Wilt Chamberlain’in 100 Sayılık Maçının Altında Yatan Gerçek Hikaye

15/Ara/22 12:00 Aralık 15, 2022

Bilal Baran Yardımcı

15/Ara/22 12:00

Eurohoops.net
<p>Wilt Chamberlain of the Philadelphia Warriors poses in the dressing room after he scored 100 points in a game against the New York Knickerbockers on March 2, 1962. </p>

Eurohoops Çeviri, Wilt Chamberlain’in 100 sayılık efsanevi rekorunun perde arkasında yaşananları ele alıyor.

by Adam Fromal / Çeviri: Bilal Baran Yardımcı / info@eurohoops.net

Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

Bu yazı 1 Mart 2014 tarihinde Bleacher Reportta yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.

Hızlıca.

Herhangi bir yere bakmadan 52 yıl önce Wilt Chamberlain, 100 sayıyla NBA rekorunu kırdığında Philadelphia Warriors‘ın rakibi kimdi söyleyin.

Eğer bu kolay geldiyse devam edin ve rakipten en az iki oyuncu saymaya çalışın ve “Big Dipper”a karşı maça başlayan oyuncuyu söyleyin.

Zor, değil mi?

Wilt’in 2 Mart 1962’de üç haneli sayılara ulaşarak sayı rekorunu kırdığını duymaya alıştık fakat detaylara, bu başarıda çok bahsedilmeyen ve tartışmalı detaylara çok hakim değiliz.

Soruların cevapları ise şu şekilde.

Wilt, New York Knicks‘e karşı oynuyordu. Knicks, o maça 27 galibiyet  45 mağlubiyet ile gelmişti ve sıralamalarda sondan ikinci takımdı. Willie Naulls ve Richie Guerin takımın en çok bilinen oyuncularıydı fakat Wilt’i savunan isim Darrall Imhoff’tu.

Eğer bu sorulara doğru cevapları verdiyseniz tebrikler. Çok küçük bir azınlığın parçasısınız. Fakat muhtemelen 100 sayılık maçın hikayesinden genellikle Wilt’i daha da özel hale getiren detayları biliyorsunuz.

Yanlış anlamayın.

Chamberlain’in performansı NBA tarihinin en inanılmaz performanslarından biri. Kobe Bryant’ın 81 sayısının Wilt’in 100 sayısına yaklaşan en yüksek sayı olduğu bir şeyler anlatıyor olmalı.

Yine de bu, fazla abartıldığı gerçeğini değiştirmiyor. Olayın içeriği attığı sayı kadar net bilinmediği sürece Chamberlain’in bu başarısı destansı kalmaya devam edecek.

Süreç

Başlangıçtan itibaren Knicks’in problemleri vardı.

Warriors, mücadeleye 46 galibiyetle gelirken Knicks 27 galibiyetle geldi. Bunun yanında favori olmayan taraf, bütün kadrosuna da sahip değildi.

Los Angeles Times’tan Ben Bolch’a göre sadece Knicks’in ilk 5 pivotu Phil Jordon değildi olmayan:

“Playoff’a kalan Warriors, kötü durumdaki Knicks ile karşılaşıyor. Knicks, ligin en kötü ikinci derecesine sahipken ilk 5 pivotları Phil Jordon da yoksunlar. Resmiyette grip olduğu söylense de takım arkadaşları duruma daha hakim:

Jordon’ın yerini alan Darral Imhoff  ‘Akşamdan kalmaydı’ dedi. 

Imhoff maça başladı fakat faul problemi sebebiyle sadece 20 dakika sahada kaldı. Bu da o zamanlar NBA’deki üçüncü sezonunu geçiren durdurulamaz Chamberlain’i savunmak için çaylak Jackson State ve bir dolu fiziği yetersiz savunmacıyı geride bıraktı.”

Chamberlain, şansın yanında olduğu ve eşleşmenin domine etmesi için uygun olduğu o gecede kolayca patlama yapabilirdi. Fakat 100 sayı atmak?? Bu hala gerçekçi ihtimallerden biri olarak görülmüyordu.

Imhoff muhtemelen yeni jenerasyon basketbolseverler için tanıdık bir isim değil.

 

Imhoff, 1967 yılında All-Star oldu fakat kariyerinde onurlandırıldığı tek an oydu. Philly’e karşı meşhur maçını oynadığı 1961-62 sezonu sırasında maç başına 20 dakikadan daha az oynuyor ve sadece 5.9 sayı – 6.2 ribaund ortalamalarıyla mücadele ediyordu.

Jordon’ın problemleri sebebiyle oynamak zorunda kalmıştı fakat faul problemi onun sürelerini limitledi. Gary M. Pomerantz’ın kitabında Imhoff’un hakem kendisine erkenden üçüncü faulü çaldıktan sonra şunu söylediği yazıyor: “Şu adama 100 attırın da hepimiz evimize gidelim!”.

Talihsiz bir cümle.

Imhoff, NBA’de ikinci yılını geçirmesine rağmen Cleveland Buckner’dan daha tecrübeliydi.

Jackson State’te düşük seviyeli kolej basketbolu oynadığı dönemden bir yıl geçmeden Buckner, kendisinden daha prestijli ve fizikli Chamberlain ile eşleşmek zorunda kalmıştı. Buckner, 1961 draftının 6. tur seçimiydi.

Delice İstatistikler

*Basketball Referance’ın istatistik kağıdı arşivlerinden ekran görüntüsü

Şu fotoğrafa bir bakın.

Karmaşık bir şey yok. Sadece basketbol tarihinin en meşhur sayılarından birini içeriyor: 100.

Neyse ki 1962’de bir sayfalık kağıdın bize sunduğu bilgiden çok daha fazlasını yıllar içinde öğrendik. ESPN’den Donald Hunt’a göre Wilt, saha içinden 36/63, serbest atış çizgisinden 28/32 ile attı.

Bu istatistikleri bir düşünün. Chamberlain’in üç haneli sayısından bile delice.

Tek bir maçta 63 şut mu? Bazı oyuncular 10 maçta o kadar şut atamıyor.

Basketball Reference’ın verilerine göre son 30 yılda bir oyuncunun 40’tan fazla atıl denediği sadece 22 maç olmuş. 50’den fazla deneyen ise yok. Michael Jordan, 1993 yılında Orlando Magic‘e karşı 49 şut deneyerek yaklaşmış.

Kobe Bryant, Toronto Raptors‘a 81 sayı attığında saha içinden 28/46 ile oynamıştı. Bu, Chamberlain’in efsanevi gecesinde kullandığından 17 daha az.

Neden?

Çünkü Warriors‘ın geri kalan oyuncuları bu sonuç için yapabilecekleri her şeyi yaptı. Chamberlain de otobiyografisinde az çok bunu itiraf etti. Wilt’in kendisi, “Takım arkadaşlarım da bunu yapmamı istedi. Bomboş olduklarında bile bana pas vermeye başladılar.” diyor.

İki paragraf sonra ise “100 sayılık maçta çok şut kullandım, özellikle de herkesin beni 100 yolunda ittiği son çeyrekte.” yazıyor.

Bunun günümüzde yaşanması halinde gelecek tepkileri hayal edebiliyor musunuz? Anlamsız dakikalarda triple-double zorlayan oyuncuları yerden yere vuran bir toplumda yaşıyoruz.

Doğası Gereği Absürt Son

CBS Sports’tan Royce Young, “Nasıl olduğunu bilen insanlara göre Warriors, neredeyse son çeyreğin tamamında faul yaparak topu geri aldı ve Chamberlain’i besledi. New York Koçu Eddie Donovan da ‘Saçma bir maç oldu. Onlar bize faul yaptı, biz de onlara’ dedi. Chamberlain’in çeyrekler boyunca denediği şut sayıları: 14, 12, 16, 21. Günümüzde farklı kazanılan bir maçta bir takım yıldız oyuncusunu böylesine beslemeye devam edebilir mi?” diyor.

Rakibin Hack-a-Wilt taktiği uygulaması bir seçenek.

Ne de olsa Chamberlain, tarihin gördüğü en kötü serbest atışçılardan biri. Kariyeri boyunca maç başına 11.4 kez çizgiye gelirken %51.1 ile isabet buldu. Bu da o gece 32 denemesinin 28’inde başarılı olmasını da o geceye mahsus kılıyor. Arkasındaki güç, karşısındakinden çok daha fazlaydı.

Chamberlain, otobiyografisinde “Dünyanın en kötü faul atıcısıydım ve o gece 28/32 attım-%87.5! Bu, herkesin şanslı olabileceğini gösteriyor. Birkaç aylık istatistik kağıtlarına bakın, bazı yetersiz oyuncuların fantastik maçları olduğunu göreceksiniz.” diyor.

Bir oyuncunun takım arkadaşlarının farklı kazandıkları maç esnasında bireysel bir skor başarısı için diğer takıma faul yapması farklı bir olay.

Maç gittikçe komik bir hal almaya başladıkça fauller de yağmur gibi yağdı. İki takım da bilerek hakemlere düdüklerini çaldırıyordu ve Knicks, Wilt üç haneye ulaşana kadar maçın bitmesi için elinden geleni yapıyordu.

Warriors’ın Koçu Frank McGuire, sadece New York oyuncularına faul yapması ve topu Wilt’e vermesi için son çeyreğin son dakikalarında rotasyonun en arkalarındaki oyuncuları sahaya atmıştı.

Otobiyografinin sayfalarında buna dair bir şey olmaması ilginç. Chamberlain, Knicks‘in o maçın sonlarında topu her aldıklarında neredeyse 24 saniyeyi harcadığını yazmış.

Ancak takımının benzer saçma taktikler kullandığından asla bahsetmiyor.

But he never talks about his team employing similarly farcical tactics.

Hm… Neden acaba?

Yine de İnanılmaz Bir Başarı

Her ne kadar karşısındaki pivotlar yetersiz olsa da, maç boyunca takım arkadaşları kendi istatistiklerini bırakıp onu beslese de, maç garip bir hal alsa da Wilt 100 sayı attı.

Yüz sayı.

Şartlar ne olursa olsun bu başarı küçük görülmemeli. NBA tarihinde kimse buna 19 sayıdan fazla yaklaşamadı. Wilt, basketbolun kırılmaz rekorlarının sahibi olarak biliniyor.

Ondan bunu almak istemiyorum.

Wilt’in yaptığı inanılmazdı ve kesinlikle hatırlanmayı hak ediyor. Fakat neler olduğu da önemli.

Diyelim ki size dün gece biri triple-double yaptı dedim. Etkileyici bulurdunuz, değil mi?

Tamam, şimdi de size daha fazla detay verdiğimi düşünün. Bahsi geçen oyuncunun 10 sayı – 10 ribaund – 10 asist ürettiğini ve 5/40 saha içi isabetiyle 12 top kaybı yaptığını düşünün.

Hala etkileyici mi?

Ele aldığımız rekor ekstrem bir durum. Chamberlain’in 100 sayılık performansını zedeleyecek birkaç detay olsa da hala inanılması güç bir performans.

Bunu ondan asla alamazsınız ve denememelisiniz bile.

Fakat bir sonraki sefer üç haneli rakamlara çıkıp sayı rekorunu kıran pivotu düşünürken attığı sayıdan daha fazlası da aklınıza gelsin.

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!

NBA gündemindeki son gelişmeler için tıklayın!