by Dave McMenamin / Çeviri: Bilal Baran Yardımcı / info@eurohoops.net
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı 23 Ocak 2023 tarihinde ESPN‘de yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
NBA tarihinin en çok sayı atan oyuncusu olma yolunda LeBron James, bir hücum silahının nihai son haline ulaştı: Savunulamaz olmak.
James, ocak ayında Kareem Abdul-Jabbar’ın yanında lig tarihinde 38.000 sayı barajını aşan tek oyuncu olduktan sonra “Başlarda olay çok daha hız ve zıplamaya dayalıydı, sonrasını sonra düşünüyordum. Yıllar geçtikçe basketbol zekanız geliştikçe gelişiyor ve ‘Takımlar bunlara önlem alabileceğini biliyor. Savunulamaz olduğumdan, savunmanın benden istediklerini değil de kendi istediklerimi yaptığım konumda olduğumdan emin olmam lazım’ psikolojisine giriyorsunuz.” demişti.
Normal sezonda kaybedilen maçlarda ve elenilen playoff serilerinde rakip savunmalar, James’in oyunundaki defolara saldırdıkça sonradan dörder kez şampiyon ve MVP olmuş oyuncu da neyin üzerine çalışacağına dair temiz bir kopya kağıdı oluşturdu kendine…
“Alçak post oyunumun hiç olmadığı zamanlar vardı. Alçak postta bir tehdit değildim. Orta mesafeden tehdit olmadığım zamanlar oldu. Yayın gerisinden tehdit olmadığım zamanlar oldu. Bir zamanlar gerçekten de rakipler beni harika olmadığım işleri yapmaya zorlayabiliyordu.
Sahanın istediğim yerinde istediğimi yapabilme noktasına evrimleştim. Kendi istediğim şutu atıyordum.” diyor James, ESPN’e.
James’in oyununun skorer yanı NBA’de geçirdiği 20 senede evrimleştiyse profesyonel basketbolun tamamen yaşadığı dramatik dönüşümü bir düşünün. 1946 yılında lig kurulduğunda Boston Celtics‘in kadrosunda 1.80’den kısa üç, 2.0 metreden uzun iki oyuncu vardı. Saha çizgiler daha dardı. Smaç yoktu. Üçlük yoktu. Resmi istatistiklerde ribaund, asist, blok ya da top çalma tutulmuyordu.
Fakat sayıların ve bu sayılara sebebiyet veren isimlerin istatistiği hep tutuldu. James, rekoru kırmaya gittikçe yaklaştıkça -300 sayıdan az kaldı- ondan önce bu meşaleyi tutan yedi oyuncuya bir bakış atalım.
NOT: Her oyuncu için belirtilen yıllar skor krallığının zirvesinde geçirdiği yıllardır.
Joe Fulks: 1946-1952
NBA sayı kralı unvanının ilk sahibi olan Fulks, ligin ilk iki sezonunda da Philadelphia Warriors formasıyla sayı kralı olmuştu. İki kez All-Star seçilen ve 1947 yılında şampiyon olan yıldız oyuncu sekiz yıllık kariyerinde 8.003 sayı attı, dört numara oynuyordu ve 1.95 boyunda, 87 kilodaydı.
O zamanlar lig farklıydı. Fulks’un sayı krallığını kazandığı ikinci sezonda maç başına 29.3 şut deneyerek 22.1 sayı bulması buna kanıt. Bu sezon 22.1’den fazla sayı atan 23 oyuncu var fakat hiçbir oyuncunun denediği şut sayısı Fulks’unkine yakın bile değil. Luka Doncic 22.7 denemeyle ilk sırada, onu 22.6 denemeyle James takip ediyor.
George Mikan: 1952-57
NBA, kendisini yıldızlarıyla pazarlar. Mikan da yedi sezonda beş yüzük kazanarak ve Fulks’un rekorunu o yılın mart ayında dört kez güncel el değiştirmesine rağmen 8 Kasım 1952’de tamamen ele geçirerek ligin yüzü olmuştu. Mikan, kenarlı gözlüklerden, sert el sıkışmalardan ve 99 numaralı formadan daha fazlasıydı. 2.10 boyundaki pivot, ilk üç sezonunun her birinde 27 sayıdan fazla ortalama tutturdu ve 1952’nin ocak ayında 61 sayıyla kariyer rekorunu kırdı.
Ed Macauley: 1957
Kariyerinin ilk yedi sezonunu Boston’da geçirdikten sonra St. Louis doğumlu oyuncu evine döndü ve St. Louis Hawks‘ta dolu kariyerini noktaladı. Sondan ikinci sezonunda birçok gelecek Hall of Fame içeren eski takımı Celtics‘i yenerek bir şampiyonluk kazandı.
2.03 boyundaki uzun bir sezonda hiç 20.4’ten fazla sayı ortalaması tutturmadı, lig tarihinin en skorer oyuncusu olduğu kısa dönemi istikrarına borçlu. Ligde geçirdiği 10 sezonun üçünde ligde en çok maça çıkan oyuncuydu, bunun yanında 1953-54 yılında %48.6 ile NBA’in en yüzdeli atan oyuncusuydu.
Dolph Schayes: 1957-1963
Schayes, elleri yumuşak bir uzundu. Üç kez ligin en yüzdeli serbest atış oyuncusu olurken 15 yıllık kariyerinde de çizgiden %84.9 ile attı.
12 kez All-Star seçilen oyuncu kariyerinin zirvesinde altı yıl üst üste 20 sayıdan fazla ortalama tutturduğu dönemi 1955’te Syracuse Nationals ile şampiyon olarak tamamladı. Ligin en tehlikeli skoreri unvanını uzun sürelere ve istikrara borçluydu. 2.03 boyunda bir uzun olarak NBA’in dört sezonda en çok maç oynayan, iki sezon da en çok dakika oynayan oyuncusu oldu. Oğlu Danny de 18 yıllık bir NBA kariyerine sahip oldu.
Bob Pettit: 1963-1966
1954 draftının LSU çıkışlı 2 numara seçimi Pettit, dolu dolu kariyeriyle potansiyeline ulaşmayı başardı. Pettit, 1958 yılında Boston Celtics‘e karşı final serisinin 110-109 biten 6. maçında 50 sayı – 19 ribaund ile oynayarak St. Louis Hawks‘ı şampiyon yaptı.
Pettit iki kez MVP, iki kez de sayı kralı olmuştu. Kariyerindeki 11 sezonda da 20 sayıdan fazla ortalama tutturdu, 1961-62 sezonunda 31.1 sayıyla zirve yaptı. Ligde bulunduğu her yıl All-Star seçildi ve dört kez All-Star MVP’si oldu. Kıvrak bir 4 numaraydı ve oyununda sonrasında Abdul-Jabbar’ınkini şekillendiren hook atışına güvenirdi. Geçtiğimiz ay 90 yaşına giren Pettit, geçtiğimiz yıl Cleveland’daki All-Star’a misafir olarak gelmişti ve NBA’in 75. Yıl Takımı’nın üyesi olarak onurlandırılmıştı.
Wilt Chamberlain: 1966-1984
Chamberlain, NBA’de kimsenin aklına bile gelemeyecek bir sürü şey başardı.
Bir sezonda 50 sayı ortalama yapmak mı? Wilt başardı.
Bir maçta 100 sayı atmak mı? Wilt başardı.
Bill Russell gibi bir oyuncunun üzerinden 55 ribaund almak mı? Evet.
Peki ya maçların 48 dakika oynandığı ligde 48.5 dakika ortalamayla oynamak? Veya pozisyonsuz basketbol tarzı bir şeyin olmadığı dönemde bir pivot olarak asist kralı olmak? Kariyeri boyunca 1.045 maça çıkıp hiçbirinde faulden atılmamak? Chamberlain bunların hepsini başardı.
Wilt, NBA tarihinde oyunu gerçekten de değiştiren isimlerden biri. Lig, Chmaberlain’in bacakları çok uzun olduğu ve bir ayağını boyalı alanın dışında tutarak 3 saniye kuralını engellemesine rağmen potaya ulaşabildiği için saha çizgileri arasındaki uzaklığı genişletmişti.
Dört MVP, iki şampiyonluk ve 13 All-Star bıraktığı mirası yeterince zenginleştirse de kusursuz kariyerinin en önemli bileziği belki de skor yeteneğiydi. Chamberlain yedi kez sayı kralı oldu, altı kez 35 sayıdan fazla ortalama tutturdu ve kariyeri boyunca maç başına 30.066 sayı atarak 30.12 ile 1. olan Michael Jordan’ın hemen arkasına yerleşti.
Kareem Abdul-Jabbar: 1984-günümüz
5 Nisan 1984’te Abdul-Jabbar, Magic Johnson’dan pası aldı. Sırtı potaya dönükken dip çizgide pozisyon aldı, boyalı alana hamle yapacakmış gibi sağ ayağını hareket ettirdi, sonrasında çizgiye geri döndü ve imza hareketi “skyhook”u sağ omzu üzerinden attı. Top, çembere değmeden filenin içinden geçti.
O gün Chamberlain’i NBA’in en skorer ismi olarak Chamberlain’i geride bıraktı ve neredeyse 40 yıl boyunca bu unvanını korudu.
Abdul-Jabbar’ın kendisini savunan 2.20 boyundaki Utah Jazz pivotu Mark Eaton’ı tamamen işlevsiz bırakması ne denli durdurulamaz bir hareket geliştirdiğini gösteriyordu.
Abdul-Jabbar rekoru kırdıktan sonra beş sezon daha Los Angeles’ta forma giydi ve zirvedeki yerini emekli olmadan neredeyse 7.000 sayı daha atarak daha da yukarı taşıdı. O ekstra sayılar rekoru geçilemez hale getirdi. Bundan yıllar sonra Jordan, Kobe Bryant, Karl Malone, Dirk Nowitzki gibi isimler Chamberlain’in 31.419’unu geçti fakat “The Captain”i yakalayana kadar kariyerleri bitti.
Abdul-Jabbar, 38.387 sayıyı fiziksel yetenekleriyle, 2.18 boyuyla ve yeteneğiyle attı. Fakat aynı zamanda uzun süreler oynamasıyla da alakalıydı. 41 yaşına gelene kadar NBA’de sahne aldı. Kendini spora adamaya devam eden Kareem, kariyerinin son üç sezonunda üç kez NBA Finali oynadı ve iki kez şampiyon oldu.
Kariyeri bittiğinde maç başı ortalaması 24.6’ydı, saha içinden %55.9, serbest atıştan %72.1 ile atıyordu ve tam olarak bir üçlük isabeti bulmuştu.
James de çok geçmeden sayı kralı unvanını ele geçirecek ve tıpkı Abdul-Jabbar’ın Chamberlain’e yaptığı gibi kendisini 22 sezondur NBA’de yapan Lakers ile kontratında bulunan iki sezon boyunca kendi rekorunu geliştiriecek.
Bu kutsal listeye başka bir ismi eklemeden önce gerçekten bir 40 yıl daha geçebilir.
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!