by Eurohoops Team / info@eurohoops.net
NBA’de normal sezonun sonuna yaklaşık 5 haftalık bir süreç kaldı. Her takım normal sezonun sonunu farklı amaçlar ve bu amaçlar doğrultusunda yapacakları hamlelerle geçirecek.
Takasın son gününün ardından All-Star arası da geçti ve herkes hedeflerine yoğunlaştı. NBA’deki her takımın hedefini zirve adayları, playoff mücadelesindekiler ve ligin dibinde yer alan takımlar olarak belirlemiştik…
Şimdi bu hedefe giden yolda en önemli oyuncuları seçiyoruz.
1. Denver Nuggets (41-18): Nikola Jokic
Denver Nuggets, NBA’de normal sezon lideri olma yolunda emin adımlarla ilerlerken yıldız oyuncu Nikola Jokic de üst üste 3. MVP ödülünü kazanmak için iddiasını sürdürüyor. Jokic’e geçen seneki kadar bağlı olmasalar bile Denver Nuggets’ın her şeyi yine Sırp pivottan soruluyor. Sezonun hangi bölümünde olursak olalım Nuggets’ın en önemli oyuncusu her zaman Nikola Jokic olacak.
2. Memphis Grizzlies (35-22): Jaren Jackson Jr.
Memphis’in 23 yaşındaki uzunu Jaren Jackson, sezonun ilk ayını kaçırmasına rağmen savunmada öyle bir performans ortaya koydu ki, DPOY yarışında maç eksiği argümanlarını silip attı. Bu sezon maç başına 3.3 blok ve 1.1 top çalma ortalamalarıyla mücadele eden Jaren Jackson, ribaunt, faul ve şut yüzdesi istatistiklerinde de kariyerinin en iyi sezonunu geçiriyor. Memphis Grizzlies‘ın beyni ve kanatları Ja Morant olabilir ancak bu takımın kalbi Jaren Jackson’dan geçiyor. Son 13 maçında 9’unu kaybettiklerini düşünürsek Jaren Jackson’ın savunmasına çok daha fazla ihtiyaçları var.
3. Sacramento Kings (32-25): De’Aaron Fox
17 yıldır playoff yüzü görmeyen Sacramento Kings, bu hasreti dindirmeye ilk kez bu kadar yaklaştı. Batı’da 3. sırada yer alan Sacramento, zorlu bir fikstüre doğru giderken ilk 6’nın içinde kalmayı umut ediyor. Kaliforniya ekibi, bu sezon ligin en iyi hücum takımlarından birisi haline geldi. Rakiplerini sık sık skor düellosuna girerek yeniyorlar. Aynı zamanda son dakikaları yakın giden maçlarda nadiren hata yapıyorlar. Eğer bu sıkışık fikstürden çıkmak istiyorlarsa All-Star guard De’Aaron Fox’a bel bağlamaktan başka çareleri yok. Takımına her gece 25 sayı – 6 asist katkısı sağlayan Fox, aynı zamanda “clutch” istatistiklerde lig lideri. O yüzden playofftaki yeri hala garanti olmayan Kings için son derece mühim.
4. Los Angeles Clippers (33-28): Kawhi Leonard
Los Angeles’ın daha formda olan ekibi Clippers, kendini Play-In potasından biraz olsun sıyırmayı başardı. Buna rağmen hiçbir şey garanti değil. Sakatlığı sebebiyle geçen sezonun tamamını kaçıran Kawhi Leonard, Clippers’ın son dönemdeki formunda büyük bir etken. Çünkü Kawhi ne kadar iyiyse, Clippers da o kadar iyi. Takasın son günündeki hamlelerle birlikte rotasyonuna çekidüzen veren Clippers, son iki sezondur olduğu gibi şampiyonluk hayalleriyle yatıp kalkıyorlar. Bu hedefe ulaşmak istiyorlarsa formda ve sağlıklı bir Kawhi Leonard’a ihtiyaçları olacak.
5. Phoenix Suns (32-28): Josh Okogie
Batı’da sezonun hayal kırıklıklarından birisi olan Phoenix Suns, son dönemde performansını yükseltmiş olsa da geçen seneki seviyesinden hala çok uzakta. Kevin Durant takası onları yeniden dominant hale getirecek ve şampiyonluk iddialarını kuvvetlendirecek. Söz konusu takasın Suns için tek kötü yanı, Mikal Bridges ve Cam Johnson gibi iki tutkal oyuncuyu kaybetmeleri oldu. Özellikle Mikal Bridges bu takımın için çok mühimdi. LeBron, Kawhi gibi süperyıldızların olduğu Batı’da kanat savunması için kritik bir silahtı. Suns, bu katkıyı bir şekilde telafi etmek zorunda. O kişi Josh Okogie olabilir. Okogie, Mikal seviyesinde bir oyuncu değil. Şutu hala güven vermiyor ama fiziği ve savunması sayesinde rotasyonda önemli yer tutabilir.
6. Dallas Mavericks (31-29): Kyrie Irving
Luka Doncic’in etrafındaki parçaları geliştirmek isteyen Dallas Mavericks, Spencer Dinwiddie ile Dorian Finney-Smith’i Brooklyn Nets‘e gönderdi. Her iki oyuncu da Mavericks rotasyonunda önemli yer kaplıyordu. Ancak Doncic’in yanına büyük bir hücum tehdidi eklemek adına böyle bir kumar oynadılar. Sezon sonunda serbest kalacak olan Kyrie’nin gelecek sene bu takımda olup olmayacağını bilemiyoruz. Ancak bu normal sezonun geri kalan kısmında Mavericks’in en önemli ismi olacak çünkü Doncic’in yanına böyle üst düzey bir yaratıcı gerekiyordu.
7. New Orleans Pelicans (30-29): Brandon Ingram
Aslında New Orleans’ta işler iyi gidiyordu. Bir dönem 26-17 ile Batı’nın ilk üç sırasına yerleşmişlerdi ancak genç yıldız Zion Williamson’ın sakatlığı her şeyi değiştirdi. Üst üste 10 mağlubiyet aldılar ve aniden 7. sıraya kadar gerilediler. Zionlu Pelicans ile Zionsuz Pelicans arasındaki makasın ucu çok açık. Bu makası kapatma görevi ise Brandon Ingram’a düşüyor. 25 yaşındaki yetenekli skorer, Zion Williamson’ın birkaç hafta daha sahalardan uzak kalacağını düşünürsek, her zamankinden daha önemli hale geldi.
8. Minnesota Timberwolves (31-30): Mike Conley
Batı’da 3. sıra ile 13. sıra arası oldukça karışık. Önümüzdeki 20-25 maçlık süreçte heyecan dolu bir serüvene tanıklık edeceğiz. Birçok takımın durumu belirsizlik içerisinde. Onlardan birisi de Minnesota Timberwolves. Sezonun büyük bölümünü yıldız uzun Karl-Anthony Towns’tan yoksun geçiren T’Wolves, kısa süre önce D’Angelo Russell’ı da Lakers‘a takaslamıştı. Russell’ın en büyük problemi, ana karar verici olduğunda kötü tercihlere sürüklenmesi. Kariyerinin en iyi sezonlarından birini geçirse bile bu değişmedi. Aynı zamanda genç yıldız Anthony Edwards ile birlikte birbirlerini baltalıyorlardı. Şimdi oyun aklı ve tecrübesi çok daha yüksek olan Mike Conley takıma geldi. 34 yaşındaki Conley, eski günlerinden uzakta olsa bile bu takımın yapısına çok daha uyumlu. Towns’ın ne zaman döneceği hala belirsiz, bu yüzden Mike Conley hamlesinin bu takımda bir şeyleri değiştirmesi şart.
9. Golden State Warriors (29-29): Draymond Green
Son şampiyon Golden State Warriors‘ın birkaç ay içerisinde bu duruma düşeceğini kimse tahmin etmezdi. Serbest oyuncu piyasasında rotasyonun önemli parçalarını kaybetmek, yeterince veteranla imzalamayıp gençlere güvenmek bir hataydı. Ama bununla birlikte Stephen Curry’nin sakatlık problemleri de Warriors’ın başını çok ağrıttı. Curry’nin en az bir hafta daha sahalardan uzak kalabileceği düşünülüyor. Curry’nin olmadığı dönemde takımın hücum kimliğini kaybetmemesi için Draymond’a ihtiyaç olacak. Curry dönse bile Draymond’ın önemi veya rolü azalmıyor. Geçen sezon savunmada 2. sırada olan Warriors, bu sezon 20. sıraya kadar geriledi. Bu takımın önümüzdeki 20 maçlık süreçte rakiplerini durdurması gerekiyor ve bunun anahtarı Draymond Green’in ellerinde.
10. Oklahoma City Thunder (28-29): Shai Gilgeous-Alexander
Oklahoma City Thunder, kağıt üstünde çok zayıf isimlere sahip olduğu için sene başında büyük bir ön yargıyla karşı karşıya kaldı. Fakat Thunder maçları düşünüldüğü kadar kötü değil. Mark Daigneault, özellikle savunma kurgusu açısından çok başarılı bir koç ve takıma bir amaç vermiş gibi duruyor. Sezon öncesinde Thunder’ın Wembanyama için yarışacağını düşünsek de kendilerini beklenmedik şekilde Play-In potasında buldular. Bunu tabi ki Shai Gilgeous-Alexander’ın gelişimine borçlular. Kanadalı genç yıldız, müthiş performansıyla takımını adeta sırtladı. All-Star arasından sonra da playoff için savaşacaklarsa Shai’ye her zamankinden daha çok ihtiyaçları olacak.
11. Utah Jazz (29-31): Collin Sexton
Utah Jazz‘in ne yapmak istediğini kimse bilmiyor. Sezona Wembanyama hayaliyle başladılar ancak tıpkı Thunder gibi kendilerini playoff yarışında buldular. Takım, tanking yapamayacak kadar iyiydi. Takasın son gününde Mike Conley, Malik Beasley, Jarred Vanderbilt gibi önemli rotasyon parçaları takaslandı ve böylelikle Jazz bir miktar güç kaybetti. Buna rağmen Wembanyama treni artık kaçmış gibi görünüyor. Fakat Jazz’in bu noktadan sonra ne yapacağından bağımsız olarak daha aktif hale getirmeleri gereken bir isim var: Collin Sexton. Geçen yıl ciddi bir sakatlık sebebiyle sezonu kapatan Sexton, Mike Conley’nin gidişinden faydalanıp eski formunu bulmak zorunda.
12. Portland Trail Blazers (28-30): Damian Lillard
Portland Trail Blazers‘ın geçen sezon adım attığı “hızlı reset” süreci pek bir şeyi değiştirmedi. CJ McCollum, Norman Powell, Robert Covington, Larry Nance gibi parçaları elden çıkarıp takımın çehresini kısa sürede değiştirdiler. Buna rağmen Batı’nın orta-alt sıralarından kurtulamadılar. Trail Blazers, sezonun sonuna doğru yaklaşılırken bir kez daha alt sıralarından playoffu kovalıyor. Play-In etabına katılmak için hala önemli bir şansa sahipler fakat Trail Blazers’ın sezonu resmen pamuk ipliğine bağlı. Kariyerinin en iyi sezonlarından birini geçiren Damian Lillard’ın vitesi 5’ten 4’e düşürmesi bile bu takımın umutlarını söndürebilir.