by Chris Ballard / Çeviri: Bilal Baran Yardımcı / info@eurohoops.net
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı 18 Ocak 2023 tarihinde Sports Illustrated‘ta yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
2009 yılında Lakers ile dördüncü şampiyonluğunu kazandıktan kısa bir süre sonra Kobe Bryant, Los Angeles’tan Houston’a uçtu. Oradan da arabasıyla banliyöleri, alışveriş merkezlerini geçerek batıya doğru bir saat direksiyon salladı ve engebeli tarım arazilerine ulaştı. Dolambaçlı bir yol onu bir dizi demir kapıya ve yolun hemen aşağısında bir spor salonuna getirdi. İçeride Kobe’nin görmek için bütün ülkeyi dolaştığı adam bekliyordu – Bryant’ın oyununu bir üst seviyeye çıkarmasına yardımcı olacağını düşündüğü bir adam.
Hakeem Olajuwon, Rockets ile iki kez şampiyon ve bir kez MVP olduktan sonra emekli olmuş, emekliliğinden yedi sene geçti. Savunmada dominant bir güç olsa da belki de en çok bilindiği noktaları zarif post hareketleri, spin hareketleri ve savunmayı ters ayakta bırakan, saniyede yok olmuş bir adamı savunmak zorunda bırakan geriye çekilerek şutlarıydı. Onun özel “shimmy”si kendi lakabını bile aldı: “The Dream Shake”
Emekli olduktan sonra Olajuwon, Texas yakınlarından büyük bir arazi kiraladı ve oraya son teknoloji bir spor salonu inşa ettirdi. Bu spor salonu bir süre sonra ligdeki uzun oyuncuların durağı oldu. Koçlar ve genel menajerler Olajuwon’u arayıp uzunlarına yardımcı olmasını istedi.
Kobe’nin durumunda ise Lakers, Houston’da Rockets ile oynadıktan sonra Kobe, Olajuwon’u takip etmişti. Bryant, “Bu yaz gelip seninle çalışmak istiyorum.” demişti. İlk başta Olajuwon, Kobe’nin ciddi olup olmadığını anlamadı. Fakat Kobe’den bahsediyoruz. Evet, çok ama çok ciddiydi.
Böylece o yılın ilerleyen günlerinde Bryant, Olajuwon’un spor salonundaki potaların altında durdu, Hakeem işin inceliklerini anlatırken onu dinledi. Savunmacının pozisyonunu nasıl hissedersin ve kilolardaki en ufak dengesizliğe nasıl tepki vermelisin? Giriş pasını yakalarken nasıl zıplamalasın ki yere düşmeden bile harekete geçebilesin?
Bryant hızlı öğreniyordu. Olajuwon’un deyimiyle en çabuk öğrenen öğrencisiydi ve o sonbaharda bazı hareketler yapmaya başladı. İki yıl sonra da LeBron James oraya gitti ve üç gün boyunca sırtı dönük oyunda kendisinden daha küçük oyuncuları nasıl cezalandıracağını öğrenmeyi umdu. (Hakeem, Kobe veya LeBron’dan para almadı)
Dünya üzerindeki en iyi iki oyuncunun Texas’taki bir çiftlik arazisine gidip Olajuwon ile beraber çalışması bu yeteneklerin bir zamanlar ne kadar değerli olduğunu gösteriyor.
Fakat bunlar yaşanalı 10 yıldan fazla geçti ve bu süre NBA için oldukça uzun bir süre.
Başlarda yavaşça, sonrasında birdenbire oyun evrimleşti ve potadan iyice uzaklaştı. İki metre üzeri oyuncular perimetreye çıkmaya, üçlük atmaya ve dribbling üzeri üretmeye başladılar. Modern uzunlar Kevin Durant gibi oynuyordu, Kevin McHale gibi değil. Olajuwon’u arayan insan sayısı azaldı. Şimdilerde ise “Kimse artık sırtı dönük oyun oynamıyor.” diyor.
Gerçekten de günümüzde en çok post-up kullanan Nuggets ve Sixers, maç başına yaklaşık altı şut deniyor. Bu, 2010 yılında ligin ortasında yer alan takımın yarısı kadar. Aynı zamanda günümüzde en az üçlük kullanan takımlar bile maç başına 30 üçlük deniyor.
Bazıları -hatta çoğunluk- bunun kötü bir şey olmadığını, günümüzde tempo ve alana dayalı basketbolun pivotların sırtı dönük oyununu izlemekten daha keyifli olduğunu söyleyebilir.
Fakat her türlü evrimde kaybolan bir şeyler de var. Bazen bu çok küçük bir değişimdir, bazen ise bütün bir kültür veya dil değişir.
Şimdilerde sırtı dönük oyuna ve bu oyuna inanan, hala öğreten isimlere ne oluyor? Houston’a uçtum ve zamanında sevdiğin bir şeyin kayboluşunu izlemek gibi neler olduğunu öğrenmek istedim.