73 (Sertaç Şanli 14 sayı, Gabriel Deck 21 sayı)
Olympiakos – Zalgiris Kaunas: 90-80 (Sasha Vezenkov 23 sayı, Ignas Brazdeikis 21 sayı)
Fenerbahçe Beko – Maccabi Playtika Tel Aviv: 86-71 (Marko Guduric 23 sayı, Wade Baldwin 14 sayı)
Cazoo Baskonia – Partizan: 103-96 (Markus Howard 33 sayı, Kevin Punter 26 sayı)
EA7 Armani Milano – ALBA Berlin: 74-80 (Kevin Pangos 16 sayı, Tamir Blatt 13 sayı)
Valencia Basket – LDLC ASVEL: 76-77 (Jasiel Rivero 15 sayı, Nando De Colo 16 sayı)
Puan Durumu
1- Fenerbahçe Beko 2 galibiyet – 0 yenilgi
2- Olympiakos 2 galibiyet – 0 yenilgi
3- AS Monaco 2 galibiyet – 0 yenilgi
4- ALBA Berlin 2 galibiyet – 0 yenilgi
5- Cazoo Baskonia 2 galibiyet – 0 yenilgi
6- Anadolu Efes 1 galibiyet – 1 yenilgi
7- EA7 Armani Milano 1 galibiyet – 1 yenilgi
8- Real Madrid 1 galibiyet – 1 yenilgi
9- Panathinaikos 1 galibiyet – 1 yenilgi
10- LDLC ASVEL 1 galibiyet – 1 yenilgi
11- FC Barcelona 1 galibiyet – 1 yenilgi
12- Maccabi Playtika Tel Aviv 1 galibiyet – 1 yenilgi
13- Virtus Bologna 1 galibiyet – 1 yenilgi
14- Zalgiris Kaunas 0 galibiyet – 2 yenilgi
15- Valencia Basket 0 galibiyet – 2 yenilgi
16- Kızılyıldız 0 galibiyet – 2 yenilgi
17- FC Bayern Münih 0 galibiyet – 2 yenilgi
18- Partizan 0 galibiyet – 2 yenilgi
Peki haftanın sonuçlarıyla birlikte en çok öne çıkan isimleri kimlerdi? Gelin, ödülleri de dağıtalım:
Haftanın MVP’si: Markus Howard (Cazoo Baskonia)
Büyük bir yıldızın fırtına öncesindeki esintisini bu hafta görmüş olabiliriz.
Kolej sonrasında 2 sezon G-League ağırlıklı NBA’de yer alan ve bu yaz Cazoo Baskonia‘yla ilk kez Avrupa’ya gelen Markus Howard, bu hafta itibariyle başta Partizan olmak üzere herkesin aklını aldı.
Kıta basketbolunun yana yakıla yetenekli kısa aradığı bu dönemde adeta gözlerimizin pasını silen Howard, Baskonia‘yı Partizan karşısında büyük bir galibiyete taşıdı.
Daha 2. çeyrekte oyunun bütün üstünlüğü Partizan’dayken üst üste üçlüklerle momentumu değiştiren Amerikalı şutör, 2. yarıda faul problemi yaşasa da kendini oyunda tuttu ve maçın sonunda “kazandım” diyen Partizan’ı eve elini boş gönderdi.
Son hücumda faul yapmayan veya yapamayan Partizan’ın bu hatasını acımazca cezalandıran skorer oyuncu, son saniyede attığı basketle maçı önce uzatmaya götürdü, sonra da uzatmada rakibinin fişine çekerek herkese kendine hayran bıraktı.
8/12 üçlük isabetiyle tek başına Partizan’dan daha fazla üçlük atan Howard, maçı da 33 sayıyla tamamladı ve MVP olmayı hak etti. Tabii bana göre…
EuroLeague’in sistemine göre daha fazla verimlilik puanı ürettiği için bu hafta Vezenkov, resmi olarak en değerli oyuncu olarak açıklanacak ama yıllar sonra insanlar bu haftayı Howard üzerinden hatırlayacak.
Bu yüzden bana göre ödül kesinlikle onun hakkı.
Haftanın İlk Beşi
- Nick Calathes (Fenerbahçe Beko) 13 sayı, 9 ribaund, 9 asist, 26 PIR: EuroLeague’de gerçek bir saha içi general görmek istiyorsanız, Nick Calathes’in bu haftaki performansını tekrar tekrar izlemenizi tavsiye edebilirim. Fenerbahçe‘nin Maccabi‘yi konuk ettiği maça damgasını vuran Yunan oyun kurucu, maçı ilmek ilmek işledi. Karşılaşma boyunca oyunda olduğu her anda oyunu hükmeden Calathes, etkileyici istatistikleriyle Fenerbahçe’nin sahadan galibiyetle ayrılmasını sağladı ve taraftarına gelecek adına ümit verdi.
- Markus Howard (Cazoo Baskonia) 33 sayı, 8 üçlük, 1asist, 27 PIR: M.V.P
- Alpha Diallo (AS Monaco) 15 sayı, 9 ribaund, 7 asist, 25 PIR: Maalesef Anadolu Efes‘in canını acıttı ama Alpha Diallo’yu izlemek bu haftanın keyif verici zamanlarından biriydi. Fransız oyuncu, geçtiğimiz sezon da zaman zaman etkileyici performanslara imza atmış ama bunları daha çok bir şutör olarak yapmıştı. Bu sezon çok yönlü performans sergileyen Diallo, Efes karşısında 15 sayı, 9 ribaund ve 7 asistle oynayarak kariyer performansına imza attı. İstatistikleri bir yana takımı saha içerisinde neye ihtiyaç duysa onu vermesi çok önemliydi. Monaco bu yaz Mike James’e yardımcı olsun diye Elie Okobo ve Jordan Loyd gibi isimleri kadrosuna kattı ama Diallo şu anda performansıyla bu isimlerin önüne geçmiş durumda!
- Sasha Vezenkov (Olympiakos) 23 sayı, 14 ribaund, 2 asist, 37 PIR: Bu yaz biraz da sürpriz bir kararla NBA’e gitmeyen Sasha Vezenkov, Olympiakos için ne kadar önemli bir karar verdiğini sezonun hemen başında gösterdi. İlk hafta Barcelona deplasmanında takımını sırtlayan Vezenkov, kendini büyüttü ve takımının Zalgiris karşısında kazanmasını sağladı. 23 sayı ve 14 ribaundla kariyerinin en görkemli double-doublelarından birini yapan yıldız oyuncu, oyunun her alanında dominant bir performans sergileyerek kariyer rekorlarını kırdı. Ne dersiniz, böyle giderse sezon sonunda onu MVP ödülü tartışmasında görür müyüz?
- Sertaç Şanlı (FC Barcelona) 14 sayı, 3 ribaund, 1 blok, 12 PIR: Açıkçası bu haftanın pivot performansları öyle çok etkileyici değildi. Bu yüzden ben de aralarındaki en kritik ve değerli performansı seçmeye karar verdim. Sertaç, Walter Tavares karşısında ne kadar önemli bir koz olduğunu bu haftaki El Clasico’da bir kez daha gösterdi. Real Madrid koçu, sırf Tavares’i Sertaç’la karşı karşıya getirmemek için yıldız oyuncusunu kenarda başlattı fakat bu bile çare olmadı. Özellikle dış şutlarıyla Barcelona hücumlarına can veren milli oyuncumuz, kısır geçen maçta 14 sayıyla takımının en skoreri olmayı başardı. Onun sahada olduğu 18 dakikada Barcelona’nın ezeli rakibine 16 sayı üstünlük kurması ve Sertaç’ın bu alanda da takımının en iyisi olması ilk beşi ne kadar hakettiğinin de bir başka kanıtı!
Haftanın Takımı: AS Monaco Basket
Şimdiden söylüyorum; AS Monaco bu sezonun sürpriz takımlarından biri olmaya aday!
Geçtiğimiz sezon ilk kez EuroLeague’de mücadele etmesine rağmen Mike James’in önderliğinde playoff’a kalan ve hatta Final Four’u sadece bir maçla kaçıran Fransız ekibi, bu sezon yeni kadrosuyla birlikte daha da etkileyici gözüktü.
Yaz döneminde Elie Okobo, Adrien Moerman ve Jordan Loyd gibi önemli isimleri kadrosuna katan Monaco, henüz bu isimlerden beklediği performansı tam olarak alamasa da Alpha Diallo, Donta Hall gibi rol oyuncularından aldığı katkıyla sezona müthiş bir başlangıç yaptı.
İlk hafta Virtus Bologna’yı deplasmanda rahat bir şekilde deviren Fransız ekibi, bu hafta son iki yılın EuroLeague şampiyonu olan temsilcimiz Anadolu Efes‘i oldukça çekişmeli ve sert geçen maçta devirdi. Özellikle kötü başladıkları bir maçta ikinci çeyrekteki agresiflikleri ayağa kalkmaları bence onlar adına en az galibiyet kadar değerliydi.
Sezon uzun ve işlerin nasıl ilerleyeceğini elbette tahmin etmek zor ama şu kesin; Monaco, inatçı ve ters bir takım. Bu yüzden onlara karşı rakip olmak kimsenin isteyeceği bir şey değil.
Avrupa Seyir Defteri’nin yeni bölümünü kaçırmayın:
Haftanın 6. Adamı: Marko Guduric (Fenerbahçe Beko)
Sezon başında Fenerbahçe Beko için başarıya giden yolun Marko Guduric‘in performansına bağlı olduğunu söylemiştim. Yıldız oyuncu, sezonun hemen başında bunun doğru olduğunu bize gösterdi.
Fenerbahçe, yeni kurulan bir kadro olduğu için sezonun ilk iki maçında kazanırken zaman zaman hücumda sıkıntıya düştü. Guduric ise bu anlarda sorumluluk alarak sarı-lacivertliler adına maçı çözen isim oldu.
Maccabi karşısında kenardan gelen Sırp oyuncu, agresif ve akıllı bir basketbol oynayarak takımının yarı saha hücumundaki skorer rolünü çok iyi bir şekilde doldurdu.
Sadece 23 dakika sahada kalan Guduric, 23 sayı ve 6 ribaundla EuroLeague’de bu hafta maça kenarda başlayan oyuncular arasında en skorer isim oldu. Hem bu hem de takımına kattığı rahatlık sebebiyle EuroLeague’de bu haftanın 6. adamı ödülü onun hakkı.
Haftanın Koçu: Israel Gonzalez (ALBA Berlin)
EuroLeague’e geri döndüklerinden beri ALBA Berlin benim gözde takımlarımdan!
Efsane Aito Reneses yönetiminde bir kültür oluşturmaya çalışan Alman ekibi, hücumdaki akıcılığı ve ortaya çıkardığı yeni yıldızlarla birlikte izlemesi en keyifli takımlardandı. Tabii onların sahaya koyduğu basketbol heyecan verici olsa da üst seviye için hep biraz uzak kaldı. Zaman zaman sürpriz galibiyetler alsa da Reneses’in kültüründe kazanmaya odaklı bir takımdan daha çok, basketbolun akıcılığına odaklı bir takım gördük.
Reneses sonrası takımın başına geçen Israel Gonzalez ise sezona öyle bir başlangıç yaptı ki; acaba daha fazlası mümkün mü dedirtti.
ALBA Berlin, ilk hafta Zeljko Obradovic‘in Partizan’ını hücumuyla dağıtırken bu hafta da Ettore Messina’nın EA7 Armani Milano‘sunu deplasmanda devirdi. Tabii Milano‘nun şampiyonluğunun en büyük favorilerinden biri olduğunu düşünürsek bu galibiyet daha da değerliydi.
Son çeyreğin başı hariç oyunun diğer bütün bölümlerinde Milano’dan daha aç ve organize gözüken Alman ekibi, son çeyrekte Kevin Pangos’u durduramadığı için yakalandı ama yine de kaybetmedi.
Bu çok belirleyici bir nokta aslında.
Daha önceki yıllarda da ALBA, güçlü rakiplerine karşı harika devreler oynayıp, sonrasında biraz sertlik görünce dağıldığı maçlar oynamıştı. Bu sefer ise hem mental hem de fiziksel olarak tam tersi bir çizdiler ve uzatmaya giden maçta Milano’yu yenmeyi başardılar.
Devirdiği koçları düşünürsek; bu iki hafta Israel Gonzalez’in kariyeri adına önemli bir eşik. Ne dersiniz, 47 yaşındaki koç, ustası Aito Garcia Reneses’i geçerek bu takımı playoff’a taşıyabilir mi?
Bunu tahmin etmek zor ama haftanın koçu ödülü kesinlikle onun hakkı!
Haftanın Kritik Performansı: Tamir Blatt (ALBA Berlin)
Hazır, ALBA Berlin’e değinmişken Tamir Blatt’in de hakkını teslim edelim!
Alman ekibinin lideri Maodo Lo’nun yokluğunda karşısına çıkan fırsatı çok iyi değerlendiren Tamir Blatt, Milano deplasmanında enfes bir basketbol oynadı.
31 dakika sahada kaldığı maçta 13 sayı, 9 asist ve 5 ribaundla takımına liderlik yapan Blatt, imzasını uzatmalarda attı. Oyunun gerildiği ve maçın iki takımın arasında gidip gidip geldiği anlarda sorumluluk alan İsrailli guard, çok kritik bir üçlüğü sokarak takımına zafere giden yolu açtı.
Biliyorsunuz, kendisi EuroLeague’in efsane koçlarından David Blatt’ın oğlu. Tamir, muhtemelen maçın ardından babasından bir ‘aferin’i kapmıştır ama kapmadıysa bile bu hafta ödülü bizden ona gidiyor.