by Berkay Terzi / info@eurohoops.net
Mart ayına girmemizle birlikte NCAA’de yavaş yavaş sona yaklaşıyoruz.
Her sene heyecan dolu maçlara, inanılmaz sürprizlere ve birbirinden güzel hikayelere sahne olan March Madness turnuvası, 14-15 Mart günü oynanacak “First Four” maçlarıyla başlayacak.
Milli oyuncumuz Adem Bona şampiyonluk adaylarından UCLA’de forma giyiyorken NCAA ve turnuva formatına kısaca göz atmakta yarar var.
2023 eşleşmelerini görüntülemek için tıklayın…
Eurohoops Fırın, kolej basketbolunu ana hatlarıyla ele alıyor.
Giriş, Normal Sezon ve Konferans Turnuvası
NCAA’de üç farklı division (bölüm) bulunuyor. En yüksek bütçeler ve en ciddi imkanlar Division 1’de bulunuyor. March Madness turnuvasına yalnızca Division 1 takımları katılabiliyor. Ayrıca bölümler arasında küme düşme/çıkma sistemi bulunmuyor. Bu yüzden bizi yalnızca Division 1 ilgilendirmekte.
En yüksek bölümde 363 takım sahne alıyor ve 32 konferansa ayrılıyorlar. Takımlar bu konferanslara okulların konumuna bağlı olarak seçiliyor. Kolej basketbolunda konferanslar arasında bir kalite ayrımı da mevcut.
ACC, Big 12, Big Ten, Big East, Pac-12 ve SEC konferansları kalite ve imkan bakımından diğerlerine üstün geldikleri için “Power Six” olarak adlandırılıyorlar. Veya başka bir deyişle “Majör konferanslar”.
Ulusal basının dikkati onların üstündedir. Bütçeleri diğerlerinden daha fazladır ve genelde en iyi lise oyuncularını onlar alır. Kolej takip etmeyen birisi bile bu takımların bir kısmını bilir: Duke, Kentucky, Kansas, UCLA, North Carolina…
Bu altı majör konferansın dışında kalanlar ise orta ölçekli (mid-major) ve düşük ölçekli (low-major) şeklinde ikiye ayrılıyor. NCAA, mid-major terimini resmi olarak kullanmıyor. Ancak konferanslar arasında keskin farklar olduğu aşikar.
Orta ölçekli konferansların en çok öne çıkan takımı ise Gonzaga. 2016’dan beri altı oyuncu Draft lotaryasında seçildi: Domantas Sabonis, Zach Collins, Rui Hachimura, Jalen Suggs, Corey Kispert ve Chet Holmgren. Bu mid-major takım için büyük başarı. Aynı zamanda düzenli olarak tepeye oynuyorlar. Bu yüzden bazı yorumcular Gonzaga’yı mid-major kavramından ayrı tutuyor ve “Power Six” içerisine dahil ediyor.
Sezonun işleyişine dönecek olursak, takımlar 30 civarı normal sezon maçı yapıyor. Normal sezonun ilk kısmı konferans dışı takımlarla yapılan maçlardan oluşuyor. Araya 1-2 tane konferans içi takım serpilebiliyor tabi. Bu maçların sayısı genelde 10 civarında oluyor ve bunu sezonun ilk etabı gibi düşünmek lazım. Takımlar konferans dışı maçlarda kendi fikstürlerini belirlemekte serbestler ama en kolay rakipleri seçmek gibi bir mantık pek geçerli değil. Özellikle mid-major konferanslar için.
Konferans dışı takımlarla oynanan maçlardan sonra konferans maçları başlıyor. İşte buradan sonra işler iyice sıkılaşmaya başlıyor. Takımlar sezonun geri kalanında yalnızca kendi konferanslarındaki takımlarla karşılaşıyor. Net bir sayı yok ancak yaklaşık 20 civarında maç oynanıyor. Örneğin Duke bu sezon ACC’de 18 maça çıktı.
Konferans maçları tamamlandıktan sonra takımlar normal sezonu bitiriyor ve konferans turnuvaları başlıyor. Bu noktada normal sezonun başında konferans dışı takımlarla yapılan maçlar bir anlamı yok. Çünkü her takım konferans içi maçların derecesine göre sıralanıyor. Konferansını ilk sırada bitiren takımlar ilk turları direkt atlayabiliyor.
Konferans dışı maçlarda tüm rakiplerinizi birer birer yenseniz bile konferans turnuvasındaki sıralamanıza herhangi bir etkisi yok.
Her konferansta format veya maç tarihleri ufak tefek değişiklik gösterebiliyor ama hedef aynı: Şampiyon olup asıl turnuvaya, yani March Madness’a otomatik katılım sağlamak.
March Madness
Kolej basketbolunda Mart ayının ortasında başlayıp Nisan’ın ilk günlerinde sona eren 84 yıllık geleneğe March Madness adı veriliyor. Özellikle Amerika’da büyük bir etkisi var. Hatta final gününde NBA’de maç oynanmıyor.
Bu büyük turnuvaya katılabilmenin iki yolu var. Birincisi, kendi konferansınızı şampiyon tamamlamak (automatic bid). İkincisi ise turnuvaya davet almak (at-large bid).
Konferans turnuvalarından az önce bahsetmiştik. Kendi konferansını şampiyon tamamlayan 32 takım, March Madness’a direkt katılım sağlıyor.
Peki geri kalanları turnuvaya davet eden kim? Bu görev için 10 kişilik bir komite oluşturuluyor. Turnuvaya çağrılacak 36 takım, birçok kriterin göz önünde bulundurulduğu bir değerlendirme süreci sonucunda belirleniyor. Bu şanslı takımların açıklandığı güne “Selection Sunday” ismi veriliyor. Bu yıl 13 Mart Pazar günü gerçekleştirildi ve turnuva ağacı netleşmiş oldu.
Hangi konferanstan ne kadar takımın davet edileceği ise konferansın büyüklüğüyle doğru orantılı oluyor. En çok katılımı ise yukarıda bahsettiğimiz majör konferanslar (ACC, Big 12, Big East, Big Ten, Pac-12 ve SEC) elde ediyor. Örneğin geçen sezon Big Ten’den 9, SEC’ten 6 takım katılırken Gonzaga’nın yer aldığı WCC’den yalnızca 3 takım katılım sağlayabildi.
Otomatik katılımla 32 takım, komite davetiyle 36 takım March Madness’a katılım hakkı almış oluyor. Ancak takım sayısının 64’e düşürülmesi gerekiyor. Bu yüzden “First Four” adı verilen fragman niteliğinde bir turnuva geliştirilmiş. Mantığı şöyle…
Seçim komitesi tüm takımları 1’den 68’e kadar sıralıyor. Konferans şampiyonları arasındaki en kötü 4 takım kendi arasında karşılaşıyor. Özel davet alanlar arasındaki 4 takım da kendi içinde çarpışıyor. Kazananlar yola devam ediyor, kaybedenler adaya veda ediyor. Sonuç olarak geriye 30 konferans şampiyonu ve 34 özel davet takımı kalıyor.
64 takım, Doğu – Batı – Güney – Ortabatı şeklinde 4 farklı bölgeye ayrılıyor. Takımlar klasik playoff usulüyle, yani 1–16, 2–15, 3–14… şeklinde eşleşiyor. İlk tur, ikinci tur, son 16 (Sweet Sixteen) ve son 8 (Elite Eight)… Dört turu geçip kendi bölgesini şampiyon tamamlayan 4 takım, Nisan ayının ilk günlerinde Final Four’da karşı karşıya geliyor.
March Madness’a en çok heyecan katan faktör ise her turun tek maçlık eleme usulü üzerinden oynanıyor olması. Bu sayede ortaya çok büyük sürprizler çıkabiliyor.
Geçtiğimiz sezon Beşiktaş‘tan David McCormack’in takımı Kansas ulusal şampiyon olup fileleri kesmeyi başarmıştı.