Basketball CL: 4 Temsilcimizin Play-In Eşleşmelerine Bakış

03/Oca/23 10:19 Ocak 3, 2023

Meliksah Bayrav

03/Oca/23 10:19

Eurohoops.net

Eurohoops Fırın, ligdeki temsilcilerimizin Play-In eşleşmelerine göz atıyor.

by Melikşah Bayrav / info@eurohoops.net

2022-23 FIBA Basketbol Şampiyonlar Ligi’nde normal sezon süreci artık geride kaldı. Gruplardaki 6. ve son maçların oynanmasıyla birlikte 8 takım organizasyona resmen veda etti ve 8 takım adını direkt olarak Son 16’ya yazdırdı. Ayrıca 8 de Play-In eşleşmesi ortaya çıktı.

Bu sezon Basketbol Şampiyonlar Ligi’nde yer alan temsilcilerimizin hiçbiri grubunu sonuncu tamamlamadı ve dolayısıyla henüz turnuvadan elenen bir Türk takımı olmadı.

Ligdeki en iddialı temsilcilerimizden Galatasaray NEF, yer aldığı C grubunu liderlikle tamamlayarak adını direkt olarak Son 16 turuna yazdırdı. Kalan 4 Türk takımı ise Son 16 için Play-In’de son derece çetin mücadeleler verecekler.

Tarihinde ilk kez Basketbol Şampiyonlar Ligi’nde yer alan Bahçeşehir Koleji, grubunu 2. sırada tamamlayarak Play-In etabı için saha avantajını ele geçirdi. Pınar Karşıyaka, Darüşşafaka ve TOFAŞ ise gruplarını 3. sırada bitirdikleri için Play-In’de saha avantajı olmadan Son 16 şansı arayacaklar.

Eurohoops Fırın, zorlu Play-In etabının öncesinde 4 temsilcimizin eşleşmelerine göz atıyor.

UCAM Murcia – Pınar Karşıyaka

UCAM Murcia’nın Normal Sezon Derecesi: A Grubu / 4 Galibiyet, 2 Yenilgi / 2. Sıra

Pınar Karşıyaka’nın Normal Sezon Derecesi: B Grubu, 2 Galibiyet, 4 Yenilgi / 3. Sıra

UCAM Murcia’nın İspanya Ligi Derecesi: 6 Galibiyet, 7 Yenilgi / 12. Sıra

Pınar Karşıyaka’nın BSL Derecesi: 9 Galibiyet, 4 Yenilgi / 5. Sıra

Basketbol Şampiyonlar Ligi’nde normal sezona epey iddialı bir başlangıç yapan Pınar Karşıyaka, şu sıralar her ne kadar Basketbol Süper Ligi’nde epey formda bir görüntü sergilese de bu tabloyu Şampiyonlar Ligi’ne taşıyamadı. B grubunda oynadığı 6 maçın sonunda elenmenin eşiğine kadar gelen Karşıyaka, grubu 3. sırada bitirerek bir şekilde adını Play-In etabına yazdırdı.

Son 16 umutlarını korumak için temsilcimizin önünde hiç kolay olmayan bir engel var. Normal sezonda bir diğer temsilcimiz TOFAŞ ile aynı grupta yer alan UCAM Murcia, her ne kadar averajla grup liderliğini kaçırsa da özellikle iç saha maçlarında bileği bükülmesi epey zor bir takım olarak dikkat çekti. Bu bakımdan eşleşmedeki saha avantajının Murcia’da olması, Karşıyaka için işleri zorlaştıran faktörlerden biri.

Son 3 sezondur deneyimli koç Sito Alonso tarafından yönetilen UCAM Murcia, hücumda belirli bir düzen dahilinde hareket eden ve organizasyonu sağlam diyebileceğimiz bir ekip. Kısa rotasyonunda skor gücü çok yüksek isimlere sahip olan İspanyol temsilcisi, bu sebeple hücumunu kısaları üzerinden kurgulamayı tercih ediyor.

Sahada sürekli çift kısayla kalarak takımının yarı sahadaki skor potansiyelini olabildiğince yüksek tutmaya çalışan koç Sito Alonso, ülkemizde Anadolu Efes formasıyla yakından tanıdığımız Isaiah Taylor’ı geçtiğimiz sezon hem 1, hem de 2 numaralı pozisyonlarda bir hayli aktif kullanıyordu. Taylor’ın bu yaz takımdan ayrılmasıyla birlikte Sito Alonso, kısalarda Travis Trice, Thad McFadden ve Jordan Davis üçlüsünü sıklıkla tercih ediyor.

Hem Travis Trice, hem Thad McFaden, hem de Jordan Davis, sahada dikkat edilmesi gereken derecede bir çembere atak tehdidi yaratabiliyorlar. Ayrıca bu isimlerin sahada toplu ve topsuz oyunda birbirlerini tamamlayabilecek şekilde hareket edebilmeleri, UCAM Murcia’nın hücum gücünü farklı bir boyuta taşıyor.

Bu 3 kısayı tamamlama noktasında Murcia, uzun rotasyonunda Artem Pustovyi ve Ilimane Diop gibi deneyimli bir ikiliye sahip. Maç başına 20 dakikayla uzun rotasyonunun en çok süre alan ismi olan Pustovyi, topu çember etrafında aldığı zaman iri fiziği ve uzun boyu sayesinde rahatlıkla sayıyı bulabiliyor.

Forvet rotasyonuna baktığımızda ise İspanyol temsilcisi, ülkemizden de epey yakından tanıdığımız James Anderson gibi bir ismi kadrosunda bulunduruyor. Artık ilerleyen yaşıyla her ne kadar hücumdaki tehditleri azalsa da Anderson, ribaundlara katkısı ve savunmadaki agresifliğiyle takımının maç başına en çok süre alan isimlerinden biri.

Öte yandan temsilcimiz Pınar Karşıyaka, her ne kadar sezona yavaş bir başlangıç yapsa da şu sıralar epey formda bir görüntü sergiliyor. BSL’de çıktığı son 7 maçın 6’sını kazanmayı başaran Karşıyaka, sezon ortasında Galatasaray‘dan Braian Angola’nın kadroya eklenmesiyle birlikte hücumda çok daha farklı bir görüntü sergiliyor.

Yine de temsilcimiz için bu eşleşmedeki başlıca konu savunma olacak. İlk maçı evinde oynayacak olan UCAM Murcia, özellikle taraftarının önünde çok daha öz güvenli şekilde hücum edebilen bir ekip.

Pınar Karşıyaka’da UCAM Murcia kısalarına yapılacak topa baskının agresifliği, eşleşmeye dair en kilit konuların belki de başında gelecek. Bu noktada Kenan Sipahi, Braian Angola ve Angel Delgado gibi oyuncuların ikili oyun savunmasında uygulayacakları sertlik, serinin kaderini belirleyecek başlıca detaylardan biri olacak.

Hücumda ise Errick McCollum‘un şu ana kadar son derece etkileyici bir sezon geçirdiği hepimizin malumu. Bu noktada McCollum’a destek olmak açısından hangi oyuncuların katkı verip veremeyeceği, Karşıyaka için serinin en belirleyici konularından biri olacak.

Özellikle Braian Angola, Mindaugas Kuzminskas, Jaylon Brown ve Vitto Brown gibi oyuncuların skora katkı vermeleri, Karşıyaka’nın deplasmandaki ilk maçı kazanması açısından epey faydalı olacaktır. Deplasmandaki oynanacak ilk maçın galibiyetle noktalanması durumunda ise temsilcimiz, İzmir’de müthiş taraftarının önünde Son 16 biletini alabilir.

Benfica – Darüşşafaka

Benfica’nın Normal Sezon Derecesi: F Grubu / 4 Galibiyet, 2 Yenilgi / 2. Sıra

Darüşşafaka‘nın Normal Sezon Derecesi: E Grubu, 2 Galibiyet, 4 Yenilgi / 3. Sıra

Benfica’nın Portekiz Ligi Derecesi: 13 Galibiyet, 2 Yenilgi / 1. Sıra

Darüşşafaka’nın BSL Derecesi: 7 Galibiyet, 6 Yenilgi / 6. Sıra

Normal sezonda Basketbol Şampiyonlar Ligi’nin en zorlu gruplarından birinde yer alan temsilcimiz Darüşşafaka, özellikle dar kadrosunun getirdiği dezavantajla birlikte pek kolay geçmeyen bir süreci geride bıraktı. E grubunda çıktığı 6 maçın sonunda 2 galibiyet ve 4 yenilgi alan Daçka, yine de bir şekilde adını Play-In etabına yazdırdı.

Böylelikle Son 16 umutlarını sürdüren temsilcimiz, aslında Play-In etabında eşleşmeyi tercih edebileceği türden bir rakiple eşleşti. Basketbol Şampiyonlar Ligi’nin F grubunda epey etkileyici bir performans ortaya koyup liderliği averajla kaçırsa da Benfica, henüz organizasyondaki ilk senesini geçiriyor.

Adını dünya sporuna futboldaki köklü geçmişiyle duyuran Benfica, her ne kadar son derece köklü bir kulüp olsa da basketbol tarihi bakımından pek gelişmiş olmayan bir ekip. Önceki yıllarda FIBA Europe Cup’ta mücadele eden Portekiz ekibi, bu sene ilk kez adını Basketbol Şampiyonlar Ligi sahnesine yazdırmayı başardı.

Organizasyondaki ilk yılında koç Norberto Alves’in yönetiminde şu ana kadar gayet başarılı bir performans ortaya koyan Portekiz temsilcisi, hücum potansiyelinden ziyade savunmadaki sertliğiyle adından söz ettirdi. Özellikle deplasman maçlarında yaptığı sert savunmayla rakiplerine zorlu anlar yaşatan Benfica, F grubunda çıktığı 3 deplasman maçında da sahadan galibiyetle ayrılmasını bildi.

Hücumda ise Benfica, kısaları Toney Douglas ve Aaron Broussard’a son derece bağımlı bir ekip. Maç başına ortalama 30 dakika süre alan Douglas ve Broussard ikilisi, tahmin edilebileceği üzere bu alanda kadronun en önde gelen iki ismi konumundalar. Maç başına kullanılan top adedine baktığımızda da bu ikilinin diğer oyunculardan ayrıştıklarını görüyoruz.

Kısaları Toney Douglas ve Aaron Broussard’dan katkı alabildiği günlerde Benfica, forvetleri ve uzunlarını da devreye sokarak hücumunu şekillendirebiliyor. Bu iki ismin etkisiz kaldığı senaryolarda ise Portekiz ekibi, hücumda sürekli zorlama el üzeri atışlara kalabiliyor. Bunun en bariz örneklerinden birini ise Benfica’nın evinde Limoges’u konuk ettiği karşılaşmada bariz şekilde gördük.

Temsilcimiz Darüşşafaka ise dar rotasyon kaynaklı yaşanan problemlere karşın kritik maçlarda çok sert savunma yapabilen bir ekip. Bu noktada kaptan Doğuş Özdemiroğlu’nun yanı sıra Ercan Osmani gibi savunmadaki agresifliğiyle ünlü bir ismin varlığı, koç Selçuk Ernak’ın elini epey rahatlatabiliyor.

Her ne kadar E grubunu 2 galibiyetle tamamlamış olsa da Darüşşafaka, grup lideri MHP Riesen Ludwigsburg’a karşı deplasmanda müthiş bir savunma yaparak rakibine ligdeki ilk yenilgisini tattırmıştı. Kalan maçlarında devamını getiremese bile Daçka, zorlu Almanya deplasmanında rakibini sadece 63 sayıda tutarak önemli bir performans ortaya koymuştu.

Eşleşmedeki ilk maçını Portekiz deplasmanında oynayacak olan Daçka, özellikle Benfica kısaları Aaron Broussard ve Toney Douglas’a agresif bir baskı uygulayabildiği takdirde rakibini tamamen kontrolden çıkarabilir. Bu sebeple ilk maçtaki savunma sertliği, temsilcimiz Darüşşafaka için en belirleyici konuların belki de başında geliyor.

Öte yandan şu ana kadar son derece dar bir rotasyonla mücadele eden Daçka, kadrosuna yakın zamanda Aaron White ve Lloyd Pandi gibi iki ekleme gerçekleştirdi. Bu iki isim arasından özellikle Aaron White, büyük tecrübesi ve hücumdaki dış şut tehdidiyle koç Selçuk Ernak için güvenilir bir alternatif olabilir.

Hücumda ise temsilcimiz Daçka için Doğuş Özdemiroğlu, Markel Starks ve Gabriel Olaseni üçlüsünün vereceği katkı çok kritik olacak. Özellikle son haftalarda bariz bir form artışı yaşayan Markel Starks, kritik anlarda sorumluluk alması ve skor potansiyeliyle Daçka’yı zorlu Benfica deplasmanında ayakta tutabilir.

AEK – TOFAŞ

AEK’nın Normal Sezon Derecesi: B Grubu / 3 Galibiyet, 3 Yenilgi / 2. Sıra

TOFAŞ’ın Normal Sezon Derecesi: A Grubu / 2 Galibiyet, 4 Yenilgi / 3. Sıra

AEK’nın Yunanistan Ligi Derecesi: 6 Galibiyet, 4 Yenilgi / 6. Sıra

TOFAŞ’ın BSL Derecesi: 6 Galibiyet, 7 Yenilgi / 8. Sıra

Koç değişikliği ve yapılan hamlelerle birlikte yaz transfer dönemini hareketli geçiren ekiplerden biri olan TOFAŞ, buna karşın başta kadro istikrarsızlığı nedeniyle inişli çıkışlı performanslar ortaya koyuyor. Basketbol Şampiyonlar Ligi normal sezonunun zorlu gruplarından birinde yer alan temsilcimiz, 2 galibiyette kalmasına rağmen Play-In’e kalarak Son 16 umutlarını korudu.

Bursa ekibinin Play-In etabındaki rakibi ise Yunanistan basketbolunun köklü kulüplerinden AEK olacak. Daha önce Basketbol Şampiyonlar Ligi’nde şampiyonluğa ulaşmayı başaran Yunan temsilcisi, son yıllarda ekonomik sorunların etkisiyle eski gücünden biraz uzaklaşmış olsa da halen çok zorlu bir rakip.

Bu yaz eski oyunculara ödenmeyen borçlar nedeniyle uzun bir süre kadrosuna takviye yapamayan AEK, buna karşın transfer tahtasını bir şekilde açmayı başararak önemli hamlelere imza attı. Basketbol Şampiyonlar Ligi normal sezonunda bir diğer temsilcimiz Pınar Karşıyaka ile aynı grupta yer alan AEK, son maçta Karşıyaka’yı 20 sayı farktan geri gelip mağlup ederek grup 2.liğini aldı.

Avrupa basketbolunun en ateşli iç saha atmosferlerinden birine sahip olan Yunanistan ekibi, normal sezondaki Reggio Emilia maçında yaşanan saha olayları nedeniyle serideki olası tüm iç saha maçlarını seyircisiz oynayacak. Bu durum elbette temsilcimize belirli bir avantaj sağlayacaktır.

Yine de AEK, taraftar desteğinden yoksun oynadığı maçlarda dahi iç sahada yenmesi hiç kolay bir ekip değil. Bunu da son olarak Pınar Karşıyaka karşılaşmasında ortaya koydular.

Kısalarda Kenny Williams, Tim Frazier ve Janis Strelnieks gibi değerli isimlere sahip olan Yunanistan temsilcisi, özellikle tempolu hücum edebildiğinde veya açık sahada koşabildiğinde durdurulması çok zor bir takım. Temponun yakalandığı anlarda uzun rotasyonunun yıldızı Akil Mitchell’ı da devreye sokabilen AEK, aynı performansı savunmaya da yansıtıp oyunun kontrolünü tamamen ene geçirebiliyor.

Bu sebeple temsilcimiz TOFAŞ açısından dikkat edilmesi gereken başlıca konu, savunmada sürekli en iyi şekilde geri koşup AEK’e tempo yakalama şansı vermemek olacak. Erken hücum edemeyip 24 saniyenin tamamını kullanmak durumunda kaldığı anlarda hücum verimi düşen Yunan temsilcisi, zorlama atışlara kalıp kontrolü rakibine kaptırabiliyor.

Ayrıca AEK’nın başarılı uzunu Akil Mitchell, şu sıralar kariyerinin en formda dönemlerinden birini geçiriyor. Bu noktada temsilcimizin Senegalli uzunu Boubacar Toure’nin Mitchell’a karşı ortaya koyacağı savunma performansı, eşleşmenin kritik noktalarından biri olacak.

Hücumda ise TOFAŞ, Rob Gray gibi Basketbol Şampiyonlar Ligi seviyesinin en değerli skorerlerinden birine sahip. Gray’in yanı sıra Arturas Milaknis, Tyler Ennis ve Berk Uğurlu gibi isimlerin de seri boyunca skora düzenli katkı yapabilmeleri, temsilcimizin tur şansını epey arttıracaktır.

Bahçeşehir Koleji – Filou Oostende

Bahçeşehir Koleji’nin Normal Sezon Derecesi: D Grubu / 3 Galibiyet, 3 Yenilgi / 2. Sıra

Filou Oostende’nin Normal Sezon Derecesi: C Grubu / 3 Galibiyet, 3 Yenilgi / 3. Sıra

Bahçeşehir Koleji’nin BSL Derecesi: 6 Galibiyet, 7 Yenilgi / 9. Sıra

Filou Oostende’nin Belçika Ligi Derecesi: 8 Galibiyet, 2 Yenilgi / 1. Sıra

Geçtiğimiz sezonu FIBA Europe Cup şampiyonluğuyla tamamlayan Bahçeşehir Koleji, böylelikle kulüp tarihinde ilk kez Basketbol Şampiyonlar Ligi’nde mücadele etmeye hak kazandı. Sakatlıklardan kaynaklı yaşanan bazı iniş çıkışlara karşı temsilcimiz, hiç de fena olmayan bir normal sezon performansının ardından grubunu 2. sırada tamamladı ve Play-In’de saha avantajını eline geçirdi.

Bahçeşehir Koleji’nin Play-In etabındaki rakibi ise normal sezonda bir diğer temsilcimiz Galatasaray NEF’le aynı grupta yer alan Filou Oostende olacak. Bahçeşehir Koleji’yle eşit galibiyet sayısına sahip olmasına karşın C grubunu 3. sırada tamamlayan Oostende, özellikle hücumda son derece dikkat edilmesi gereken bir takım.

Belçika basketbolunun şu sıralar en önde gelen kulübü olan Filou Oostende, ayrıca uzun süredir Belçika Milli Takımı’nın da başında yer alan Hırvat koç Dario Gjergja tarafından çalıştırılıyor. Geçtiğimiz sezon Levi Randolph’u parlatıp daha iddialı bir bütçeye sahip olan Hapoel Jerusalem’e gönderen Oostende, bu sezon ise bir diğer yetenekli isim Breein Tyree’yi parlatmış durumda.

Henüz 24 yaşında olan ve Avrupa basketbolundaki ilk senesini geçiren Breein Tyree, Oostende kadrosunun açık ara en dikkat çeken ismi. Sahada hem çembere atakları, hem de kendi şutunu yaratabilmesiyle durdurulması epey zor bir isim olan Tyree, maç başına 32 dakika süre alarak kadronun en çok süre alan oyuncusu konumunda.

Temsilcimizin aksine dar rotasyonla mücadele etse de dengeli bir kadroya sahip olan Belçika temsilcisi, forvetlerde ise Tre’Shawn Thurman gibi bir skor potansiyeline sahip. Yarı sahada tempoyu arttırabildiği zaman şutör oyuncularının da sayesinde yüksek skorlara ulaşabilen Oostende, özellikle normal sezonda temsilcimiz Galatasaray NEF’i 85-91 mağlup ettiği maçta hücum potansiyelini ortaya koymuştu.

4 numara pozisyonunda ise Pierre-Antoine Gillet gibi tecrübeli bir ismi kadrosunda bulunduran Belçika ekibi, Gillet’in keskin dış şut tehdidinden sıklıkla faydalanıyor. Ağırlıklı olarak 4 numara pozisyonunda süre almasına karşın sanki bir kısa gibi sürekli topsuz perdelemelerden çıkıp üçlüğü yollayabilen deneyimli forvet, ritmini bulduğu zaman el üstü zor şutlarda bile rahatlıkla isabet bulabilen bir isimç

Bu nedenle Bahçeşehir Koleji için en kritik konuların başında savunma gelecek. Basketbol Süper Ligi ve Şampiyonlar Ligi kulvarlarında çıktığı son 4 maçı kazanan İstanbul ekibi, bu süreçte son derece sağlam savunma performansları ortaya koymasını bildi.

Sezon başında sakatlık sorunları nedeniyle kendi alışkanlıklarının dışına çıkıp dar bir rotasyon kullanmak durumunda kalan koç Erhan Ernak, Jaka Blazic ve Langston Hall gibi kısa rotasyonunun kritik isimlerinin geri dönüşlerinin ardından rotasyonu yeniden geniş tutabiliyor. Kadroda sürelerin oyuncular arasında eşit dağılması, savunma sertliğinin de belirli bir seviyede kalmasını sağlıyor.

Filou Oostende karşısında ilk maçı iç sahada oynayacak olan Bahçeşehir Koleji, kadro kalitesi bakımından rakibine göre daha üstün bir takım. Özellikle perimetre savunmasına konsantre olup Oostende’yi düşük bir üçlük yüzdesinde tuttuğu takdirde temsilcimiz, ilk maçı rahat bir skorla kazanıp seride avantajı eline geçirebilir. Bu noktada Kartal Özmızrak ve Muhammed Baygül gibi oyuncuların perimetre savunmasına yapacakları katkı son derece belirleyici olacak.

Hücumda ise Jamar Smith ve Jerry Boutsiele, süre aldıkları bölümlerde genellikle belirli bir standardı ortaya koyuyorlar. Bu noktada Jaka Blazic, Langston Hall, Yiğit Arslan ve Muhammed Baygül gibi oyuncuların vereceği skor katkısı, yine serinin kilit noktalarından biri olacaktır.

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!