by Berkay Terzi / info@eurohoops.net
NBA’de merakla beklenen 2022-23 sezonu başladı ve biz basketbolseverleri uykusuz geceler bekliyor.
Yoğun NBA programında her maçı ve her takımı detayına kadar takip etmek neredeyse imkansız. Bu yüzden Eurohoops olarak yardımınıza koşuyoruz ve kendi notlarımızı huzurunuza taşıyor.
Haftalık yayınlayacağımız bu yazı serimizde o hafta NBA’de dikkatimizi çeken konu başlıklarını listeliyoruz. NBA’in açılış haftasında ne tür gelişmeler oldu? Neler ön plana çıktı? Kendi perspektifimizden yorumluyoruz…
Alperen Şengün’ün Yeni Rolü
NBA’deki temsilcilerimizden Alperen Şengün, geçen sezon çaylak performansıyla Houston taraftarının sevgilisi olmuştu. Birçok kişi genç oyuncunun yeni sezonda ilk beşe yerleşmesini bekliyordu. Ancak koç Stephen Silas’ın kararı farklı oldu. Silas, Alperen’i ilk beşte kullanmak yerine Bruno Fernando’yu oraya yerleştirdi. Bunun sebebi, Silas’ın ilk beşe oynatmak istediği oyunun Alperen Şengün’le uyumlu olmamasıydı. Hücumu kısalar üzerinden şekillendirmek istiyorlar ve Alperen’i devrilen uzun rolünde denediler.
Fakat genç oyuncu bu role pek alışkın değildi ve doğal olarak zorluk yaşadı. Bu rolde daha başarılı olan Fernando ilk beşi kaptı. Alperen Şengün ise kenardan gelip daha özgür bir ortamda yaratıcılığını sergiliyor. Böylelikle topu daha fazla eline alıp kendi oyununu oynayabiliyor. Alperen’in Fernando’dan yetenekli olduğu bir gerçek. Henüz yolun başında ve elbet bir gün ilk beşi alacak. Ancak farklı rollerde oynamaya yatkın olmalı. Alperen’in oynadığı oyun, eğer adınız Nikola Jokic değilse pek tercih edilmiyor.
Darvin Ham’in Westbrook Tercihi
Sezona yeni koç ve yeni görev adamlarıyla giriş yapan Los Angeles Lakers‘ta şu ana kadar pek bir değişim olmadı. Sezona 3 mağlubiyetle başlayan Lakers, tüm maçları yakın skorlarla kaybetti. Bu mağlubiyetler arasındaki en acı verici olanı ise Portland maçında yaşandı. Lakers son 4 dakikaya 8 sayı önde girdi. Koç Darvin Ham, bu noktada Russell Westbrook’u tekrar oyuna aldı. Ham, bu kararını daha sonrasında “atletik bir perimetre savunmacısı almak istedim” şeklinde açıkladı. Fakat savunmayı tutayım derken hücumdan kıstığının farkında değildi.
Kaldı ki savunmada da pek bir katkısı olmadı Westbrook’un. 33 yaşındaki oyuncu, son dakikalarda hücumun tıkanmasına sebep oldu. Şut tercihleri ve olmayan tehdidi bir yana, topu aldığında hemen LeBron James’e teslim eden bir oyuncu değil. Örneğin orada Austin Reaves olsaydı sahada çok farklı bir Lakers izleyebilirdik. Çünkü Reaves’in topu elinde tutup hücum ritmini bozmayacağını ve kendi rolünün sınırını bileceğini biliyoruz. Fakat Darvin Ham, oyuna Westbrook’u alarak elindeki maçı verdi.
Özellikle şu şut tercihi adeta bir akıl tutulması:
Paolo Banchero’nun Girişi
2022 NBA Draftı’nın 1 numarası Paolo Banchero, Orlando Magic formasıyla NBA macerasına harika başladı. 19 yaşındaki oyuncu, açılış haftasında forma giydiği üç maçta 23.3 sayı – 8.7 ribaunt – 3.3 asist – 2.0 blok ortalamaları yakaladı. Banchero’nun yayın gerisinden gelişime ihtiyacı var. Ancak 20 sayıya ulaşmayı o kadar basit gösteriyor ki, ekran başında hayret ediyorsunuz. Ligdeki ilk maçlarında olmasına rağmen gayet olgun görünüyor sahada.
İstatistiklerine baksanız topu domine eden ve pozisyonları fazla zorlayan bir oyuncu olduğunu düşünürsünüz. Fakat durum öyle değil. Oyunu zorlamadan, zorlama şut tercihlerinde bulunmadan hücumun akışı içerisinde yapıyor bunu. Orlando Magic takımın yeni yüzünü bulmuş gibi duruyor. Franz Wagner- Paolo Banchero – Wendell Carter üçlüsü büyük bir potansiyel vadediyor. Franz ve Paolo gibi fizikli, çok yönlü iki forveti yan yana getirmek harika iş.
Paolo’nun özellikle ilk Detroit karşısındaki performansı takdire şayandı. Sanırım Detroit – Orlando maçı 2022-23’te şu ana kadar izlediğim en iyi maçtı.
Zion – Valanciunas Dominasyonu
Zion Williamson’ın dönüşüyle birlikte Batı Konferansı’nın iddialı ekiplerinden birisi haline gelen New Orleans Pelicans, açılış haftasını 2 galibiyet ve 1 mağlubiyetle geçti. Sezona iyi bir başlangıç yapan Pelicans‘ta en çok dikkatimi çeken detay, Zion Williamson ile Jonas Valanciunas’ın pota altı üstünlüğü oldu. Bu ikili, pota altında fiziksel olarak zayıf kalan veya Pelicans’la boy ölçüşemeyecek her takım için büyük sıkıntı yaratacak. Pelicans, ilk maçta Brooklyn’e karşı ribauntlarda 61-39 üstünlük kurdu ve 21 hücum ribaundu aldı. Charlotte maçında ise 53-37 üstün geldiler ve 15 hücum ribaundu aldılar.
Utah Jazz mağlubiyetinde rakamlar başa baş gitti ancak ilk iki maç tehlikenin ne kadar büyük olduğunu gösteriyor. Zion Williamson topla çembere atak yaptığında veya pota etrafında topu aldığında öyle büyük tehdit yaratıyor ki, ribaunt mücadelesine dahil olan Jonas Valanciunas’a büyük bir alan açılıyor. Sadece bununla sınırlı kalmıyor. Williamson topla çembere doğru hareketlendiğinde ekstra savunmacıları üstüne çekebildiği için Valanciunas’ın çembere yakın konumlanması önemli. Çünkü Williamson’ın bu durumda topu Valanciunas’a indirebilecek kadar pas becerisi mevcut.
Bu durum, basketbolun 5 oyuncuyu yayın gerisinde konumlandırmaktan ibaret olmadığını da gösteriyor. Boyalı alanda baskı yaratan penetre oyuncuları ve çembere yakın duran ribaunt tehditleri her zaman şart. Zaten basketbolseverlerin 5-Out hücum düzenine bakışını biraz yüzeysel bulurum. Fakat bu bambaşka bir konu başlığı.
Tanking ve Küme Düşme Sistemi
NBA Başkanı Adam Silver, geçtiğimiz gün yaptığı bir basın açıklamasında bu sezon tanking “sorunu” ile özel olarak ilgileneceklerini duyurdu. Silver, Avrupa futbolundaki küme düşme sistemini potansiyel bir çözüm olarak düşündüklerini söyledi.
Adam Silver ligin alt sıralarının rekabetten iyice uzaklaşmasından çekiniyor. Fakat bu endişe yalnızca 2022-23 sezonuyla sınırlı kalacak. Çünkü Victor Wembanyama gibi bir genç yıldızın varlığı takımları maç kaybetmeye ve drafta yatmaya (tanking) itiyor. En azından yaygın görüş bu şekilde. Her ne kadar Utah Jazz ve San Antonio Spurs lige galibiyetlerle başlasa da, sezonun bir noktasında mücadeleyi bırakmaları kuvvetle muhtemel. Tabi draft sınıfı Wembanyama’dan ibaret değil. 2023 NBA Draftı’nın tepesinde Scoot Henderson, Amen Thompson, Nick Smith gibi önemli isimler bulunuyor.
Uzun lafın kısası, Adam Silver’ın bu açıklamalarını yersiz bulduğumu söylemeliyim. Ligin orta ve üst sıraları son yıllarda hiç olmadığı kadar rekabetçi. Her iki konferansta da kimin playoff yapacağını kestirmek, kimin şampiyon olacağını tahmin etmek son derece güç. Küçük pazar takımlarının “yüzyılın prospecti” olarak gösterilen Wembanyama’yı hedeflemesinde sakınca görmek nereden baksanız saçmalık. Tanking bu işin doğasında var, 30 takımın da rekabetçi olmasını bekleyemezsiniz. Tanking yapan takımlar da ileride rekabetçi olabilmek için bunu yapıyor zaten.
NBA League Pass
NBA’de canlı maçları veya tekrarları izleme imkanı sağlayan League Pass uygulaması, sezon öncesinde fiyatlarında indirime gittiğini açıklamıştı. Yalnızca 330 lira gibi bir fiyata 2022-23 sezonundaki tüm maçları izleme fırsatı yakalayabiliyorsunuz. Fakat bu indirimi uygularken NBA League Pass’in ayrıcalıklarından da bir miktar kısmışlar. League Pass zaten her zamanki gibi sıkıntılı başladı sezona. İlk maçlarda ses ve görüntü birbirine uymuyordu. Maç içerisinde donmalar yaşanıyordu. Bu zamanla düzeltilecektir ancak daha büyük bir problem var.
League Pass’in en ama en iyi özelliklerinden birisi olan aynı anda birkaç maç izleme detayı kaldırılmış. Önceden ekranı bölüp 2, 3 veya 4 maçı aynı anda izleyebiliyordunuz. Hem ekranda sürekli bir aksiyon dönüyordu hem de yoğun NBA gündemini takip etmeniz kolaylaşıyordu. Ancak bu ayrıcalığın kaldırılması League Pass uygulamasını sıradanlaştırmış desek yeridir. League Pass, gece uykusunu bölmek istemeyen NBA izleyicileri için hala güzel bir nimet. Maç tekrarlarını izleyebilmek rahatlatıyor. Ancak böyle bir derdi olmayan izleyicilerin alternatif yollara başvurması kimseyi şaşırtmaz.
Steve Clifford Etkisi ve Nick Richards
Doğu Konferans’ının alt sıra takımlarından birisi olan Charlotte Hornets, sezon öncesinde eski koçu Steve Clifford’ı kadronun başına getirmişti. Clifford, savunma yönü kuvvetli bir koç olarak bilindiği için Hornets gibi bir takımla nasıl uyum sağlayacağı merak ediliyordu. Çünkü Hornets’ın kaliteli savunma parçaları sayıca az. Fakat ilk üç maç özelinde umut verici ilerlemeler yaşandı. İstatistiklere dair her şey bir kenara dursun, bu takım geçen senelerden daha fazla efor sarf ediyor. Evet, hala hatalar yapıyorlar ve savunmada üst seviye değiller ancak Clifford bu takıma bir amaç ve kimlik kazandıracak gibi duruyor.
Steve Clifford’ın bir diğer beğenilen özelliği ise gençlerle olan ilişkisi. Clifford şimdiden daha önce fırsat bulamayan gençleri takıma kazandırdı. Yüzüne bakılmayan Nick Richards ve rotasyon arkası Jalen McDaniels’tan katkı almayı başardı. Richards adeta sahanın her yerinde ve sahaya inanılmaz enerji katıyor. NBA’de yeri var. Jalen McDaniels ise sahanın iki tarafında da pozitif işler yaptı. Bu tür oyuncuları sahaya attığınızda enerjik bir takım olmamanız imkansız.
Joel Embiid
Philadelphia Sixers‘ın sezona hızlı bir giriş yapmasını bekliyordum ve sene sonunda konferansı en tepede bitireceğini düşünüyordum. Ancak 0-3’lük sezon başlangıcı hiç parlak değil. James Harden geçtiğimiz sezona kıyasla çok daha formda gözüküyor ancak bu sefer takımın diğer yıldızı Joel Embiid su kaynattı. 28 yaşındaki yıldızın istatistikleri dışarıdan çok iyi görünüyor. Herhangi bir oyuncu 27.0 sayı – 13.3 ribaunt yapsa göklere çıkartılır. Ancak NBA’de istatistikler yanıltıcı olabiliyor. Sezona %45 saha içi isabeti, %18 üçlük isabetiyle başlayan Embiid, sahanın iki tarafında da eforsuz ve dağınık gözüküyor.
Joel Embiid’in istikrarsız bir savunmacı olduğu biliniyordu. Hücumdaki rolünden ötürü savunmada enerjisini saklıyor, inişli çıkışlı bir performans sergiliyordu. Ancak maç bunu gerektirdiğinde All-Defensive seviyesine çıkabileceğini biliyordunuz. Bu sezon Embiid’in savunmasında çıkış yok, yalnızca iniş var. Durum yalnızca efor eksikliğinden kaynaklanmıyor, aynı zamanda ortada konsantrasyon problemi de mevcut.
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!