by Melikşah Bayrav / info@eurohoops.net
NBA’de uzun yıllardır her sene düzenlenen meşhur All-Star organizasyonunun 2023 versiyonu, dün akşam oynanan All-Star maçıyla birlikte tamamlandı. Bu karşılaşmanın yanı sıra üçlük ve smaç yarışması gibi etkinlikler, basketbolseverler tarafından büyük ilgiyle takip edildi.
ABD’de her sene merakla beklenen All-Star organizasyonun bir benzeri, bir zamanlar EuroLeague seviyesinde de düzenleniyordu. Modern EuroLeague dönemine geçişten önce FIBA Festival ve FIBA EuroStars isimleriyle gerçekleşen etkinlikte All-Star karşılaşmasının yanı sıra üçlük yarışması da yer alıyordu.
Şu ana kadarki 23 yıllık modern EuroLeague dönemine baktığımızda ise zaman zaman oyuncular ve izleyiciler tarafından bu fikir dile getirilse bile henüz bir All-Star organizasyonunun düzenlenmediğini görüyoruz.
Biz ise bugünkü serimizde harekete geçtik ve “EuroLeague’de bu yıl bir All-Star organizasyonu düzenlenseydi nasıl olurdu?” sorusunun cevabını aramak için işe koyulduk.
EuroLeague’de NBA’deki gibi Doğu ve Batı karmaları olmadığı için bu ayrımı kendimiz oluşturduk. Hayali senaryomuza göre Avrupa’nın Doğu ülkelerinde (Türkiye, Yunanistan, Sırbistan, İsrail, Litvanya) oynayan oyuncular Doğu takımı, Batı ülkelerinde (İspanya, Fransa, İtalya, Almanya) oynayan oyuncular ise Batı takımı olarak All-Star maçında yer alacaklar.
Üçlük ve smaç yarışmalarında ise yine NBA örneğinin peşinden gittik. Hayali senaryomuzdaki üçlük yarışmasında 8, smaç yarışmasında da 4 katılımcı olacak.
NBA’in düzenlediği All-Star organizasyonunda bildiğiniz üzere cumartesi günü yarışmalar düzenleniyor, pazar günü ise All-Star maçı oynanıyor. Bu sebeple biz de hayali senaryomuzu yazıya dökmeye smaç ve üçlük yarışmalarıyla başlıyoruz.
Üçlük Yarışması
Melih Mahmutoğlu – Fenerbahçe Beko:
Uzun yıllardır Fenerbahçe Beko formasını terleten kaptan Melih Mahmutoğlu, ülke basketbolunun yetiştirdiği en değerli şutörlerden biri. Daha önce ülkemizde düzenlenen All-Star organizasyonlarında 3 kez üçlük yarışması şampiyonu olmayı başaran deneyimli oyuncu, EuroLeague’in düzenleyeceği bir All-Star üçlük yarışmasının da en büyük favorilerinden biri olacaktır.
Billy Baron – Olimpia Milano:
Avrupa basketbolunun son yıllardaki en etkili üçlükçülerinden biri olan Billy Baron, sabit şutörlüğünün yanı sıra perde çıkışında bulduğu üçlüklerle de formasını giydiği takımlara çok değerli katkılar sağlıyor. Şu sıralar Olimpia Milano hücumunun en kilit parçalarından biri olan Baron, özellikle şutları girdikçe iyice alev almasıyla olası bir EuroLeague üçlük yarışmasında fark yaratabilir.
Matt Thomas – Panathinaikos:
4 yıllık NBA serüvenini noktalamasının ardından çok yakın zamanda Panathinaikos‘a transfer olan Matt Thomas, henüz yeni formasıyla sadece 1 EuroLeague maçına çıkmasına karşın yeteneklerini ortaya koymaya başladı. Tıpkı Billy Baron örneğinde olduğu gibi hem sabit şutör olarak, hem de perde çıkışlarında çok büyük bir üçlük tehdidi oluşturan Thomas, profil olarak tam da bu tür yarışmalara uygun bir isim.
Kyle Kuric – Barcelona:
Kariyerinin son 5 senesinde Barcelona formasını terleten deneyimli şutör Kyle Kuric, bu süreçte son derece keskin üçlük tehdidi sayesinde takımına değerli katkılar sağladı. Şut mekaniği yukarıdaki 3 oyuncuya kıyasla daha yavaş olsa da ritmini bulduğu zaman bir anda arka arkaya üçlüklerle alev alabilen 34 yaşındaki Kuric, şampiyonluğun en büyük adaylarından biri olabilir.
Markus Howard – Baskonia:
Bu sezon kariyerinde Avrupa basketboluna ilk kez Baskonia formasıyla adım atan Markus Howard, henüz EuroLeague seviyesi için çaylak bir oyuncu olmasına karşın yılın en dikkat çekici isimlerinden biri olmayı başardı. Sahada hem skorer becerileri, hem de son derece keskin üçlük tehdidiyle savunulması çok zor bir profil çizen Howard, tüm bunların yanı sıra epey çabuk bir şut mekaniğine sahip. Diğer yarışmacılara kıyasla nokta şutörlükten ziyade şutu dripling üzerinden attığı zaman daha yüzdeli isabet bulsa da Markus Howard, rekabetçi olabilme şansına sahip.
Petr Cornelie – Real Madrid:
Şu ana kadar üçlük yarışması için bahsettiğimiz 5 isim de 1 veya 2 numara pozisyonlarında oynayan isimlerdi. Bu 5 oyuncudan farklı olarak 2.11 boyunda bir 4 numara olan Petr Cornelie, buna karşın son derece çabuk bir şut mekaniğine sahip. Sahada nokta şutörlüğün yanı sıra zaman zaman bir kısa gibi topsuz perdelerden çıkıp üçlüğü gönderebilen Fransız forvet, şampiyonluk için önemli bir şansa sahip olabilir.
Marco Belinelli – Virtus Bologna:
Şu sıralar Avrupa basketbolunun en deneyimli isimlerinden biri olan Marco Belinelli, geçmişteki 13 yıllık NBA serüveninde bir kez All-Star üçlük yarışması şampiyonu (2014) olmayı başardı. Artık iyice ilerleyen yaşına rağmen hala çok değerli bir üçlükçü olan 36 yaşındaki Belinelli, hayali senaryomuzda hem NBA, hem de EuroLeague’de üçlük yarışması şampiyonluğu yaşamış ilk ve tek oyuncu olmak için ciddi bir şansa sahip.
Klemen Prepelic – Valencia:
EuroLeague’de konu üçlük tehdidi olduğu zaman ligin en önde gelen isimlerinden biri olan Klemen Prepelic, özellikle perde çıkışlarında pası hareketli alsa bile dengesini koruyup üçlüğü gönderebilmesiyle Valencia hücumunun en kritik isimleri arasında yer alıyor. Bunun yanı sıra sabit şutörlükte de son derece etkili olan Sloven oyuncu, profil olarak tam da bu tür yarışmalara uygun bir isim.
Smaç Yarışması
Yves Pons – ASVEL:
Açık konuşmak gerekirse Yves Pons, şu sıralar EuroLeague’de konu smaç olduğu zaman akla gelen belki de bir numaralı isim. Mükemmele yakın atletik becerileri sayesinde 1.98’lik boyuna karşın 4 numara pozisyonundan süre bulan Pons, özellikle açık sahayı bulduğu zaman izleyenlere son derece spektaküler smaçlar izletebiliyor. Geçtiğimiz sezon Fransa Ligi’nde düzenlenen All-Star organizasyonunun smaç yarışmasına katılan Yves Pons, 2.19’luk Victor Wembanyama’nın üzerinden sıçrayıp vurduğu smaçla şampiyonluğa uzanmıştı. Şahsi fikrimi belirtmem gerekirse 23 yaşındaki oyuncu, EuroLeague’de düzenlenecek olası bir smaç yarışmasında şampiyonluğun bir numaralı favorisi olacaktır.
Jared Harper – Valencia:
1.78 boyunda, ince fizikli bir oyun kurucu olan Jared Harper, ilk bakışta smaç yarışması için pek de öne çıkabilecek bir profil gibi durmuyor. Buna karşın son derece üstün atletik özelliklere ve müthiş bir sıçrama becerisine sahip olan Harper, birbirinden etkileyici smaçlar vurabiliyor. Rakiplerine karşı fiziksel açıdan yaşayabileceği bazı dezavantajlara rağmen Jared Harper, EuroLeague’de olası bir smaç yarışmasına epey renk katabilir.
Dante Exum – Partizan:
2014 NBA Draft’inin 5. sırasından büyük umutlarla seçilen Avustralyalı Dante Exum, gençlik yıllarından itibaren sahada atletik özellikleriyle fark yaratan bir isimdi. NBA serüveni büyük hayal kırıklığıyla sonuçlanan ve son 1.5 yıldır kariyerini Avrupa’da sürdüren Exum, halen gençlik yıllarında olduğu gibi son derece üstün atletik becerilere sahip. Şu sıralar Partizan formasıyla oyun kurucu olarak süre alan ve atletizminden ziyade pasör ve skorer yönüyle öne çıkmaya çalışan Avustralyalı oyuncu, buna rağmen olası bir smaç yarışmasında izleyenleri büyüleyecek smaçlar vurma potansiyeline sahip.
Chima Moneke – AS Monaco:
Yakın zamanda kısa süreli NBA serüvenini sonlandıran ve AS Monaco formasıyla Avrupa’ya geri dönen Chima Moneke, ilk kez EuroLeague sahnesinde yer almasına karşın ne denli kıymetli bir oyuncu olduğunu göstermeye başladı. Atletik yetenekleri sayesinde oyunun hem hücum, hem de savunma yönünde çok kıymetli bir forvet olan Moneke, özellikle açık sahayı bulduğu zaman etkileyici smaçlar vurabiliyor. Bir forvet olarak 1.96 boyunda olmasına karşın epey yukarılara sıçrayabilmesiyle undersized fiziğinin dezavantajını yaşamayan Chima Moneke, olası bir smaç yarışmasında da adından fazlaca söz ettirebilir.
Doğu Takımı – İlk Beş
Vasilije Micic – Anadolu Efes:
Ülkemizde son 5 senedir Anadolu Efes formasıyla gelişimini yakından takip ettiğimiz Vasilije Micic, bu süreçte belki de Avrupa’nın en iyi oyuncusu haline geldi. Temsilcimizin üst üste kazandığı 2 EuroLeague şampiyonluğunda da Final Four’un MVP’si seçilen Micic, şu sıralar form olarak en iyi durumunda olmasa bile halen son derece dikkat çekici istatistiklere sahip. Hal böyle olunca Vasilije Micic’i ilk beşe almak bizim için pek de zor bir tercih olmadı.
Lorenzo Brown – Maccabi:
Ülkemizde daha önce Fenerbahçe Beko formasıyla izlediğimiz Lorenzo Brown, son 2 sezondur bambaşka bir seviyeye ulaşmış durumda. Geçtiğimiz yıl kadrosunda yer aldığı UNICS Kazan’ı ligden men edilene kadar playoff yarışında tutan, İspanya Milli Takımı’nı EuroBasket şampiyonluğuna taşıyan yıldız oyun kurucu, şu sıralar Maccabi formasıyla harikalar yaratıyor. Takımının playoff yarışındaki en büyük kozu olan Lorenzo, bu sezon göstermiş olduğu performansla hayali All-Star Doğu takımımızın ilk beşinde yer almayı sonuna kadar hak ediyor.
Will Clyburn – Anadolu Efes:
Avrupa basketbolunun son yıllardaki en büyük yıldızlarından biri olan Will Clyburn, bu sezon üst düzey yeteneklerini Anadolu Efes formasıyla sergiliyor. Sahada hem şut atabilmesi, hem çembere gidebilmesi, hem de ribaund katkısıyla son derece komple bir yıldız olan Clyburn, son dönemlerde yaşadığı form dalgalanmalarına rağmen hala EuroLeague’in en iyi oyuncularından biri.
Sasha Vezenkov – Olympiakos:
Tıpkı Lorenzo Brown örneğinde olduğu gibi kariyerinin son 2 yılında müthiş bir çıkış yakalayan Sasha Vezenkov, bu sezon Olympiakos formasıyla kelimenin tam anlamıyla harikalar yaratıyor. Takımının şu sıralar lig lideri olmasındaki en büyük pay sahiplerinin başında gelen Bulgar yıldız; üçlük tehdidi, pasörlüğü, çembere atak becerisi ve ribaund katkısıyla Avrupa basketbolu tarihinin en komple 4 numaraları arasına adını şimdiden yazdırdı bile. Ayrıca bu sezonki MVP yarışının bir numaralı favorisi konumundaki Sasha Vezenkov, haliyle Doğu takımının ilk beşinde kendine yer buluyor.
Johnathan Motley – Fenerbahçe Beko:
Bu sezon Fenerbahçe Beko formasıyla kariyerinin ilk EuroLeague tecrübesini yaşayan ABD’li uzun Johnathan Motley, henüz bu seviye için çaylak bir isim olmasına karşın ligin en flaş oyuncularından biri olmayı başardı. Özellikle topu boyalı alan çevresinde aldığı zaman hem alçak posttan yarattığı skor tehdidi, hem de atletik becerileriyle durdurulması çok zor bir isim olan Motley, bu sezon Fenerbahçe kadrosunun açık ara en skorer ismi konumunda. Şu sıralar başlardaki istikrarını korumakta bir nebze olsun zorlanmasına karşın Johnathan Motley, hayali All-Star maçımıza ilk beşte başlamayı hak ediyor.
Doğu Takımı – Yedekler
Shane Larkin – Anadolu Efes:
Şu ana kadarki 5 yıllık Anadolu Efes serüveninde sadece ülke basketboluna değil, Avrupa basketboluna damga vurmayı başaran Shane Larkin, yazın yaşadığı sakatlık nedeniyle sezonun önemli bir kısmını kaçırsa da artık sahalara geri döndü. Formasına yeniden kavuşmasıyla birlikte üst düzey skorer ve pasör becerilerini kısa süre içerisinde sahaya yansıtmaya başlayan Larkin, olası bir EuroLeague All-Star organizasyonunun olmazsa olmazlarından biri.
Mathias Lessort – Partizan:
Kariyerinde şu ana dek birçok önemli EuroLeague ekibinin formasını terleten Fransız uzun Mathias Lessort, bir türlü kendisinden beklenen istikrarı yakalayamamıştı. Ta ki Partizan’la sözleşme imzalayana dek! Son 2 sezondur Avrupa basketbolu tarihinin en başarılı koçu Zeljko Obradovic‘le çalışma fırsatı elde eden Lessort, bu süreçte kıtanın en dominant uzunlarından birine dönüştü. Bu sezon Partizan’ın başarısındaki en önemli pay sahiplerinden biri olan Mathias Lessort, All-Star kadromuzda kendine yer buluyor.
Luca Vildoza – Kızılyıldız:
Sezon ortasında kısa süreli NBA serüvenine nokta koyup Kızılyıldız’a transfer olan Luca Vildoza, takıma katıldığı ilk andan itibaren müthiş bir etki yaptı. Bir oyun kurucu olarak üst düzey skorer becerileri, pasörlüğü ve kritik anlarda sorumluluk almasıyla Kızılyıldız taraftarlarının sevgilisi haline gelen Vildoza, ayrıca ligde Aralık ayının en değerli oyuncusu seçildi.
Dwayne Bacon – Panathinaikos:
EuroLeague’in en istikrarsız takımlarının başında gelen Panathinaikos, şu ana kadar tıpkı son yıllarda olduğu gibi taraftarlarına büyük hayal kırıklığı yaşattı. Sahada bir türlü istenilen sonuçların gelmemesine karşın ABD’li yıldız Dwayne Bacon, yeşil-beyazlı ekibe dair pozitif olarak bahsedebileceğimiz sayılı detaylardan biri. Takıma sezon ortasında katılan ve gelir gelmez ipleri eline alan Bacon, şu sıralar EuroLeague’in en skorer oyuncusu konumunda.
Kevin Punter – Partizan:
Kariyerinde son 2 sezondur Partizan formasını giyen ABD’li yıldız Kevin Punter, bu yaz koç Zeljko Obradovic tarafından takım kaptanlığına getirildi. Şu ana kadarki performansıyla bu sorumluluğun hakkını veren ve takımının bir numaralı skor opsiyonu olan Punter, skorer becerilerinin yanı sıra lider karakteriyle de ligin dikkat çekici isimleri arasına girdi.
Kostas Sloukas – Olympiakos:
EuroLeague’in en tecrübeli isimlerinden biri olan Kostas Sloukas, şu sıralar Olympiakos formasıyla kariyerinin en formda dönemlerinden birini geçiriyor. Takım arkadaşı Sasha Vezenkov’un müthiş performansına karşın hala Olympiakos’un saha içindeki lideri olan Sloukas; lider karakteri, tecrübesi ve müthiş pasörlüğüyle All-Star maçında yer almayı hak ediyor.
Edgaras Ulanovas – Zalgiris:
Sezon başında neredeyse kimsenin playoff yarışında yer almasına ihtimal vermediği Zalgiris, şu ana kadar ligin en büyük sürprizlerinden birine imza atmayı başardı. Bu süreçte yerli rotasyonundan çok büyük katkılar alan Litvanya temsilcisinde Edgaras Ulanovas, kariyerinin açık ara en formda dönemini geçiriyor. Oyun zekası, ribaund katkısı ve pasörlüğünün yanı sıra kariyeri boyunca sıkıntı yaşadığı üçlüklerde yüzde 39 gibi hiç fena olmayan bir yüzde tutturan Ulanovas, Zalgiris hücumunun en kritik isimlerinden biri.
Batı Takımı – İlk Beş
Mike James – AS Monaco:
EuroLeague basketboluna son yıllarda hem saha içi, hem de saha dışı nedenlerden dolayı adeta damga vuran Mike James, geçtiğimiz yıl koç Sasa Obradovic‘in takımın başına geçmesiyle birlikte yakaladığı formunu bu sezona da taşımış durumda. Yazın yanına Elie Okobo ve Jordan Loyd gibi çok kıymetli iki skorerin eklenmesine karşın hala Monaco hücumunun bir numaralı ismi olan ABD’li yıldız, takımının ilk 4 sıra yarışındaki en büyük kozu konumunda. Hal böyle olunca Mike James’i ilk beşe alma kararını vermemiz pek de zor olmadı.
Chris Jones – Valencia:
Geçtiğimiz yıl ASVEL formasıyla müthiş bir çıkış yakalayan Chris Jones, bu sezon Valencia formasıyla bambaşka bir seviyeye ulaşmış durumda. Takımın ana oyun kurucusu olarak hücum liderliğini üstlenen Jones, özellikle bu sezon bulduğu maç kazandıran isabetlerle dikkatleri iyiden iyiye üzerine topladı. Skorer yönü, pasörlüğü ve çembere ataklarıyla ligin en komple oyun kurucularından biri olan Chris Jones, şu ana kadar Valencia’nın playoff yarışında yer almasındaki en büyük faktörlerin belki de başında geliyor.
Dzanan Musa – Real Madrid:
Altyapı günlerinden itibaren Avrupa basketbolunun gelecekteki en büyük yıldız adaylarından biri olarak gösterilen Dzanan Musa, kariyerinin başlarında kendisinden beklenen çıkışı yakalayamamıştı. Hayal kırıklığı yaratan Anadolu Efes serüveninin ardından Breogan formasıyla İspanya Ligi’nde harikalar yaratan Boşnak yıldız, oradaki müthiş performansı sayesinde Real Madrid‘in radarına girdi. Geçtiğimiz sezon yakaladığı müthiş çıkışı sürdürerek Real Madrid hücumunun belki de en büyük kozu haline gelen Dzanan Musa, hayali All-Star maçımıza ilk beşe başlamayı kesinlikle hak ediyor.
Nikola Mirotic – Barcelona:
EuroLeague’in geçtiğimiz yılki MVP’si Nikola Mirotic, yazın yaşadığı aşil tendonu rahatsızlığı nedeniyle sezonun ilk kısmını kaçırdı. Buna karşın takıma katıldığı ilk andan itibaren Barcelona hücumuna boyut atlatan Mirotic, kısa süre içerisinde takımının en skorer ismi haline geldi. Şu sıralar halen geçtiğimiz sezonki performansının uzağında olsa bile ligin en büyük yıldızlarından biri olan Nikola Mirotic, hayali All-Star maçımızın olmazsa olmazlarından biri.
Walter Tavares – Real Madrid:
6 yıllık Real Madrid serüveninde Avrupa basketbolu tarihinin belki de en dominant uzunu haline gelen Walter Tavares, halen karşılaştığı rakiplere karşı korku salmaya devam ediyor. 2.19’luk boyu ve iri fiziğiyle müthiş bir blokçu olan Tavares, bunun yanı sıra pası boyalı alan çevresinde aldığı zaman durdurulması neredeyse imkansız bir isim. Son yıllardaki dominant performansını bu sezon da sahaya yansıtan Walter Tavares, Batı takımının ilk beşinde kendine yer buluyor.
Batı Takımı – Yedekler
Jan Vesely – Barcelona:
Ülkemizde 7 yıl süren Fenerbahçe Beko serüvenine bu yaz nokta koyarak Barcelona’ya transfer olan Jan Vesely, sezona yavaş bir başlangıç yapsa da son haftalarda formunu bulmaya başladı. Takım savunmasına yaptığı müthiş katkının yanı sıra hücumdaki oyun zekası ve skorer becerileriyle koçu Saras Jasikevicius’un vazgeçilmezleri arasına giren Çekyalı yıldız, halen en iyi formuna ulaşmamış olmasına karşın All-Star maçına renk katabilecek bir isim.
Gabriel Deck – Real Madrid:
Geçtiğimiz yıl kısa süreli NBA macerasına nokta koyarak Real Madrid‘e geri dönen Gabriel Deck, bu sezon belki de EuroLeague kariyerinin en formda dönemini geçiriyor. Sahada birden fazla pozisyonda süre alabilmesi, dış şut tehdidi, çember etrafındaki skor becerisi ve ribaund katkısıyla ligin en komple forvetlerinden biri olan Arjantinli oyuncu, Real Madrid’in zirve takibini sürdürmesindeki en büyük pay sahiplerinden biri.
Nando de Colo – ASVEL:
Bu yaz tıpkı Jan Vesely gibi Fenerbahçe Beko’dan ayrılarak kariyerinde yeni bir sayfa açan Nando de Colo, ASVEL’e transfer olarak ülkesi Fransa’ya geri döndü. Artık iyice ilerleyen yaşına rağmen hala EuroLeague’in en değerli skorerlerinden biri olan De Colo, yakın zaman önce Avrupa kupaları tarihinin en çok sayı atan oyuncusu oldu. Şu sıralar ASVEL kadrosunun en skorer ismi konumundaki Nando de Colo, All-Star’da yer almayı hak ediyor.
Markus Howard – Baskonia:
Daha önce üçlük yarışmasında da değindiğimiz Markus Howard, Avrupa basketbolundaki ilk yılını geçiriyor olmasına rağmen kısa sürede büyük etki yarattı. Özellikle son derece keskin dış şut tehdidiyle Baskonia hücumlarına seviye atlatan ABD’li yıldız, hayali All-Star maçımıza renk katabilecek bir isim.
Nico Laprovittola – Barcelona:
Bu sezon Barcelona’daki 2. yılını geçiren Arjantinli yıldız Nico Laprovittola, şu sıralar EuroLeague kariyerinin en formda dönemini yaşıyor. Sahada özellikle üst düzey skorer becerileriyle kısa rotasyonundaki partneri Tomas Satoransky’i en iyi şekilde tamamlayan Laprovittola, Barça hücumunun en kilit isimlerinden biri olmayı başardı.
Bojan Dubljevic – Valencia:
Kariyerinde çok uzun yıllardır Valencia formasını terleten ve artık kulüp tarihinin simge isimleri arasına adını yazdıran Bojan Dubljevic, ilerleyen yaşına rağmen hala formundan bir şey kaybetmiş değil. Hem üçlük tehdidi, hem de çember etrafındaki bitiricilik becerisi sayesinda EuroLeague’in en komple uzunlarından biri olan “Dubi”, özellikle perdeden sonra dışarı açılıp diğer oyunculara alan açabilmesiyle son derece kıymetli bir profil.
Augustine Rubit – Bayern Münih:
Bu sezon Bayern Münih’teki 2. yılını geçiren 33 yaşındaki Augustine Rubit, ilerleyen yaşına rağmen istatistiklerine baktığımız zaman EuroLeague’deki en formda dönemini geçiriyor. Sahada bir 4 numara olarak hem dripling üzerinden şut atabilen, hem çember etrafında skor opsiyonu oluşturabilen, hem de son derece keskin bir üçlük tehdidine sahip olan ABD’li forvet, son olarak EuroLeague’de Ocak ayının en değerli oyuncusu seçildi. Augustine Rubit’in bu dikkat çekici performansı, hayali Al-Star maçımızın kadrosunda kendine yer bulabilmesini sağlıyor.
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!