2022-23 NBA: Sezon Ortası Güç Sıralaması

24/Oca/23 09:35 Ocak 24, 2023

Bilal Baran Yardımcı

24/Oca/23 09:35

Eurohoops.net

Eurohoops Fırın, 2022-23 NBA normal sezonunun yarısını bitirmişken güç sıralamasıyla sizlerle…

by Bilal Baran Yardımcı / info@eurohoops.net

Bu yazının tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

NBA’de 2022-23 normal sezonunun yarısını geride bıraktık. All-Star Haftasonu ve takas döneminin sonu yaklaşırken ligdeki güç dengeleri de özel istisnalar hariç belli oldu. Doğu Konferansı’nda Boston Celtics öne çıkarken Batı Konferansı’nda herhangi bir takımın net favori olmaması da heyecanı şimdiden oldukça arttırdı.

Çok bariz favorinin olmadığı, her takımın doğru zamanda doğru formu yakalayarak başarıya ulaşabileceği playofflar çok daha büyük çekişmelere, yakın çarpışmalara sahne olur. Bu sezon da özellikle Batı Konferansı’nda bizi böyle bir playoff bekliyor gibi gözüküyor. Peki ya bu kadar yakın seviyede takımı güçlerine göre sıralamaya kalkışırsak sonuç ne olur? Gelin hep beraber inceleyelim.

#30 Houston Rockets

Derece: 10-36

Evde: 6-15

Deplasmanda: 4-21

Hücum-Savunma Ratingleri: 109.1-117.1

Bu sezona zaten yakın dönem için başarı hedefiyle başlamayan Houston Rockets için en önemli nokta takımdaki gelecek vadeden oyuncuların uyum içerisinde gelişmesiydi. Fakat takımın bir türlü belirli bir oyun alışkanlığını, eforunu sergileyememesi ve en ufak bir düzen kırıntısı gösterememesi bu hedeflere ket vurdu.

Bireysel olarak parlayan oyuncular elbet var. Temsilcimiz Alperen Şengün de buna çok iyi bir örnek. Fakat bu takım belli bir düzen içerisinde daha ne yaptığını bilerek oynamadığı sürece kadrodaki her oyuncu da ulaşabileceği potansiyelden çok uzak kalacak. Bu konuda en büyük görev ise Koç Stephen Silas’a düşüyor. Hücum verimliliğinde sonuncu, savunma verimliliğinde sondan üçüncü olan Rockets için işlerin iyi gitmediği açık.

#29 Charlotte Hornets 

Derece: 13-34

Evde: 5-16

Deplasmanda: 8-18

Hücum-Savunma Ratingleri: 109.5-115.9

Charlotte Hornets için beklentilerin çok uzağında bir sezon oluyor. Sezon başında Hornets için her ne kadar kimse çok umutlu olmasa da bu kadar kötü olmaları da beklenmiyordu. Takımın yıldızı LaMelo Ball’un sakatlıktan dolayı kaçırdığı maçlar bunda etkili olsa da o döndükten sonra da Hornets için işler düzelmedi.

Takımda direkt olarak personel eksikliği ve uyumsuzluğu bulunuyor. Eldeki oyuncularla iyi bir savunma şeması kurmak neredeyse imkansız. Ayrıca Terry Rozier gibi verimsiz bir skorerin eline bakmak da takımın tavanını çok kısıtlıyor. Hem savunmada hem hücumda ligin en kötü takımlarından biri olan Hornets için bu sezon kepenkleri kapatmak vakti geldi.

#28 San Antonio Spurs

Derece: 14-32

Evde: 9-16

Deplasmanda: 5-15

Hücum-Savunma Ratingleri: 110.7-119.4

Sezonun ilk iki haftasına herkesi şaşırtarak çok iyi bir başlangıç yapan Spurs için düşüş, başlangıçtan da keskin oldu. Bunun da belirgin bir sebebi var: Spurs’ün kadrosu belki de ligde kağıt üstünde en zayıf kadro.

Önümüzdeki draftın piyangosu olarak görülen Victor Wembanyama için pek çok takımın bu sezonu feda edeceği zaten belliydi. Spurs, “kadro olur da maç kazanır” ihtimalini bile olabildiğince indirgemek için bu sezona çok defolu bir kadroyla başladı. Takımın özellikle son çeyreklerde tecrübesizlikten de kaynaklanan çok kötü performansı var. Spurs için sezonun geri kalanından beklenti ellerindeki iyi fakat yaşı gelmiş oyunculardan değerli takas geri dönüşleri alabilmek olmalı.

#27 Detroit Pistons

Derece: 12-36

Evde: 6-16

Deplasmanda: 6-19

Hücum-Savunma Ratingleri: 110.6-118.0

Detroit Pistons, yaz döneminde yaptığı hamleler ve Cade Cunningham’ın ilk senesinde gösterdikleriyle bu sezon en azından rekabetçi olmaya çalışacağını düşündüğüm bir takımdı. Fakat takımın genç yıldızı Cade’in sezonu kapatan bir sakatlık yaşaması bütün bu ihtimalleri yok etti.

Yaz döneminde eklenen Bojan Bogdanovic, bütün sorumluluğun ona kalması sebebiyle kariyerinin de en iyi sezonunu geçiriyor. Birçok iddialı takımın da radarına girmeyi başardı. Pistons için sezonun geri kalanından umut Bogdanovic karşısında geleceğe yönelik alabilecekleri parçalar ve 2023-24 NBA sezonuna Cunningham-Wembanyama ikilisiyle başlamak olmalı.

franz-wagner-orlando-magic-new-orleans-pelicans

#26 Orlando Magic

Derece: 17-29

Evde: 11-12

Deplasmanda: 6-17

Hücum-Savunma Ratingleri: 111.2-114.8

Orlando Magic‘in bu sezon en çok sayı atan sekiz oyuncusundan biri 25 yaşında, geri kalanlar ise 25 yaşından da küçük. Yeniden yapılanmada olmasına rağmen oynadığı basketbolla izleyenlere hoş şeyler vadeden bir takım Magic. Paolo Banchero ve Franz Wagner gibi iki istisnai yeteneğin takımda bulunması da bu konuda çok yardımcı oluyor.

Magic’in bu iki oyuncu önderliğinde geleceğe çok parlak gözlerle bakmak için her türlü sebebi var. Bu sezon için ise bu genç ve tecrübesiz kadrodan daha fazlasını beklemek doğru olmayacaktır.

kristaps-porzingis-washington-wizards

#25 Washington Wizards 

Derece: 20-26

Evde: 12-10

Deplasmanda: 8-16

Hücum-Savunma Ratingleri: 112.5-113.4

Washington Wizards için şu ana kadar büyük iniş-çıkışların yaşandığı bir sezon oldu. Bunun da en büyük sebebi takımın savunma eforu konusunda sınıfta kalması ve ana oyuncularının istikrarsız görüntü çizmesi. Kristaps Porzingis’in bulunduğu bir pota altını savunmanın ne kadar zor olduğunu Luka Doncic’e sormak lazım.

Kadroya tek tek baktığımızda kağıt üstünde daha iyi bir takım görmeyi beklememiz çok doğal. Fakat hiçbir oyuncunun lider karakterli olmadığı bu kadro, herhangi bir kimlik bulmaktan da çok uzak. Yaklaşan takas döneminde Wizards’ın satıcı olması gerekiyor.

#24 Chicago Bulls 

Derece: 21-24

Evde: 12-10

Deplasmanda: 8-14

Hücum-Savunma Ratingleri: 112.9-113.1

Chicago Bulls, geçtiğimiz sezonun ikinci yarısında yaşadığı çöküşten beri belini doğrultamadı. Takımın oynadığı oyunun en kritik rollerinden birini yapan Lonzo Ball’un hala sahalardan uzak olması, Zach LaVine’in yaşadığı sakatlıklar sebebiyle eski patlayıcılığını kaybetmesi, DeMar DeRozan’ın bir sene daha yaşlanması gibi etkenler bu çöküşün en büyük sebepleri.

Bu sezon Bulls, en azından elindeki yıldız gücüyle belki de şu anda 24. sıraya yazılacak kadar kötü bir takım değil. Fakat çok kırılgan ve tavan düşüren oyunculardan oluşan bu kadroya işlerin ciddileştiği dönemlerde güvenmek de bir hayli zor.

#23 Oklahoma City Thunder

Derece: 23-24

Evde: 14-9

Deplasmanda: 9-15

Hücum-Savunma Ratingleri: 112.7-111.7

Oklahoma City Thunder bu listede nereye koyacağımı en çok düşündüğüm takımlardan biri oldu. Şu ana kadar gösterdikleri performans kesinlikle bu sıranın daha yükseğini hak ediyor. Shai Gilgeous-Alexander’ın sahada kaldığı sürece sergilediği performans kendisini ligin en değerli oyuncularından biri yaptı. Takım özellikle savunmada çok iyi iş çıkartıyor ve her maçta rekabetçi kalmayı başarıyor.

Fakat “güç” sıralaması yapmamız gerektiğinde Thunder’ın kadrosunun ne kadar kısıtlı olduğunu görmezden gelemiyoruz. Bu kadronun sürpriz galibiyetler almasının en büyük sebebi her maça doğru odak ve eforla çıkabilmesi. Bu, oyuncuların gelişimi açısından çok kıymetli bir etken olsa da güç sıralamasında Thunder’ı 23’ten öteye koymamı da engelliyor.

#22 Toronto Raptors 

Derece: 21-17

Evde: 15-12

Deplasmanda: 6-15

Hücum-Savunma Ratingleri: 113.9-113.6

Toronto Raptors da kadrodaki isimlere tek tek bakıldığında yetenek seviyesi olarak bu kadar altlarda görmeyeceğimiz ekiplerden biri. Pascal Siakam kariyerinin en iyi sezonunu geçiriyor, OG Anunoby gelişim kırıntıları gösteriyor, Scottie Barnes gibi genç bir yetenek var ve Fred VanVleet ile Gary Trent Jr. da bu ligin kalburüstü oyuncularından… Fakat bu kadro, Kawhi Leonard gittiğinden beri aynı sıkıntıyı yaşıyor: Birinci oyuncuyu bulamamak.

Raptors’ın elindeki nüveyle tavanının kısıtlı olduğunu kabullenip önüne bakması, kadrodaki değerli parçaları geleceğe yönelik parçalara dönüştürmesi ve takas döneminde satıcı konuma geçmesi takım için en hayırlı senaryo olabilir.

#21 Portland Trail Blazers

Derece: 21-25

Evde: 11-10

Deplasmanda: 10-15

Hücum-Savunma Ratingleri: 114.1-114.1

Portland Trail Blazers‘a dair sezon başında en çok göze çarpan sorun rotasyon derinliğiydi. Takımın ilk 5 oyuncusu playoff seviyesinde olsa da direkt olarak 6. oyuncudan başlayan dramatik düşüş, bir noktada takımın başını ağrıtacaktı. Sezona iyi başlayan ve çok fazla yakın maç kazanan Blazers, maç sayısı arttıkça oyuncularına binen yük sebebiyle maçları iyi kapatamamaya başladı.

Lillard, Grant, Nurkic, Simons ve Hart gibi oyuncular Blazers’ı genel olarak her maçın içinde tutmayı başarıyor. Fakat kenardan gelen destek o kadar az ki genelde bu oyuncuların yakın maçların sonuna pili kalmıyor. Eğer Blazers, takas dönemi bitmeden iyi benç oyuncuları bulabilirse bu sezon için farklı şeyler konuşabiliriz. Fakat güncel durumda bu takımın nefesi muhtemelen sezon sonuna yetmeyecek.

#20 Los Angeles Lakers 

Derece: 22-25

Evde: 12-11

Deplasmanda: 10-14

Hücum-Savunma Ratingleri: 113.3-113.8

Önceki üç maçını kaybettikten sonra son dört maçında üç galibiyet alan Lakers, Anthony Davis’in sakat olduğu bölümde yavaş yavaş bitmesi beklenen sezonu hala ayakta tutabildi. Bunda da garip bir şekilde geçtiğimiz günlerde 38 yaşına basmış bir adam tarihte görülmemiş bir yük taşıyor…

LeBron James, kariyerinde bir kez daha playoffu kaçırmak istemediğini belirtmişti. “Kral”, son bir aydır bunu kanıtlar şekilde performans sergiliyor. Lakers da Davis’in sakat olduğu bu bölümde play-in potasının bir galibiyet uzağına kadar yaklaşmayı başardı. LeBron’un bu yükü daha ne kadar kaldırabileceği meçhul olsa da bir noktada Anthony Davis’in döneceğini umabiliriz. Bu iki yıldız tamamen sağlıklı şekilde sahada yer alabildiği sürece onlara karşı bahis almak da oldukça zorlaşıyor.

#19 Minnesota Timberwolves 

Derece: 24-24

Evde: 16-10

Deplasmanda: 8-14

Hücum-Savunma Ratingleri: 113.2-113.2

Yılbaşından beri olumlu bir grafik çizerek Batı Konferansı’nda sekizinci sıraya kadar yükselen Timberwolves‘ta takım sezon başındaki kötü havayı bir nebze olsun atmış gözüküyor. Bu noktada da aslan payını Anthony Edwards’a vermemiz gerekiyor.

Fakat takımın saha dışındaki problemleri, Rudy Gobert’in şu anda bile çaylak Walker Kessler’dan daha değersiz bir parçaya dönüşmesi, Karl-Anthony Towns’ın sakatlığı ve bitmeyen efor problemi onlara uzun vadede güvenmeyi hala imkansız kılıyor.

#18 Indiana Pacers

Derece: 23-25

Evde: 15-9

Deplasmanda: 8-16

Hücum-Savunma Ratingleri: 112.3-114.2

Tyrese Haliburton ve Indiana Pacers, 2022-23 sezonunun en tatlı hikayelerinden biri oldu. Sezon başından beri istikrarlı şekilde iyi olmayı başararak herkesi şaşırtan Pacers’ta aslan payı Haliburton’a gitse de genç oyuncular Bennedict Mathurin ile Andrew Nembhard ve tecrübeli isimler Buddy Hield ile Myles Turner’a haklarını vermek gerekiyor.

Ben dahil birçok kişi bu takımın takas döneminde satıcı konumuna geçmesi gerektiğini düşünse de Pacers, şubat ayının başında dönmesi beklenen Haliburton ile birlikte bu kadronun rekabetçi olabileceği senaryoyu seçerse anlayışla karşılanabilir. Ne de olsa sezonun yarısına geldiğimiz bu dönemde bile hala Pacers’ın sağlıklıyken direkt playoff potasında yer alıyor olması tesadüf olamaz.

#17 Utah Jazz

Derece: 24-25

Evde: 15-9

Deplasmanda: 9-16

Hücum-Savunma Ratingleri: 116.4-115.2

Utah Jazz de Pacers gibi sezonun en güzel sürprizlerinden biri. Yaz döneminde Rudy Gobert ve Donovan Mitchell takaslarından geleceğe yönelik tonla değerli parça almayı başaran Jazz, elindeki oyuncuları doğru kullanıp parlatma konusunda da harika iş çıkarıyor. Özellikle Lauri Markkanen’in EuroBasket 2022’deki formunu NBA’e taşımış olması Jazz’ın başarısıyla birleşti ve yıldız forvetin All-Star olması çok yüksek ihtimal.

Pacers için satıcı olmamak bir seçenek gibi dursa da Jazz için bu senaryo pek olası gözükmüyor. Takımın başında yer alan Danny Ainge, yeterli teklifi gördüğü an kimsenin gözünün yaşına bakmayacak tarzda bir yönetici. Jazz’in yaklaşan takas döneminde en aktif takımlardan biri olması ve Markkanen harici satabileceği her yeteneği “overpay” alarak satması bu sezon onlar için en büyük kazanç olabilir. Ne de olsa rekabetçi kalacak formülü buldular ve yakın gelecek için büyük çaplı beklentiler yok.

#16 Atlanta Hawks

Derece: 24-23

Evde: 13-10

Deplasmanda: 11-13

Hücum-Savunma Ratingleri: 112.9-113.5

Yaz döneminde Dejounte Murray’i takıma getirerek sezona iddialı bir giriş yapmayı uman Atlanta Hawks, zaman zaman sıralama olarak iyi konumlarda bulunsa da oynadığı oyunla beklentilerin kesinlikle uzağında kaldı. Trae Young’ın sezon başındaki formsuz oyunu -ki hala sıkıntılı-, John Collins gibi yan parçaların istikrarsız ve etkisiz performansı, Hawks’ın kafada hep bir soru işareti bırakmasına sebep oldu.

Sakatlıktan dönen Bogdan Bogdanovic’in form tutması ve adı sürekli takaslarda geçen John Collins’in olumlu parçalar karşılığında takaslanması durumunda Hawks geleceğe bir nebze daha umutlu bakabilir fakat en iyi ihtimalde bile bu takımın playoff zamanında rekabetçi kalabileceğini düşünmüyorum

#15 Los Angeles Clippers 

Derece: 25-24

Evde: 13-11

Deplasmanda: 12-13

Hücum-Savunma Ratingleri: 112.9-113.4

Los Angeles Clippers için Kawhi Leonard – Paul George dönemi nasıl gittiyse öyle devam ediyor… İki oyuncu da sakatlıklardan dolayı belli bir uyum ve ritim yakalayamıyor, kadronun geri kalanı da her seferinde bulunduğu kalite seviyesinin altında performans sergiliyor. Kağıt üstünde oldukça geniş ve yetenekli bir kadroya sahip olan Clippers’ın sıralamada bu kadar geride kalmasının en büyük sebebi iki yıldızının istikrarsızlığı.

Bir de ek olarak yine bu dönemin kronik sorunlarından oyun kurucu eksikliği devam ediyor. Bu takımın hücumunun kritik anlarda çok statik kalması sürekli karşılaştıkları bir problem ve bunu çözmek için eldeki personel de çok iç açıcı değil.

#14 New York Knicks 

Derece: 25-23

Evde: 11-13

Deplasmanda: 14-10

Hücum-Savunma Ratingleri: 115.0-113.2

Sezon arasında Jalen Brunson’a belki de gereğinden fazla para vererek kadrosuna katan Knicks, bu riskli hamlenin faydalarını kesinlikle gördü. Julius Randle’ın da geçen seneki basketboldan kafaca uzak halinden çıkmasıyla iki oyuncu birden All-Star seviyesinde performans gösterdi. Takımdaki geri kalan parçaların da çok istikrarlı olmasa da üzerine düşeni yapması, Knicks için sezon başında beklenenden çok farklı bir resim oluşmasına yol açtı.

Bu takım hala tavanı çok kısıtlı bir takım. Başta yıldızlarının açık defoları bunu sağlarken bu iki oyuncu dışında da RJ Barrett harici çok güvenilir parçaların olmaması Knicks için kronik problem. An itibarıyla yedinci sırada yer alan Knicks’in playoff ilk turunda sorun çıkartan bir takımdan fazlası olması zor.

#13 Miami Heat

Derece: 26-22

Evde: 15-9

Deplasmanda: 10-13

Hücum-Savunma Ratingleri: 111.0-111.0

Bu sezon sakatlıklarla en çok uğraşan takımlardan biri olan Miami Heat, bir noktada 44 maçın sadece 14’ünde ideal ilk 5’iyle sahaya çıkabilmişti. Geçtiğimiz sezon NBA Finalleri’nden bir üçlük uzakta kalan bir takımın bu denli ciddi bir çöküş yaşamasının en büyük sebebi de bu. Fakat “Bunların yaşanacağı belli değil miydi, Heat buna önlem alamaz mıydı?” derseniz sonuna kadar haklısınız. Yaz dönemini çok pasif geçiren ve PJ Tucker’ın kaybını bile doldurmayan Heat, sezon başında zaten alarm veren bir kadroya sahipti.

Takımda özellikle Jimmy Butler ve Kyle Lowry’nin maç kaçırmasıyla Tyler Herro’nun hücumdaki yükü inanılmaz artıyor. Genç oyuncu sezon genelinde bireysel olarak bu yükün altından kalkmayı başarsa da Herro’dan 82 maç boyunca bunu beklemek haksızlık olur. Formunu yükselten ve altıncı sıraya kadar yükselen Heat’in playoffta tekrardan iddialı olabilmesi için Butler-Lowry-Adebayo üçlüsünün direksiyona geçmesi ve oyun alışkanlıklarını yeniden yaratması gerekiyor.

#12 Phoenix Suns

Derece: 24-24

Evde: 17-7

Deplasmanda: 7-17

Hücum-Savunma Ratingleri: 113.4-112.6

İtiraf edelim, Phoenix Suns‘ı izlemekten de konuşmaktan da pek çoğumuz sıkıldık… Aynı defolar, aynı rotasyon problemleri, saha dışı problemler, sakatlıklar, bir noktada takımı yarı yolda bırakan ve tavanı kısıtlayan bariz eksikler… Suns için geçen sene normal sezonunu çok iyi geçirirken bile su yüzeyinde olan sorunlar, sakatlıklar sebebiyle daha alçaktan uçtukları normal sezonda da geçerliliğini koruyor.

Takımın süper yıldızı Devin Booker’ın uzun süredir sahalardan uzak kalmasına ve sene başından beri Jae Crowder’dan yararlanamamasına rağmen Batı Konferansı’nın yedinci sırasında kalabilmesi takdire şayan. Fakat geçtiğimiz sene Dallas Mavericks‘e karşı yaşanan çöküşün tekrar yaşanmaması için hiçbir sebep yok, bu da onları 12. sıradan yükseğe yerleşmekten alıkoyuyor.

#11 Dallas Mavericks

Derece: 25-23

Evde: 17-8

Deplasmanda: 8-15

Hücum-Savunma Ratingleri: 115.1-114.9

Dallas Mavericks’in fotoğraftaki 77 numaralı yıldızın yanına kurduğu kadroyu düşündüğümüzde bu takımın şu anda Batı Konferansı’nın beşinci sırasında yer alması bile mucize gibi. Mucizeleri gerçekleştirmek için de çok ekstrem durumlar yaratabilen süper kahramanlarınızın olması gerekir. Mavericks’te Slovenyalı bir süper kahramanın sırtında hayatta kalmaya devam ediyor.

Takımın Jalen Brunson’ı kaybetmesiyle birlikte hücumda Doncic’in üzerinden topu alarak hem kendisine hem takıma olumlu sonuçlar üretebilecek bir oyuncusu kalmadı. Spencer Dinwiddie ve Christian Wood o oyuncular değiller, takımın geri kalanı da rollerinin yıldızlarından oluşuyor. Onları hala bu denli yükseklerde tutan tek şey ise Luka Doncic’in MVP seviyesindeki akıl almaz performansı…

#10 Sacramento Kings 

Derece: 26-19

Evde: 15-10

Deplasmanda: 11-9

Hücum-Savunma Ratingleri: 117.7-114.9

Altı maçlık kolay fikstürü hata yapmayarak geçen Kings, bu denli rekabet dolu Batı Konferansı’nda üçüncü sıraya kadar yükselmeyi başardı. Kings’in başarısı ise bu altı maçlık kolay fikstürün çok ötesinde bir başarı. Sezon başından beri De’Aaron Fox-Domantas Sabonis önderliğinde Kevin Huerter gibi harika yan parçalarla çok keyifli bir basketbol oynayan Kings, uzun süredir olmadığı kadar basketboldan keyif alan bir organizasyon haline geldi.

En az bir, belki iki All-Star çıkartarak ödüllendirilecek kadronun sezonun ikinci yarısında bu başarısını devam ettirmemesi için sakatlık dışında bir sebep yok. An itibarıyla hücum rating’inde ikinci sırada yer alan Kings, 16 sezonluk playoff hasretini dindirmeye hiç bu kadar yakın olmamıştı.

#9 New Orleans Pelicans

Derece: 26-21

Evde: 17-6

Deplasmanda: 9-15

Hücum-Savunma Ratingleri: 113.9-111.4

Sezonun çok da uzak olmayan bir bölümünde Batı Konferansı liderliğine kadar yükselen Pelicans için işlerin bu kadar iyi gitmesinin en büyük sebebi Zion Williamson’ın potansiyelini yansıtmasıydı. Halihazırda Zion harici de CJ McCollum ve Brandon Ingram gibi yıldızlara sahip olan Pelicans’ın şu anki durumundan daha iyi olmamasının sebebi ise genel ölçüde sakatlıklar.

Williamson’ın sakatlıktan dolayı forma giyemediği son altı maçta beş kez yenilen Pelicans, sıralamada da dördüncü sıraya kadar geriledi. Takım için sezonun geri kalanında bir noktada tam kadro sağlıklı olmak ve geçen seneden kazanılan playoff tecrübesiyle olabildiğince dinç playoffa girmek en büyük hedef olmalı. Her şeyin yolunda gittiği senaryoda Pelicans’ın uzun bir playoff yolculuğu yaşamaması için pek bir sebep yok.

#8 Philadelphia 76ers 

Derece: 30-16

Evde: 17-7

Deplasmanda: 13-9

Hücum-Savunma Ratingleri: 114.9-110.8

Tyrese Maxey ve James Harden’ın uzun süreler kaçırdığı 46 maçlık serüvende Joel Embiid’in gösterdiği performans gerçekten de övgüyü hak ediyor. Takımın en iyi ikinci ve üçüncü oyuncusunun olmadığı dönemde Embiid’in kazandırdığı maçlar sayesinde şu an Sixers, Doğu Konferansı’nda ikinciliğe yerleşmiş durumda. Geçtiğimiz yıllara göre daha sağlam bir rol oyuncusu katkısı geldiği açık.

Fakat ben hala Doc Rivers – Embiid – Harden temelindeki bir yapının sezonun kritik anlarında yapması gerekeni yapamayacağını düşünüyorum. Çok statik ve durağan bir basketbol oynayan Sixers, playoff ortamında Tyrese Maxey’den olağanüstü seriler çıkmadığı sürece duvara çarpacaktır. Tabii ki yetenek seviyeleri onları bir yere kadar getirecek fakat sonraki adımı atmak için güvenilir liderlere ve yan parçalara sahip değiller.

#7 Cleveland Cavaliers

Derece: 29-19

Evde: 20-5

Deplasmanda: 9-14

Hücum-Savunma Ratingleri: 114.2-109.7

Yaz döneminde Donovan Mitchell kumarını oynayarak oyuncuya büyük yatırım yapan Cavs, bu hamlenin meyvelerini sonuna kadar topladı. Sene başından beri gösterdiği harika performansı 71 sayılık maçla taçlandıran Mitchell, daha sağlıklı bir yapıda çok iyi liderlik yapabileceğini herkese kanıtladı.

Evan Mobley-Jarrett Allen ortaklığı, Darius Garland’ın devam eden gelişimi ve Koç J.B. Bickerstaff’in iyi iş çıkarması onları playoffta korkulacak bir ekip haline getiriyor. Fakat Cavs’in zayıf karnı kanat rotasyonu ve oraya bir hamle gelmeden düzelmesi de mümkün değil. Artık playoffta takımların belirgin zaaflarla sahada kalamadığını biliyoruz. Bu da Cavs’in tavanını -bu sene için- bir noktada kısıtlayacak. Fakat Cleveland’ın gelecek seneden itibaren gözünü şampiyonluğa dikecek bir nüve yakaladığını kesinlikle söylememiz gerekiyor.

#6 Golden State Warriors

Derece: 23-24

Evde: 17-6

Deplasmanda: 6-18

Hücum-Savunma Ratingleri: 112.9-113.4

An itibarıyla Batı Konferansı’nın 10. sırasında yer alan Warriors‘ın sıralamada bu denli yüksek olması sizi şaşırtabilir. Fakat son şampiyon hakkında tahminler yaparken her zaman dikkatli olmak gerekir – hele ki bu son şampiyon, son sekiz senede dört şampiyonluk kazanan bir hanedanlıksa…

Takım sezona kötü girdi, kaybedilen rol oyuncularının eksikliği hissediliyor, Jordan Poole zaman zaman üzerindeki sorumluluğu kaldıramıyor, Draymond Green ve Klay Thompson eski hallerinden uzakta, Stephen Curry sakatlık yaşadı… Warriors’ın problemleri say say bitmiyor. Fakat basketbolseverler olarak hala onların üstünü çizemememizin de bazı şeyleri anlatması gerekiyor. Hepimiz biliyoruz ki Warriors’ın tam kadro sağlıklı şekilde playoffa girdiği takdirde Batı’da tecrübesi ve Stephen Curry’nin büyüsüyle eleyemeyeceği takım yok.

#5 Brooklyn Nets

Derece: 29-17

Evde: 13-7

Deplasmanda: 16-10

Hücum-Savunma Ratingleri: 114.7-111.4

Sezona yaz döneminde yaşanan krizler yetmemiş gibi bir de Kyrie Irving’in anti semitik söylemleri sebebiyle yol açtığı krizle başlayan Brooklyn Nets için ben dahil birçok kişi umut ışığı görmüyordu. Fakat yakın zaman önce kısa süreli sakatlanana kadar Kevin Durant’in gösterdiği performansa şapka çıkartmak gerekiyor. Takımın hücumdaki her şeyi olmasına rağmen inanılmaz verimli ve istikrarlı oynayan Durant, savunmada da takımın ana parçalarından biri olarak Irving’in olmadığı dönemlerde Nets’in yüzeyde kalmasını sağladı.

Sonrasında Irving döndü ve kafası sadece basketbolda olan Kyrie Irving’in ne denli özel bir oyuncu olduğunu bir kez daha herkese kanıtladı. Nets, son bir buçuk aylık süreçte belki de ligin en formda takımı ve Durant’in sakatlığına rağmen durmaya niyetleri yokmuş gibi gözüküyor. Ben Simmons meselesi her zaman bir problem olacak olsa da takımdaki rol oyuncularından katkı almanın bir yolunu da buldular gibi gözüküyor. Jacque Vaughn, Kevin Durant ve Kyrie Irving önderliğinde sezonu kurtaran Nets, playoffta da iddialı ekiplerden biri olacak.

#4 Memphis Grizzlies

Derece: 31-15

Evde: 20-3

Deplasmanda: 11-12

Hücum-Savunma Ratingleri: 114.6-109.2

Son iki maçını kaybetmeden önceki 11 maçından da galibiyetle ayrılan Memphis Grizzlies, bu süreçte ligin en verimli dördüncü hücumuydu. Ja Morant ve Desmond Bane önderliğinde hücumda akışkan ve keyifli bir oyun sergileyen Grizzlies, an itibarıyla sezon genelinde de savunma verimliliği lideri. Bütün bunları yan yana koyunca Grizzlies’in dördüncü sırada yer alması da mantığa oturuyor.

Çok geniş bir rotasyondan rollerin tamamen belli olduğu bir şekilde verim alan Grizzlies, Morant liderliğinde Batı’nın ve NBA’in en büyük favorilerinden. Burada bizi daha büyük konuşmaktan geri çeken nokta ise hala takımın yeterli playoff tecrübesine sahip olamaması, bir de kadroda hala bir tamamlayıcı parçanın eksikliğinin hissedilmesi. Belki de rotasyon oyuncularını tamlayıp tek bir ortalama üstü oyuncuya gitmek daha mantıklı bir fikir olabilir.

giannis-holiday

#3 Milwaukee Bucks

Derece: 29-17

Evde: 18-5

Deplasmanda: 11-12

Hücum-Savunma Ratingleri: 111.4-110.3

Giannis Antetokounmpo belki de en üst seviyeye çıktığından beri en verimsiz sezonunu geçiriyor. Khris Middleton hala tam olarak sağlığına kavuşmuş değil ve fiziksel durumu hiç ümit vermiyor. Takımın en büyük iki yıldızı bu durumdayken hala bu denli sağlam kalabilmesi ise yıllardır süre gelen düzen ve alışkanlıkların meyvesi.

Bucks‘ın sağlıklı olduğu senaryoda Celtics ile birlikte en büyük favori olduğuna dair şüphem yok. Fakat Middleton’ın bir türlü form bulamaması, playoff zamanı yaklaştıkça büyük sorunlara yol açabilir. Ne de olsa önümüzde canlı örnekler var. Sürekli sakatlanan ve oyun ritminden uzak yıldızlar, playoff geldiğinde bir anda sihirli bir düğmeyle eski haline dönemiyor. Hatta yoğun playoff ortamına hazır olmayan maç ritimleri ve fizikleri onları yarı yolda bırakabiliyor. Bucks için tek endişeli olduğum nokta burası. Sezonun son bölümünde tam kadro ritim yakalarlarsa Celtics‘in hemen arkasında Bucks’ın yer alacağını düşünüyorum.

#2 Denver Nuggets

Derece: 33-14

Evde: 22-4

Deplasmanda: 11-10

Hücum-Savunma Ratingleri: 118.0-113.4

Nikola Jokic, son iki aydır öyle bir performans gösteriyor ki üst üste üçüncü kez MVP olması gayet olası gözüküyor. Bu sefer ise Jokic’in diğer iki MVP sezonunun aksine yanındaki destekleyici ekip çok daha iddialı. Aaron Gordon, Bruce Brown ve Kentavious Caldwell-Pope gibi oyuncular, Jokic gibi bir makinenin yanında rollerinin yıldızları olmayı başardılar. Jokic’in sahada yaptıklarını ise detaylı anlatmaya zaten gerek yok. Tek başına ligin en verimli hücumunu yaratan Jokic, işin savunma kısmında da oldukça fazla gelişim kaydetti.

Nuggets‘ı bu denli yakın ve ne olacağı bilinmeyen Batı Konferansı’nda her takımdan bir tık önde görmemin sebebi tamamen Jokic ve etrafındaki parçaların uyumu. Burada şüpheye düşüren nokta ise Jamal Murray ve Michael Porter Jr.’ın playoff zamanı geldiğinde ne seviyede katkı vereceği… Eğer iki oyuncu üzerine düşeni yaparsa Jokic’i ilk kez NBA Finalleri’nde görmemiz hiç uzak bir ihtimal değil.

#1 Boston Celtics

Derece: 35-12

Evde: 18-5

Deplasmanda: 17-7

Hücum-Savunma Ratingleri: 117.3-110.8

Sezona yeni bir koçla başlayan son NBA Finalisti Boston Celtics, genel kanıda olan şüphelerin hepsini yıkan tarihi bir hücum performansıyla lige giriş yaptı. Uzun süre bu performansı sürdüren Celtics, her ne kadar 10-15 günlük kötü bir süreç geçirse de onun ardından da toparlanmaya başladı. Celtics, o 10-15 günlük süreç dışında istikrarlı şekilde ligin en iyi takımı olmayı başardı.

Sezon başında bir nebze aksayan savunma sezon ilerledikçe eskiyi hatırlatmaya başladı. Robert Williams’ın sağlığına kavuşması ve gitgide maç temposuna alışması Celtics’in tavanını oyunun iki yönünde de inanılmaz yükseltiyor. Jayson Tatum’un MVP, Jaylen Brown’ın All-Star ilk 5’i seviyesinde sezonlar geçirmesi de bu ikilinin şu anda ligin en iyi ikilisi olduğunu kanıtlıyor. Malcolm Brogdon eklemesi tam olarak beklenen katkıyı verdi, diğer rol oyuncuları üzerine düşeni eksiksiz yapıyor, Joe Mazzulla ilk koçluk deneyiminde şu ana kadar geçer not aldı… Celtics için olumlu şeyleri say say bitmiyor. Hala genç ve uzun yıllar beraber oynayabilecek bir yapıyla uzun yıllardır playoff tecrübesi biriktiren Celtics için 18. filamayı asmak belki de hiçbir zaman bu kadar yakın olmamıştı.

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!

NBA gündemindeki son gelişmeler için tıklayın!