by Berkay Terzi / info@eurohoops.net
NBA’de bir süredir merakla beklenen takasın son günü geride kaldı. Takas döneminin bitiş düdüğünden önce çok sayıda anlaşma gerçekleşti ve onlarca oyuncu ikametgah değiştirdi.
Kevin Durant’in Phoenix Suns‘a gitmesi, Los Angeles Lakers‘ta Russell Westbrook düğümünün çözülmesi bu takaslar arasında en dikkat çekici olanlardı.
Özellikle birkaç takım, bu yoğun süreçte istediğini aldı ama bunun tam aksini söyleyebileceğimiz ekipler de vardı. Takas dönemi, ligdeki herkes için güllük gülistanlık geçmedi elbette.
Eurohoops Fırın, NBA’de takas döneminin kaybedenlerini listeledi.
Brooklyn Nets
NBA’de 2022-23 sezonuna her zamanki gibi çalkantılı bir giriş yapan Brooklyn Nets, yaz döneminde yaşadığı takım içi sorunları sezon başına da taşımıştı. Birçok kişi Brooklyn Nets‘te herhangi bir ayrılığa kesin gözüyle bakarken bu isim Steve Nash olmuştu. Nash’ten boşalan koçluk koltuğuna Jacque Vaughn’un gelişiyle birlikte işler rayına oturmuş gibi duruyordu. Ancak Brooklyn’de drama bitmez.
Her şeyin güllük gülistanlık olduğunu düşünen Nets yönetimi, geçen hafta takasın bitimine sayılı günler kala yıldız oyuncu Kyrie Irving’in takımdan ayrılma talebiyle şok oldu. Nets, hazırlıksız yakalandığı bu durum karşısında hızlı reaksiyon göstererek Kyrie’yi Dallas’a gönderdi. Bir diğer beklenmeyen şey ise, diğer yıldız Kevin Durant’in takasıydı.
Brooklyn Nets’in Kevin Durant ile birlikte şampiyonluk hedefini sürdüreceği düşünülüyordu. Fakat takasın son gününde gelen bir haber NBA gündemine bomba gibi düştü. Durant’in Phoenix’e takaslanmasıyla birlikte Nets’in birkaç yıllık yıldız oyuncular dönemi sona erdi.
Brooklyn, Kevin Durant karşılığında Mikal Bridges, Cam Johnson ve 4 adet ilk tur hakkı alsa da, bu listeye girme sebepleri biraz daha farklı. Yeni koçuyla bir kez daha şampiyonluk hayallerine dalan bir takım birkaç gün içerisinde iki süper yıldızını da takaslamak zorunda kalıyorsa, kuşkusuz bu listede yer edinmelidir.
Sacramento Kings
NBA’in en vasat, en başarısız takımlarından birisi olarak tanıdığımız Sacramento Kings, geçen sene başlattığı yenilenme hareketiyle birlikte önemli hamlelere imza atmış ve süreci başarıyla yönetmişti. Şimdilerde Batı Konferansı’nın 3. sırasında bulunan Sacramento, 17 yıllık playoff hasretini sonlandırmaya ilk kez bu kadar yakın.
Ancak her takım gibi Sacramento’nun da eksikleri var. Üstelik bu takımın eksikleri çok daha göze batıcı. Sacramento, hücumda ligin elit takımlarından birisi olmasına karşın savunmada ligin en kötü ekiplerinden bile 125 sayı yiyebiliyor. Özellikle kanat savunmasında atletik bir oyuncunun varlığını çok arıyorlar. Birçok kişi gibi ben de Sacramento’dan buraya yönelik bir hamle bekliyordum.
Düşük profilli isimler arasında Josh Richardson, yüksek profilli isimler arasında – her ne kadar gerçekçiliği tartışılır olsa da – OG Anunoby gibi isimler mevcuttu. Ancak Sacramento’nun tek icraati, Brooklyn Nets‘in 22 yaşındaki kanadı Kessler Edwards’ı almak oldu. Kendisini kolejden beri takip eden birisi olarak, Edwards’ın tamamlayıcı parça potansiyeli olduğunu söyleyebilirim. Fakat Sacramento’nun kısa vadede daha net hamlelere ihtiyacı vardı.
Hamle yapmadılar. Bu yetmezmiş gibi, Batı’da Kings‘in ensesinde yer alan Phoenix Suns, Dallas Mavericks, Los Angeles Lakers ve belki de Los Angeles Clippers kadrolarını güçlendirdi. Bu ekipler All-Star arasından sonra Sacramento’nun zor fikstürünü fırsat bilip sıralamada öne geçebilir. Veya Kings playoff yapmayı başarsa bile onların defolarını işleyebilir. Her halükarda Sacramento takas döneminin kaybedenlerinden birisi oldu. Tüm rakipleri ileri giderken onlar yerinde saydı.
Memphis Grizzlies
Batı’nın ikinci sırasında yer alan Memphis Grizzlies için de Sacramento Kings ile benzer bir durum geçerli. Memphis, genç kadrosuna rağmen kısa sürede yapılanmadan çıktı ve konferansın tepesine oynar hale geldi. Ancak özellikle 2022 playoffları gösterdi ki, Memphis henüz net bir şampiyonluk adayı değil.
Aslında bu statüye yükselmek için ellerine fırsat geçti ama kullanmadılar. Zaten o yüzden bu listedeler. Memphis Grizzlies‘a saha içinde ket vuran aktörlerin başında Dillon Brooks geliyor. Brooks gibi şuursuz bir oyuncunun yüksek rol aldığı herhangi bir takım kolay kolay şampiyonluk hakkında konuşamaz. Bu yüzden Brooks’u değere dönüştürüp o bölgeye yükseltme yapmalarını bekliyorduk. Piyasada buna en uygun isim tabi ki Toronto Raptors‘tan OG Anunoby idi.
25 yaşındaki Anunoby, bu takımın hem zaman çizelgesine hem de basketboluna müthiş uyum sağlıyordu. Ancak biraz pasif davrandılar ve bana kalırsa önemli bir fırsatı kaçırdılar. Anunoby hamlesi, bu ekibi şampiyonluk adayı haline getirebilirdi. Playofflarda Memphis’in karşısına çıkacak takımların birçoğu güçlenirken bir sonraki adımı atmak konusunda ağır davrandılar.
Miami Heat
Geçtiğimiz sezon NBA Finalleri’ni tek topla kaçıran Miami Heat, görünüşe göre geçen seneki kadronun üstüne koymayı başaramadı. Kadronun tutkal isimlerinden PJ Tucker’ın gidişi yetmezmiş gibi, Kyle Lowry’nin düşüşü ve Max Strus’un inişli çıkışlı şut grafiği de işleri zorlaştırdı. Miami, geçen senekinden daha kötü bir takım. Umut verici olan şey, takımın ihtiyaçları/eksikleri gün gibi ortada.
Tüm bunlara rağmen ne yaz döneminde ne de takas döneminde kadroyu geliştirmek yönünde bir hamle yaptılar. Pat Riley, genelde takas döneminden sonra serbest bırakılacak oyuncuları iyi değerlendirir. Bu sezon da Russell Westbrook, John Wall, Reggie Jackson, Serge Ibaka gibi isimler piyasada olabilir. Ancak bu takımın eksikleri, buy-out pazarından alınacak bir oyuncuyla kapanacak türden değil. Yaratıcı oyuncu eksikliği bir nebze giderilebilir ama Miami’nin 4 numara ihtiyacını kapatacak uygun isim yok.
Bu yüzden Miami Heat‘in takasa girişmesi kesinlikle şarttı. Ancak bu yönde bir gelişme göremedik.
John Collins
Bu isim artık takas dönemlerinin vazgeçilmezi haline geldi. Sezonun ikinci çeyreğinde John Collins ile Atlanta Hawks arasında uyuşmazlıklar olduğu belirtilir, Hawks vakit kaybetmeden Collins için takas arayışına başlar. Ortaya Miami Heat‘in de kesinlikle içlerinde yer aldığı birkaç takım atılır. Onlarca söylentinin ardından takasın son günü gelir ve Collins bir kez daha Hawks forması giymeye mahkum olur. Bu bir gelenektir ve birkaç yıldır istikrarlı şekilde varlığını koruyor.
25 yaşındaki uzun forvet, özellikle bu sezon Dejounte Murray’nin gelişiyle birlikte iyice arka plana atıldı. Collins’in bu durumdan memnun olmadığı aşikar. Hawks, muhtemelen Capela’nın yanında en uyumlu kişinin Collins olmadığını biliyor ancak Trae Young’ın ikili oyun partneri olarak bir şekilde verim alıyor. Ancak Collins kendi kapasitesinin altında oynamak zorunda kalıyor.
Tüm sorunlara rağmen bu birliktelik bu sezon da devam edecek. John Collins, Atlanta sınırları içerisinde kalarak bir kez daha takas döneminin kaybeden ismi oldu.
AJ Griffin
Atlanta Hawks‘ın 2022 NBA Draftı’ndaki 16. sıra seçimi AJ Griffin, henüz çaylak sezonunda olmasına rağmen dış şut tehdidi sayesinde Hawks rotasyonunda yer edinmeyi başardı. Maç başına 20.7 dakika sahada kalan AJG, 9.6 sayı – 1.6 üçlük – %40.8 üçlük isabetiyle mücadele ediyordu.
Hawks yönetimi, takasın son gününde dahil olduğu Detroit – Golden State – Atlanta takasıyla birlikte bir nevi 19 yaşındaki oyuncunun işini de zorlaştırmış oldu. Detroit Pistons‘tan Saddiq Bey’i kadrosuna katan Hawks, kanat rotasyonuna önemli bir yan parçayla genişletirken AJ Griffin’in de önünü bir nebze tıkamış oluyor.
Doğu Konferansı’nda geçen seneki performansından bir değil, iki-üç adım geri atan Toronto Raptors, takas söylentilerinin başkahramanlarındandı. Ancak eski oyuncuları Jakob Poeltl’ı kadroya katmakla yetindiler. Halbuki beklenti, Toronto’nun kadroda küçük çaplı bir resetleme yapacağı yönündeydi.
Çember koruyucu ve yarı sahada pas istasyonu arayan bir takım için Jakob Poeltl hiç fena ekleme değil. Buna rağmen Toronto’yu kaybedenler arasına yazmaktan çekince duymuyorum. Çünkü artık vasatlığa alışmaya başladılar.Toronto ne garanti bir playoff takımı ne de bir tanking takımı. Bu arada kalmışlık hali NBA takımları için orta-uzun vadede önemli sorunlar doğurabiliyor. Son dönemde Nikola Vucevic’li Orlando Magic‘i ve Sacramento Kings‘i buna örnek gösterebiliriz.
Toronto Raptors’ın vakit kaybetmeden gideceği yönü tayin etmesi gerekiyor. Scottie Barnes, Pascal Siakam ve OG Anunoby üçlüsü net şekilde uyumlu değil. 2023 takas dönemi, Toronto’nun karar alması için önemli bir araçtı ama Jakob Poeltl takasıyla geçiştirdiler. Poeltl, bu takımı ne üst seviyelere yükseltir ne de düşürür. Toronto için radikal değişimler gerekli. OG Anunoby’e çok sayıda ilgi çekici takas paketi vardı ve onlar için yeni bir başlangıcın ilk adımı olabilirdi.
Sokaktan geçen 100 basketbolsevere “Takas döneminde en çok kimin hamleye ihtiyacı var?” diye bir soru yöneltsek alacağımız yanıtlar arasında en popüleri belki de Chicago Bulls olurdu. Kağıt üstünde baktığımızda bu takımın yetenek açısından pek bir sorunu yok. DeMar DeRozan, Zach LaVine, Nikola Vucevic üçlüsünün yanında parıltılar gösteren Patrick Williams ve Ayo Dosunmu mevcut.
Ancak yetenek her zaman başarıyı getirmez. Bazen doğru formülü bulmanız gerekir ve Chicago Bulls o formülden çok uzak. Yıldız oyuncuların etrafını doğru parçalarla çevrelemek gerekli. Ancak Bulls yönetimi ısrarla yanlış kişileri bulmaya ve eksikleri gidermemeye devam ediyor. Lonzo Ball’un da sakatlanmasıyla birlikte kadroda resmen iki yönlü oyuncu kalmadı. Lonzo, iki yönlü oyunuyla yıldızları çok iyi dengeliyordu ve Alex Caruso’nun hücumdaki defolarını da örtüyordu.
Şimdilerde ne bench kalitesi ne de iki yönlü oyuncu sayısı istenen seviyede. Kadroda hemen hemen her oyuncunun belli bir zaafı var ve bu tarz takımların playoffta ilerleme şansı çok düşük. Hoş, Chicago’nun playoff yapacağı bile henüz netleşmiş değil. Bu kadar soru işaretinin arasında takas dönemini hamle yapmadan kapatmak akla mantığa sığmıyor.
John Wall
Bir zamanlar NBA’in en görkemli oyun kurucularından birisi olan John Wall, yaşadığı ağır sakatlıkların ardından büyük düşüşe geçti. Gözden uzak olmasına rağmen bir noktaya kadar Wall’dan umudu kesmedik. 2022-23 sezonu öncesinde Los Angeles Clippers‘a imzayı attığında birçoğumuz bunu başarılı bir hamle olarak ele aldık.
Wall’un Clippers kariyeri fena başlamasa da sakatlıklar ve iniş çıkışlar nedeniyle bu durum uzun sürmedi. John Wall, Los Angeles Clippers’ın yaralarına derman olamadı ve takasın son gününde eski takımı Houston Rockets‘ın yolunu tuttu. Houston’ın ise deneyimli oyuncuyu serbest bırakması bekleniyor.
John Wall bir şekilde kendine kulüp bulacaktır. Ortada Kemba Walker veya Isaiah Thomas gibi bir vaka yok. Ancak bugün yaşanan gelişmelerin Wall özelinde şöyle bir etkisi oldu: John Wall’un artık fark yaratacak düzeyde olmadığı, çoğu takımda ilk beş bile çıkamayacağı tescillendi.