NBA’in Öncü İsimlerinden Nat Clifton: İlk Kontrat Alan Siyahi Oyuncu

2022-11-14T12:20:30+00:00 2022-11-14T12:20:30+00:00.

Bilal Baran Yardımcı

14/Kas/22 12:20

Eurohoops.net
(Original Caption) 1951-Nat Sweetwater Clifton, of the New York Knickerbockers, holding a basketball in each hand.

Eurohoops Çeviri, NBA’de kontrat imzalayan ilk Afrikalı-Amerikalı oyuncu Nat Clifton’a odaklanıyor…

by Marc J. Spears / Çeviri: Bilal Baran Yardımcı / info@eurohoops.net

Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

Bu yazı 14 Şubat 2020 tarihinde Andscape‘te yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.

Chicago’dan çıkıp NBA’de All-Star seçilen basketbolcuların listesi uzun: Isiah Thomas, Dwyane Wade, Derrick Rose, Doc Rivers, Maurice Cheeks, Mark Aguirre, Terry Cummings, Michael Finley, Tim Hardaway, Rickey Green, Juwan Howard, Cazzie Russell, George Mikan, Jeff Hornacek, Hersey Hawkins, Antoine Walker ve Anthony Davis…

Fakat sıklıkla unutulan eski bir NBA All-Star’ı var: 70 yıl önce ligde kontrat imzalayan ilk Afrikalı-Amerikalı oyuncu Nat “Sweetwater” Clifton.

Clifton’ın kızı Jataun Robinson-Swopes, The Undefeated’a “Onu tanıyan insanların hepsi şu anda muhtemelen aramızda değil.” diyor.

Clifton, ailesi sekiz yaşındayken Arkansas’tan Chicago’ya taşındıktan sonra 1940’lı yıllarda DuSable Lisesi’nde hem basketbol hem de beyzboldda Chicago’da öne çıkan bir isimdi. Meyveli gazoz içmeye bayıldığı için lakabı “Sweetwater”dı.

“Bu lakabı çocukken aldım çünkü tek yapmak istediğim meyveli gazoz içmekti. Bilirsiniz, tatlı su.” demişti Clifton bir keresinde The New York Times’a.

Clifton, üç yıl boyunca orduya gitmeden önce Xavier Üniversitesi’nde bir sezon oynamıştı. Ordu görevinin ardından Clifton, Dayton Metropolitans’ta oynayan ilk Afrikalı-Oyuncu oldu, sonrasında tamamen siyahi oyunculardan oluşan New York Rens ve efsanevi Harlem Globetrotters’ta oynadı. Clifton, Globetrotters’taki 10.000 dolarlık maaşıyla siyahi bir oyuncunun alabileceği en yüksek paralardan birini alırken takım sahibi Abe Saperstein ile beyaz tenli rakiplerinin daha fazla maaş aldığına yönelik tartışmıştı.

1950 yılında Globetrotters, 12.500 dolara Clifton’ı New York Knickerbockers’a sattığında Clifton, NBA’de kontrat imzalayan ilk Afrikalı-Amerikalı oyuncu oldu. Clifton, Chuck Cooper ve Earl Lloyd ile birlikte NBA’de forma giyen ilk siyahi oyunculardan biri oldu. Cooper, 1950 draftında 14. sıradan Boston Celtics tarafından seçilerek NBA’e draft edilen ilk Afrikalı-Amerikalı olmuştu. İlk kez bir NBA maçında forma giyen Lloyd ise 1950 draftında 100. sıradan Washington Capitols tarafından seçilmişti.

Üçü de saha içinde de dışında da ırkçılığa maruz kaldı. Robinson-Swopes, babasının anlattığı anıları hatırlıyor.

“Takımı ona kötü davranmadı fakat gittikleri bazı yerlerde ona kötü davranıldı. O, takımın kaldığı otelde kalamazdı. Onun için tehdit etmek zorunda kalırlardı. Fakat o, bize bu deneyimi asla önermediğini söylerdi. Süreç boyunca önyargılılardı, ona z—- diyorlardı. Ona ‘Evine git z—-‘ derlerdi. Bunun zor olduğunu söylerdi.” diyor Robinson-Swopes babası için.

Clifton, aynı zamanda o zamanlarda beyaz tenli oyuncuların domine ettiği bir ligde oynamanın onun büyük bir yıldız olma şansını engellediğine inanıyor.

“Sayı atabiliyorum. Globies’te ve Xavier’de hücumcu bir oyuncuydum fakat NBA’de büyük ve güçlü olduğum için George Mikan, Dolph Schayes, Bob Pettit ve Ed McCauley gibi oyuncularla eşleştiriliyordum. Bana çizilen oyunlar olmuyordu.” demişti Clifton The Associated Press’e.

Clifton, 1950-1957 sezonları arasında genelde ilk 5 başlayarak 10.3 sayı – 8.5 ribaund – 2.7 asist ortalamaları tutturmuştu. Aynı zamanda 1957 yılında kariyerinde ilk ve son kez All-Star oldu.

Clifton, 1957 yılında Fort Wayne Pistons‘a takaslandı ve 1958 yılında NBA’den emekli oldu. İki sezon boyunca Globetrotters’ta tekrar forma giyse de dizinden sakatlandı ve Chicago’da taksicilik yapmaya başladı.

Robinson Swopes, 1978 yılında Siyah Sporcular Hall of Fame’ine eklenen babasının Chicago’da kariyerinden uzun süre sonra bile basketbol ünlüsü olduğunu söylüyor.

“İnsanlar sürekli imza almak için evimize geliyordu. Onun taksisini bulmaya çalışırlardı. Zamanında babamın harika bir basketbolcu olduğunun söylerlerdi. Onu hatırlıyorlardı. Eksiden çok fazla röportaj yapardı. Çok tavsiye verirdi fakat hiç NBA’de koçluk yapmadı.” diyor Robinson-Swopes.

“Düşük profilli olmak için taksi sürüyordu fakat sonra biri öğrendi ve iş büyüdü.”

Clifton, taksi şoförüyken finansal olarak zorluk çekti. O, NBA’den emekli olduğunda lig, 1965 yılına kadar böyle süren şekilde emekli maaşı vermiyordu.

“O zamanlarda bu planın olmamasının bahanesi yok. Clifton gibi oyuncular sadece siyahiler için değil, beyazlar için de yol açtı.” demişti bir keresinde Michael Jordan. “Adaletin yerini bulması gerekiyor. Nat Clifton gibi oyuncular, NBA’i şu anki haline getirdikleri için ödüllendirilmeliler. Onun gibiler olmasaydı benim gibiler şu anki konumda olmazdı.”

Clifton, 30 Ağustos 1990 tarihinde taksicilik yaparken kalp krizi sonucuyla vefat etti. Clifton, ölümünden 24 yıl sonra Basketbol Hall of Fame’ine dahil edildi.

“Onunla gurur duydum fakat bunu göremediği için kötü hissettim.” diyor Robinson-Swopes. “Zamanı gelmişti’ diye düşünüyordum fakat negatif bir düşünce değildi bu. Yıllardır bekliyordu. Aday gösterilirdi fakat seçilmezdi, sonra hayal kırıklığı yaşardı.”

Chicago’lu Hall of Fame Başkan Jerry Colangelo, şu ifadeleri kullanmıştı:

“Yakın zaman önce birçok ismin gözden kaçtığını gördüm ve bu yüzden Afrikalı-Amerikalı öncüler gibi yeni kategoriler ürettik. Onları dahil etmenin tek yolu buydu. 1940’larda oynamış oyuncuları başka kim hatırlıyor?

O kategorilerden insanlar seçtiğimizde o isimleri tanıyan ya da gören kimse olmuyordu. Sonrasında ise geçmişlerini ve yaptıkları etkiyi görüyorsunuz. Bu, kültürel ve birçok anlamda toplumdaki değişimlerin başlangıcıydı. Onlar hatırlanmayı ve onurlandırılmayı hak ediyor.”

Şu anda sosyal görevli olan Robinson-Swopes, Martin Luther King Jr. haftasında Memphis Grizzlies tarafından vefat eden babası yerine onurlandırılan isimlerden biriydi.

Robinson-Swopes, babası için “O, benim kalbimdi.” diyor. “Ruh eşi gibiydik. Hala etrafta olduğunu hissettirebiliyor bir şekilde…”

“Her yıl Black History Month geldiğinde insanlar onu anıyor. Güzel yanlarından biri bu. Bu hoş. Sadece keşke o da burada olsaydı diyorum çünkü bir zaman sonra NBA’i özlemişti.”

Fotoğraf: Getty Images

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!

NBA gündemindeki son gelişmeler için tıkla