by Bilal Baran Yardımcı / info@eurohoops.net
Hırvatistan basketbolunun efsane isimlerinden ve Basketbol Şöhretler Müzesi’nde yer edinme başarısı elde eden Dino Radja, Avrupa basketbolu için ikon isimlerden biri. Büyük başarılarla dolu kariyeri, her şeyi anlatmaya yetiyor. İki kez EuroLeague şampiyonluğu yaşadı, bir kez EuroLeague Final Four MVP’si seçildi, birçok kez yerel ve uluslararası turnuvalarda şampiyonluk yaşadı… 1990’larda NBA’de Boston Celtics forması giydi ve NBA’de yer alan Avrupalı oyuncular için öncü isimlerden biri.
Türkiye’de basketbolun gelişmesine katkıda bulunmak için kurulmuş olan Basketbol için Destek ve Eğitim Vakfı’nın (BİDEV) NBA iş birliğiyle gerçekleştirdiği jr.nba BİDEV Ligi’nin Draft organizasyonu, spor dünyasından önemli isimlerin katılımıyla Darüşşafaka Ayhan Şahenk Spor Salonu’nda gerçekleştirildi. Radja da bu eğlenceli etkinliğe katılan önemli isimlerden biriydi.
Etkinlik sırasında Radja; kendi kariyeri, geçmişteki ve günümüzdeki basketbol iklimi, Alperen Şengün ve birçok konuda daha Eurohoops’a demeçler verdi.
Radja, 1993-94 sezonunda 1996-97 sezonuna kadar Boston Celtics formasıyla NBA’de ter döktü. Hırvat efsane, günümüzde oynasa NBA’de daha uzun yıllar forma giyeceğini düşünüyor:
“Kesinlikle. Günümüzde oyuncular çok daha fazla korunuyor. Oyunun fizikselliği azaldı, daha çok yetenek ön planda. Oyuncular, bizim zamanımıza göre çok daha uzun yıllar kariyerlerine devam edebiliyorlar.”
1990’lar NBA’i, belki de tarihin en yoğun fiziksel mücadelesinin yaşandığı NBA dönemiydi. Radja da Michael Jordan’ın damga vurduğu 90’lı yıllarda NBA’de ter döktü. Hırvat efsane, kendi oynadığı dönemdeki basketbol ile günümüzdeki basketbolu karşılaştırdı:
“Farklı bir basketbol var. Günümüzde maçlar daha çok All-Star gibi, çok hızlı oynanıyor. Geçmişte ise daha fiziksel bir oyun vardı, boyalı alanda sayı üretmek, smaç yapmak çok zordu. Günümüzde her maçta birçok smaç oluyor fakat izleyenlerin de uzak mesafelerden atılan şutlardan, her gün karşılarına çıkan güzel hareketlerden keyif aldığını düşünüyorum. Farklı dönemler, farklı kurallar… Oyun, izleyicinin istediği yönde gelişiyor. Bu durumun basketbol ve lig için iyi olduğunu düşünüyorum. Ben hangisini mi tercih ederdim? Eski zamanları… Fakat bugün oynanan oyuna da uyum sağlayabileceğimi düşünüyorum.”
Günümüzde her ne kadar NBA’e damga vuran birçok Avrupalı yıldız görsek de 1990’lı yıllarda durum bu kadar kolay değildi. Radja, NBA’in globalleşme yolunda ilk adımlarını attığı dönemde Avrupalı bir oyuncu olarak birçok genç isme örnek olmuştu. Efsane oyuncu, bu konuda kredi verilecek birçok isimden biri olduğu için gurur duyuyor:
“NBA kapısını herkese açan öncülerden biri olduğum için çok gururlu olduğumu söylemek istiyorum. Önceden Drazen Petrovic, Vlade Divac, Toni Kukoc, Arvydas Sabonis, ben… Avrupalı oyuncuların bir şeyler başarabileceğine kimse inanmıyordu. Biz gelip herkese başarılı olabileceğimizi gösterdik ve şu anda NBA’in kapıları açık. Şu anda NBA’de oynayan uluslararası oyunculara bakın, sayıları çok fazla.”
NBA’e damga vuran Avrupalıları konuşurken Giannis Antetokounmpo, Nikola Jokic ve Luka Doncic üçlüsünün sohbete dahil olması kaçınılmaz oluyor. Radja da bu üç süper yıldız hakkındaki görüşlerini aktardı:
“Hepsi birbirinden farklı oyuncular fakat ben Luka [Doncic] ve [Nikola] Jokic’in olağanüstü yetenekler olduğunu düşünüyorum. Bu, doğuştan gelen bir şey. Diğer taraftan Giannis [Antetokounmpo] da çok fiziksel bir oyuncu. Sahip olduğu fiziksel yetenekler inanılmaz. O da yetenekli fakat diğer ikili (Doncic ve Jokic) kadar değil. Avrupa, şu anda kesinlikle NBA’de iz bırakıyor.”
Dört sezon boyunca Celtics forması giyen Radja, takımla olan bağını kaybetmemiş gözüküyor:
“Celtics’i hep takip ettim. Celtics benim takımım, onlarla aramda duygusal bir bağ var. Ne zaman uyansam ve maçları olsa neler olup bittiğine bakıyorum. Benim zamanımda organizasyonda çalışan isimlerle de hala iletişimdeyiz, bazıları hala Celtics’te çalışıyor. Ben basketbol aşığı bir adamım, olanları tabii ki de takip ediyorum.”
Celtics, geçtiğimiz yıl 12 sezonun ardından finale çıkmayı başarsa da Golden State Warriors‘ın tecrübesi, final sahnesinde üstün gelmiş ve yüzük hasreti dinmemişti. 2022-23 sezonuna da iddialı giren ve iyi bir başlangıç yapan Celtics hakkında eski oyuncuları Radja, olumlu düşüncelere sahip:
“Geçtiğimiz yıl şansları çok iyiydi, kazanacaklarını düşünmüştüm. Gençlik, tecrübeye karşıydı ve gençliğin kazanma zamanı gelmişti… Fakat Golden State harika bir takım ve çok daha tecrübeliler. Bu yıl da Celtics’in şansının olduğunu düşünüyorum fakat şu anda NBA’de çok fazla iyi takım var: Milwaukee Bucks, Philadelphia 76ers, Boston Celtics, Miami Heat, Golden State Warriors, Memphis Grizzlies, Los Angeles Clippers… Portland Trail Blazers da sezona çok iyi başladı. Takip etmesi ilginç bir sezon olacak, muhtemelen uzun bir süredir takip etmesi en ilginç sezon bu olacak.”
Bu noktada efsanevi uzuna şu anda Celtics’te forma giyse uzun rotasyonundaki sıkıntılar için çok iyi bir çözüm olacağını söylediğimde Radja, gülerek “Evet, biliyorum fakat şu anda bunun için çok yaşlıyım. 25 yıl geriye gitmek isterdim fakat ne yazık ki elimden gelmiyor.” yanıtını verdi.
Radja, Basketbol Şöhretler Müzesi’ne 2018 yılında katıldı. Çocukluk arkadaşı ve yakın dostu Toni Kukoc da 2021 yılında bu seçkin listede yerini aldı. Radja, basketbol için ne kadar önemli şeyler başardıklarını vurguladı:
“Bunun ikimiz için de bir önemi olduğunu sanmıyorum. Basketbol tarihi için neler yaptığımızın farkındayız. O seçildiğinde ben çok mutlu olmuştum, eminim ki ben seçildiğimde o da çok mutlu oldu. Harika bir duygu. (Kukoc ile) birbirimizi 14 yaşımızdan beri tanıyoruz.”
Radja, kariyeri boyunca Yugoplastika, Panathinaikos, Olympiakos, Cibona, Zadar, Virtus Roma ve Boston Celtics gibi köklü organizasyonlarda efsanevi oyuncularla birlikte forma giydi. Bireysel ve takım bazında birçok başarı elde ettiği kariyerinde herhangi bir sezonu ayrıştırmak onun için diğer oyunculara göre bir nebze daha zor:
“Birçok başarı elde ettiğimiz birçok farklı sezon var. Avrupa’daki ilk kupamızı 1989 yılında kazandık, aynı yıl milli takımla da bir Avrupa kupası kazandım ve yerel ligde de şampiyon olduk. Ayrıca NBA’deki üçüncü sezonumda neredeyse 20 sayı – 10 ribaund ortalaması tutturmuştum. O sezonun en iyi sezonum olduğunu hissetmiştim, kendimi en güçlü hissettiğim sezondu. Farklı şeyleri başardığımız farklı birçok sezon var. Bir sezonun en iyisi olduğunu söylemek gerçekten de çok zor. Her sezonun kendine özel iyi yanları var.”
Efsane uzun, Avrupa tarihinde üç kez üst üste şampiyon olmayı başaran tek takım Yugoplastica’nın şampiyonluk yaşadığı iki sezonda kadronun önemli parçasıydı. Konu üç kez üst üste şampiyon olmak olduğunda da herkesin aklına günümüzde yazılan bir hikaye geliyor… Anadolu Efes, bu sezon modern EuroLeague tarihinde üç kez üst üste şampiyon olan ilk takım olmak için savaşıyor. Efes‘in bu konudaki şansını sormak için bırakılan mirasa baktığımızda daha iyi bir isim bulmak zor:
“Kesinlikle şansları olacak. Fakat biliyorsunuz ki sezon çok uzun. İyi başlamadılar ancak geçen sene de böyle olmuştu. Yeterli yeteneğe sahip olduklarını düşünüyorum. Sezon uzun, sakatlıklar yaşanabilir, zamanla farklı takımlar ortaya çıkabilir. Ayrıca EuroLeague’de şu an çok fazla iyi takım var: Barcelona, Real Madrid, Fenerbahçe, Olympiakos… Enteresan bir sezon olacak.”
Basketbolda her zaman başarılması en zor şeylerden biri olarak iki kez, üç kez üst üste şampiyon olmaktan bahsedilir. Bir kere başarıya ulaştıktan sonra oyuncuların zihninde oluşan düşünceler, rekabetçilik ve başarıya açlık farklılık gösterebiliyor. Çok az oyuncuya ve takıma nasip olan bu istisnai başarıya ulaşmış bir oyuncu olan Radja, her zaman ilk şampiyonluğun yerinin farklı olduğunu düşünüyor:
“Başarıya olan açlık her zaman aynı. Her zaman kazanmak istiyorsunuz, çok güzel bir his. Hiçbir zaman şampiyon olduktan sonra ‘artık daha az kazanmak istiyorum’ demedim. Sürekli daha fazla kazanmak istiyorsunuz. Fakat duygusal olarak ikinci ve üçüncü şampiyonluklar, birincisi kadar olamıyor. İlk şampiyonluk her zaman en özelidir.”
EuroLeague’de değişen yönetimle birlikte ligin daha geniş pazarlara açılması ve globalleşmesi basketbol gündeminde en çok yer tutan konulardan biri. Özellikle Dubai’nin adının çok geçtiği bu konuda Radja, şu şekilde düşünüyor:
“Bilirsiniz ki iş dünyası her zaman parayla ilgilidir. Eğer para iyiyse bu gerçekleşecektir, bana inanın.”
Son olarak efsanevi uzun, kendisiyle aynı pozisyonu paylaşan ve NBA’deki ikinci senesini geçiren genç yıldız Alperen Şengün’ün performansına değindi, başarı için sırrı verdi:
“(Onu izleme şansım) oldu. İyi oynuyor. Yanılmıyorsam geçen bir maçta 26 sayı attı. İyi bir oyuncu olduğu kesin. Kendisini şimdiden kanıtladığını düşünüyorum. Çalışmaya devam ettiği sürece… Birçok oyuncu kariyerinin belli bir noktasında aldığı kontratlar, yaptıkları şeyler sebebiyle tatmin noktasına ulaşıyor ve çalışmayı bırakıyor. Yazları vakit bulduğunda sıkı çalışmaya devam ettiği sürece oyunu da daha iyi olacak, daha çok başarı elde edecek. Tatmin olduğunuz an, gerilemeye başladığınız andır.”
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!