by Melikşah Bayrav / info@eurohoops.net
EuroLeague’de şu sıralar son yılların en rekabetçi sezonlarından birine tanıklık ediyoruz. Neredeyse her ekip kadrosunda önemli yıldızları bulundursa da takımların belli başlı eksikleri var, bu nedenle sezon ortasında takviye arayışları da hızla sürüyor.
Yine de sezon ortasında EuroLeague kulüplerinin tam olarak ihtiyaç duydukları profilde isimleri bulabilmeleri hiç kolay değil. Son yıllarda NBA faktörünün yanı sıra Çin, Japonya, Tayvan ve Kore liglerinin de oyuncular için çekici hale gelmesi, transferde Avrupa takımlarının elini zorluyor.
İşte tam olarak bu noktada Eurohoops Fırın olarak siz değerli okuyucularımızı alternatif bir gerçekliğe doğru sürüklüyoruz.
NBA’de her sezon sıkça gördüğümüz takas senaryolarını Avrupa’ya uyarlıyor ve EuroLeague’de gerçekleşmesi durumunda iki tarafın da karlı çıkacağı 5 farklı takas senaryosunu sizlerin huzurlarına sunuyoruz.
Bu alternatif gerçeklik evrenine adım atmaya hazırsak, başlayalım:
Shane Larkin – Walter Tavares
Taraflar: Anadolu Efes ve Real Madrid
Larkin’in Sezon Ortalamaları: 7 maç, 12.0 sayı, 3.3 ribaund, 3.7 asist, 1.3 top çalma
Tavares’in Sezon Ortalamaları: 23 maç, 10.5 sayı, 7.6 ribaund, 1.5 asist, 2.5 blok
Evet, hayali senaryomuza son derece flaş bir takasla başlıyoruz. Shane Larkin ve Walter Tavares’in kulüplerini değiştirerek alternatif gerçeklik evrenimizdeki EuroLeague’in gündemine adeta bomba gibi düşüyoruz!
Elbette Shane Larkin’i Anadolu Efes‘ten koparabilmek hiç kolay değil. Türkiye’de geçirdiği 5 yıllık süreçte ülke basketbolunun simge isimlerinden biri haline gelen Larkin, bunun yanı sıra A Milli Basketbol Takımımızın da formasını terletiyor. Başta bu gibi nedenlerden dolayı yıldız oyun kurucuyu Real Madrid‘e göndermek tepki çekebilir, yine de kendimizce haklı nedenlerimiz var.
Öncelikle Anadolu Efes, Sertaç Şanlı‘nın Barcelona’ya transferinden bu yana uzun rotasyonunda belirli bir istikrarı yakalayabilmiş değil.
Ante Zizic ve Tibor Pleiss ikilisinin oyunun savunma yönü bakımından ciddi zaafiyetlere neden olmaları, Bryant Dunston‘ın artık iyice ilerleyen yaşıyla birleşince oyunun her iki yönünde de etkili olabilecek bir uzun profiline ihtiyaç barizleşiyor.
Bu noktada sadece günümüz EuroLeague’inde değil, Avrupa basketbolu tarihinde Walter Tavares kadar uygun bir uzun profili bulabilmek kolay değil. Şu ana kadarki 6 yıllık Real Madrid serüveninde düzenli olarak müthiş dominant bir performans ortaya koyan Tavares, oyunun her iki yönünde de fark yaratabilmesi sayesinde her koçun takımında görmek isteyeceği türden bir uzun.
Elbette Shane Larkin’in denklemden çıkması temsilcimiz Anadolu Efes‘in hücum gücünde belirli bir miktar azalma meydana getirecektir. Larkin’in olası bir ayrılığında bile hala Will Clyburn ve Vasilije Micic gibi çok değerli iki yıldıza sahip olan Efes, Tavares gibi müthiş bir ikili oyun gücünün de kadroya eklenmesiyle birlikte halen Avrupa’nın en etkili hücum takımlarından biri olmayı sürdürebilir.
Denklemin Real Madrid tarafına bakacak olursak Facu Campazzo’nun ayrılığından beri kadroda net bir oyun kurucu arayışının sürdüğünü görebiliyoruz.
Şu ana kadar oyun kurucu pozisyonunda Sergio Rodriguez, Sergio Llull, Adam Hanga, Nigel Williams-Goss ve Alberto Abalde gibi çok sayıda farklı alternatifi deneyen koç Chus Mateo, yine de tüm sezon boyunca güvenebileceği net bir ismin eksikliğini hissediyor.
Bu noktada Sergio Llull ve Sergio Rodriguez gibi isimler kaliteleriyle ön plana çıksalar da artık bu ikilinin yaşı epey ilerlemiş durumda. Bu nedenden dolayı hem sahada uzun süreler kalamıyorlar, hem de savunma zaafiyetlerine neden olabiliyorlar.
İşte tam da bu yüzden Shane Larkin, Real Madrid’in dertlerine derman olabilecek türden bir yıldız. Oyunun hücum tarafında hem çembere gidebilen, hem üçlük atabilen, hem de pasörlüğüyle takımı organize edebilen Larkin, savunmada ise topa baskıdaki agresifliğiyle takım savunmasına büyük katkılar sağlıyor.
Elbette Walter Tavares gibi bir uzunun ayrılığı Real Madrid’i ciddi derecede etkileyecektir. Şu sıralar pek formda olmamasına karşın uzun rotasyonunda Vincent Poirier gibi önemli bir alternatifin varlığı, Tavares’sizliğin etkilerini bir nebze olsun azaltabilir. Hatta sürelerinin artmasıyla birlikte Poirier, öz güvenini yeniden kazanıp eski formuna kavuşabilir.
Nigel Hayes-Davis – Luca Vildoza
Taraflar: Fenerbahçe Beko ve Real Madrid
Nigel Hayes-Davis’in Sezon Ortalamaları: 24 maç, 9.8 sayı, 4.0 ribaund, 1.3 asist
Luca Vildoza’nın Sezon Ortalamaları: 20 maç, 13.8 sayı, 2.4 ribaund, 3.9 asist
Evet, sıra geldi bir bomba etkisi yaratacak takasa daha! Bu sefer Kızılyıldız’ın Arjantinli yıldızı Luca Vildoza’yı Ataşehir’e getiriyoruz. Karşılığında ise Nigel Hayes-Davis’i Belgrad’ın kırmızı-beyaz tarafına uğurluyoruz.
Bu takasın gerekçelerine değinmeye ilk olarak Fenerbahçe Beko tarafından başlayalım. Sezona çok etkili bir giriş yapmasına karşın Nick Calathes, açıkçası şu sıralar başlardaki form durumunu mumla aratıyor.
Calathes’in üçlük yüzdesinin iyice düşüşe geçmesinin yanı sıra saha içi istikrarının da soru işareti yaratmaya başlaması, oyun kurucu yükünün Marko Guduric‘in omuzlarına binmeye başlamasına neden oluyor.
Marko Guduric son olarak Partizan karşısında harika bir performans ortaya koysa da sahada top sürekli elindeyken değil, daha çok bitirici bir rolde kullanıldığı zaman verimliliği artan bir oyuncu. Bu nedenle kısa rotasyonuna oyun kurucu karakterli bir ismin eklenmesi, Guduric’in daha istikrarlı bir hale gelmesine yardımcı olabilir. Bu durumun benzeri Fenerbahçe’nin bir diğer yıldızı Scottie Wilbekin için de geçerli.
Fenerbahçe kısa rotasyonuna Luca Vildoza gibi hem skorer, hem de pasör yönüyle fark yaratabilen bir ismin eklenmesi, rollerin daha dengeli dağılmasına yardımcı olacaktır. Ayrıca şu sıralar takımın ana oyun kurucusu rolündeki Nick Calathes, sahada daha kısıtlı dakikalar aldığı takdirde defoları çok fazla ön plana çıkmadan takımına katkı sağlayabilir.
Bu noktada Nigel Hayes-Davis gibi bir ismin denklemden çıkması, Fenerbahçe’nin özellikle takım savunmasına olumsuz etki edecektir. Yine de hücum gücü Vildoza eklemesiyle birlikte çok daha artacak olan koç Dimitris Itoudis’in ekibi, başta Dyshawn Pierre ve Johnathan Motley gibi atletik oyuncularının yüksek eforuyla takım savunmasını belirli bir seviyede tutabilir.
Ayrıca 4 numara pozisyonu için Nemanja Bjelica’nın da sakatlığını atlatarak takımla idmanlara başlamış olması, Hayes-Davis’in yokluğunun hücumdaki negatif etkilerini azaltacaktır.
Denklemin Kızılyıldız tarafına dönmek gerekirse şöyle bir durum var. Kısa rotasyonunda Luca Vildoza, Nemanja Nedovic; uzun rotasyonunda ise Filip Petrusev ve Luka Mitrovic gibi etkili isimleri bulunduran Kızılyıldız, forvetlerde ise son derece istikrarsız isimlere sahip. Forvetlerde düzenli olan Ognjen Dobric, Stefan Lazarevic ve Ben Bentil gibi oyuncuların istikrarsız performansları, takımın tavanını da epey olumsuz bir şekilde etkiliyor.
Bu noktada Nigel Hayes-Davis gibi hem hücumda, hem de savunmada çok etkili olabilecek bir ismin kadroya eklenmesi, koç Dusko Ivanovic’in elini çok rahatlatacaktır. Özellikle savunmadaki sertliği ve birden fazla pozisyonu savunabilmesiyle Hayes-Davis, tam da koç Ivanovic’in çok seveceği türden bir oyuncu.
İşin hücum yönünde ise Luca Vildoza’nın ayrılığı, elbette Kızılyıldız’ın hücum gücünü azaltacaktır. Buna karşın flaş transfer Facu Campazzo’nun bu haftadan itibaren EuroLeague’de süre alabilecek oluşu, Vildoza’nın yokluğunun getireceği olumsuz etkiyi kırmızı-beyazlı ekip için azaltabilir.