by Berkay Terzi / info@eurohoops.net
NBA’de yaz dönemi hareketliliği sona erdi. Serbest oyuncu ve takas piyasasının büyük ölçüde durulmasıyla birlikte 2022-23 normal sezonu kapıya dayandı.
Basketbolseverler, yeni sezonda maç seçerken kendi takımları dışında takip edebilecekleri başka ekipler arıyorlar. Ana kriter, genelde güzel basketbol ve izlenebilirlik oluyor.
Biz de kağıt kalemi çıkardık ve yeni sezon izleyenleri eğlendirebilecekler takımlara göz atma fırsatı edindik. Tabi burada “eğlence” kelimesinin kişiden kişiye değişebileceğini hatırlatmakta yarar var. Ben, kendi basketbol zevklerim doğrultusunda bende merak uyandırmayı başaran dört takımı derledim. Dilerseniz lafı daha fazla uzatmadan yazımıza geçelim…
Eurohoops Fırın, yeni sezon öncesinde şans verilebilecek NBA takımlarını derliyor.
New Orleans Pelicans
New Orleans Pelicans, geçtiğimiz sezon play-in turnuvasından playofflara katılmayı başaran takımlardan birisiydi. Sezon içerisinde yaptıkları CJ McCollum takasıyla birlikte takımın kaderi değişti. Drafta yatması beklenen Pelicans, kendini böylelikle playoffta buldu. Üstelik bunu genç yıldız Zion Williamson olmadan başardılar. 2022-23’te Zion’ın dönüşüyle birlikte izlemesi çok daha zevkli bir takım olacaklar.
Zion Williamson’ın dönüşü bende en çok heyecan uyandıran husus. Açıkçası 22 yaşındaki genç yıldızı parkede seyretmeyi özledim diyebilirim. Zion, sağlıklı olduğu dönemde boyalı alanda durdurulması güç bir isimdi. Henüz ikinci senesinde 27.0 sayı – 7.2 ribaunt – %61 şut yüzdesiyle All-Star seçilmişti. Fakat basketboldan bir sezon boyunca uzak kaldı. Hazırlık maçlarında ve sosyal medyada gördüğümüz kadarıyla atletizminden bir şey kaybetmemiş gibi görünüyor. Eğer Pelicans, takımın geçen seneki dengesini bozmadan Zion’ı entegre edebilirse izlemesi en zevkli takımlar arasına girecektir.
New Orleans Pelicans basketboluna izlenebilirlik katan tek şey Zion değil tabi ki. Genç ve veteranların mükemmel karışımına sahip olmaları bir yana, ellerinde bol sayıda hücum silahı mevcut. Koç Willie Green, geçen sezon hünerlerini sergilediği için koça dair büyük soru işaretleri yok. Açıkçası Herbert Jones’un savunma enerjisi bile bu takımı izlemek için yeterli bir sebep. Bir gözünüzü çaylak Dyson Daniels’ın üstünde tutmanıza yarar var.
New Orleans Pelicans’ın yeni sezonda nereye kadar ilerleyeceği de ayrı bir merak konusu. Pelicans, kağıt üstünde ligin en iyi hücum takımlarından birisi olmaya aday. McCollum, Zion, Ingram, Valanciunas gibi üst düzey hücumcuları kadrosunda bulunduran Pelicans, elindeki sorun çözücülerin sayısından ötürü gerek normal sezonda gerekse playoffta başarı vadediyor. Pelicans’ın play-in oynamadan playofflara katılması kimseyi şaşırtmaz diye düşünüyorum. Saydığım yıldız isimlerinde yanı sıra Herb Jones, Jose Alvarado, Larry Nance gibi savunmacılara sahipler.
Pelicans belki ligdeki en komple takım olmayabilir. Kadroda hücumcular ve savunmacılar şeklinde bariz bir kutuplaşma mevcut. Kenarda ihtiyaç duyduklarında sahaya atabilecekleri tek şutör, ikinci sene oyuncusu Trey Murphy. Bu tür sorunlar, olası bir playoff macerasında Pelicans’ın ilerlemesini engelleyebilir. Fakat Pelicans, sevabıyla günahıyla ligin eğlenceli ekiplerinden olmaya aday. Eğer yoğun NBA gecelerinde maç seçmekte zorlanırsanız Pelicans’ı kesinlikle kaçırmayın.
Sacramento Kings
Listemizde bulunan bir diğer takım ise Sacramento Kings. 16 sezondur playoffların dışında kalan Sacramento, bir kez daha bu hasrete son vermek için mücadele edecek. Bana kalırsa son birkaç yıl içerisinde en çok umutlu olmaları gereken sezon bu sezon. Sene içerisinde Domantas Sabonis hamlesiyle takımın yapısını değiştiren Sacramento, bu riskli kararını Malik Monk ve Kevin Huerter gibi isimleri kadroya katarak destekledi.
Sacramento Kings ismini duyduğunuzda ön yargıyla yaklaşmanız normal. Geride bıraktığımız birkaç sezonda ligin vasat takım ihtiyacını karşılıyorlardı. Oynadıkları basketbol da son derece istikrarsızdı. Bundan ötürü bir basketbolsever olarak izlemeye değer çok az sayıda maçları vardı. Fakat hazırlık maçlarındaki performans beni umutlandırdı. Golden State‘den gelen yeni koç Mike Brown, Fox ve Sabonis etrafında temposu yüksek bir hücum sistemi oluşturmuş ve hızlı oynamaları için kenardan sürekli talimat veriyor maç içinde.
Geçen sezonki Sacramento Kings’te yarı saha hücumlarında topsuz oyuncuların durgun olduğunu görürdük. Bu da Kings hücumlarını olumsuz yönde etkiliyordu. Fakat gördüğümüz kadarıyla Mike Brown döneminde olumlu gelişmeler yaşanacak bu konuda. Kariyerinin belli bir dönemini Golden State‘te geçiren Brown için bu son derece doğal. Brown, topsuz oyuncularından sürekli hareketli olmalarını istiyor ve Domantas Sabonis’in etrafında cutlar çizdiriyor.
Yeni sezon öncesinde Sacramento hakkında en çok merak edilen soru tabi ki playoff ile ilgili olacak. Acaba artık bunu başarabilecekler mi? Bu sorunun net bir cevabı olmamakla beraber, yaz döneminde Sacramento’nun hamlelerini beğendiğimi eklemem gerek. Fox ve Sabonis’in yanına topsuz oynayabilecek, hücumda tehdit olabilecek tamamlayıcı parçalar eklendi. Draftın dördüncü sırasında seçilen Keegan Murray de bu kategoriye dahil tabi ki.
Sacramento Kings, halihazırda NBA’in en büyük hücum silahlarından birisine sahip. Fox-Sabonis ikili oyunları, istatistiksel olarak ligdeki en verimli hücum aksiyonları arasında yer alıyor. Sacramento, beş yıldır takımda bulunan De’Aaron Fox’a şimdiye kadarki en uyumlu oyuncu grubunu sunmuş olabilir. Fox-Sabonis ikili oyunlarından zaten bahsettik. Bununla birlikte Fox’un etrafına topsuz oyunlarda aktif, sahada şut tehdidi yaratan oyuncular eklendi. Böylelikle Fox, hücumda her zamankinden daha fazla boş alan bulmuş olacak. NBA’in en iyi bitiricilerinden birisi olan genç oyuncu, artık bu takımı başarıya taşımak zorunda.
Kısacası genel olarak Sacramento’nun nasıl bir takım olacağını merak ediyorum. Savunmada büyük bir potansiyel vadetmiyorlar, orası kesin. Domantas Sabonis’in yarattığı tüm savunma zaafları bir yana dursun, bu takımda sahaya pozitif etki yapabilecek çok az savunmacı var. Ancak Sacramento’nun hücumu gerçekten can yakabilir. Hem tempolu basketbolu hem de yarı saha basketbolunu oynayabilecek isimlere sahipler. Monk, Huerter, Murray üçlüsünün gelişiyle hücum aksiyonları çeşitlendi, topu yere vurabilen oyuncu sayısı yükseldi ve daha can alıcı bir hale geldi.
Uzun lafın kısası, Sacramento Kings playoff hasretini bitirmese bile NBA’in renkli takımlarından birisi olabilir. Sacramento maçlarının tempolu ve bol sayılı geçmesi kuvvetle muhtemel. Bu da onların seyir zevkini otomatik olarak arttıracaktır. Basketbolseverler olarak artık bu şehirde güzel basketbol izlemeyi diliyoruz.
Toronto Raptors
Listedeki diğer tüm takımlar hücum gücüyle veya yıldız oyuncularıyla ön plana çıkıyor. Doğu Konferansı’nın başarılı ekiplerinden Toronto Raptors ise sahanın diğer tarafında çok daha etkili bir takım. Eğer siz de savunma izlemekten zevk alıyorsanız, denk geldiğiniz zaman Toronto Raptors‘ın maçlarını kaçırmamanızı öneririm.
Birçoğu 2.06 metre boyunda olan fizikli forvet oyuncularıyla dolu bir kadroya sahipler. Toronto Raptors, ligde switch savunmasını en fazla tercih eden takımlardan birisi. Savunma anlayışlarında fizikselliği ve enerjiyi ön plana çıkarıyorlar. Raptors, ligdeki birçok takımı fiziksel açıdan ezebilecek bir takım. Kanada ekibi, forvet ikilisinde OG Anunoby ve Scottie Barnes gibi iki isme yer veriyor. Eğer iyi günündeki Toronto Raptors’a denk gelirseniz, isolation hücumlarından kolay sayılar elde etmeniz neredeyse imkansız.
Toronto Raptors, geride bıraktığımız sezonda sahada en fazla mesafe kat eden takımdı. Bununla birlikte, rakibi en fazla top kaybına sürükleyen, savunmada topu en fazla çelen ekiplerin arasında yer alıyorlar. Raptors savunması, rakip oyuncuları fiziksel bir mücadeleye sürüklüyor ve onları hücumda konfor alanlarından uzaklaştırmayı amaçlıyor. Ana çember koruyucuya sahip olmadıkları için çember savunmasında bolca rotasyona yer veriyorlar ve bu da savunmaya hareketlilik katıyor.
Hücumda Toronto Raptors’ın bazı sorunları mevcut. 1v1’de elit yaratıcılara sahip olmadıkları için zaman zaman skor üretmekte zorlanabiliyorlar. Hücum istikrarı ve spacing, Raptors’ın en iyi olduğu konu değil fakat savunmadan hücuma geçişi çok iyi yaptıkları için temponun yükseldiğini anlarda eğlenceli bir basketbol izletiyorlar. Raptors’ın herhangi bir maçını açarken ilk beklentiniz her zaman savunmadan yana olmalı. Bununla birlikte, Scottie Barnes’ın gelişim süreci de takip edilesi duruyor…
Denver Nuggets
2021-22 NBA sezonu, Denver Nuggets için pek iyi başlamamıştı. Zaten All-Star apoletli oyuncu Jamal Murray’den yoksun olan Denver, Michael Porter’ı da ciddi bir sakatlığa kurban verdi. En iyi üç oyuncusunun ikisinden mahrum kalan Denver, normal sezonda MVP Nikola Jokic’in ittirmesi sayesinde playoff yapmayı başardı. Fakat takımın kalite ve rotasyon derinliği problemleri NBA Playofflarında kendini belli etti.
İşin ilginç yanı, Nikola Jokic, kadrodaki tüm eksiklere rağmen Denver Nuggets‘ı daha izlenebilir hale getirebiliyordu. Yeni sezonda Jamal Murray ve Michael Porter’ın dönüşü, KCP ve Bruce Brown hamleleriyle savunma kalitesinin yükselmesi derken Denver Nuggets yine izlenebilecek bir takım haline geldi. Sırp basketbol yıldızı Nikola Jokic’in etrafında şekillenen hücum, topsuz oyuncuların hareketliliğini ön plana çıkarıyor. Bununla birlikte sağlıklı olduğu dönemde Jamal Murray’in Jokic ile oynadığı ikili oyunlar da Denver için etkili bir silahtı.
Denver’ın şampiyonluk takımı olup olmadığı hala muamma. 2020 yılında Batı Konferans Finali oynasalar da sonrasında sakatlık problemlerinden ötürü başları çok ağrıdı. Fakat eğer Jamal Murray ve Michael Porter formda bir şekilde döner ve eskisi gibi oynarlarsa, ben sağlıklı Denver’ın “dark horse” şampiyonluk adayı haline gelebileceğini düşünüyorum.
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!