by Melikşah Bayrav / info@eurohoops.net
Geçtiğimiz sezon beklentilerin epey üzerine çıkan Frutti Extra Bursaspor, birçok anlamda kulüp tarihinin ilkleriyle dolu bir yılı geride bırakmıştı. Basketbol Süper Ligi’nde ilk kez playoff bileti almayı başaran Bursaspor, ikinci kez katıldığı EuroCup’ta ise yine ilk kez gruplardan çıkmayı başarmıştı. Hikayenin bu kadarı bile bütçe ve beklentiler açısından büyük bir başarıyken koç Dusan Alimpijevic ve öğrencilerinin durmaya niyeti yoktu.
Önce deplasmanda 20.000 kişinin önünde Partizan’ı devirerek sezonun en büyük sürprizlerinden birine imza atan Bursaspor, bu noktadan sonra bir daha arkasına bile bakmadan EuroCup finaline kadar geldi. Her ne kadar yolun sonu şampiyonlukla bitmese de yeşil-beyazlı ekip, Avrupa’da açık ara sezonun en görkemli peri masalına imza atmıştı.
Müthiş başarılarla dolu geçen sürecin sonunda Bursaspor, soru işaretleriyle dolu bir yaz dönemini geride bıraktı. EuroLeague kulüplerinin ilgisine rağmen koç Dusan Alimpijevic’in sözleşmesini uzatan yeşil-beyazlı ekip, kadrosunda ise Kevarrius Hayes, Andrew Andrews ve John Holland gibi üç ana yıldızıyla yollarını ayırmak durumunda kaldı.
Yaz transfer döneminin sonunda geçtiğimiz yıla göre daha alternatifli bir kadroya sahip olan Bursaspor, yine de özellikle hücumdaki yetenek seviyesi bakımından bir önceki sezonun gerisindeydi. Takımdan ayrılan Andrew Andrews ve John Holland ikilisinin yerine kadroya eklenen Anthony Clemmons’ın da hazırlık döneminde inişli çıkışlı bir grafik sergilemesi, yeni sezona dair akıllara bazı soru işaretleri getiriyordu.
Üzerine bir de yerli rotasyonunun önemli isimlerinden Enes Taşkıran’ın sakatlığına rağmen Bursaspor, sanki bıraktığı yerden devam edercesine yeni sezona müthiş bir başlangıç yaptı. EuroCup ve Basketbol Süper Ligi kulvarlarında çıktığı 6 maçı da kazanan koç Dusan Alimpijevic’in ekibi, son olarak 2 kez EuroLeague şampiyonu Anadolu Efes‘i de mağlup ederek tüm Avrupa basketbolu kamuoyunun dikkatini çekti.
Frutti Extra Bursaspor’un eldeki kısıtlı imkanlara rağmen şu ana kadar sergilediği müthiş performansa biz de daha fazla kayıtsız kalamazdık.
Eurohoops Fırın, bugünkü serisinde yoluna kayıpsız devam eden Bursaspor’un saha içi şifrelerine göz atıyor.
Başarının Sırları
Geçtiğimiz sezon skor tehdidi olarak kadrosunda Onuralp Bitim, John Holland, Andrew Andrews ve Derek Needham gibi çok değerli oyuncuları bulunduran Frutti Extra Bursaspor, bu yaz Holland ve Andrews ikilisiyle yolları ayırmak durumunda kaldı. Bu iki ismin yerine skor potansiyelinden ziyade daha çok oyun kuruculuk meziyetleri ve savunmasıyla öne çıkan Anthony Clemmons’ı ekleyen Bursaspor, hücumdaki potansiyeli bakımından bir önceki yılın gerisinde görülüyordu.
Koç Dusan Alimpijevic’in ekibinin bir önceki yıla göre en büyük avantajı ise genişleyen rotasyondu. Kadroda 5 yabancı bulundurma hakkına rağmen sezona 4 yabancıyla başlayan Bursaspor, yerli rotasyonunu ise Yiğitcan Saybir, Enes Taşkıran ve Ahmet Düverioğlu gibi maçlarda düzenli süre alabilecek isimlerle güçlendirdi. Yeni sezona daha geniş bir rotasyon kullanarak başlayan Bursa temsilcisi için tablo kısa sürede tersine döndü.
Kısa rotasyonunda hazırlık dönemi boyunca ciddi süreler alan Enes Taşkıran, yaşadığı sakatlık nedeniyle yalnızca 1 maçta (8 dakika) forma giyebildi. Üstüne üstlük sezona müthiş bir başlangıç yapan ABD’li uzun Zach Auguste’un da sakatlık sorunu nedeniyle Anadolu Efes ve Joventut Badalona karşılaşmalarında yer alamaması, Bursaspor’ın tıpkı bir önceki sezon olduğu gibi çok dar bir rotasyonla mücadele etmesine yol açtı.
Her ne kadar yeşil-beyazlı ekip sezona üst üste galibiyetlerle başlasa da Anthony Clemmons’ın istikrarsız görüntüsü, kadrodaki iki kritik ismin yokluğuyla birleşince Joventut Badalona ve Anadolu Efes karşılaşmalarının öncesinde ciddi soru işaretleri ortaya çıkmıştı. Buna rağmen geçtiğimiz yıldan beri sahaya yansıttığı asla pes etmeyen takım karakterini yine hatırlatan Bursaspor, iki maçta da sahadan galibiyetle ayrılarak basketbol kamuoyunun dikkatini üzerine topladı.
Bursaspor’un bu başarıyı yakalayabilmesindeki ana faktör ise geçtiğimiz sezondan gelen oyun alışkanlığı. Bir önceki yıl kadrosunda Andrew Andrews, Derek Needham, John Holland ve Onuralp Bitim gibi top yönlendirebilen hücum tehditlerini bulunduran yeşil-beyazlı ekip, rakip savunmalara karşı birden çok atak opsiyonu tehlikesi yaratarak savunulması çok zor bir hücum kurgusu ortaya çıkarmıştı.
Rakiplerin savunmada Needham’a konsantre oldukları anlarda Andrews’u, Andrews’a odaklandıkları zaman Onuralp’i, Onuralp’e ağırlık verdikleri anlarda ise Holland’ı devreye sokabilen Bursaspor, saha yerleşimini de bu isimleri tamamlayacak şekilde organize edebildiği için Avrupa’nın izlemesi en keyifli takımlarından birine dönüşmüştü.
Bu yıl isimler değişse de benzer bir kurgu devam ediyor. Artı olarak geçtiğimiz sezondan yakalanan takım kimyasının da bir üst boyuta taşınması, oyuncuların özellikle saha yerleşimi bakımından birbirlerinin hareketlerine göre en doğru pozisyonu almalarına ve en doğru atışın istikrarlı olarak bulabilmelerine yol açıyor.
Bu noktada Bursaspor’un en büyük avantajı ise geçtiğimiz sezonki yapının büyük ölçüde korunması oldu. Needham ve Onuralp’in yanına Anthony Clemmons’ı ekleyerek sahada birden fazla top yönlendiriciyle kalmaya devam eden koç Dusan Alimpijevic’in ekibi, topsuz hareketliliği de bu isimlere hazırlanan opsiyonlar sırasında en doğru şekilde uygulayabildiği için bıraktığı yerden devam ediyor.
Örnek vermek gerekirse Bursaspor’un bu yıl en çok tercih ettiği opsiyonların başında Onuralp Bitim için hazırlanan topsuz perde çıkışı aksiyonları geliyor. Şu son 2 sezon içerisinde dış şut tehdidini, topla kendi şutunu yaratabilmesini ve karar vericiliğini epey geliştirerek komple bir hücumcuya dönüşen Onuralp, çabukluğu ve ilk adımının sayesinde topsuz perdelerden çıktığında rakip savunmayı rahatça eksilterek kendisine skor opsiyonu yaratabiliyor.
Bu aksiyonlar sırasında başta Derek Needham ve takımın 4 numarası Dave Dudzinski olmak üzere oyuncular, yarı sahadaki yerleşimlerini Onuralp’in hareketine göre konumlandırıyorlar. Bu sayede rakip takımlar yardım savunmalarını devreye soktukları zaman Bursaspor, cezayı kesebilmek için en doğru saha yerleşimini sürekli olarak sağlayabiliyor.
Özellikle köşe üçlükleri, yeşil-beyazlı ekip için bu sezon sıkça tercih edilen opsiyonlardan biri olarak öne çıkıyor. Sahada birden çok top yönlendiriciyle kalabilmeyi bu isimleri sıkça topsuz hareket ettirerek avantaja çeviren yeşil-beyazlı ekip, rakip savunmaları yarı sahada sürekli rotasyona zorluyor. Yardım savunmaları devreye girdiği an yardımın geldiği köşede mutlaka bir oyuncusunu konumlandıran Bursaspor, üst düzey takım kimyasının da etkisiyle topu genellikle en iyi şekilde dolaştırarak uygun dış atış şansını yakalayabiliyor.
Köşe üçlüklerinde bu sezon şu ana kadar Dave Dudzinski, Anthony Clemmons ve Yiğitcan Saybir isimleri öne çıktı. Özellikle Dudzinski ve Clemmons her ne kadar dış atışlar konusunda sezona pek yüzdeli başlayamasalar da Bursaspor, sahada bu isimlere düzenli olarak uygun şansları yaratabildi.
Öte yandan bu sezon uzun rotasyonuna Zach Auguste ve Ahmet Düverioğlu ikilisinin eklenmesi, Bursaspor’a geçtiğimiz sezona kıyasla farklı bir derinlik kattı. Her ne kadar müthiş bir savunmacı ve çember etrafında yüksek yüzdeli bir bitirici olsa da Kevarrius Hayes, ikili oyun aksiyonlarında üst düzey bir tehdide sahip değildi.
Geçtiğimiz sezon Cedevita Olimpija’da son derece başarılı bir yıl geçiren Zach Auguste, ikili oyunlarda perdelemeden sonra devrilirken rakip savunmaların konsantrasyonunu da üzerine çekiyor. Bursaspor’un Auguste gibi devrilme becerisi üst düzey bir hücum silahını kadrosunda bulundurması, hücumunu çeşitlendirebilmesine ve Auguste’un etrafındaki oyunculara alan sağlayabilmesine yol açıyor.
Uzun yıllardır Fenerbahçe Beko’dan aşına olduğumuz Ahmet Düverioğlu ise yeşil-beyazlı ekibin uzun rotasyonunu şu ana kadar çok rahatlattı. Geçtiğimiz sezon Kevarrius Hayes dışında orijinal bir 5 numarası olmayan Bursaspor, artık uzun rotasyonunda güvenebileceği iki önemli alternatife sahip.
Özellikle Auguste’un forma giyemediği Anadolu Efes ve Joventut Badalona karşılaşmalarındaki performansıyla Ahmet Düverioğlu, koçu Dusan Alimpijevic’in elini çok rahatlattı. Kariyeri boyunca savunması sorunlu bir oyuncu olarak görülen deneyimli uzun, bu karşılaşmalarda Ante Tomic ve Ante Zizic gibi etkili uzunların arkasında müthiş durarak alınan kritik galibiyetlerde öne çıktı.
Kadrosundaki sakatlıklara rağmen şu ana kadar bileği bükülemeyen Frutti Extra Bursaspor, son olarak kadrosunu ratiopharm Ulm’den ABD’li kısa Sindarius Thornwell’i transfer etti. Yeşil-beyazlı ekibin hücumuna top yönlendirebilme özelliği olan bir skor tehdidinin daha eklenmiş olması, koç Dusan Alimpijevic’in elini hiç şüphesiz ki epey rahatlatacaktır.
Geçtiğimiz sezon Frutti Extra Bursaspor, hücumda her ne kadar etkileyici bir takım olsa da işin savunma kısmında ciddi sorunlar yaşayabiliyordu. Kadroda Kevarrius Hayes gibi komple bir savunmacının varlığına rağmen yeşil-beyazlı ekip, özellikle Hayes’in faul problemine girdiği karşılaşmalarda çemberi koruyabilmek konusunda büyük sıkıntılarla karşı karşıya kalıyordu.
Ayrıca Derek Needham’ın bir oyun kurucu olarak topa baskıdaki becerisine rağmen ince fiziği, Onuralp Bitim’in savunma bilgisi konusundaki yetersizlikleri ve Andrew Andrews’un zaman zaman efor kaybı yaşamasıyla birleşince bazı sorunlar ortaya çıkabiliyordu. Ayrıca benchten gelen oyuncuların da bu anlamdaki yetersizlikleri, bu duruma pozitif anlamda bir etki yapmıyordu.
Bu sezona baktığımızda ise şu ana kadar savunmasıyla öne çıkan bir Frutti Extra Bursaspor görüyoruz. Özellikle başlarda Anthony Clemmons’ın skora beklenen katkıyı sağlayamaması ve hücum yükünün büyük ölçüde Needham ile Onuralp’in omuzlarına yüklenmesi, savunmasıyla ayakta kalan bir Bursaspor görmemizi sağladı. Elbette bu durumun başlıca nedenleri var.
Son haftaların formda ismi Anthony Clemmons, başlarda beklenen hücum katkısını yapamasa da savunmasıyla koçu Dusan Alimpijevic’in gözdelerinden biri haline geldi. Atletizmi ve bir kısaya göre kalıplı fiziğiyle yardım savunmalarında çok etkili olabilen Clemmons, agresifliğiyle şu ana kadar Bursaspor savunmasının belki de bir numaralı ismi oldu.
Frutti Extra Bursaspor, geçtiğimiz sezondan beri rakiplerinin ikili oyunlarını benzer bir şekilde savunuyor. Rakip kısaya gelen perdelemenin sonrasında uzunundan drop yapmasını (uzunun çembere doğru adımlayarak rakip kısanın penetre ve pas kanalında kalması) talep eden koç Dusan Alimpijevic, bu sayede rakip uzunun boyalı alanda rahat top almasına engel olmaya çalışıyor.
Yine de bu savunmanın belli başlı dezavantajları var. İkili oyun savunmasındaki uzunun boyalı alana doğru gömülmesi, tepedeki alanların açılmasına neden oluyor. Bu gibi durumlarda yardım savunmalarının iyi şekilde organize edilememesi, rakip hücumcuların boş alanları kullanabilmelerine ve savunma dengesini bozabilmelerine yol açıyor.
İşte bu noktada Anthony Clemmons’ın rolü çok kritik. İkili oyun sırasında köşelerde konumlanan Clemmons, top dolaşmaya başladığı zaman yardımı genellikle ilk başlatan isim oluyor. ABD’li oyuncunun ellerini sürekli aktif kullanması ve agresifliğiyle yardım savunmasında müthiş bir etki yaratması, Bursaspor’un şu ana kadar savunmadaki etkili görüntüsünün bir numaralı faktörü oldu.
Ayrıca bu sezon düzenli olarak benchten oyuna dahil olan ve karşılaşmalarda ciddi süreler alan genç forvet Yiğitcan Saybir’e de değinmemiz gerek. Tıpkı Clemmons gibi yardım savunmalarında etkili bir görüntü sergileyen Yiğitcan, uzun kollarının da avantajıyla Bursaspor savunmasının en öne çıkan isimlerinden biri oldu. Yardım savunmalarındaki agresifliğinin sayesinde Bursaspor, ikili oyun savunmasındaki dezavantajları minimum düzeye indirmeyi başardı.