by Bilal Baran Yardımcı / info@eurohoops.net
Bu yazının tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
NBA’de 2022-23 normal sezonunun yarısını geride bıraktık. All-Star Haftasonu ve takas döneminin sonu yaklaşırken ligdeki güç dengeleri de özel istisnalar hariç belli oldu. Doğu Konferansı’nda Boston Celtics öne çıkarken Batı Konferansı’nda herhangi bir takımın net favori olmaması da heyecanı şimdiden oldukça arttırdı.
Çok bariz favorinin olmadığı, her takımın doğru zamanda doğru formu yakalayarak başarıya ulaşabileceği playofflar çok daha büyük çekişmelere, yakın çarpışmalara sahne olur. Bu sezon da özellikle Batı Konferansı’nda bizi böyle bir playoff bekliyor gibi gözüküyor. Peki ya bu kadar yakın seviyede takımı güçlerine göre sıralamaya kalkışırsak sonuç ne olur? Gelin hep beraber inceleyelim.
#30 Houston Rockets
Derece: 10-36
Evde: 6-15
Deplasmanda: 4-21
Hücum-Savunma Ratingleri: 109.1-117.1
Bu sezona zaten yakın dönem için başarı hedefiyle başlamayan Houston Rockets için en önemli nokta takımdaki gelecek vadeden oyuncuların uyum içerisinde gelişmesiydi. Fakat takımın bir türlü belirli bir oyun alışkanlığını, eforunu sergileyememesi ve en ufak bir düzen kırıntısı gösterememesi bu hedeflere ket vurdu.
Bireysel olarak parlayan oyuncular elbet var. Temsilcimiz Alperen Şengün de buna çok iyi bir örnek. Fakat bu takım belli bir düzen içerisinde daha ne yaptığını bilerek oynamadığı sürece kadrodaki her oyuncu da ulaşabileceği potansiyelden çok uzak kalacak. Bu konuda en büyük görev ise Koç Stephen Silas’a düşüyor. Hücum verimliliğinde sonuncu, savunma verimliliğinde sondan üçüncü olan Rockets için işlerin iyi gitmediği açık.
Derece: 13-34
Evde: 5-16
Deplasmanda: 8-18
Hücum-Savunma Ratingleri: 109.5-115.9
Charlotte Hornets için beklentilerin çok uzağında bir sezon oluyor. Sezon başında Hornets için her ne kadar kimse çok umutlu olmasa da bu kadar kötü olmaları da beklenmiyordu. Takımın yıldızı LaMelo Ball’un sakatlıktan dolayı kaçırdığı maçlar bunda etkili olsa da o döndükten sonra da Hornets için işler düzelmedi.
Takımda direkt olarak personel eksikliği ve uyumsuzluğu bulunuyor. Eldeki oyuncularla iyi bir savunma şeması kurmak neredeyse imkansız. Ayrıca Terry Rozier gibi verimsiz bir skorerin eline bakmak da takımın tavanını çok kısıtlıyor. Hem savunmada hem hücumda ligin en kötü takımlarından biri olan Hornets için bu sezon kepenkleri kapatmak vakti geldi.
Derece: 14-32
Evde: 9-16
Deplasmanda: 5-15
Hücum-Savunma Ratingleri: 110.7-119.4
Sezonun ilk iki haftasına herkesi şaşırtarak çok iyi bir başlangıç yapan Spurs için düşüş, başlangıçtan da keskin oldu. Bunun da belirgin bir sebebi var: Spurs’ün kadrosu belki de ligde kağıt üstünde en zayıf kadro.
Önümüzdeki draftın piyangosu olarak görülen Victor Wembanyama için pek çok takımın bu sezonu feda edeceği zaten belliydi. Spurs, “kadro olur da maç kazanır” ihtimalini bile olabildiğince indirgemek için bu sezona çok defolu bir kadroyla başladı. Takımın özellikle son çeyreklerde tecrübesizlikten de kaynaklanan çok kötü performansı var. Spurs için sezonun geri kalanından beklenti ellerindeki iyi fakat yaşı gelmiş oyunculardan değerli takas geri dönüşleri alabilmek olmalı.
#27 Detroit Pistons
Derece: 12-36
Evde: 6-16
Deplasmanda: 6-19
Hücum-Savunma Ratingleri: 110.6-118.0
Detroit Pistons, yaz döneminde yaptığı hamleler ve Cade Cunningham’ın ilk senesinde gösterdikleriyle bu sezon en azından rekabetçi olmaya çalışacağını düşündüğüm bir takımdı. Fakat takımın genç yıldızı Cade’in sezonu kapatan bir sakatlık yaşaması bütün bu ihtimalleri yok etti.
Yaz döneminde eklenen Bojan Bogdanovic, bütün sorumluluğun ona kalması sebebiyle kariyerinin de en iyi sezonunu geçiriyor. Birçok iddialı takımın da radarına girmeyi başardı. Pistons için sezonun geri kalanından umut Bogdanovic karşısında geleceğe yönelik alabilecekleri parçalar ve 2023-24 NBA sezonuna Cunningham-Wembanyama ikilisiyle başlamak olmalı.
#26 Orlando Magic
Derece: 17-29
Evde: 11-12
Deplasmanda: 6-17
Hücum-Savunma Ratingleri: 111.2-114.8
Orlando Magic‘in bu sezon en çok sayı atan sekiz oyuncusundan biri 25 yaşında, geri kalanlar ise 25 yaşından da küçük. Yeniden yapılanmada olmasına rağmen oynadığı basketbolla izleyenlere hoş şeyler vadeden bir takım Magic. Paolo Banchero ve Franz Wagner gibi iki istisnai yeteneğin takımda bulunması da bu konuda çok yardımcı oluyor.
Magic’in bu iki oyuncu önderliğinde geleceğe çok parlak gözlerle bakmak için her türlü sebebi var. Bu sezon için ise bu genç ve tecrübesiz kadrodan daha fazlasını beklemek doğru olmayacaktır.
Derece: 20-26
Evde: 12-10
Deplasmanda: 8-16
Hücum-Savunma Ratingleri: 112.5-113.4
Washington Wizards için şu ana kadar büyük iniş-çıkışların yaşandığı bir sezon oldu. Bunun da en büyük sebebi takımın savunma eforu konusunda sınıfta kalması ve ana oyuncularının istikrarsız görüntü çizmesi. Kristaps Porzingis’in bulunduğu bir pota altını savunmanın ne kadar zor olduğunu Luka Doncic’e sormak lazım.
Kadroya tek tek baktığımızda kağıt üstünde daha iyi bir takım görmeyi beklememiz çok doğal. Fakat hiçbir oyuncunun lider karakterli olmadığı bu kadro, herhangi bir kimlik bulmaktan da çok uzak. Yaklaşan takas döneminde Wizards’ın satıcı olması gerekiyor.
#24 Chicago Bulls
Derece: 21-24
Evde: 12-10
Deplasmanda: 8-14
Hücum-Savunma Ratingleri: 112.9-113.1
Chicago Bulls, geçtiğimiz sezonun ikinci yarısında yaşadığı çöküşten beri belini doğrultamadı. Takımın oynadığı oyunun en kritik rollerinden birini yapan Lonzo Ball’un hala sahalardan uzak olması, Zach LaVine’in yaşadığı sakatlıklar sebebiyle eski patlayıcılığını kaybetmesi, DeMar DeRozan’ın bir sene daha yaşlanması gibi etkenler bu çöküşün en büyük sebepleri.
Bu sezon Bulls, en azından elindeki yıldız gücüyle belki de şu anda 24. sıraya yazılacak kadar kötü bir takım değil. Fakat çok kırılgan ve tavan düşüren oyunculardan oluşan bu kadroya işlerin ciddileştiği dönemlerde güvenmek de bir hayli zor.
Derece: 23-24
Evde: 14-9
Deplasmanda: 9-15
Hücum-Savunma Ratingleri: 112.7-111.7
Oklahoma City Thunder bu listede nereye koyacağımı en çok düşündüğüm takımlardan biri oldu. Şu ana kadar gösterdikleri performans kesinlikle bu sıranın daha yükseğini hak ediyor. Shai Gilgeous-Alexander’ın sahada kaldığı sürece sergilediği performans kendisini ligin en değerli oyuncularından biri yaptı. Takım özellikle savunmada çok iyi iş çıkartıyor ve her maçta rekabetçi kalmayı başarıyor.
Fakat “güç” sıralaması yapmamız gerektiğinde Thunder’ın kadrosunun ne kadar kısıtlı olduğunu görmezden gelemiyoruz. Bu kadronun sürpriz galibiyetler almasının en büyük sebebi her maça doğru odak ve eforla çıkabilmesi. Bu, oyuncuların gelişimi açısından çok kıymetli bir etken olsa da güç sıralamasında Thunder’ı 23’ten öteye koymamı da engelliyor.