by Eurohoops Team / info@eurohoops.net
NBA’de merakla beklenen 2022-23 sezonu başladı ve biz basketbolseverleri uykusuz geceler bekliyor.
Yoğun NBA programında her maçı ve her takımı detayına kadar takip etmek neredeyse imkansız. Bu yüzden Eurohoops olarak yardımınıza koşuyor ve kendi notlarımızı huzurunuza taşıyoruz.
Haftalık yayınlayacağımız bu yazı serimizde o hafta NBA’de dikkatimizi çeken konu başlıklarını listeliyoruz. NBA’in dokuzuncu haftasında ne tür gelişmeler oldu? Neler ön plana çıktı? Kendi perspektifimizden yorumluyoruz…
Anthony Davis’in Sakatlığı ve Lakers
Los Angeles Lakers formasıyla sezona fırtına gibi başlayan yıldız oyuncu Anthony Davis, 25 maçta 27.4 sayı – 12.1 ribaunt – 2.1 blok ortalamalarıyla mücadele ediyordu. 29 yaşındaki uzun, son iki sezonun büyük kısmını sakatlık sorunlarıyla geçirdi ve bu yüzden Davis’in üzerinde olumsuz bir imaj oluştu. Oyuncunun sakatlık geçmişini göz önüne alırsak bu imaj pek hatalı değildi. Anthony Davis bu sezon tam kendini tekrar toparlıyordu ki, bu kez Denver Nuggets maçıyla birlikte yıkıldı.
Davis, sahalardan “en az 1 ay” uzak kalacak. Bu sürenin uzaması kuvvetle muhtemel, çünkü durumunun dışarıdan pek iyi görünmediğine yönelik haberler mevcut. Bu durum, büyük bir takasa hazırlanan Los Angeles Lakers’ın planlarında da değişikliğe yol açtı. Lakers yönetimi, Davis’in sakatlığının ardından takas ihtimalini geri plana attı. Peki bu doğru karar mı?
Bu noktada ortaya birçok fikir atılabilir ancak sakatlık sebebiyle geri adım almanın yanlış bir tercih olduğunu düşünmekteyim. Davis’in sezonu kapatmadığını ve bir ay olmasa bile üç ay sonra sahalara döneceğini hesaba katarsak, takas çalışmalarına devam etmek mantıklı bir yönelim olabilir. Örneğin, Buddy Hield – Myles Turner takasını yapmak bu takımın seviyeyi korumasını sağlayabilir. Lakers yönetiminin en büyük derdi, 2027 ve 2029 ilk tur draft haklarını vermemek. Ancak böyle devam ederlerse LeBron James’in son zirve yıllarını boşa harcama potansiyeline sahipler. Lakers, 2027 ve 2029 draft haklarını verse bile, o yıllara kadar serbest oyuncu piyasasında ellerine bir ton fırsat geçecek. Yeniden playofflara yarışabilecek hale gelebilirler çünkü hem şehrin cazibesi hem de kulübün vadettikleri, baştan hızlıca bir kadro kurmak için yeterli.
Chicago Bulls Ne Yapmalı?
2021’in Mart ayında Nikola Vucevic için Orlando Magic‘e Wendell Carter, 2021 ilk tur hakkı (7. sıradan Franz Wagner) ve 2023 ilk tur hakkı gönderen Chicago Bulls, kısa sürede takasın kaybedeni konumuna geldi. Chicago’nun aklında kurduğu yarışmacı takım bir türlü dikiş tutturamadı. Aslında 2021-22 sezonuna müthiş başlamışlardı ancak sağlık sorunları onlara engel oldu. Özellikle takımın tutkalı konumundaki Lonzo Ball’un yeri doldurulamadı.
NBA’de son dört maçını kaybeden Chicago Bulls, 11-18 ile Doğu’nun 11. sırasına geriledi ve içinde bulundukları durum içler acısı. Chicago, ne kısa vadede ne de uzun vadede umut veriyor. Kısa vadeli bakacak olursak, takımın şut gibi çok ciddi defoları var ve tamamen bireysel yetenek üzerinden ilerlemeye çalışıyorlar. Bu kadro es kaza playoff yapsa bile ilk turun ötesini görmeleri çok düşük ihtimal. Uzun vadede ise fark yaratacak bir genç yıldız adayına sahip değiller. Bunun yanı sıra drafttan genç bulma ve işleme konusunda hep sınıfta kaldılar. İşin özü, Chicago Bulls şu anda NBA’in en karanlık takımlarından birisi.
Ancak hala bir umut var. “Bu takım ne yapmalı?” sorusunun cevabı da tam burada geliyor. Chicago’nun Orlando’ya gönderdiği 2023 ilk tur hakkının ilk 4 sırası korumalı. Bu da demek oluyor ki, Bulls’un bu draft hakkını elinde tutmak için hala şansı var. Ben olsam yapacağım iş, takımı dağıtıp bu draft hakkını korumaya çalışmak olurdu. Bunun için gerekirse en ağır tanking yolları izlenmeli. Fakat günün sonunda ilk 4 sıra korumalı hak korunacaksa buna değer. Chicago’nun boşa kürek çekmeyi bırakıp vasatlığa alışmaktan kurtulması gerekiyor.