by Alex Schiffer / Çeviri: Bilal Baran Yardımcı / info@eurohoops.net
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı 1 Şubat 2023 tarihinde The Athletic‘te yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
Ish Wainright’ın hayatı değişmek üzereydi. O zamanlarki kız arkadaşı hamileydi ve Wainright’ın ailesini ayakta tutmanın bir yolunu bulması gerekiyordu. Sorun ne miydi? 21 yaşındaydı ve henüz üniversiteyi bitirmesine iki yıl vardı. 2016 yılıydı ve kolej sporcularının isimlerinden, imajlarından ve gördükleri sevgiden para kazanmasından önceydi. Wainright, Baylor’da bir rol oyuncusuydu ve NBA draftı ihtimali pek bulunmuyordu.
Wainright, G League’e gidebilir ve 40.000 dolara varan bir maaş kazanabilirdi. Yurtdışında da şansını deneyebilirdi fakat bu, onu o haziran ayında doğacak Isabella’dan ayıracaktı.
Burada işin içine Wainright’ın Twitter mesajlarından Matt Rhule giriyor. Baylor’ın yeni amerikan futbolu koçu, Wainright’a bir sonraki yıl basketboldaki seçilme hakkı bittikten sonra tight end pozisyonunda oynama rolü teklif etti.
Rhule’un mesajında “Sana ve şu ana kadar Baylor’da yaptıklarına çok saygı duyuyorum. Hiçbir şeyi bozmak istemiyorum, sadece gel ve dene.”
Kolejde daha fazla kalmak mantıksız gözükebilirdi fakat Wainright, NFL’in antrenman kadrolarındaki oyuncuların da 207.000 dolara varabilen paralar kazandığını öğrendi. Rhule’un teklifi de oynaması yönündeydi. Wainright, bu teklifi kabul etmeyi tercih etti.
Bu pozisyonda oynayarak ve öğrenerek bir sene geçirdi, toplamda dört top yakalayıp 34 yarda kazandı ve iki kez touchdown yaptı. Bu da onun draft edilmeden Buffalo Bills ile kısa bir dönem geçirmesine sebep oldu. Ardından Wainright tekrar basketbola döndü ve Phoenix Suns rotasyonunda kendine yer buldu.
I just want to thank the @buffalobills for the opportunity. I can’t wait to get to work !
— Ish Strongman Wainright 😁 (@Wainright24) April 30, 2018
Tek bir alanda uzmanlaşma gerektiren sporlarda Wainright, iki kez başarıyla spor değiştirdi. Bu yolculuk onu Atlantik Okyanusu’nun ötesine taşıdı ve geri getirdi. Hepsini ailesini destekleme umuduyla yapıyordu. Bills’in quarterback’i Josh Allen’ın yanında oynamaktan gelecekte Hall of Fame seçilecek Chris Paul’un yanına geldi. İki isim de kendi sporlarının en iyi pasörlerindendi. Basketbola dönüşü, yetenek setine daha iyi uyacak şekilde değişmesiyle aynı zamana denk geldi.
“Bu kariyer eğrisine sahip başka birini görebilir misiniz bilmiyorum.” diyor Wainright’ın Baylor’da oynadığı zamanlarda asistan olan Kansas State Koçu Jerome Tang. “İstenilen noktaya ulaşmak için birçok yol olduğunu gösteriyor fakat ortak payda sabır ve sıkı çalışma.”
Bears’ı iki kez Sweet 16’e taşısa ve organizasyon sıralamasında ilk sıraya yerleştirse de Wainright’ın gerçek pozisyonu belli değildi. Etkileyici istatistikleri yoktu. O zamanlar 1.95 boyunda ve 113 kiloda olan Wainright, şutör guard fiziğinde bir uzun forvet gibiydi. O, takımda her şeyi yapan oyunculardan biriydi.
“Onun oynamayı bıraktığı zamanlarda oyun şu anki kadar pozisyonsuz değildi.” diyor Baylor’ın Koçu Scott Drew. “Kimse ona NBA’de birden beşe her pozisyonda oynayabilir gözüyle bakmadı.”
Wainright’ta bulunan şey ise ise karizma ve kazanmak için gereken her şeyi yapma arzusuydu. Yıldız bir oyuncu olmamasına rağmen soyunma odasında liderlik yapıyordu.
“Baylor’ın başkanı gibiydi adam.” diyor Rhule.
Rhule, 2017 yılında Baylor’ın amerikan futbolu koçu olduktan kısa bir süre sonra bir basketbol maçında Wainright’ı izlerken buldu kendini. Wainright’ın iri fiziğini gördü ve işler o yolda giderse NFL’de bir tight end olabileceğini düşündü.
“Bir insan için basketbol takımının yüzüyken ‘aynı okulda bambaşka bir sporda sıfırdan başlayacağım’ demek kolay değil.” diyor Rhule.
Wainright’ın yeni planı para kazanmaktı fakat maaşının gelmesi an meselesi değildi. Isabelle’in doğduğu ilk zamanlarda ailesini desteklemek için yaratıcı bir yola başvurdu. Bütün spor ayakkabı koleksiyonunu satmaya karar verdi. Wainright, her ayakkabı sattığında ağladığını söylüyor.
Wainright’ın amerikan futboluna uyum sağlama süreci duygusal açıdan daha kolaydı. Basketbol oyuncuları amerikan futbolunda en çok tight end pozisyonuna uygun olsa da bu işi öğrenmesi her türlü zordu. O an sahada kurulan şemaya bağlı olarak bir tight en gerekirse hücumdaki line oyuncularıyla dizilebiliyor ya da bir receiver olarak pozisyon alabiliyor. Wainright, 2017’nin bahar aylarında takıma girdiğinde takımın hücum koordinatörlerinden Glenn Thomas, oyuncuyla oturmuş ve pozisyon hakkında sorular sormuştu. Aynı zamanda amerikan futbolu antrenmanlarının basketbol antrenmanlarından çok farklı olacağını hatırlattı. Salon içinde olmak yerine üç saat boyunca güneşin altında kalacaklardı. Wainright her ne kadar sert darbe almaya alışık olsa da yeni görevinde bu rutin haline gelecekti.
Wainright’ın amerikan futbolu kariyerinin başında Rhule ve koç ekibinin ona bir mesajı vardı: Eğer profesyonel basketbol oynama fırsatı gelirse hiçbir açıdan takımı bırakma konusunda kendini suçlu hissetmemesini istiyorlardı – sezon öncesi de olsa, sezon ortası da.
“Ben kimim ki onun önünde duracağım?” diyor Rhule.
Thomas da “Bu durumda fedakarlık yapan oydu.” diyor.
Wainright’ın fiziği, top yakalama kabiliyeti ve atletizmi onu ilgi çekici bir tight end yaptı. Koç ekibi onun potansiyelini tam olarak kullanabilmek için setler çizdi. Sezonun ilk iki maçında yavaş yavaş oyuna alıştırdıktan sonra Rhule, Wainright’ın sorumluluklarını ve hücumdaki rolünü üçüncü haftada oynanan Duke maçında arttırmayı planladı. O maçtan önce yapılan antrenmanlar boyunca Wainright, Rhule’un takımın quarterback’i Charlie Brewer’dan kendisine pas atmasını talep ettiğini hatırlıyor.
“Her şey: Slant oyunları, fade oyunları, aklınıza ne gelirse.” diyor Wainright.
Fakat maça sadece birkaç gün kala Wainright bir gün uyandı ve yataktan çıkamadı. Enfeksiyon kapmıştı. Birkaç maç kaçırdı ve kilo kaybetti, bu da onun sezonuna zarar verdi. Sadece üç maçta forma giydi, o iki touchdown pasını yakaladı. İki oyun da onun atletizmini ve top yakalama kabiliyetini kanıtlıyordu.
Ish. Wainright. #SicKU pic.twitter.com/2VS0moANRz
— Baylor Football (@BUFootball) November 4, 2017
“Evet kilo kaybetti fakat daha da önemlisi tecrübeden ve antrenman yapmaktan mahrum kaldı.” diyor Rhule. “Sezon ilerledikçe çok fazla çeşitlilik gösterdi. Bir sene daha kalsaydı veya birkaç hafta daha oynayabilseydi önünde daha fazla fırsat olacağına inanıyorum.”
Wainright, bir sonraki bahar draftta seçilemedi fakat yine de bazı NFL takımları onun peşindeydi. Doğduğu şehrin takımı Chiefs ile denemeye çıktıktan sonra Bills’in çaylak kampına davet aldı ve kendisini takımın yeni quarterback’i Allen ile beraber oynarken buldu.
Wainright, Allen için rotalar koşarken NFL’in onun için doğru spor olup olmadığını sorguladı. Kampın ilk pozisyonunda Wainright, savunmacıyı geride bırakarak rota koşmakla görevliydi fakat kendisini line oyuncusu tarafından diğer yöne ittirilirken buldu. Takım tekrar toplandığında Wainright, Allen’a baktı ve “Bu spor benim için mi bilmiyorum.” dedi.
Allen da ona baktı ve bu görüşü reddetmedi: “Pas yakalamaya koşacağını düşünüyordum.”
“Kampta etrafıma bakıyordum ve oyuncuların sadece kaskla tam gaz oynadığını görüyordum.” diyor Wainright. “Ben de ‘bunu istemiyorum, beni keseceklerse kessinler, kesmeyeceklerse kesmesinler’ diye düşünüyordum.”
Bills, kampın sonunda Wainright’ı serbest bıraktı. Wainright, bir sonraki hamlesinin ne olacağından emin değilken annesi Marry Mills’e basketbola dönmeden önce NFL takımlarının kendisine ulaşması için iki hafta bekleyeceğini söyledi. Telefonu hiç çalmadı.
Wainright, “ya şöyle olsaydı” konuşmaları sırasında bir o şekilde, bir bu şekilde düşünüyor. Eğer amerikan futbolu için ikinci bir sezon oynamaya hakkı olsaydı hali hazırda bulunan repütasyonu ona bir NFL şansı bulmaya yetebilirdi.
Fakat Wainright, o kampta geçirdiği zamanda basketbola kıyasla amerikan futboluna olan ilgisinin az olduğunu fark etti. Bills ya da başka bir takım onu bir iki sezon sonra serbest bıraksaydı oynamaya devam etmeyebilirdi. Bir de kızı hakkında düşünmek zorunda olmasa muhtemelen amerikan futboluna hiç adım bile atmayacağını düşünüyor.
Belki de Wainright’ın amerikan futboluna dair en iyi mirası Baylor’ın basketboluna olan etkisiydi. Wainright Bills ile imzaladığında Drew’ün profesyonel kontrat imzalayan üçüncü eski oyuncusu olmuştu. Koça o sonbaharda yapılan bir antrenmanda garip bir istek geldi: Bir NFL yetenek avcısı antrenmanı izlemek istiyordu.
Yetenek avcısı, Drew’e “Bundan böyle buraya geleceğim çünkü her yıl yeni bir oyuncu çıkarıyorsunuz gibi gözüküyor.” dedi.
Amerikan futbolunu geride bıraktıktan kısa bir süre sonra Wainright, Çin’de yurtdışı fırsatı kovalayan birkaç oyuncuya koçluk yapan kuzeni Eric Stamps’ten bir telefon aldı. Takımı Nürnberg Falcons ile karşılaşacaktı ve Falcons, Stamps’e profesyonel sporu tatma fırsatı karşılığında düşük bir meblağ karşılığında oynamaya istekli biri olup olmadığını soruyordu. Stamps’in aklına Wainright geldi.
O zamanlar Falcons, Almanya ikinci ligindeki en kötü takımlardan biri olarak görülüyordu ve düşme tehlikesi yaşıyordu. Teklifleri bir yıl, yaklaşık 8.000 avroydu. 2018’in eylül ayında Wainright bu teklifi kabul etti.
“A planı işe yaramadı.” diyor Wainright. “B planı işe yaramadı. Bu yüzden neden tekrar A planını denemeyeyim diye düşündüm. Bu da aslında C planım olan yurtdışını denemekti.”
Avrupa’ya uyum sağlamak kolay olmadı. Baylor’dayken Wainright, sözleşmeli uçaklarla ve lüks otobüslerle seyahat ediyordu. Falcons ise havalandırmanın olmadığı minibüslerle yolculuk yapıyordu. Bir maça sadece gidiş bazen dokuz saat sürebiliyordu. Zaman zaman Wainright çok terlediği için üstünü çıkarmak zorunda kalıyordu.
Baylor’da amerikan futbolu oynarken Wainright, basketbol takımıyla antrenman yapmaya devam etti, bu da onun belli bir seviyede kalmasını sağladı. Amerikan futbolunun gerektirdiği ağırlık antrenmanları sayesinde atletizmini korudu, bacakları güçlendi. Almanya’ya bir amerikan futbolu oyuncusu fiziğinde geldi, bu da başlarda erken faul problemine girmesine yol açtı. Fakat basketbola olan hissiyatı hala mevcuttu. Sezon ilerledikçe vücudunu yeniden inşa etti.
“Amerikan futbolu oynayan basketbolcu değildim, basketbol oynayan bir amerikan futbolu oyuncusuydum.” diyor Wainright.
Almanya’daki ilk sezonunda Wainright 12.1 sayı – 7.5 ribaund – 2.8 asist ortalamalarıyla mücadele etti ve Falcons’ı finallere taşıdı. Finallerde ise maç kazandıran basketle, bir sayıyla kaybettiler. Avrupa’daki çaylak sezonunun ardından Almanya birinci ligi takımlarından Rasta Vechta’dan telif aldı. O da Fransa’da SIG Strasbourg forması giymeden önceki sezonu orada geçirdi.
İşte orada Wainright’ın kariyerinde başka bir sayfa açıldı.
O amerikan futboluyla uğraşırken NBA de değişime uğruyordu. Spesifik özelliklerle belli bir pozisyonun oynandığı günler geride kalmış, basketbol daha pozisyonsuz bir hale gelmişti. Birdenbire Wainright ilgi çekici bir seçenek haline geldi. NBA takımları onun yurtdışında gösterdiği performansı fark etmeye başladı ve Strasbourg’tayken Raptors kendisine ulaştı. Takım onu bırakmak istemiyordu fakat eninde sonunda Wainright, Toronto ile bir kontrat imzaladı. Antrenman kampının sonunda serbest bırakıldı, ardından 2021 yılında çift yönlü kontratla kendisini Phoenix’te buldu.
Wainright, Suns‘ta çok az oynasa da oynadığı zamanlarda sahaya her şeyini bırakan bir oyuncu olarak ün yapmayı başardı. Geçtiğimiz sezonun sonunda Wainright’ın kontratı normal bir NBA kontratına çevrildi. Bu sezon ise Suns‘ta çift yönlü kontrata geri döndü ve süreleri arttı, rotasyonda daha fazla yer edinme yolculuğu devam ediyor.
“Bana kolejde çok fazla kalan birçok oyuncuyu hatırlatıyor.” diyor Suns Koçu Monty Williams. “Bu oyuncular tırnaklarıyla kazımaya alışkın, zorlu video seanslarına ve koç edilmeye alışkın. Fakat burada bir de amerikan futbolu kısmını ekliyorsunuz. Eminim ki hepsine farklı bir yaklaşım şekli vardır. Birkaç amerikan futbolu oyuncusuyla aynı bölgede yaşamıştım. Onların sabahın altısında evden çıkıp akşam yedi gibi eve döndüklerini görüyordum. Birçok NBA oyuncusunun gününden farklı bir gün bu. Bütün bunların onu uzun günlere, zorlu video izleme seanslarına, çalışma stillerine alışmasına yardımcı olduğuna eminim.”
“Fakat onun farklı bir mantalitesi var. Bu noktaya kadar yaşadıkları sayesinde şu andaki fırsatına minnet duyduğunu düşünüyorum. Spor salonuna geliyor ve sahaya adımını atmadan önce bağırıyor. Sanırım onun için ‘burada olduğum için minnettarım’ deme şekli bu.”
Wainright, eskisi gibi olmasa da spor ayakkabı koleksiyonunu tekrardan toplamaya başladı. Koleksiyonun en iyi zamanlarında bir dolap dolusu az bulunan Jordan ayakkabısı vardı.
“Yakınına bile yaklaşamaz.” diyor Mills. “Kolejdeyken sahip olduklarıyla kıyaslanamaz bile. Fakat şu ankiler daha pahalı. O zamanlar bir çift 200 dolardı, şu anda 1.800 dolar.”
Wainright’ın havalandırması olmayan minibüslerle seyahat ettiği günler geride kalmış gözüküyor. Özel uçaklarla seyahat ise hala masada gibi. Aynı zamanda ailesini desteklemek için arayışında olduğu ekonomik refaha da ulaştı. Hepsinden daha önemlisi, NBA’e giden yolu için minnet duyuyor.
“Bunun kitabını yazmaya, filmini çekmeye sabırsızlanıyorum.” diyor Wainright.
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!