by Melikşah Bayrav / info@eurohoops.net
Adriyatik Ligi’nde 2020-21 sezonunun en değerli oyuncusu seçilen genç yıldız adayı Filip Petrusev, Mega Basket takımında sergilediği müthiş performansın ardından Anadolu Efes‘in radarına girmişti. Barcelona’ya transfer olan Sertaç Şanlı‘nın yerine büyük umutlarla kadroya eklenen Petrusev, Efes‘te bir türlü beklentileri karşılayamamıştı.
Özellikle savunmada neden olduğu büyük zaafiyetler nedeniyle düzenli süre bulmakta çok zorlanan genç uzun, sezonun ikinci yarısının çok büyük bölümünü yedek kulübesinde geçirmek durumunda kalmıştı.
Bu yaz hayal kırıklığı yaratan Türkiye serüveninin ardından Kızılyıldız’a transfer olarak ülkesi Sırbistan’a geri dönen Petrusev, 2022-23 sezonuna istikrarsız bir giriş yapsa da koç Dusko Ivanovic’in göreve gelmesiyle birlikte adeta yeniden doğdu.
EuroLeague’de oynadığı son sekiz maçın yedisinde çift haneli skor katkısı veren Sırp oyuncu, 17. hafta Valencia‘ya karşı 25 sayı, 9 ribaund ve 2 blokluk müthiş performansının ardından ligde haftanın MVP’si seçildi.
22 yaşındaki uzun, şu sıralar EuroLeague’de çıktığı 19 maçın sonunda 10.8 sayı, 5.0 ribaund ve 0.8 blok ortalamalarıyla mücadele ediyor.
Eurohoops Fırın, bugünkü serisinde Filip Petrusev’in Kızılyıldız formasıyla yakaladığı müthiş çıkışın şifrelerini mercek altına alıyor.
Anadolu Efes‘te Neden Olmadı?
Sırbistan basketbolunun son yıllardaki en gözde yeteneklerinden biri olan Filip Petrusev, ülkesinde Mega Basket formasıyla yakaladığı müthiş çıkışın ardından kendisine yönelik beklentileri iyice arttırmıştı. Bu sayede EuroLeague şampiyonu Anadolu Efes‘e transfer olan ve genç yaşında kariyeri için harika bir fırsat yakalayan Petrusev, ülkemizde geçirdiği 1 yılın sonunda hayal kırıklığı yaratmaktan öteye gidemedi.
Elbette bunun hem saha içi, hem de saha dışı olmak üzere belli başlı sebepleri var. Ben ise bugün ağırlıklı olarak saha içine odaklanmaya çalışacağım.
Artık Avrupa basketbolunu yakından takip eden herkesin ezbere bildiği üzere koç Ergin Ataman, 2017’de Anadolu Efes‘in başına geçtiği ilk günden beri takımının hücum kurgusunu tamamen top yönlendiricilerin üzerine kurguluyor.
Bu sezona kadar yapıyı Shane Larkin ve Vasilije Micic gibi iki yıldızının etrafında şekillendiren koç Ataman, bu iki ismi en doğru parçalarla tamamlayabildiği bir hücum kurgusu inşaa ettiği için Efes‘i kulüp tarihinin en büyük başarılarına taşıyabildi.
Kadronun iki ana yıldızı Larkin ve Micic, topla üst düzey yeteneklere sahip oldukları için topu mümkün olduğunca ellerinde isteyen ve bu şekilde sahadaki verimliliklerini arttırabilen oyuncular. Hal böyle olunca bu iki oyun kurucunun etrafını topsuz oyunuyla öne çıkabilen ve topa çok az dokunduğu senaryoda bile verimli olabilen oyuncularla şekillendirmek gerekiyor.
Bu bağlamda Anadolu Efes’in Ergin Ataman dönemindeki uzunlarına baktığımız zaman Sertaç Şanlı‘nın kendine ayrı bir yer edindiğini rahatlıkla söyleyebiliyoruz. 2020-21 sezonunda Bryant Dunston‘ın yaşadığı talihsiz sakatlığın ardından formayı kapan ve takımdan ayrılana kadar bir daha bırakmayan Sertaç, takımın iki yıldızı Larkin ve Micic’i en iyi şekilde tamamlayabilmesi sayesinde ilk EuroLeague şampiyonluğunun en büyük mimarlarından biri olmuştu.
Öncelikle Sertaç’ın bir uzun olarak sadece tepeden değil, forvetlerden ve hatta köşelerden de çok büyük bir dış şut tehdidi yaratabilmesi, Anadolu Efes’in yarı sahada alanları iyice açabilmesini sağlayabiliyordu. Üçlük tehdidinin yanı sıra kendisini doğru pas açılarında konumlandırmayı da çok iyi bilen milli oyuncumuz, Larkin veya Micic’in üzerindeki savunma baskısının arttığı anlarda pası doğru yerde alıp sayıyı bularak takımının hücumunu rahatlatabiliyordu.
Filip Petrusev’e gelecek olursak genç uzun, Sertaç’tan farklı olarak topla çok az oynadığı anlarda bile maksimum verimlilik üretebilen bir oyuncu değil. Sahada belli oranda bir dış şut tehdidi olsa bile bu konuda sınırlı kalan Petrusev, düzenli skor katkısı verebilmesi için çember etrafında kendisine özel pozisyonlar hazırlanması gereken bir oyuncu.
Ergin Ataman’ın Anadolu Efes’inde ise uzunun topla çok daha az oynaması ve mümkün olduğunca sahada topsuz oyunuyla öne çıkması gerekiyor. Mega Basket forması giyerken hücum çok büyük oranda kendisinin etrafında şekillenirken parlayan genç oyuncu, farklı bir kurguya adapte olmakta zorlandı ve zamanla başlarda aldığı süreleri kaybetmeye başladı.
Anadolu Efes’in son 5 yılına baktığımız zaman topla çember etrafında oynamayı seven veya alçak postta pası alıp 4-5 saniye boyunca savunmacısına karşı atak etmeye çalışan uzunları pek görmüyoruz. Bu durumun yarattığı dezavantajı Filip Petrusev’in yanı sıra şu sıralar Ante Zizic de sıklıkla yaşıyor.
Hücumda koçu Ergin Ataman’ın kendisine yönelik beklentilerini karşılamakta zorlanan ve yeni rolüne adapte olamayan 22 yaşındaki oyuncu, bu sefer savunmada yarattığı sorunlar nedeniyle daha çok göze batmaya başladı. Ayakları çok yavaş olmasa bile yine de atletizm bakımından sınırlı bir oyuncu olan Petrusev, özellikle ikili oyun savunmasında büyük zaafiyetlere neden oldu.
Savunmada switch yapmayı pek tercih etmeyen ve ikili oyunları çok büyük oranda drop (uzunun perde sonrası geriye doğru adımlaması) ile durdurmaya çalışan koç Ergin Ataman, bu tercihiyle kısanın omuzlarındaki savunma yükünü de arttırmış oluyor. Savunmacı kısanın yeterince agresif olmadığı ve rakip uzunun perdelemesinde kolay yenildiği senaryoda ise toplu oyuncu, uzunun da geriye doğru adımlaması nedeniyle rahatlıkla şut veya pas opsiyonu bulabiliyor.
Hepimizin bildiği üzere kadronun ana oyun kurucusu Vasilije Micic, savunmasıyla öne çıkan bir oyuncu değil. Bu nedenle Petrusev’in sahadaki varlığı, süre bulduğu maçlarda Anadolu Efes’in takım savunmasına ekstra derecede zarar verdi. Buna ek olarak Sırp uzunun savunma bilgisinin epey yetersiz olması, rakip takım hücumlarında pas trafiği başladığı zaman rotasyonlarda sıklıkla kaybolmasına ve boş atış imkanlarının doğmasına sebebiyet verdi.
Yine de şu bir gerçek ki koç Ergin Ataman, eğer Petrusev hücumda verimli bir oyuncu olabilseydi genç uzunun yarattığı savunma zaafiyetlerinin önüne geçebilecek formüller üretebilirdi. Mesela Tibor Pleiss örneğine baktığımız zaman Alman uzun, en az Petrusev kadar kötü bir savunmacı. Buna rağmen Pleiss’ın dış şut ve orta mesafe tehdidiyle Efes hücumlarını rahatlatabilmesi, özellikle geçtiğimiz sezon koç Ataman’ın kendisini oyunda tutabilmek için farklı savunma formülleri denemesine yol açmıştı.
Sonuç olarak baktığımızda Filip Petrusev’in Anadolu Efes serüveni hayal kırıklıklarıyla noktalandı. Kendi açısından öz güvenini zedeleyebilecek türden bir sezonu geride bıraksa da 22 yaşındaki uzun, ülkesine dönerek bambaşka bir seviyeye çıktı…