by Bilal Baran Yardımcı / info@eurohoops.net
Bu yazının tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
NBA’de takas döneminin sonu yaklaşıyor ve bu demek oluyor ki önümüzdeki günlerde oldukça hareketli bir NBA gündemi bizleri karşılayacak. Eğer Shams Charania ve Adrian Wojnarowski’nin bildirimlerini açmadıysanız arkadaşlarınızdan gelen kandırma amaçlı tweet linklerine anlık olarak inanmaya hazır olun.
Her sezon özellikle son bir hafta alevlenen takas piyasası, 2022-23 sezonunda basketbolseverlere geçmişteki yıllar kadar keyif vermeyebilir. Zira bu sezon çok büyük çapta bir takas gerçekleşmesi, büyük bir yıldızın pazara düşmesi çok mümkün gözükmüyor. Fakat unutulmamalı ki NBA’de hiç beklenmedik anlarda büyük hikayeler yaratan takaslar yaşandığı için takas dönemi bu kadar ilgi çekiyor. Aksi halde insanların gece geç saatlerde iki ABD’li gazetecenin tweetlerini herkesten önce görmek için yarışa girmesinin mantıklı bir açıklaması yok.
Gelin hep beraber 9 Şubat’ta sonlanacak takas döneminin son günlerinde takım değiştirmesi muhtemel oyunculara göz atalım.
Bojan Bogdanovic, Detroit Pistons
Bu yazının en güvenli seçimi belki de Bojan Bogdanovic. Danny Ainge’in Utah Jazz‘in başına geçmesinin ardından güncel çekirdeği dağıtma politikasıyla Pistons‘ın yolunu tutan Bogdanovic, kariyerinin belki de en iyi sezonunu geçiriyor. Pistons‘ın -muhtemelen- takımda kanattan skor üretebilecek, Cade Cunningham’ın üzerindeki yükü alabilecek ve soyunma odasına tecrübe katabilecek bir oyuncu arayışı sonrası kadrosuna kattığı Bogdanovic, görevini başarıyla yerine getirmiş gibi gözüküyor. Fakat genç ve yapılanma halindeki takımların bu tarz oyuncuları kadrosuna katmasının bir sebebi daha var.
Bogdanovic, işler tamamen kendisine kaldığında elinden bu sezon Pistons’ın bulunduğu durum kadarı gelse de NBA’de şampiyonluk iddiası olan bir takımda rol oyuncusu olarak kritik katkı verebilecek bir isim. Bu tarz oyuncuların böyle genç kadrolarda bulunarak istatistiksel olarak verimli sezonlar geçirmesi de şampiyonluk iddiası olan takımların “overpay” yapmasına yol açabiliyor. Zaten Cunningham’ın da sakatlığıyla bu sezona dair bir hedefi kalmayan Pistons’ın Bogdanovic’i değerli draft hakkı bulduğu anda elinden çıkarmaması için pek bir sebep yok.
Ki tam olarak da bu sebeplerden Bogdanovic, çeşitli takımların ilgisini şimdiden çekiyor. Oyun zekası, şut yeteneği ve doğru karar verme becerisiyle doğru rollerde çok verimli olabilecek Sırp oyuncu için Los Angeles Lakers, New Orlean Pelicans, Milwaukee Bucks, Cleveland Cavaliers ve Dallas Mavericks‘in ilgisi olduğu biliniyor. Eğer Pistons’ı tatmin edecek bir draft hakkını gözden çıkaran olursa Bogdanovic’i takım değiştirirken görmemiz büyük bir olasılık.
OG Anunoby, Toronto Raptors
Trade deadline öncesi belki de en önemli nokta hangi takımların “alıcı”, hangi takımların “satıcı” olacağının netleşmesi oluyor. Eğer takım elindeki nüveyle başarıya ulaşamayacağına ikna olmuşsa agresif şekilde “satıcı” rolünü üstlenerek pazarın bütün dengesini değiştiriyor. Bu sezon bu takımlardan olmaya aday organizasyonlar var ve onlardan biri de Toronto Raptors…
Kawhi Leonard’ın ayrılığından sonra Nick Nurse’ün pragmatist oyun tarzı ve kadrodaki oyuncuların tabanlarının yüksekliği sebebiyle su üstünde kalmayı başaran Raptors, tam olarak bu sebeplerden dolayı tavanının kısıtlandığını da artık kabullenmek zorunda. Her ne kadar çok iyi bir sezon geçirse de Pascal Siakam, bu sezon sonunda beklenen çıkışı biraz olsun gösterebilse de OG Anunoby, ikinci senesindeki ham Scottie Barnes ile bu takımın geleceğe umutlu bakması çok zor. Bu üç oyuncu da şampiyon takımın 2., 3., 4. oyuncuları olabilecekken direkt olarak takımın lideri olduklarında tavanı kısıtlayan oyuncular. Fakat ligin değerli oyuncularından olmaları da takas değerlerini yükseltiyor.
“Alıcı” konumundaki takımlardan biri (Dallas Mavericks?) için OG Anunoby, çok fazla sorun çözecek bir isim. Ligin belki de en iyi perimetre savunmacısından bahsediyoruz, hücumda da oyununa yeni şeyler katmaya çalışıyor ve iyi niyetli. Böylesine değerli ve takımda tutkal görevi görebilecek bir oyuncu için çaresiz takımlar ne var ne yok masaya koyabilir. Anunoby’i de farklı takımda, farklı rolde izlemek çok daha ilginç bir deneyim olabilir (Aaron Gordon-Denver Nuggets gibi).
Myles Turner, Indiana Pacers
Sezona direkt olarak yeniden yapılanma yoluna girerek başlayan Indiana Pacers‘ın bu kadar iyi bir performans sergilemesini kimse beklemiyordu. Domantas Sabonis takasıyla takıma gelen Tyrese Haliburton’ın inanılmaz performansı, çaylak Bennedict Mathurin’in sürpriz katkısı ve takımın kazanmaya olan arzusu, Pacers‘ı yenilmesi zor bir takım haline getirdi. Ki sezonun yarısına geldiğimiz bu bölümde Haliburton’ın yaşadığı sakatlık olmasa Indiana hala direkt playoff resminde yer alabilirdi.
Yeniden yapılanırken aynı zamanda kazanma alışkanlığı kazanan takımlar genelde bir adım önde oluyor. Pacers da bu sezon bunu başardı. Kadronun geri kalanına göre daha tecrübeli olan Myles Turner ve Buddy Hield’ın verdiği katkı da bu konuda gözardı edilemez. Fakat Turner’ın kontratı sezon sonunda bitiyor ve Pacers, takımın zaman çizelgesine o kadar da uymayan ve ne olursa olsun tavanı düşüren defoları bulunan Turner’ı elden çıkarmayı düşünebilir. Turner da inkar edilemez blok yeteneği, perimetrede yarattığı şut tehditi ve atletizmiyle iddialı takımların radarında yer alacak bir oyuncu.
Buddy Hield, Indiana Pacers
Turner için konuştuğumuz her şey Buddy Hield için de geçerli. Pacers kadrosunda gerçekten çok iyi iş çıkartan Hield, ligin en yüksek volümle üçlük kullanan oyuncularından biri olmasının yanı sıra bu üçlüklerde %42 ile isabet buluyor. Bu denli bir perimetre tehditi yaratan oyuncu da takas piyasasında aktif olması beklenen takımlardan birine çok fazla şey katabilir. Hangisi olduğu sizce de açık değil mi?
Los Angeles Lakers, sezona yapılan felaket başlangıcın ardından toparlanmayı başarsa da playoff için hala daha fazla rol oyuncusu ve şut tehditi şart. Hield, LeBron James’in yanında yaratacağı yer çekimiyle Lakers hücumunu rahatlatırken yüksek yüzdeyle isabet bularak çok kritik katkı verebilir.
Russell Westbrook, Los Angeles Lakers
Los Angeles Lakers demişken… Evet, Russell Westbrook sezon başındaki rezalet performansını düzeltti ve bençten geldiği rolünü kabullenerek takım için faydalı bir oyuncuya dönüştü. Fakat maçtan maça, pozisyondan pozisyona istikrarlı şekilde bunu başarması hala pek söz konusu değil. Bu yüzden Lakers, fırsatını bulabilirse Westbrook riskinden çıkıp daha faydalı parçalar almayı hala göze alacaktır.
Bu konuda bir buçuk senedir olduğu gibi en kritik nokta fırsatın bulunabilmesi. Westbrook’un biten kontratı elbette bazı takımlar için cazip fakat Lakers’ın elindeki diğer parçaların kıtlığı düşünülürse Westbrook’un yanına yeterli değeri koyamayabilirler. Bu da bu takasın hala gerçekleşmemiş olmasının en büyük sebebi. Fakat takasın son gününe doğru pazarda yaşanan değişimler de tam olarak bu durumlardaki oyunculara olan bakışı değiştirip sürprizlere yol açabiliyor. Sırf bunun için bile “Takaslanması Muhtemel Oyuncular” yazısı yazarken Westbrook’u dillendirmemek düşünülemezdi.
John Collins, Atlanta Hawks
Geçtiğimiz yaz Atlanta Hawks ile 5 yıl – 125 milyon dolarlık yüklü bir kontrata imza atan John Collins, o günden beri açık şekilde formunda düşüş yaşıyor. Özellikle bu sezon başından beri daha da gün yüzüne çıkan bu konu, Hawks‘ın da beklentilerden uzak bir sezon geçirmesiyle iyice ayyuka çıktı. Takıma Dejounte Murray eklendi ve bu, Collins’in bireysel performansını daha da etkilemiş gözüküyor. Ayrıca takım olarak da 23 galibiyetle sekizinci sırada yer alıyorlar.
Yaz döneminde büyük bir takas paketiyle Murray’i kadrosuna katan Hawks, takas döneminin sonu yaklaştıkça ve takım iyi gitmedikçe panik düğmesine basacaktır. Hala 25 yaşında ve daha büyük rollerde daha faydalı olabileceğini göstermiş olan Collins, bazı takımlar için alınabilecek bir risk olabilir. Ben her ne kadar Collins’in şampiyon takımda büyük roller alabilecek bir oyuncu olacağını düşünmesem de daha farklı düzeyde hedefleri olan takımlar Collins ile ilgileniyor ve takas olması an meselesi.
DeMar DeRozan, Chicago Bulls
Chicago Bulls dosyasını açmanın zamanı geldi… Geçtiğimiz yıl ocak ayında bile Doğu Konferansı lideri konumundayken sonrasında yaşanan çöküş bu seneye kadar sıçradı ve Bulls için sorunlar saha içinde de dışında da bitmiyor. Kadronun birbirine uyumlu olmamasının yanı sıra tavanı da yıldız oyuncularının defoları sebebiyle çok kısıtlı gözüküyor. Lonzo Ball’un sakatlıktan ne zaman döneceği belli değil, soyunma odasında Koç Billy Donovan sorgulanmaya başladı…
Bulls için eldeki nüveyle bir yere varılamayacağını kabullenmenin zamanı geldi. Eğer doğru hamleler yaparlarsa ellerindeki parçalar hala geleceğe yönelik umut vadedici şeyler getirebilir. Harika bir sezon geçiren DeRozan da bu isimlerden biri. DeRozan artık 33 yaşına gelse de kontratı seneye bitiyor ve artan yaşıyla birlikte gelen oyun olgunluğu onu farklı bir oyuncuya dönüştürdü. Doğru yapıda ve doğru oyuncuların yanında çok kilit bir parça olabilir. Eğer bu takas gerçekleşirse hem Bulls, hem alıcı takım hem de DeRozan için işlerin daha iyi olma ihtimali var.
Nikola Vucevic, Chicago Bulls
Bulls’un bu konuma gelirkenki en büyük hatası Nikola Vucevic takası oldu. Vucevic kariyeri boyunca ortalamanın üstü bir oyuncu olsa da yıllar boyunca Orlando Magic ile kayda değer hiçbir şey başaramamasının tek sebebi Magic değildi. Böyle tavan kısıtlayan bir oyuncu için de hem draft hakkı hem de genç oyuncuları gözden çıkarmak tam bir yanlış panik hamlesi örneği oldu.
Şimdi de Vucevic için gönüllü bir alıcı bulmak zor olacaktır. Tek parlayan nokta belki de Vucevic’in kontratının sene sonunda bitiyor olması. Ciddi şampiyonluk düşünen takımların Vucevic kumarına gireceğini hiç düşünmesem de Lakers gibi daha kumar oynamak zorunda olan takımlar için 32 yaşındaki oyuncu düşünülebilir.
Jordan Clarkson, Utah Jazz
Takas dönemi demişken bölüm sonu canavarını da sona bırakmak istedim: Danny Ainge. Utah Jazz‘ın başına geldikten sonra takımdaki yapıyı baştan aşağıya değiştiren Ainge, tıpkı Celtics‘te olduğu gibi artık başarıya ulaşamayan yıldızları hiç çekinmeden teker teker takasladı. Önce Rudy Gobert tarihi bir paketle Timberwolves‘un yolunu tuttu, sonra da Donovan Mitchell, Cavs‘e takaslandı.
Sezon başında da Jazz için tamamen “tanking”le geçen bir sezon bekleniyordu. Fakat Ainge, Celtics döneminde de her zaman yarışta kalmayı da göz önünde bulunduran bir genel menajer oldu. Takımın sezona yaptığı iyi başlangıcı sürdürerek hala altıncı sırada yer alması da bir şeyleri anlatıyor olmalı.
Fakat Ainge, yeterli draft hakkını ve karşılığı alabildiğini düşündüğünde de kimsenin gözünün yaşına bakmayacak bir yönetici. Lauri Markkanen hariç belli bir yıldızın olmadığı, ortalama üstü rol oyuncularının parladığı Jazz kadrosu da ligin geri kalanı için ganimet niteliğinde. Jazz’in kaliteli oyuncularına aç alıcılar, draft haklarına ve takas yapmaya bağlayan Danny Ainge… Çok tehlikeli bir ikili.
Clarkson da 21.0 sayı ortalamayla oynayan, gerektiğinde bençten gelebilecek, hücumun sıkıştığı anlarda sorumluluk alabilecek ve sorun çözebilecek bir skorer olarak birçok takıma faydalı olabilecek bir oyuncu.
Mike Conley, Utah Jazz
Clarkson’daki deli doluluk yerine 35 yaşındaki Mike Conley’daki olgunluk ve tecrübeyi isteyen takımlar da elbet olacaktır. Kariyerinin artık son dönemini yaşayan Conley, hala sahada bulunduğu anlarda belli bir düzeyde de olsa hücumda yönlendiricilik rolünü kotarabiliyor.
İkili oyun yönetme kabiliyeti, oldukça az hata payı, doğru karar verme istikrarı düşünülünce Clippers gibi tam da bu konularda eksiklik çeken takımlara Conley çok şey katabilir. Bıçağın diğer ucunda ise Conley’in sağlık problemleri ve gelecek sene bitecek kontratı var.
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!