by Melikşah Bayrav / info@eurohoops.net
Profesyonel basketbolda takım içerisindeki uyum çok önemlidir. Yıldızlarla dolu bir kadroya sahip olsanız bile takım kimyasının oluşmadığı durumlarda başarının gelmesi çok zordur. EuroLeague seviyesinde bu durumun örneklerine yıllar boyunca şahitlik ettik.
Takım kimyasının oluşabilmesi bakımından bir kulüpte “alfa” karakterli isimlerin varlığı son derece belirleyicidir. Bazı takımlarda koçlar, kendilerini ayrı bir yerde konumlayarak kadronun ve yöneticilerin üzerinde mutlak bir hakimiyet kurarlar. Bazı ekiplerde ise oyuncuların hem taraftar baskısını göğüsleme, hem takım içerisindeki motivasyonu en üst düzeyde tutma, hem de sahada asla sorumluluktan kaçmama noktalarında ön plana çıktıklarını görürüz.
Ligde şu ana kadar geride bıraktığımız 8 haftalık süreçte takımlarının çehresini değiştiren, lider kişilikli isimlerin varlıklarına epey yakından tanıklık ettik.
Eurohoops Fırın, bugünkü serisinde EuroLeague’in her takımındaki “alfa” karakterlere göz atıyor.
Fenerbahçe Beko – Nick Calathes
Sezon İstatistikleri: 9 maç, 9.8 sayı, 4.8 ribaund, 6.1 asist, %50 üçlük isabet oranı
Evet, istatistiklere baktığımız zaman Nick Calathes, Fenerbahçe kadrosundaki Johnathan Motley, Scottie Wilbekin ve Marko Guduric gibi yıldızların gerisinde olabilir. Hatta oyununa baktığımız zaman bu 3 isimden çok daha az gösterişli bir performans ortaya koyuyor olabilir. Yine de şu bir gerçek: Nick Calathes, bu sezon Fenerbahçe’nin saha içindeki lideri.
Bu sezon Fenerbahçe Beko maçlarını izlerken özel olarak Calathes’e odaklanırsanız bariz bir durum gözünüze çarpacaktır. Savunmada veya hücumda Yunan oyun kurucu, sürekli takım arkadaşlarıyla konuşup onları yönlendiriyor. Topla organizatörlüğünün yanı sıra topsuz oyunda da sürekli takımına katkı sağlayan deneyimli oyuncu, sanki koçu Dimitris Itoudis’in saha içindeki asistanı gibi hareket ediyor.
Bunun yanı sıra geçtiğimiz yıl Barcelona’da hayal kırıklığı yaratan bir performans sergileyen Calathes, Fenerbahçe formasıyla bir önceki sezonun izlerini kısa süre içerisinde sildi. Özellikle ikili oyunlarda sezonun flaş uzunu Johnathan Motley’le harika bir partnerlik kuran Yunan oyun kurucu, kariyeri boyunca sorun yaşadığı üçlüklerde ise yüzde 50 gibi müthiş bir isabet oranıyla oynuyor.
Bu sezon Fenerbahçe Beko Final Four yolunda emin adımlarla ilerlerken Nick Calathes, saha içindeki “alfa” karakterini bu uzun yolculuk boyunca sürdürecekmiş gibi gözüküyor.
Anadolu Efes – Ergin Ataman
Anadolu Efes Sezon Derecesi: 4 galibiyet, 5 yenilgi
Aslında “alfalar” listemizde yer alan koçlar, ağırlıklı olarak kendi oyun anlayışlarını takımlarına dikte etmeye çalışan ve oyuncularından bireyselliği abartmadan belirli bir düzen içerisinde hareket etmelerini talep eden isimler. Anadolu Efes‘in yıllardır süren hücum kurgusuna baktığımızda ise kısalar Shane Larkin ve Vasilije Micic’in neredeyse sınırsıza yakın karar verme özgürlüğüne sahip olduklarını görüyoruz. Yine de Anadolu Efes ve alfa karakter dendiği zaman akla gelen tek bir isim var, o da Ergin Ataman.
Bu durumun nedenleri ise saha içinde değil, daha çok saha dışında yatıyor. Yıllardır çalıştığı Beşiktaş, Galatasaray ve Anadolu Efes gibi kulüplerde hep kitlelerin ilgisini üzerine en çok çeken isim olan Ataman, yapmaktan kaçınmadığı flaş açıklamalarla konuştuğu zaman hep gündem maddelerinin en üst sıralarında yer alıyor. Bu durum rakip taraftarların kendisine karşı büyük bir antipatiyle yaklaşmasına, çalıştığı kulüplerin taraftarlarının ise büyük oranda sevgisini kazanmasına yol açıyor.
Ayrıca Ergin Ataman, yaptığı açıklamalarla oyuncularının üzerindeki baskıyı nasıl azaltacağını da çok iyi biliyor. Bu durumun en büyük örneklerinden biri ise geçtiğimiz sezon Anadolu Efes ile Olimpia Milano arasındaki playoff serisinin öncesinde yaşandı.
EuroLeague playofflarından önce son şampiyon Anadolu Efes, ligdeki konumu itibarıyla pek iyi bir durumda değildi. Sakatlıkların da etkisiyle ilk 4 sıranın uzağında kalan Efes, normal sezonun en iyi takımlarından Olimpia Milano ile eşleşmişti. Son şampiyonun elenme ihtimaline dair endişeler artarken Ergin Ataman ise kendinden son derece emindi.
Serinin öncesinde ve seri boyunca ‘şampiyon olacaklarını‘ vurgulayan Ataman, bir anlamda baskıyı takımının üzerinden çekip kendi üzerine topladı. Sonuç olarak Olimpia Milano’yu 3-1’le geçen Anadolu Efes, Final Four’da ise şampiyonluğa ulaşarak bu büyük başarıyı 2. kez tekrarladı.
Barcelona – Sarunas Jasikevicius
Barcelona Sezon Derecesi: 6 galibiyet, 3 yenilgi
Son 3 sezondur Barcelona’nın başantrenörlüğünü yapan Sarunas Jasikevicius, bu süreçten beri başardıklarıyla veya başaramadıklarıyla Avrupa basketbolu gündeminin hep en üst sıralarında yer alıyor. EuroLeague tarihinin gelmiş geçmiş en büyük oyuncularından biri olan Saras, koçluğa adım attığı Zalgiris günlerinden beri hep spot ışıklarını üzerinde topluyor.
Tıpkı oyunculuk yıllarında olduğu gibi başantrenörlük döneminde de son derece hırslı bir profil çizen Jasikevicius, saha kenarında hakemlere itiraz etmekten veya zaman zaman rakip kulübeye sataşmaktan pek imtina etmiyor. Saras’ın antrenörlük dönemindeki bu tavrı, kendisini çok sevenlerin yanı sıra sevmeyenlerin sayılarının da epey artmasına yol açtı.
Saha içerisinde ise takımının üzerinde geleneksel bir Yugoslav koç profili gibi tam anlamıyla hakimiyet kuran Litvanyalı çalıştırıcı, zaman zaman oyuncularına yeterince saha içi özgürlük tanımadığı gerekçesiyle eleştiri alabiliyor. Yine de son 3 sezondur Barcelona’yı Avrupa’nın belki de en iyi savunma takımı haline getiren Sarunas Jasikevicius, uzun yıllar sonra Barça’yı EuroLeague Final Four’u ve İspanya Ligi şampiyonluğuna taşıdı.
Bu yaz Barcelona kadrosunu her ne kadar Jan Vesely, Tomas Satoransky ve Nikola Kalinic gibi yıldızlarla kuvvetlendirse de gündemdeki isim yine her zaman olduğu gibi Sarunas Jasikevicius. Baskın karakteri ve saha kenarındaki sivri tavırlarıyla hem çok sevilen, hem de epey antipati toplayan Saras, kötü sonuçların ardından eleştirileri sürekli göğüslemesiyle de Barcelona basketbol şubesinin mutlak lideri konumunda.
Real Madrid – Sergio Llull
Sezon İstatistikleri: 9 maç, 5.1 sayı, 1.0 ribaund, 3.2 asist
Real Madrid ve basketbol dendiğinde akla gelen muhtemelen ilk 3 isimden biri olan Sergio Llull, bu sezon kulüpteki tamı tamına 15. yılını geçiriyor. Artık iyice ilerleyen yaşına, yaşadığı ağır sakatlıklara ve fiziksel düşüşüne rağmen Llull, halen Real Madrid kısa rotasyonunun en önemli parçalarından biri.
Bu yaz Sergio Rodriguez ve Dzanan Musa gibi eklemelerle birlikte süreleri geçtiğimiz sezona nazaran biraz daha azalan tecrübeli skorer, buna rağmen takımının kendisine en çok ihtiyaç duyduğu anda devreye girmesini çok iyi biliyor. Ayrıca kendine has “mandalina” şutunu isabete çevirebilmek konusundaki istikrarını da sürdürüyor.
Yaşadığı son sakatlık nedeniyle bu yıl İspanya’nın EuroBasket kadrosundan çıkarılan Sergio Llull, artık Real Madrid kısa rotasyonunda en çok süre alan isimlerden biri değil. İlerleyen yaşına rağmen lider karakterinden hiçbir şey kaybetmeyen Llull, özellikle yakın geçen maçların son bölümünde sorumluluk almak için sonuna kadar hazır durumda.
AS Monaco – Mike James
Sezon İstatistikleri: 9 maç, 18.8 sayı, 3.5 ribaund, 4.2 asist
Yıllardır şu gerçeği çok iyi şekilde biliyoruz: Bir takımın kadrosunda Mike James varsa o takımın “alfa” karakteri de Mike James’tir. Bu durumun koçlar veya oyuncular tarafından kabul edilmediği durumlarda ise o kulübe büyük ölçüde huzursuzluk hakim olmuştur.
Bu durumun örneklerini yıllardır görüyoruz. Alfa karakteri ve nevi şahsına münhasır kişiliği nedeniyle Ettore Messina ile hiç anlaşamayan Mike James’in Olimpia Milano serüveni başlamadan bitmişti. Sonrasında ise CSKA Moskova’ya transfer olan ve Rusya’da harika performanslara imza atan James, bu sefer de koç Dimitris Itoudis’le anlaşamayarak sezon ortasında takımdan ayrılmıştı.
Evet, Mike James idare edilmesi pek kolay bir oyuncu olmayabilir ama şu bir gerçek: Dikkatini tamamen saha içine odakladığı anlarda ABD’li yıldız, belki de Avrupa basketbolunun durdurulması en zor ismi. Bunu da bir süredir AS Monaco forması ile en iyi şekilde kanıtlıyor.