2021 NBA Draftı Bugün Yapılsa Alperen Şengün Nereden Seçilirdi?

23/Şub/23 06:09 Şubat 23, 2023

Berkay Terzi

23/Şub/23 06:09

Eurohoops.net
BROOKLYN, NY - JULY 29: Alperen Sengun shakes hands with NBA Commissioner Adam Silver after being selected number sixteen overall during the 2021 NBA Draft on July 29, 2021 at Barclays Center in Brooklyn, New York. NOTE TO USER: User expressly acknowledges and agrees that, by downloading and or using this photograph, User is consenting to the terms and conditions of the Getty Images License Agreement. Mandatory Copyright Notice: Copyright 2021 NBAE (Photo by Brian Babineau/NBAE via Getty Images)

Eurohoops Fırın, 2021 NBA Draftı’nın baştan çiziyor.

by Berkay Terzi / info@eurohoops.net

2021 NBA Draftı’nın yetenekli gençleri, 2022-23 sezonuyla birlikte kariyerlerinin ikinci senesine adım attı.

Yeni jenerasyonun yıldız adaylarını 1,5 sezon boyunca takip ettik ve artık onlar hakkında daha isabetli çıkarımlar yapabiliyoruz.

Tabi bazıları için işler düşlendiği gibi gitmiyor. İlk sıra seçimi Cade Cunningham sezonu kapatırken Yılın Çaylağı seçilen Scottie Barnes’ın gelişim süreci ağırlaştı. Tam aksine kimi oyuncular da üstüne koyarak yoluna devam etti.

Houston Rockets‘taki temsilcimiz Alperen Şengün, şüphesiz ikinci kategoride yer alıyor. Peki, 2021 Draftı bugün gerçekleştirilseydi milli oyuncumuz nereden seçilirdi?

Eurohoops Fırın, tam olarak bu sorunun yanıtını arıyor.

İlk Sıra Değişmezdi

2021 NBA Draftı’nın ilk sırasından Detroit Pistons‘a seçilen Cade Cunningham, sakatlığı sebebiyle ikinci sezonunu erken kapatsa bile muhtemelen drafttaki yerini kimselere kaptırmazdı. Çünkü Cunningham’ı diğerlerinden ayıran çok belirgin bir özellik var. 21 yaşındaki oyuncu, bu draft sınıfında bir takımın ana top yönlendiricisi ve sürükleyicisi olabilecek yegane isim.

Evan Mobley savunmasıyla Cavaliers‘ta fark yaratıyor, Jalen Green skorer potansiyeliyle yıldız ışığı gösteriyor, Alperen Şengün ise gün geçtikçe hücumdaki rolünü artırıyor. Ancak bir takımın dominant karar vericisi olmak çok başka bir konu. Cunningham, oyun kurucu pozisyonunun üstünde fiziksel özellikleri, top yönlendirme becerileri ve yaratıcılık potansiyeliyle ileride özel bir oyuncu olabilir. Detroit Pistons‘ın yeni yüzü olmaya şimdiden aday.


2 ve 3 Numarada Değişim

Draft gününde ikinci sıradan Houston Rockets‘a seçilen isim Jalen Green’di. Cleveland Cavaliers ise üçüncü sıradan Evan Mobley ile eve dönmüştü. Fakat draft bugün yeniden yapılsa Mobley ile Green arasında değişim yaşanması kuvvetle muhtemel. Cavaliers‘ta henüz çaylak sezonunda büyük bir etki yapan Mobley, Yılın Çaylağı ödülünü son düzlükte Scottie Barnes’a kaybetmişti.

Peki ödülü alamaması Mobley’nin değerini düşürdü mü? Elbette hayır. 21 yaşındaki genç uzun, çok yönlülüğü ve eşsiz içgüdüleriyle daha şimdiden ligin en iyi savunmacıları arasına adını yazdırdı. Sahanın hücum tarafında hala tamamlanmış proje değil ama DPOY potansiyeli barındıran bir oyuncuyu kaçırmak istemezsiniz.

Jalen Green ise az önce söylediğimiz gibi net şekilde yıldız potansiyeli barındırıyor. Bir gün ligin skor liderliğine oynayıp All-Star maçında sahaya çıkabilir. Fakat oyunu hala çok dağınık. Şut tercihlerini yeniden gözden geçirmesi gerek, ayrıca pasör becerilerinde gelişim beklemek acımasız olmaz. Green, yıldız ışığı barındırsa bile şu anda sahaya Mobley kadar etki etmiyor.


Franz’dan Olumlu Sinyaller

2021 NBA Draftı’nın 8. sırasından Orlando Magic‘e seçilen Franz Wagner, lige girerken görev adamı olması beklenen isimlerden birisiydi. Kolejde skorer özellikleri gelişmiş düzeyde değildi ve kendi skorunu yaratmakta zorluk yaşayabiliyordu. Özellikle zayıf eline doğru penetre ettiğinde kısıtlanabilen bir oyuncuydu.

Bunun dışında Franz Wagner’in çok yönlü bir oyuncu olduğu biliniyordu tabi ki. Savunma becerileri, oyun zekası, fiziği, pasörlüğü ve topu yere vurma potansiyeli… Fakat skor ve dış şut istikrarı anlamında göz boyamadığı için hiçbir zaman yıldız olacağına dair güven vermedi. Lige girerken “tamamlayıcı parça” beklentisi çok daha yaygındı.

21 yaşındaki forvet, EuroBasket 2022’deki performansıyla birlikte bu algıyı kırmaya başladı. EuroBasket’te Wagner’in skorer oyununa dair pozitif şeyler gördük. Franz Wagner, bu performansını Orlando’ya da taşıdı. Markelle Fultz’un sakatlığı sebebiyle bir süre oyun kurucusuz kalan Magic, Wagner’e özgürlük verdi ve ilginç bir potansiyeli ortaya çıkardı.

“Point Franz”, henüz genç yaşına rağmen veteran olgunluğuyla oynuyor ve ligde birkaç kez All-Star kadrolarında görebileceğimiz bir isim. Günümüz basketbolunda bir kanat oyuncusundan istenilen her şey onda var. Verdiği tüm bu olumlu sinyaller sayesinde 8’den 4’e yükselmeyi başardı.


Yılın Çaylağı Düşüşte

NBA’de 2021-22 sezonunda Yılın Çaylağı seçilen Scottie Barnes, geçen sezonki performansının üstüne koyamadı. Hatta son aylara kadar çaylak yılını bile mumla aratıyordu. Scottie, bir zamanlar Giannis’in de geçtiği zorlu yoldan geçiyor. Raptors, 2.06 metre boyunda ve 102 kilogram ağırlığındaki bu oyuncuyu oyun kurma işine daha fazla dahil etmeye karar verdi. Scottie ise henüz buna hazır değildi.

Genç yaşında topla oynama deneyimi kazanması aslında bir bakıma güzel bir şey. Ancak bu işin üstesinden gelip gelemeyeceği hala belirsiz. İdeal rolünden uzaklaşmış olması Scottie için işleri zorlaştırdı. Yine de Barnes’ın çok yönlü potansiyelini ve anormal fiziksel özelliklerini görmezden gelmek imkansız. Genç forvet, ikinci yılında zorluk yaşayan ilk kişi değil, son kişi de olmayacak. Scottie hala ilginç bir potansiyel vadediyor ve ondan umudu kesmek için çok erken. Franz’ın çıkışı onu orijinal sırasının bir aşağısına itti.


Alperen’in Çıkışı

2021 NBA Draft gecesinde 16. sıradan seçilen temsilcimiz Alperen Şengün, eğer bugün yeniden draft yapılsaydı 10 sıra yükselip 6. sıradan seçilirdi. Çaylak senesinde sırtı dönük üretkenliği ve pasör potansiyeliyle dikkat çeken 20 yaşındaki Şengün, ikinci senesinde gelişimini sürdürdü.

Sezonun ilk bölümü Alperen Şengün için biraz zorlu geçti çünkü koç Stephen Silas onu devrilen uzun olarak kullanıp konfor alanından uzaklaştırmaya yeltendi. Guardların öne çıktığı bu sistemde Alperen’in oyunu iyice kısıtlanmıştı. Ancak sezon ilerledikçe işler değişti ve

Alperen, ilerleyen bölümde aktif bir rol almaya başladı ve Kevin Porter’ın sakatlığıyla birlikte daha fazla özgürlük kazandı. Alperen sırtı dönük pas istasyonu olduğu, tepeden top dağıttığı veya kısalarla handoff oynadığı maçlar çıkarmaya başladı. Bu gelişim şu soruyu beraberinde getirdi: Alperen, Jokic ve Sabonis’ten sonra bu stilin üçüncü ismi olabilir mi?

Alperen’in savunmada hala önemli soru işaretleri var, özellikle fiziksel açıdan. Sabonis de bu problemleri yaşadı. Bu durum onu ilk beş ismin gerisinde tutuyor. Ancak önünde çok parlak bir gelecek var. Şutlarını daha iyi seçmeye başladı, daha verimli ve daha az top kaybıyla oynuyor. All-Star, milli oyuncumuz için imkansız değil. Bu da onu 6. sıraya yerleştirmek için yeter de artar bile.