by Berkay Terzi / info@eurohoops.net
18 Yaş Altı Milli Takımımız, geçtiğimiz yaz İzmir’de düzenlenen FIBA U18 Avrupa Şampiyonası’nda gümüş madalyayı boynuna geçirerek hepimizi gururlandırdı.
Bu başarının mimarlarından birisi, TOFAŞ formasını terleten genç yetenek Berke Büyüktuncel’di. 12.3 sayı – 7.4 ribaunt – 2.1 top çalma ortalamalarıyla turnuvanın en iyi beşine seçilen başarılı isim, bu performansını kulüp düzeyinde de sürdürdü. Yaşadığı talihsiz sakatlık hızını kesse de formuna yeniden kavuşmak için çalışmalarını sürdürüyor.
2004 doğumlu oyuncu, sakatlık öncesinde TOFAŞ’ın yeni koçu Dimitrios Priftis’in kanatları altında ön plana çıkmaya başlamıştı. Yaşına göre olgun basketboluyla herkesin beğenisini topladı. Fakat Berke’nin mavi-yeşilli formayla ilişkisi bilinenden çok daha eskiye dayanıyor.
Bu noktada arka planını daha iyi öğrenebilmek için sözü muhatabına bırakıyoruz:
“Beni ilk başta basketbola iten en büyük neden, çocukluğumdan beri izlediğim bu sporda başarılı olma isteği oldu. TOFAŞ ile aramdaki bağ, bu kulüpte oynamaya başladığım 5 yıl öncesinden de eskiye dayanıyor. Babam eskiden TOFAŞ’ta çalışırken tüm çocukluğum TOFAŞ’ta, tesislerde geçti. Tesislere her geldiğimde 2-3 oyuncuyu hep görüyordum ve onlar gibi olmak istiyordum. Dolayısıyla böylesine duygusal bağım olan bir kurumun ve kulübün parçası olduğum için çok mutluyum.”
Genç yetenek, her ne kadar kulübüne güçlü bağlarla bağlı olsa da, elbet bir gün bu formaya veda edecek çünkü adım adım tünelin sonuna yaklaşıyor. Tünelin sonundaki ışık ise NBA’in parıltısından başka bir şey değil.
Ancak bildiğimiz üzere NBA’e gitmenin farklı yolları var. Genç yeteneğin önünde iki farklı kariyer örneği mevcut.
Bunların ilki Alperen Şengün… Houston Rockets uzunu, tıpkı Berke Büyüktuncel gibi Basketbol Şampiyonlar Ligi ve Basketbol Süper Ligi’nde mücadele ederek NBA Draftı’nda ilk turda seçildi. 19 yaşındaki pivot Adem Bona ise hedefe ulaşabilmek için kolejin köklü ekiplerinden UCLA’de ter döküyor.
Berke Büyüktuncel, bu noktada Bona’dan ziyade Alperen’in ayak izlerine daha yakın duruyor. Genç oyuncuya bu tercihinin sebeplerini sorduğumuzda ise şu yanıtı alıyoruz:
“Bu işin tek bir doğrusu olduğunu düşünmüyorum. Her sporcunun içinde bulunduğu şartlara göre tercih edeceği yol farklı olabilir. Bu yaz benim de UCLA’ye gitmem olasılıklar arasındaydı. U18 Avrupa Şampiyonası’ndan sonra bu sezona dair detaylı bir gelişim planı çıkarmıştım. TOFAŞ ve NCAA opsiyonlarını bu plan çerçevesinde detaylıca değerlendirdim. Bu süre zarfında yeni koçumuz Dimitris Priftis’i ve basketbol tarzını tanıma, benim için düşündüğü rolü anlama imkanım oldu.
Gelişimim için çok önemli olan bu sezonda Bursa’daki saha dışı faktörlerin basketbola odağımı en üst seviyede tutmam için daha uygun olduğunu dikkate alarak böyle bir karara vardık. Şu an oynadığım liglerde benden yaşça büyük ve daha tecrübeli oyuncularla oynamamın gelişimim için çok önemli olduğunu düşünüyorum. Açık konuşmak gerekirse NBA’e olabildiğince hazır bir durumda gidip orada kalıcı olmak istiyorum.”
Berke Büyüktuncel’in demeçleri içerisinde şu kısım oldukça dikkat çekici: “Orada kalıcı olmak istiyorum.“
Çünkü NBA’e hangi yoldan geldiğiniz artık o kadar da önemli değil. Mühim olan şey zamanlama. Bildiğimiz üzere, kendini Avrupa’da kanıtlamak yerine NBA’e erken gidip gelişimini Amerika’da sürdürmeyi hedefleyen birçok Avrupalı genç var. Aleksej Pokusevski, Nikola Jovic bunun en yakın örneklerinden.
Gençlerin bu tercihi, Fransız basketbolunda tartışmaları beraberinde getirdi. “NBA’in artık Avrupa’ya farklı bir bakışı var. Amerikalılar artık potansiyel üzerine yoğunlaşıp bir nevi kumar oynuyorlar.” diyen veteran oyuncu Evan Fournier, Avrupalı gençlerin kendini kanıtladıktan sonra NBA’e gitmesi gerektiğini düşünüyor.
Berke Büyüktuncel bu konuda Pokusevski gibi genç yeteneklerden farklı bir düşünce yapısına sahip:
“Benim tercihim NBA’de gelişmektense olabildiğince hazır bir şekilde gitmek. Oraya gidip oynamamaktan veya daha az süre almaktansa burada kendimi geliştirip NBA’e gittiğimde sorumluluk almaya hazır olmayı tercih ederim. NBA Draftı konusunda aceleci değilim. Önceliğim bu sezonu hem takımımın başarısı hem de kendi gelişimim için en iyi şekilde geçirmek. Gidişata göre bu süreç şekillenecektir zaten.”
Peki 2004 doğumlu forvetin Atlantik Okyanusu’nun ötesine geçme şansı gerçekten var mı? Gelin bunu yakından inceleyelim.
Öncelikle şunu belirtmekte yarar görüyorum: İlk turun arkalarında malzeme bakımından zengin ve farklı şeyler vadeden oyuncular değer görebiliyor. Berke Büyüktuncel neden onlardan biri olmasın?
Örneğin 2022 NBA Draftı’nın 19. sırasından seçilen Jake LaRavia, Berke Büyüktuncel ile benzer bir profile sahip. Tabi ki LaRavia’nın 3 yıl kolej basketbolu oynamış olması ayrı bir avantaj. Ancak Berke’nin 3 yaş daha küçük olduğunu hatırlatalım.
Günümüz NBA’inde tamamlayıcı oyuncularda aranan iki önemli nitelik var: Savunma çok yönlülüğü ve topu yere vurma becerisi. Her ikisi de Berke’nin cephaneliğinde mevcut.
Berke’nin özellikle savunma tarafında sahaya getirdiklerini çok beğeniyorum. Vücut uzunluğu ve hareket kabiliyetinin heyecan verici kombinasyonu bir yana, aynı zamanda topsuz savunmada da son derece aktif. 18 yaşında olup savunmada oyundan bu kadar nadir düşen çok az oyuncu vardır, buna eminim.
Basketbolda genç oyuncuların sık sık düştüğü iki hata var: Birincisi, topsuz savunmada top tarafını izleyip kendi adamını kaçırmak veya oyundan düşmek. İkincisi, her şut feykine yanıt verip ayaklarını parkeden ayırmak. Berke Büyüktuncel’in savunma disiplini, onu bu noktada yaşıtlarından ayrı kılıyor.
Tabi günümüzde bu tip savunmacılar için akıllara ilk olarak şu soru geliyor: Adam değişiminde (switch) başarılı mı? Cevap, evet. Özellikle Avrupa basketbolunda adam değişiminde kolay kolay sıkıntı yaşamayacaktır.
Berke, şu anda hızlı kısaların karşısında kalmakta zaman zaman zorluk yaşayabiliyor. Ancak 1’den 5’e herkesle eşleşmek konusunda göz ardı edilemeyecek bir potansiyeli mevcut. Eğer Berke’nin 2021 yazındaki maçlarından birine denk gelirseniz, aslında perimetre savunmasında ilerleme kaydettiğini fark edebilirsiniz.
Genç oyuncu, yalnızca atletizminin, kalça dönüşlerinin ve yanal hareketinin üstüne gitmekle kalmamış, aynı zamanda adımlama tekniğini de geliştirmiş. Geçen seneki maçlarda savunmayı topuklarının üzerinde oynarken günümüzde stance duruşunda tekniğini iyileştirmiş ve ağırlığı parmak uçlarına vermiş gibi duruyor. Bu durum, Berke’nin hareket kabiliyetini daha iyi sergilemesine de olanak sağlıyor.
Sözü sahanın savunma tarafına ve adam değişimindeki potansiyeline getirdiğimiz zaman, genç yetenek kendini şu şekilde ifade ediyor:
“Savunma konusunda kendimi rahat hissediyorum. Kısalar karşısında bazen zorlansam da elimden gelenin en iyisini yapıyorum. Savunmada pozisyon bilgimin ve sezgilerimin iyi olduğunu düşünüyorum. Bu sayede hızlı kısaların da çoğu zaman karşısında kalabiliyorum. Benim için savunma hücumdan önce gelir her zaman. Karşımdaki hücum oyuncusunu savunamadıktan sonra 30 sayı atsam da mutlu olacağımı düşünmüyorum.”
Berke gerçekten de nerede pozisyon alacağını çok iyi biliyor ve oyun içi sezgileri oldukça kuvvetli. Eğer U18’deki maçları dikkatlice izlerseniz, savunmada iletişimin ana kaynağı olduğunu görmeniz fazla zamanınızı almayacaktır. U18 Milli Takımında adeta savunma liderliğine soyunan genç oyuncu, savunma rotasyonlarında nadiren hata yapıyor.
Yukarıdaki kesitlerin ilk ikisinde Berke’nin çemberdeki ikinci rotasyonu (sink-and-fill) ıskalamadığını görüyoruz. Rakip oyuncunun çembere atak yapması, ana çember koruyucuyu yardım savunmasına gitmeye itiyor. Bu durumda ikinci bir rotasyon/yardım gerekiyor. Aksi takdirde çember koruyucunun boş bıraktığı oyuncu, kolay bir basket şansı yakalayacak. Burada o ihtimali engelleme görevi Berke’ye düşüyor. Genç oyuncu, otomatik şekilde görev yerini buluyor ve hücumu bozuyor.
Üçüncü ve son pozisyonda ise zayıf taraftan getirdiği yardım, ilk başta rakip hücumcuyu caydırıyor, ardından top kaybına sürüklüyor. Hazır konu buraya gelmişken, Berke Büyüktuncel’in zayıf taraftan yardım getirip çemberi koruduğu pozisyonlara da göz atmak gerek.
Elit bir atletizme sahip olmaması, Berke’nin bu konudaki potansiyelini bir nebze kısıtlayabilir. Genç oyuncu, zamanlaması ve oyun takibi sayesinde bu eksiğini gölgelemeyi başarıyor. Zayıf taraf yardımında hata yaptığı birkaç pozisyon var, ancak başarılı olduğu örnekler çoğunlukta.
Özellikle yukarıdaki videoda ikinci pozisyona bayıldım. Bu sıradışı yardım savunması, maç kurtaran bir pozisyonda yapılıyor ve göründüğü kadar kolay değil. Savunma sezgisi ve hızlı bir oyun okuması gerektiriyor. Berke Büyüktuncel, ters eşleşme durumuna çok hızlı reaksiyon gösteriyor ve rakip uzun yüzünü döner dönmez karşısında bitiyor. Adımlamalarında bir saniye geç kalsa, belki de milli takımımız turnuvaya erken veda edecekti.
Berke Büyüktuncel, sahanın her iki tarafında da oyuna pozitif etki etse de, savunmada ortaya koyduğu efor göz dolduruyor. Parkeye adım attığı her an takımına enerji sağlayan genç oyuncu, kendisi için savunmanın hücumdan önce geldiğini bir kez daha yineliyor:
“İyi yapılmış bir savunmadan, iyi oynanmış bir hücuma kıyasla daha çok zevk alıyorum. Yüksek motorla oynayan bir oyuncu olduğum için, iyi savunma yapmak o motoru ateşleyici bir etken oluyor.”
İşte Berke’nin savunma yapmaktan büyük haz duyduğu pozisyonlardan birkaçı:
Berke Büyüktuncel, sahada küçük işleri yaparak büyüyen bir basketbolcu. Bu gerçek, yalnızca hücum için değil savunma için de geçerli. Birden fazla pozisyonla eşleşebiliyor, pozisyon bilgisi ve savunma içgüdüleri son derece kuvvetli. Fakat bunun yanında yaptığı diğer işlere de göz atmak gerek.
Motoru yüksek, uzunluğu sayesinde pas kanallarına ve toplu oyuncuya baskı yapabiliyor, perdelerden geçip topsuz oyuncuları takip ederek rakibin hücum aksiyonlarını bozuyor. Berke Büyüktuncel, savunmada komple paket ve önemli bir potansiyele sahip.
Bu noktaya kadar Berke’nin yalnızca savunma niteliklerinden bahsettik ancak sahanın diğer kısmına geçince de oyuna olan etkisini yitirmiyor. Biraz önce bahsettiğim gibi, NBA’de tamamlayıcı oyuncular için artık savunma etkinliği kadar topla oynama becerisi de gerekli.
Bu oyuncular, takımlarında büyük bir sorumluluk almıyor ve topu yönlendiren kişi olmaları beklenmiyor. Ancak top onlara geldiğinde en azından hızlı karar alabilmeleri ve topu yere vurabilmeleri bekleniyor. Böyle yan parçalarınız olmadığında, Dallas Mavericks gibi sorunlar yaşayabiliyorsunuz.
Bu yüzden Berke’nin topu yere vurabilme ve close-outlara hücum edebilme becerisi değer kazanabilir. 2004 doğumlu forvet, oynadığı takımlarda birincil veya ikincil top yönlendirici görevinde bulunmadı. Daha çok oyunun kendisine gelmesini bekleyen bir hücum oyuncusuydu. Ancak sıra ona geldiğinde, close-out hücumu ve hızlı karar alma becerisi sayesinde fark yarattı.
Berke Büyüktuncel, yayın gerisinde topla buluştuğunda, aldatma adımıyla close-out savunmacısını dengesiz yakalayıp onu geride bırakıyor ve çembere kadar gidebiliyor. Adımları geniş, teknik ve kararlı; ilk adımı ise en hızlısı olmasa bile fiziğine göre yeterli.
Gençlerin büyük bir kısmı kariyerine tamamlayıcı oyuncu olarak başlıyor ancak ilerleyen yıllarda bazıları kendini sivriltmeyi başarıyor. Bu açıdan Berke’nin ikili oyun yönlendirme ve top elindeyken karar alma potansiyeli onu diğerlerinden ayırabilir.
206 cm boyundaki bir oyuncunun, topu eline alıp ikili oyunları yönlendirmesi ve pick&roll sonrasında ikinci opsiyonu görebilmesi, nereden baksanız heyecan verici.
Berke Büyüktuncel, şu ana kadar görev aldığı takımlarda bu role pek fazla soyunmadı. Zaman zaman ikili oyun yönlendirme konusunda umut vadeden parıltılar gösterdi ancak şimdilik bununla yetinmek zorundayız. Bu bile Berke’nin çok yönlü hücum potansiyeli açısından bizleri heyecanlandırmaya yetiyor.
Yukarıdaki ilk pozisyonda, devrilen uzun ilk opsiyon. Köşedeki Alman savunmacı, devrilen uzunun koridorunu kapatmak için yardıma kayınca (tag the roll), köşeden kanata doğru hareketlenen (lift) Kerem Konan, ikinci opsiyon olarak ortaya çıkıyor. Berke Büyüktuncel, takım arkadaşına pozisyon hazırlamak konusunda geç kalmıyor.
İkinci pozisyonda pasın isabeti elbette kusursuz değil. Ancak saha görüşü bakımından Berke’nin hanesine artı yazabiliriz. Genç oyuncu, şu anda pick-and-roll üzerinden basit oyun okumalarını yapabiliyor. Potansiyeli ise bundan daha fazlasını vadediyor.
Birkaç sene içinde Berke’yi daha fazla ikili oyun yönlendirirken görebilir miyiz, bu bir merak konusu. Ancak başarılı oyuncu, basketbolun bu yönüne şimdiden eğildiğini söylüyor:
“İkili oyun konusunda hem yönlendirici hem devrilen oyuncu olarak kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Gelecek zamanda ikili oyunlarda topu daha fazla elime alarak oynayacağıma inanıyorum. Zaten kendimi bu konuda geliştirirsem, koçun hücumda bana çizdiği rol de ona göre şekillenecektir.”
Berke Büyüktuncel’in pasör becerileri, aslında asist rakamlarının gösterdiğinden çok daha iyi. Genç oyuncu, yalnızca hücum aksiyonları içerisindeki paslarla asist üreten bir isim değil. Topu eline aldığı andan itibaren pasör tehdidi yaratıyor ve hareket halindeyken saha görüşü oldukça geniş.
Özellikle çembere yaptığı ataklar esnasında smaçör noktasında konumlanan veya kendisiyle birlikte potaya hareketlenen uzuna top indirebiliyor. İkili oyun yönlendirme konusunda hala gidecek yolu var, ancak hareket halindeyken şimdiden iyi pasör.
U18 Avrupa Şampiyonası’nı 2.1 asist ortalamasıyla tamamlayan Büyüktuncel, takım arkadaşlarına güzel servisler yaptı. Özellikle zayıf köşedeki 2’ye 1 avantajı, rakip savunmacıyı gözleriyle manipüle ederek oynamaya çalışması tam bir Luka Doncic imzası. (Aşağıdaki klipte ikinci pozisyon)
Berke Büyüktuncel’in vücut ebatları, çok yönlü basketbolu, olgun ve disiplinli takım oyunu onu ilgi çekici kılıyor. Ancak hiçbir basketbolcu kusursuz değildir. Genç oyuncu da eksiklerinin farkında ve bunların üstüne gidiyor:
“Hücumda bu işin bel kemiğinin şut olduğuna inanıyorum. İstikrarlı bir şut tehdidine sahip olmamın topu yere vurabilme, penetre edebilme ve pas verme özelliklerimi de daha verimli kullanmamı sağlayacağını düşünüyorum. Bu yüzden şutumu daha da iyi hale getirmek için düzenli olarak çalışıyorum.”
Genç oyuncunun şu anda oyununa dair en büyük soru işareti, dış atışlardaki istikrarsızlığından kaynaklanıyor. Bu durum, Berke için NBA kapısını açıp kapayabilecek kadar önemli.
U18 Avrupa Şampiyonası’nda maç başına 2.7 üçlük denemesinde bulunan Berke Büyüktuncel, %42.1 ile 1.1 üçlük isabeti buldu. Bu performans, Berke’nin şut gelişimine dair yeterince ikna edici değildi ancak geleceğe dair umut verdi. Topsuz hareketi sonrası attığı bazı üçlükler, dikkat çekmeye değer:
Son olarak Berke Büyüktuncel’e kendisine rol model aldığı, ‘sürekli izliyorum’ diyebileceği bir basketbolcu olup olmadığını sorduk:
“Tabi ki var. Özellikle Toni Kukoc, Nemanja Bjelica, Luka Doncic ve Sasha Vezenkov. Ayrıca ayak oyunları ve sırtı dönük oyun için Hakeem Olajuwon’u da izliyorum.”
Berke’nin önünde hala uzun bir yol var. Bu yüzden NBA Draftı konusunda aceleci davranmaması son derece mantıklı. Şut istikrarının dışında, biraz daha güçlenmesi ve hücumda topla ilişkisini bir miktar daha kuvvetlendirmesi gerekebilir.
Ancak genç oyuncunun NBA potansiyeli gün gibi ortada…
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!