by Bilal Baran Yardımcı / info@eurohoops.net
Bu yazının tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
NBA’de birçok ilgi çekici olayın yaşandığı yaz dönemi geride kaldı ve bu gece yine birçok ilginç olaya gebe 2022-23 sezonu start alıyor. Geçen sezonun iki finalisti de yaz döneminde saha dışı olaylar sonucu yara aldı. Boston Celtics‘te Koç Ime Udoka, hepimizin malumu uygunsuz davranışları sebebiyle görevinden bir yıl uzaklaştırılırken Golden State Warriors‘ta da Draymond Green’in Jordan Poole’a attığı yumruk gündemde büyük yer edindi.
Özellikle Batı Konferansı’nda birçok güçlü ekibin playoff yarışı vereceği sezon, oldukça fazla şampiyonluk adayı barındırıyor ve aralarından birinin sıyrıldığını söylemek de güç. Bu da hepimiz için rekabet seviyesi yüksek bir sezon geliyor demek…
Bir de Victor Wembanyama için sezonu feda edecek takımlar var tabii… Fakat geçtiğimiz sezonlara göre hedefsiz takım sayısı 2022-23 sezonunda çok daha az. Bu da bol sürprizli bir sezon izlememize yol açacaktır.
Her sezon öncesi olduğu gibi bu sezon da Eurohoops olarak çılgın tahminler yapacak, sınırlarımızı zorlayacağız. 10 cesur tahmin okuyacağınız yazı huzurlarınızda.
NOT: Bazı tahminler size ‘hadi oradan’ veya ‘yok artık’ dedirtebilir fakat yazının konsepti bu, cesur tahminler içinde illa imkansızları barındıracaktır…
LeBron James ve Anthony Davis Toplamda 130+ Maç Oynar… Fakat Yeter mi?
“GOAT” tartışmalarının iki yüzünden biri olan LeBron James, sezon ortasında artık 38 yaşına girecek. Her zaman devamlılığı ve istikrarıyla öne çıkan LeBron, son senelerinde neredeyse sakatlıksız geçirdiği kariyerinin aksine birçok sağlık sorunu yaşadı. Zaman, artık LeBron James’i de avlıyor…
Geçtiğimiz sezon büyük fiyaskoyla Batı Konferansı’nda play-in’e bile kalamayan Lakers kadrosunda 56 maç forma giyen James, artan yaşına ve kadronun yetersizliğine rağmen bireysel performansını belli bir seviyenin üstünde tutmayı başarmıştı. Burada LeBron’u en çok hayal kırıklığına uğratan, en çok yalnız bırakan isim ise takımın ikinci yıldızı görevindeki Anthony Davis olmuştu.
Kariyeri boyunca sağlıklı kalma konusunda büyük sıkıntılar yaşayan Davis, bir önceki sezonun playofflarında da Phoenix Suns serisinin en kritik noktasında sakatlanmış ve Lakers, ilk turda playofflara veda etmişti. Davis geçen sene ise yine sakatlık sorunlarıyla uğraşmış ve sadece 40 maçta forma giyebilmişti.
Kaotik bir sezon geride kaldı ve Lakers, yaz döneminde yaptığı “eklemeler” ile önümüzdeki sezon daha iddialı bir konumda olmayı hedefliyor. LeBron ve Davis’in bulunduğu ve düzenli oynadığı bir kadro için de kötü yorumlar yapmak aslında çok tereddüt barındıran bir karar süreci oldu.
Fakat Lakers’ın kurduğu kadronun çok sıkıntılı olduğunu, parçaların birbirine uymadığı gibi kalite olarak da sınıfta kaldığını düşünüyorum. Zira kadroda pek çok beşinci, altıncı, yedinci adam olarak iyi iş çıkarabilecek oyuncular olsa da “takımın en iyi üçüncü oyuncusu kim?” sorusunun da düzgün bir cevabı maalesef ki yok.
Yazının başında belirttiğim üzere Batı Konferansı bu sezon çok fazla iddialı takım bulunduruyor. Bu yüzden Lakers’ın her ne kadar yıldız iki oyuncusu LeBron James ve Anthony Davis’ten istikrar alacağını ve toplamda 130’dan fazla maçta ikiliden en az birini sahada göreceğimizi düşünsem de bunun yeterli olacağını düşünmüyorum. Lakers, bir kez daha playoff potasının dışında kalacak…
Operasyon Victor Wembanyama: Tüm Kalbinizle Kaybedin…
Gregg Popovich ve saha içinde Tim Duncan liderliğinde tam olarak 22 sene üst üste playoff sahnesinde yer almayı başaran San Antonio Spurs, 2019-20 sezonundan beri bu serinin sonuna geldi. Tim Duncan & Tony Parker & Manu Ginobili çekirdeğinin sona ermesinin ardından organizasyonun böyle bir döneme çok daha erken girmesi bile çok doğaldı fakat Gregg Popovich, kısıtlı kadrolardan maksimum verimi alarak bir şekilde takımı suyun üstünde tutmayı başarmıştı.
Ne var ki artık belki de NBA tarihinin en büyük koçu olan ismin bile herhangi bir düzende rekabetçi kalmayı umamayacağı bir kadro mevcut Spurs‘te… Takımın ilk 5 başlayan oyun kurucusunun Tre Jones olması beklenirken en iyi oyuncu olarak gösterebileceğimiz isim de Keldon Johnson.
Takım zaten 18 yaşındaki süper yetenek Victor Wembanyama için “yatış”a geçecek ekiplerden biri olacaktır, bu da haliyle alacakları galibiyet sayısını oldukça azaltacak.
Fakat bu takımın 82 maçın 82’sinde de tamamen kazanmak için sahaya çıktığı senaryoda bile 20’den fazla kez galip gelmesi çok ama çok zor. Her pozisyonda sınırlı, her pozisyonda sıkıntılı bir kadro var Popovich’in ellerinde…
2012 yılında Charlotte Bobcats, lokavt sebebiyle 66 maç oynanan sezonda sadece 7 galibiyet alarak NBA tarihine geçmişti. 82 maçın oynandığı bir sezonda ise en az galibiyet alan takım 9 ile 1972-73 Philadelphia 76ers.
Spurs’ün bu denli kötü bir galibiyet derecesi alacağını düşünmüyorum. Geçtiğimiz sezon NBA’in sonuncusu Houston Rockets, 20 galibiyet elde etmişti. Spurs’ün bu yıl 15’ten fazla maç kazanması ise çok zor…
Ben Simmons Küllerinden Doğuyor (Yani, Umarız)
Ben Simmons… Lige girdiği günden beri NBA’in en tartışmalı figürlerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Çaylak senesinin ardından neredeyse her sene geriye giden, hayal ettirdiği oyuncu olmak için gelişim kıpırtıları gösteremeyen Simmons, playoff sahnesinde sürekli yaşanan sorunların ardından Philadelphia 76ers‘tan takasını istemiş ve Brooklyn Nets‘in yolunu tutmuştu.
Geçtiğimiz sezon Nets‘e takas olduktan sonra da sakatlığı sebebiyle parkeye adımını atamayan Simmons, en son NBA maçına çıktığında malum turnike pozisyonu yaşanmıştı. Bu da oyuncu hakkında tahmin yapmamızı zorlaştıran en büyük etken: Elimizde yakın zamandan alınmış veri yok.
Fakat bildiklerimiz üzerinden yorumladığımızda Simmons’ın üzerindeki kötü havayı atıp adını temize çıkarmak için çok iyi bir ortamda olduğun söyleyebiliriz. Kevin Durant ve Kyrie Irving gibi çekim gücü inanılmaz seviyede olan bireysel tehditlerin yanında Simmons; pasörlüğü, oyun zekası, topsuz hareketliliği ve yönlendiriciliğle hücumda fark yaratabilir.
Savunmada da elinde az savunma malzemesi bulunan Nets kadrosu için çok kritik bir isim olacak. Ligin perimetreyi en iyi savunan oyuncularından biri olan Simmons, fiziğiyle birlikte getireceği sertlik ve savunma zekasıyla Nets savunmasına tek başına önemli katkı verecektir.
Bu tarz etkenleri düşündüğümüzde Simmons’ın küllerinden doğup All-Star seviyesine yakın bir sezon geçirebileceğini savunabiliriz. Bizi frenleyen ve frenlemesi de çok doğal olan konu ise başta da söylediğim gibi Simmons’ın çok uzun süredir basketbol parkesinde yer almaması…
Memphis Grizzlies İçin Playoff Yolu Beklenenden Zor Olabilir
Batı Konferansı, şu anda gerçekten de son yılların belki de rekabetçiliği en yüksek sezonuna hazırlanıyor. Los Angeles Clippers, Denver Nuggets, Golden State Warriors, Phoenix Suns, Dallas Mavericks, Minnesota Timberwolves… Bu saydığımız takımlardan biri, ilk 6’nın dışında kalıp play-in oynamak durumunda kalacak. Bu ekibin ise Grizzlies olacağını düşünüyorum.
Grizzlies, yaz döneminde önemli parçalar kaybetti. Takımın perimetre savunmasındaki kritik isimlerinden De’Anthony Melton ve kanat rotasyonunda oyuna akıl getiren Kyle Anderson, zengin rotasyonun artık parçası olmayacaklar. Jaren Jackson Jr.’ın da sezon başında 2-3 aylık süreci kaçıracağını düşünürsek Memphis’i her zaman övdüğümüz ve başarılarının da en büyük sırrı olan geniş rotasyon, bu sezon ciddi yara aldı.
Burada takımın muhtemelen en çok güvendiği isim ise Desmond Bane. Harika bir sezon geçiren Bane, daha da üstüne koyabileceğinin de sinyallerini verdi. Ja Morant’in yanında ikinci oyuncu olarak All-Star seviyesine yaklaşması demek Memphis için de birçok sorunun çözülmesi demek.
Fakat Morant’in de sakatlığa teşne bir oyuncu olduğunu, maç içinde riskli birçok pozisyona girdiğini ve oyununu bunlar üzerinden şekillendirdiğini biliyoruz. Bu da her ne kadar böyle bir olayı basketbolda görmek istemesek de oyununun sezon boyunca sağlıklı kalma ihtimalini azaltıyor. Geçtiğimiz sezon Morant’in olmadığı bölümü rotasyonu sayesinde harika geçiren Grizzlies ise bu sezon aynı senaryoda benzer bir performans sergileyemeyebilir.
Bütün bunları göz önünde bulundurunca Memphis Grizzlies’in bu sezon direkt olarak playoffa kalamama ihtimalinin yüksek olduğu göze çarpıyor. Grizzlies’in play-in potasına kalsa bile playoff yapacağına dair ise bir şüphem yok.
Philadelphia 76ers‘ı Yine Hüsran mı Bekliyor?
Philly, yaz dönemini belki de en iyi geçiren takımlardan biriydi. Kadronun en büyük eksikliği olan derinliği PJ Tucker, De’Anthony Melton gibi playoff sahnesinde de önemli rol alabilecek rol oyuncularıyla doldurmayı başardılar. Takımın süper yıldızlarından James Harden da maaşında indirime giderek tamamen kazanmaya odaklı bir sezon geçireceğinin sinyallerini verdi. Ama…
Sixers‘a hala yeterince güvenemiyorum. Geçtiğimiz sezon gördüğümüz Harden, eski seviyesinden çok uzakta bir Harden’dı ve bu, kısa dönemlik bir mevzu olmayabilir. Atletizm olarak gittikçe gerileyen Harden, belki de artık bir zamanlar olduğu süper yıldız olamayacaktır. Her şeyin yanında süper yıldızken bile playoff performansları ne düzeydeydi, kariyerinin en önemli maçlarında nasıl performanslar sergiledi hepimiz biliyoruz.
Bir de Doc Rivers var tabii… Hala bu kadar üst seviyede bir takımın başında görev almasını şaşkınlıkla izlediğim tecrübeli koç, her türlü playoff serisinde karşısındaki koçla olan rekabetinde ezilmeyi başarabiliyor.
Bir de tabii ki takımın asıl yıldızı Joel Embiid var. Her ne kadar Embiid gerçekten de harika sezonlar geçirse de sezon ilerledikçe yorgunluk sebebiyle özellikle maçların son çeyreklerinde performansının düştüğünü gördük. Yoğun playoff serilerinde yedi maç 40’ar dakika boyunca Embiid’e güvenebilecek miyiz? Kariyerinde henüz playoff başarısı olmadığını da unutmamak gerekiyor.
Bütün bunları göz önünde bulundurduğumuzda her ne kadar normal sezonda Philadelphia 76ers’ın çok iyi bir takım olacağını düşünsem de Embiid-Harden-Rivers temelindeki bir takımın playoff sahnesinde ilerleyebileceğine çok ihtimal vermiyor, ilk turdan elenmelerinin “cesur” tahminler yazısına yakışacak bir tahmin olduğunu düşünüyorum.