by Eurohoops Team / info@eurohoops.net
NBA’de merakla beklenen 2022-23 sezonu başladı ve biz basketbolseverleri uykusuz geceler bekliyor.
Yoğun NBA programında her maçı ve her takımı detayına kadar takip etmek neredeyse imkansız. Bu yüzden Eurohoops olarak yardımınıza koşuyor ve kendi notlarımızı huzurunuza taşıyoruz.
Haftalık yayınlayacağımız bu yazı serimizde o hafta NBA’de dikkatimizi çeken konu başlıklarını listeliyoruz. NBA’in dokuzuncu haftasında ne tür gelişmeler oldu? Neler ön plana çıktı? Kendi perspektifimizden yorumluyoruz…
Domantas Sabonis
26 yaşındaki Litvanyalı uzun, geçtiğimiz sezon Indiana Pacers‘tan Sacramento Kings‘e takaslandığı zaman şu ankinden daha kötü bir imaja sahipti. Aslında bunun sebebi, Sacramento Kings‘in Tyrese Haliburton’ı “ucuza” göndermiş olmasıydı. Sabonis, şimdilerde adeta bir kurtarıcıya evrilmiş durumda. Sacramento’nun yaptığı takas hala eleştirilebilir, ancak neden böyle bir hamle yaptıkları artık çok net anlaşılıyor.
Domantas Sabonis gibi isimler, NBA’de tepeye oynayan takımlarda oynadıkları zaman zaaflar yaratabilir. Neden mi? Çünkü Sabonis, aslında ne 4 numara ne de 5 numara… 4,5 numara olarak tanımlayabileceğimiz Litvanyalı, oyunu kendi etrafında şekillendirmediğiniz sürece hücuma entegre etmesi zor bir oyuncu. Savunmada ise rolünü bulmak biraz zor çünkü ne 4 numaralar kadar mobil ne de 5 numara için yeterli bir çember koruyucu.
Sabonis, ligdeki tepe takımları veya bir alt kategorideki takımları yükseltebilecek bir oyuncu değil. Ancak onun gibi yıldızların şöyle bir artısı oluyor: Sacramento Kings gibi dağınık ve playoff altı takımlara gittiklerinde, oraya bir düzen ve kimlik kazandırıyorlar. Vasat bir takımı bir üst seviyeye taşıyabiliyorlar. Geçen sezon Fox – Haliburton eksenindeki Sacramento, ne oynadığını bilmeyen ve iki baş aktörün gelişigüzel topu kullandığı bir takımdı.
Fox – Sabonis eksenli Sacramento ise çok daha farklı. Litvanyalı yıldızın gelişiyle birlikte Sacramento’nun daha oturaklı bir hücum takımı olduğu aşikar. Bununla birlikte, De’Aaron Fox’un rolü de daha keskin hatlarla çizilmiş oldu. İşte Haliburton takasının en büyük getirisi bu.
Batı Konferansı ekiplerinden Denver Nuggets, yaklaşık 4 sezondur NBA’in yarışmacı takımları arasına yazılıyor. İki kez üst üste MVP seçilmiş bir oyuncuya sahip olmalarına rağmen tatmin edici başarıya ulaşmakta zorlandılar. Kimi zaman talihsiz sakatlıklar Denver’a engel oldu, kimi zaman da yan parçaların kalitesizliği…
Bu sezon her iki açıdan da işler biraz olsun düzelmiş gibi duruyor. Peki, tüm bunlar Denver Nuggets’a şampiyon yapmaya yeter mi? Hücumda 116.7 reyting ile ligin 2. sırasında yer alan Denver Nuggets, Kentavious Caldwell-Pope hamlesinin ekmeğini yiyor. Daha önce bu takımda KCP gibi birçok oyuncu oynadı ama hiçbiri onun kadar etkili olamadı. Topsuz hareketliliği ve hareketli şut becerisi bir yana, topu eline aldığında oyuna etkisini kaybetmiyor ve bu Denver için çok önemli.
KCP, sahanın diğer tarafında ise Denver’ın çok ihtiyaç duyduğu kanat savunmasını sağlıyor. Ancak yalnızca KCP ile şampiyonluk gelmez. Şu anda 24 galibiyet ve 12 mağlubiyetle Batı’nın zirvesinde yer alan Denver, kadrosunda hala eksikler barındırıyor. Denver Nuggets, takas dönemi bitmeden önce KCP’nin katkısını verebilecek bir kanat oyuncusuna daha ihtiyaç duyuyor. Bunun yanı sıra, Nikola Jokic’in arkasında DeAndre Jordan’dan daha güvenilir bir pivot eklemeleri şart. Aksi takdirde playofflarda Jokic’siz beşlerin sıkıntısını çok çekerler.
Denver Nuggets’ı “net şampiyonluk adayları” kategorisinden bir adım aşağıda görüyorum. Ancak bir takas, onları en üst kademeye yerleştirmeye yetebilir.
Zion Williamson
New Orleans Pelicans‘ın genç yıldızı, geçen sezonu sakatlık sebebiyle kaçırmasının ardından üstündeki spot ışıklarının bir miktarını kaybetti. Gözden uzak olan gönülden de uzak oldu. Ancak Zion Williamson sahalara müthiş döndü ve yeniden gönüllere girmekte kararlı. Bu sezon 28 maçta 26.0 sayı – 7.0 ribaunt – 4.5 asist – %60.2 şut yüzdesiyle mücadele eden Zion, takımını da Batı’nın üst noktalarına taşımayı başardı.
Ne yalan söyleyelim, Zion Williamson’ı izlemeyi çok özlemişiz. Zion’ın eşi benzeri zor bulunan basketbolunu ve diğerlerinden farklı oyun tarzını özlemişiz. Zion’ın karşılık verilemeyen atletizmini ve karşısına çıkanı deviren fiziksel gücünü özlemişiz. Zion’ın boyalı alan dominasyonunu ve göz ardı edilen pasörlüğünü özlemişiz.
Müthiş performansına rağmen Zion Williamson’a dair soru işaretleri tamamen silinmiş değil. Sakatlıklar bir yana, Zion’ın playoff ortamında neler yapabileceği büyük merak konusu. Şutu olmadığı için Zion’a dudak bükenler var. Ancak o farklı. Belki Giannis Antetokounmpo gibi ilk yıllarında playoff savunmasına karşı zorluk yaşayabilir. Fakat Zion’da değeri yeterince anlaşılamayan öyle bir çekim gücü ve tehdit var ki, şutu olmasa bile alan açabiliyor.
Luka Doncic
Artık Luka Doncic’e söyleyecek pek fazla söz bulamıyoruz. O yüzden yalnızca birkaç istatistik vererek sözü bitirelim.
23 yaşındaki Slovenyalı, son 5 maçının 3’ünde 50 sayının üstüne çıktı ve 45.6 sayı – 11.2 ribaunt – 10.2 asist ortalamalarıyla mücadele etti. Luka Doncic, bu inanılmaz istatistikleri 2.4 top çalma, %58.9 şut isabeti ve %50 üçlük yüzdesiyle süsledi.
Bu sezon 34 maçta 34.2 sayı – 8.9 asist – 8.7 ribaunt – 1.7 top çalma – %51.1 şut yüzdesiyle mücadele eden Doncic, 34 maçın 26’sında 30 sayının üstüne çıkmayı başardı. Luka Doncic 18 kez double-double, 8 kez triple-double yaparken sahaya çıkmadığı üç maçı da Dallas Mavericks kaybetti.
Paolo Banchero
2022 NBA Draftı’nın ilk sıra seçimi Paolo Banchero, ligdeki ilk 30 maçında 20.9 sayı – 6.7 ribaunt – 3.9 asist ortalamalarıyla mücadele etti ve bir çaylaktan bekleyebileceğimizin çok daha fazlasını yaptı. 20 yaşındaki İtalyan oyuncu, Doğu Konferansı’nda All-Star tartışmalarına bile girdi. Fakat bu haftaki performansı tam bir hayal kırıklığıydı ve bazı soru işaretlerine sebep oldu.
Banchero, son üç maçında %28.6 şut yüzdesi, %12.5 üçlük yüzdesiyle 13.3 sayı ortalaması yaptı. Aslında çaylak oyuncular için bu tür dönemler çok normal. Banchero, hayatı boyunca böyle bir maç temposunda oynamadı. Tıpkı diğer birçok çaylak genç gibi. Bu yüzden böyle durumlarda aşırı reaksiyon göstermemek gerek. Yine de, sakin bir kafayla incelediğinizde, oyuncunun eksikleri göze daha net batıyor. Tüm güçlü yönlerinin yanında Banchero’nun da kusurları var.
Benim bu üç maçlık süreçten çıkarımım şu şekilde: Paolo Banchero, fizik gücünü ön plana çıkaramadığı zaman hücumda tahmin edilebilir bir oyuncu olabiliyor. Orta mesafede potaya yüzü dönük şekilde topu alıp üçlü tehdit üzerinden rakibini eksiltmek veya mid-post bölgesinde sırtı dönük oynamak Banchero’nun en çok kullandığı opsiyonlar. Fakat tahmin edilebilir bir oyuncu olmamak için hücum silahlarını çeşitlendirmesi gerek.
Şu noktada umutsuzluğa kapılmak için hiçbir sebep yok. 208 cm boyunda, 113 kg ağırlığında topla oynayabilen bir “çaylak”tan bahsediyoruz. Orlando Magic taraftarları, ellerinde nasıl bir yıldız adayı olduğunun farkına iyi varmalı.
Onyeka Okongwu
2020 NBA Draftı’nın 6. sırasından seçilen 22 yaşındaki pivot Onyeka Okongwu, iki yıldır gelişim sürecinin içerisinde yer alıyor. Atlanta Hawks‘ın ana rotasyonunda yedek pivot olarak yer bulmayı başarmış olabilir ancak Okongwu’da bundan daha fazlası var. Gelişimi henüz tamamlanmadı ama genç oyuncunun önünde bir engel daha var: Clint Capela.
Capela, eski günlerinden uzakta olabilir ancak fiziği ve deneyimi sayesinde hala Hawks ilk beşi için ideal oyuncu. Ancak Capela’nın geçtiğimiz sezon başlayan sakatlık sorunları bu sezon da devam ediyor. Bu da Onyeka Okongwu için ilk beş fırsatı demek. Okongwu’nun Capela’dan en büyük eksiği fizik. Aslında göründüğünden daha güçlü bir oyuncu ama uzunluk bakımından zaman zaman yetersiz kalabiliyor.
Okongwu, hareket kabiliyeti sayesinde bu eksiğini bir nebze örtüyor. Bu yüzden playoff ortamı için uygun bir oyuncu. Ancak Capela ile arasındaki deneyim farkı işleri değiştiriyor. Okongwu, savunma hataları ve basit faullerden kaçınmak konusunda hala gerekli seviyeye gelmiş değil. Fakat Capela’dan bayrağı devralacağı günler pek uzakta değilmiş gibi hissettiriyor.
Okongwu, son 8 maçta 29.7 dakika süre aldı ve 13.0 sayı – 9.4 ribaunt – 2.1 blok – %62.5 şut yüzdesiyle mücadele etti.
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!