by Eurohoops Team / info@eurohoops.net
NBA’de normal sezonun sonuna yaklaşık 5 haftalık bir süreç kaldı. Her takım normal sezonun sonunu farklı amaçlar ve bu amaçlar doğrultusunda yapacakları hamlelerle geçirecek.
Takasın son gününün ardından All-Star arası da geçti ve herkes hedeflerine yoğunlaştı. NBA’deki her takımın hedefini zirve adayları, playoff mücadelesindekiler ve ligin dibinde yer alan takımlar olarak belirlemiştik…
Şimdi bu hedefe giden yolda en önemli oyuncuları seçiyoruz.
1. Boston Celtics (42-17): Robert Williams
Son NBA Finalisti Boston Celtics‘in tuzu kuru. Doğu Konferansı’nda ev sahibi avantajını almayı hemen hemen garantilediler. Bununla birlikte ilk ikide bitirmemek için ortada hiçbir sebep yok. Playofflara adım adım yaklaşılırken Celtics’te işler rayına oturmuş durumda. Tek bir şey hariç: Robert Williams. Geçtiğimiz sezon atletizmi ve çember koruma becerisiyle Celtics’e olağanüstü bir etki yapan Williams, sakatlığı sebebiyle sezonun büyük bölümünü kaçırdı.
Bu sezon 23 maça çıkan Williams, son haftalarda geçen sezondan esintiler sunsa da henüz %100’üne kavuşmuş değil. Williams’ı yeniden formuna kavuşturmak, tekrar sisteme entegre etmek ve playofflara sağlıklı şekilde taşımak Boston Celtics için oldukça mühim. Robert Williams, bu yüzden sezonun geri kalan kısmında Celtics’in en önemli ismi.
2. Milwaukee Bucks (41-17): Khris Middleton
Tıpkı Robert Williams gibi Milwaukee Bucks yıldızı Khris Middleton için de benzer bir durum geçerli. Milwaukee Bucks’ın Doğu’da ilk iki sıradaki yeri oldukça sağlam. Ancak playofflarda kadroyu maksimize etmek için Giannis’in saz arkadaşı Khris Middleton’ı sağlıklı bir şekilde sahaya sürmeleri gerek. 31 yaşındaki Middleton, sakatlıklar sebebiyle çaylak yılından beri en kötü sezonunu geçiriyor.
Henüz yalnızca 17 maça çıkabilen Middleton, bu maçların 10’unda oyuna kenardan dahil oldu ve %42 ile 13.6 sayı üretti. Middleton, ikincil top yönlendirici ve skorer olarak Bucks’ın planlarında çok önemli bir yer tutuyor ve playofflar geldiğinde onun boşluğunu doldurmak kolay değil. Bu yüzden normal sezonun geri kalan kısmında Bucks için en önemli isim kuşkusuz Middleton olacak.
3. Philadelphia Sixers (38-19): Joel Embiid
Philadelphia’nın süperyıldızı Joel Embiid, bugüne kadar beş playoffta sahne aldı ve bunların tamamında irili ufaklı sakatlık sorunlarıyla boğuşuyordu. Kimi zaman maskeyle oynadı, kimi zaman topallayarak bir şeyler yapmaya çalıştı. Sixers, 2001’den bu yana konferans finali bile oynayamadı ve artık Harden – Embiid eksenli yeni yapıyla şeytanın bacağını kırmak istiyorlar. Ancak bunun yolu sağlıklı kalmaktan geçiyor. Bu yüzden Joel Embiid’i playofflara diri bir şekilde sokmak bu takımın en büyük hedefi olmalı.
4. Cleveland Cavaliers (38-23): Evan Mobley
Geçen sezon çaylak yarışını uzun bir süre önde götüren ama ödülü son düzlükte Scottie Barnes’a kaptıran Evan Mobley, ikinci yılının en azından ilk çeyreğinde beklenen hücum gelişimini yaşayamadı. Donovan Mitchell’ın gelişiyle birlikte hücumda geri adım atmak durumunda kaldı. Mobley’in bu yeni ortama uyum sağlaması biraz zaman alsa da, Ocak ayının başından bu yana sayı ortalamasını 18’e kadar yükseltti ve iki yönlü etkisini artırarak sürdürdü. Cleveland büyük ihtimalle ev sahibi avantajını alarak playoff yapacak. Ancak playofflarda ilerlemek istiyorlarsa Evan Mobley’nin son aylardaki performansını sürdürmesi ve hücumda daha aktif rol alması şart. Bunun yolu da deneyim kazanmaktan geçiyor ve normal sezonun kalan kısmı önemli olabilir.
5. Brooklyn Nets (34-24): Mikal Bridges
Mikal Bridges, Kevin Durant takasıyla birlikte kısa süre önce Phoenix Suns‘tan Brooklyn Nets‘e geldi. 26 yaşındaki Bridges, bu sezona kadar 3&D diye tanımladığımız tamamlayıcı parçalardan birisiydi. Ancak Paul ve Booker’ın sakatlıklar yaşadığı bir ortamda daha fazla sorumluluk alma fırsatı buldu. Topu daha fazla yere vurdu, orta mesafedeki yaratıcılığında ilerleme kaydetti. Mikal, şimdi rollerin daha belirsiz olduğu bir ortama geldi ve Suns‘ta bıraktığı yerden devam etme imkanına sahip. Brooklyn Nets’in playoff potasında tutunup tutunamayacağı hala belirsizliğini koruyor. Ancak takımın hedeflerinden bağımsız olarak, iki yönlü etkisi sebebiyle Mikal Bridges bu takımın en önemli ismi.
6. New York Knicks (33-27): RJ Barrett
New York’ta Jalen Brunson – Julius Randle uyumu sağlanmış gibi gözüküyor. Ancak zincirin üçüncü halkası tam olarak oturmuş değil. Topsuz oyunda kısmen zayıf kalan RJ Barrett, bu ikilinin yanında oyuna olan etkisini kaybetti. Kendisine 19 sayı bandında bir standart yakalamış olsa da bunu verimli, istikrarlı veya etkili şekilde yapamıyor. İyi günüyle kötü günü arasındaki makas epey açık. New York şu anda kritik bir viraja giriyor. All-Star arasından sonra direkt playoff bileti alabilmek için Brooklyn ve Miami ile kapışmak durumundalar. Arkada ise Atlanta ve Washington gibi takımlar bu üçlünün hatasını kovalıyor. O yüzden RJ Barrett’ın en azından 20 maçlık bu süreçte istikrar yakalaması şart.
7. Miami Heat (32-27): Kyle Lowry
Geçtiğimiz sezon NBA Finalleri’nin kapısına kadar gelen ancak eşiği atlayamayan Miami Heat, bu sezon kadrosunu güçlendirmeyi başaramadı. Hatta tam aksine güç kaybetti. PJ Tucker’ın kaybı ve 4 numaradaki boşluğun doldurulamaması kadar Kyle Lowry’nin yere çakılması da bunda bir etken. Miami, tüm sorunlara rağmen playoff potasının dibinde yer alıyor. Altıncı sıradan playoffa direkt giriş yapmaları için önemli bir şansa sahipler.
Ancak bunu başarabilmek için takımın oyun kurucu Kyle Lowry’den de katkı almaları şart. Bu sezon 44 maçta %40 ile 12 sayı – 5.3 asist üreten Lowry, belki de en inişli çıkışlı sezonunu geçiriyor. Yaşadığı sakatlıklar da cabası. Yine de, Lowry’nin sahada bulunması bile undrafted guard Jamaree Bouyea’nın çift haneli süreler bulmasından daha iyidir diyebiliriz. Lowry’nin performansı, Miami’de playoff ile play-in arasındaki ince çizgi olabilir.
8. Atlanta Hawks (29-30): Clint Capela
Hawks formasıyla üçüncü sezonunu geçiren Capela, ilk senesindeki dominant performansından uzaklaşmış olsa da hala Hawks pota altı için büyük önem arz ediyor. 22 yaşındaki Onyeka Okongwu pişmeye devam ederken Capela hala kritik bir parça. Son iki yılda sakatlık sorunları yaşadıkça bu daha da göze çarptı. Dejounte Murray eklemesine rağmen savunmada büyük bir gelişim yaşayamayan Hawks, böylesine kritik bir eşikteyken Capela’nın çember savunmasına bel bağlıyor. Savunmanın önünde Trae Young gibi bir kara delik varken arka taraftaki oyuncuların etkinliği ve sürekliliği daha da kritik hale geliyor.
9. Washington Wizards (28-30): Deni Avdija
Son 14 maçının 10’unu kazanan başkent ekibi, play-off yolunda çok önemli bir adım attı. Play-In potasındaki yerlerini sağlamlaştırırken 6. sıraya da bir o kadar yaklaştılar. Bradley Beal, Kristaps Porzingis ve Kyle Kuzma… Bu üç isim, Wizards‘ta düzenli katkı sağlayan oyuncular. Ancak sezonun geri kalanında bu çizgiyi sürdürmek istiyorlarsa 4. bir oyuncuyu bulmak isteyebilirler. Zincirin 4. halkası olmaya en yakın kişiyse tabi ki Deni Avdija.
Genç kanat oyuncusu, savunmada her maç elinden geleni yapıyor ve Wizards perimetresine enerji katıyor. Ancak hücumda biraz daha istikrar sağlaması gerekebilir. Avdija, eğer Beal, Porzingis ve Kuzma üçlüsüne sürekli olarak yardım götürmeyi başarabilirse playoff yolunda takıma kritik bir katkı sağlamış olacak.
10. Toronto Raptors (28-31): Jakob Poeltl
Kanada ekibi, takasın son gününde önemli bir kararla karşı karşıyaydı. Kadroyu yükseltmeye çalışmak mı, yoksa takımı dağıtıp yapılanma yoluna gitmek mi? Masai Ujiri, radikal bir tercih yapmaktan bir kez daha kaçındı ve ufak yükseltmelerle playoff umudunu sürdürmek istedi. Toronto Raptors, San Antonio Spurs‘ten eski oyuncusu Jakob Poeltl’i aldı. Eğer sezonun ilk 60 maçının ardından Toronto’da bir şeyler değişecekse bu, Poeltl temelinde gerçekleşecek.
11. Chicago Bulls (26-33): DeMar DeRozan
Arada kalmışlık, NBA’de yaşamak istemeyeceğiniz bir şey. Tanking yapacak kadar zayıf değilsiniz ama elinizdeki malzeme playoff yapmaya da yetmez. Chicago Bulls‘un durumunu tam olarak böyle tarif edebiliriz. Lonzo Ball’un sakatlığı Chicago’ya büyük bir darbe vurdu. İşin kötüsü, Chicago’nun 2023 ilk tur hakkı korumalı olarak Orlando Magic‘te. Bu draft hakkının Chicago’da kalmasının tek yolu var: Sezonun son bölümünde kasti maç kaybedip lotarya kurasında ilk 4 sıraya düşmeye çalışmak.
All-Star arasına 6 maçlık mağlubiyet serisiyle girmiş olsalar da bu yolu tercih etmeyecekler gibi duruyor. Chicago Bulls, play-in turnuvasına girip oradan playoff biletini kapmak istiyor. Bunu başaracaklarsa, DeMar DeRozan’a bel bağlamak mecburiyetindeler. Yıldız oyuncu, performansıyla Chicago’nun bu sezonki kaderini belirleyecek. Ve tabi ki dolaylı yoldan Orlando’nun da…
12. Indiana Pacers (26-34): Tyrese Haliburton
Indiana Pacers‘ın ne yapacağını kestirmek güç. Belki de onlar bile sezonun kaderini belirlemekte zorluk çekiyor. Bir tarafta takımın geleceğine seviye atlatabilecek Wembanyama ve Scoot Henderson gibi genç yıldız adayları. Öbür tarafta kadroya ciddi deneyim kazandıracak playoff veya play-in hedefi. Fakat Indiana Pacers için fazla kafa yormaya gerek yok. Çünkü bu takımın bugünü de geleceği de sahadaki oyun kimliği de Tyrese Haliburton’dan soruluyor.
13. Orlando Magic (24-35): Jonathan Isaac
Magic, ligin en genç takımlarından birisi olmasına rağmen henüz play-in potasından kopmuş değil. Özellikle son 15-20 maçlık periyotta etkileyici bir performans ortaya koydular. Yine de, 2022-23 sezonundan istediklerini aldılar. Takımın potansiyelini gördüler ve artık geleceği düşünüp maç kaybetme zamanı.
Takımda birçok kişinin yeri ve rolü belli. Paolo Banchero, Franz Wagner ve Wendell Carter arasında güçlü bir uyum var. Markelle Fultz oyun yönlendirme becerisiyle fark yaratıyor. Jalen Suggs henüz beklenen çıkışı yapamasa da savunmada müthiş. Fakat tüm bunların arasında kendine yer bulması gereken bir isim var: Jonathan Isaac. Üç yıllık sakatlığın ardından dönen Isaac, hala form tutma derdinde. Muhtemelen kendisi de dahil olmak üzere kimsenin ondan bu sezon için beklentisi yok. Ancak sezonun geri kalan bölümü Isaac’in yeniden form bulup NBA parkesine ısınması için mühim. Isaac, bu yüzden geri kalan kısmın en önemli ismi olacak.
14. Charlotte Hornets (17-43): Mark Williams
Son haftalarda Charlotte Hornets‘ın maçlarına göz gezdirenler, pota altında genç bir pivotun varlığını fark edecekler. 2022 NBA Draftı’nın 15. sıra seçimi Mark Williams, çaylak sezonunda şimdiye kadar yalnızca 29 maçta forma buldu. Ancak eline geçen şansların hemen hemen hepsini iyi değerlendirdi. Hornets yönetimi, bu performansların ardından Mark Williams’a güvenmiş olacak ki, ilk beş pivotu Mason Plumlee’yi Clippers‘a takaslayarak Williams’ın önünü açtılar.
2022-23 sezonu, Hornets için beklenildiği gibi gitmedi. LaMelo’nun sezona sakat başlaması, Miles Bridges’ın saha dışındaki vukuatları sebebiyle piyasadan silinmesi ve daha birçok problem sebebiyle playoff dışı kaldılar. Hornets odağını bir kez daha draft sınıflarına çevirmişken sezonun geri kalanında en önemli isim, kuşkusuz Mark Williams olacak.
15. Detroit Pistons (15-44): Jaden Ivey
Detroit Pistons, daha sezonun ilk gününde hedefini belirlemişti zaten: Victor Wembanyama. Beklenmedik olan şey, takımın genç yıldızı Cade Cunningham’ın sakatlığıydı. Cunningham, yaşadığı ciddi sakatlık sonucunda kariyerinin ikinci sezonunu yarıda bırakmak durumunda kaldı. Fakat her şerden bir hayır doğar. Cade’in başına gelen felaket, bir başkası için fırsata dönüşmüş oldu.
2022 NBA Draftı’nın 5. sırasından seçilen Jaden Ivey, Cade Cunningham’ın saha dışı kaldığı bu bölümde daha fazla ana top yönlendirici deneyimi kazanıyor. Ivey, kolejde oynadığı dönemde de tam olarak bir oyun kurucu değildi. Kariyerinin ilerleyen bölümünde oyun kurucuya evrilebileceğine dair izlenimler veriyordu ancak Cade’in yanında ikincil karar verici olmak çaylak senesi için ideal senaryoydu. Ivey, takım arkadaşının yokluğu sayesinde topu daha fazla kullanma şansına sahip oluyor. İlk aylarda deneyimsizliği göze çarpsa da, son haftalarda kayda değer ilerlemeler kaydetti. Sezonun geri kalan bölümünde de Pistons için en önemli hedef, Ivey’i takımın merkezine koymak olacak.
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!