by Dana O’Neil / Çeviri: Bilal Baran Yardımcı / info@eurohoops.net
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı 31 Ekim 2022 tarihinde The Athletic‘te yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
Bu yaz bir havaalanının toplanma yerinde koşuşturan bir Division I okulunun koçu, yolculuğu sırasında kendisini tutması için bir dilim pizza almaya karar verdi. Üniversitenin logosunun bulunduğu tişörtüyle beraber siparişini vermek için yöneldi. Siparişini vermeden önce dilimleri servis eden adamın söyleyecek bir sözü vardı:
“Hey, Bronny’i alıyor musunuz? Onu seçecek misiniz?” diye sordu.
Koç, doğduğu yerin havaalanında değildi. Okuldan, okulun taraftar grubundan yüzlerce kilometre uzaktaydı. Kendini basketbola adamış taraftarlar, sosyal medya spekülasyonları ve dedikodularıyla koleje alım işlerine entrika sokmayı sever, burada da bir koçla konuşma fırsatı yakalanmış durumda… Fakat bu pizzacı adam, koçun okulunun bir taraftarı bile değil.
O sadece Bronny hakkında bilgi almak istedi, tıpkı diğer herkes gibi…
Bronny, tıpkı ünlü Los Angeles Lakers oyuncusu babası veya Brezilyalı futbol yıldızı gibi tek isimli bir fenomen. O, 1.90 boyunda şutu ve oyun zekası olan bir guard. LeBron’un şirketi sağ olsun belgesellere konu almış, Güney Californi’da bulunan Sierra Canyon okulunda son sınıf öğrencisi.
Bronny’nin Instagram’da altı milyon takipçisi var. Yazın oynadığı maçlar sadece Kuzey Augusta, Güney Caroline ve Las Vegas’ta yayınlanmadı; Londra, Roma ve Paris televizyonlarından yayınlandı. Bronny’nin Nike ile bir anlaşması var ve Beats By Dre ile “Seçilmiş Kişi vs. Seçilmiş Oğul” başlığıyla sergilenen bir reklamın bulunduğu bir kontratı var.
Bundan yaklaşık beş yıl önce yarım milyondan fazla insan Zion Williamson’ın Duke’a katılmasının açıklandığı videoyu YouTube üzerinden izledi. Bronny’nin Sierra Canyon’dan sonra nerede oynayacağına yönelik bulunan ilgi, bu durumu normal gösteriyor. O, “Hamilton”. Ondan önceki her oyuncu ana yemeğin izleyicisiydi.
“Şartların oluşturduğu bir gösteri.” diyor bir kolej koçu buna.
Bronny’nin seçenekleri var. O, seçilecek en iyi 100 oyuncu arasında. Yeteneği tartışılmaz seviyede. NBA’in G League takımı G League Ignite’a veya Overtime Elite’e gitmeyi seçebilir. Yurtdışında profesyonel basketbol oynayabilir. Bir yıl antrenman yapıp ilk kez girebileceği draft olan 2024 NBA draftına katılmayı seçebilir. Fakat kolejde en azından bir sene oynaması da yüksek bir ihtimal.
The Athletic, Bronny’i değerlendiren sekiz kolej koçu ve onu izleme fırsatı bulan iki NBA yetenek avcısıyla konuştu. NCAA ve NBA kuralları gereği liseden gelen yetenekler hakkında konuşmamaları gerektiği için anonim şekilde yer alacaklar. Bronny’nin zihin yapısına ve oyunu anlayışına övgüler yağdırdılar. Ebeveynlerinin bu süreci yönetiş şekillerine saygı gösterdiler. Fakat kolej koçları, şerh düşmeyi de ihmal etmiyor.
Bronny yetenekli olsa da onun üzerinde oluşan beklentilerin herhangi bir kolejde karşılık göreceğinin garantisi yok. Zion gibi güçlü veya Chet Holmgren gibi “unicorn” değil. Bronny ile beraber mezun olan DJ Wagner veya Sierra Canyon’dan eski takım arkadaşı Amari Bailey bile değil. Yakın bile değil. Bazı koçlar da Bronny isminin etrafında oluşan havaya değer olup olmadığını merak ediyor.
Bir koç, “Yetenek seviyesi beklentileri karşılamıyor, en azından şimdilik. İş tam da burada karmaşıklaşıyor.” diyor.
Bronnny iyi bir oyuncu. Her şeyden önce bunun söylenmesi gerekiyor. The Athletic’e onu öven kimse Kral’ın yüzüğünü öpüyormuş gibi görülmemeli. Draft sınıfındaki sıralaması 45; 247 Sports onu 41. olarak görüyor, ESPN ise 34. sıraya yerleştirdi. Oregon, UCLA, USC, Michigan, Kentucky, Ohio State ve Memphis gibi okullarda oynamak için yeterince iyi.
Onu değerlendiren koç ve yetenek avcıları da onun oyununu, atletizmini, çembere ataklarını beğeniyor; kolejde oyun kurucu ve şutör guard oynayacak şutu olduğunu düşünüyorlar. Yüksek basketbol zekasının ve gücünün altını çiziyorlar. Değerlendirme yapan insanlara sorduğumuzda “oyunu doğru oynuyor” cümlesini birden fazla kez duyuyoruz. Doğru pasları veriyor, doğru okumaları yapıyor ve oyunun bağlamında oynamaktan keyif alıyor. Harika bir takım arkadaşı.
Gelişmesi gereken alanlar da var. Bazen gereğinden fazla cömert davranabiliyor. Bazı koçlar onun daha agresif olmasını, kendisini topluluktan ayırmasını istiyor. Bu yaz alfa mantalitesine sahip olabileceğine dair ışıklar verdiğini söylüyorlar. Bu ayın başında Las Vegas’ta oynanan bir maçta 31 sayı atmıştı.
Değerlendirme yapan insanlar soyadının ona bir nebze zarar verdiğini de düşünüyor. Bronny ne yaparsa yapsın insanlar genelde daha fazlasını bekliyor. “İnsanlar onu ne zaman görse 35 sayı atmasını istiyorlar çünkü o, LeBron’un çocuğu. Onu olduğu gibi sevmelisiniz. O, takımını daha iyi yapan bir oyun kurucu.” diyor bir kolej koçu.
Nesiller boyu yeteneğe sahip olan ilk sene oyuncularının nadir bulunduğu bir gerçek. 1969’ta Naismith Yılın Oyuncusu ödülü verilmeye başlandığından beri sadece Kevin Durant, Anthony Davis ve Williamson bu ödülü kazanabildi. Son üç yılda En İyi 5’e seçilen 15 oyuncudan sadece Cade Cunningham ilk senesini geçiriyordu.
Gözlemciler, Bronny’nin NBA’e giden yolunun Villanova çıkışlı Josh Hart gibi oyunculara daha çok benzeyebileceğini düşünüyor. İlk 100 yetenekten biri olan Hart, ikinci yılında Big East’te Yılın Altıncı Adamı seçildi ve son senesinde 2017 NBA draftının ilk turundan seçildi. O bir NBA yıldızı değil, yine de bu sezon Portland’dan 12 milyon dolar alacak.
Gözlemciler, Bronny’nin dribbling yeteneğinin ve şutunun iyi olduğunu ancak ikisinde de henüz harika olmadığını söylüyor. Jalen Suggs, Gonzaga kampüsüne girdiği andan itibaren topu alacaktı; Derrick Rose, Memphis’te; Lonzo Ball da UCLA’da aynısıydı, bunu herkes biliyordu. Bronny, onlar gibi değil. Bir koçun görüşüne göre Bronny, altlardaki bir takımda ilk 5 başlayabilir. Koç, kendi takımında Bronny’nin ilk 5 başlayamayacağını da ekliyor.
Bir koç, geçmişteki elit guardları işaret ederek “Onların kim olduğunu biliyoruz değil mi? Şu anda o [Bronny], ‘Onu alıyorum ve birinci adamım o’ denilecek seviyede yeteneğe sahip değil. O seviyeye gelebilir fakat henüz orada değil.” diyor.
Özetle Bronny, beş yıldızlı bir isme sahip dört yıldızlı bir oyuncu. Bir koç “Eğer bu iş bu kadar basit olsaydı Duke şu anda onunla imzalardı. Bu iş bitmiş olurdu. Veya Kentucky… Bunun olmamasının bir sebebi var.” diyor.
Teknik olarak Bronny, listesinde bulunan okullardan sadece birini ziyaret etti: Ohio State. Ancak genellikle kulaktan dolma, spekülasyon ve söylenti yoluyla hazırlanan bu listelere şüpheyle yaklaşmak gerekiyor. Bronny, henüz adı geçmeyen bir okulla da imzalayabilir.
Bu gönderiyi Instagram’da gör
Yine de bu liste mantığa oturuyor. İlk olarak bu okullar Nike sponsorluğunda. 2003 yılında 18 yaşındaki LeBron, ayakkabı firmasıyla ilk anlaşmasını imzaladı. 2022 yılında ise 18 yaşındaki çocuğu kendi imzasını attı. Bronny’nin formasında Adidas’ın üç çizgisinin bulunduğu bir okulda forma giymesi düşük ihtimalli gözüküyor.
Her okulun aynı zamanda James ailesiyle bir bağı bulunuyor. LeBron, Ohio doğumlu; aile, USC ve UCLA’in bulunduğu Los Angeles’ta yaşıyor; Nike’ın merkezleri Oregon’da; LeBron’un Kentucky Koçu John Calipari ile olan dostluğu herkes tarafından biliniyor; Michigan ve Memphis de eski NBA yıldızları Juwan Howard ve Penny Hardaway tarafından yönetiliyor.
Yine de bu listenin nasıl oluştuğuna dair birçok şüphe var. Misal; UCLA, ESPN listeye Bruins’i koyana kadar listede yoktu. Daha önceki listelerden birinde Adidas okullarından Kansas geçiyordu, farklı raporlar da Bronny’nin Oregon, Duke veya Kentucky’e gitme ihtimalinin yüksek olduğunu söylüyordu.
“Listesinde birkaç okul var bak neler oluyor. Bronny’nin koleje gitmesi hakkında yazıyorsunuz.” diyor bir koç.
Ancak diğer herkes için eğlenceli spekülasyon olarak kabul edilen şeyler, üniversite koçları için gerçek hayatta sonuçlar yaratabiliyor. Onların amacı heyecan uyandıran bir pazarlama kampanyası yaratmak değil, basketbol maçlarını kazanmak. “Koçlar olarak bizim görevimiz değerlendirmek, ir sıralamayı göz önünde bulundurup oyuncu seçmek değil. Bu bizim işimiz ve bu konuda işimiz söz konusu.” diyor bir koç
Genelde gerçek ilgi ile şişirme arasındaki farkı anlamak için kadrolara bakmak gerekir. Bronny’nin durumunda kimse onun bir okula gidip büyük dakikalar oynamadığı bir senaryo hayal etmiyor. “Onu oynatmanız gerekecek.” diyor bir koç.
USC, halihazırda şutör guard Silas Demary’i kadrosuna kattı. Kendi pozisyonunda 2023 sınıfının Wagner’dan sonra en iyi oyuncusu olarak gözüken oyun kurucu Isaiah Collier de pivot pozisyonuna yapılan Arrinten Page eklemesiyle favorilerden biri olarak gözüküyor. Oregon’un da eski NBA yıldızı Peja Stojakovic’in oğlu Andrej Stojakovic’e yöneleceği söyleniyor. Ohio State, Bronny’nin sıralamalarda hemen arkasında yer alan Taison Chatman ile imzaladı ve elit şutör Juni Mobley’i kadrosuna kattı. UCLA’de ise Tyger Campbell’in varisi olarak Dylan Andrews öne çıkıyor ve Bailey de Bronny gelene kadar takımdan ayrılmamış olabilir. Eğer Kentucky de sınıfın 1 numaralı ismi Wagner ile imzalarda Calipari yine de Bronny’i alır mı?
Listedeki okullar ilgilerini başka oyunculara yöneltmiş gibi gözüküyor. Eğer Bronny koleje gitmeyi seçerse nereye gidecek?
Bir koç “Bunu düşünmek beni geriyor. Şunu biliyorum ki nereye giderse gitsin kadrosu dolu olacak.” diyor.
Koçlar, LeBron’un Bronny’nin normal bir potansiyel gibi muamele görmesini istediğini söylüyor. Onlara göre James ailesi, bu süreçle ilgilenirken bir megastar’ın olabileceği en iyi seviyede ilgilenmiş. Bronny’nin annesi Savannah James, bu sürecin büyük kısmında rol alırken LeBron ve uzun süreli iş ortağı Maverick Carter da sürece dahil. Koçlar, LeBron’un Bronny’nin düzgün şekilde koçluğa maruz kalmasını istediğini, çocuğunun yetenek seviyesinin farkında olduğuna inanıyor.
Aradaki uyuşmazlık ise LeBron’un şubat ayında The Ahtletic’ten Jason Lloyd’a söylediği kelimelerde yatıyor: “Son yılımda oğlumla oynayacağım.”
“Bu durum her şeyi karmaşık hale getirdi.” diyor bir koç. Hem bir zaman çizelgesi hem de bir amaç yarattı o açıklama. LeBron 37 yaşında ve Lakers ile olan kontratı son senesinde oyuncu opsiyonuyla olmak üzere 2023-24’e kadar uzanıyor – veya Bronny kolejdeki ilk yılını tamamlayıp drafta girmeye hak kazanana kadar. Kimse Bronny’nin “olmuş” bir oyuncu olduğunu düşünmüyor. Sıralaması da onu öyle göstermiyor. Geçtiğimiz yıl NBA draftında lisede 23. veya daha aşağı sıralarda gösterilen ve kolejde ilk senesini geçiren oyunculardan sadece biri seçildi: Baylor’dan Jeremy Sochan.
The Athletic’e konuşan koçların ve yetenek avcılarının çoğu Bronny’nin iki hatta üç yılın ardından bile NBA’e hazır olamayabileceğini söylüyor. Bir NBA oyuncusu olma yolunda gelişim gösterebilir ancak herkes bunun zaman alacağı konusunda hemfikir. Başarılı olmak, başarısız olmak, uyum sağlamak ve gelişmek için diğer yüksek kalite potansiyellere karşı bir şey göstermesi gerektiği söyleniyor. Jalen Brunson, Corey Kispert, Malcolm Brogdon, Ochai Agbaji ve daha birçok isim NBA’e bu şekilde geldi fakat sorgulanan kısım böyle bir yolculuğun Bronny ve ailesine uyup uymayacağı.
Babasının tetikteki gözleri ve getirdiği yakın mercek medya, Bronny’nin koleje adım attığı anda spot ışıklarının altında olacağını gösteriyor. ESPN, Zion Duke’taki ilk ve son senesindeyken oyuncunun performansının takibi için istatistikleri yayınlıyordu. Bronny’nin ilk yılı bunun 100 katı olabilir. “4 sayı da atsa, 40 sayı da atsa ertesi sabah ‘First Take’te o konuşulacak. Takımın kazanması değil, Bronny’nin nasıl oynadığı konuşulacak.” diyor bir koç.
Bir yıl önce Penny Hardaway, ülke genelindeki en iyi potansiyelleri kampüse topladı. Emoni Bates lisedeki son senesini geçiriyordu ve koleje bir sene erkenden Michigan State ile gitti. “Kaplanlar”la olan sözleşmesini geçtiğimiz ağustos ayının sonlarına kadar açıklamamıştı.
Sezon ortasına gelindiğinde “Kaplanlar”da karmaşa hakimdi. Takım kimya ve uyuşmazlık problemleri sebebiyle sıralamada gerilere düşerken Hardaway de veteran oyuncularını çekememezlik ve liderlik eksikliği sebebiyle suçluyordu. Bates’in yaşadığı sakatlık haberdi, Bates döndükten sonra Hardaway’in onu bençten getirmesi haberdi, eninde sonunda Eastern Michigan’a transfer olduğunda o da haberdi.
“Bu ise LeBron’un çocuğu.” diyor bir koç. “Eğer onu 30 dakika oynatır ve kaybederseniz ne yapmış oluyorsunuz? Eğer 8 dakika oynatır ve kazanırsanız ise insanlar LeBron’un çocuğunu oynatmadığınız için sizin bir k*ncık olduğunuzu düşünecek mi?”
Kolej koçları genellikle baba figürü olarak, gelişim ve mentörlük açısından önemli rol oynarlar fakat asıl endişeleri kazanmak üzerinedir, işlerini kaybetmemek üzerinedir. Bronny ikilimine bakış açıları da bu ışık altında. Eğer kazanmak için en iyi şansı yarattığını düşünürlerse onu ve onunla gelecek şeyleri kucaklayacaklardır.
Düpedüz isteksizlik olmasa da tereddütleri her şeyi açıklıyor.
“Bu konuşmayı yapmak zorundasınız: Bunu istiyor muyuz?” diyor bir koç. “Bu ilgiyi istiyor muyuz? Bu baskıyı istiyor muyuz? Evet, çok fazla bilet satacaksınız fakat idare etmeniz gereken çok şey olacak.”
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!