NBA: Tarihten Şampiyonluğu Direkt Etkileyen 33 Takas

28/Şub/23 10:31 Şubat 28, 2023

Bilal Baran Yardımcı

28/Şub/23 10:31

Eurohoops.net

Eurohoops Çeviri, NBA tarihinde direkt olarak şampiyonluğu etkileyen 33 takası huzurunuza taşıyor.

by Ben Rohrbach / Çeviri: Bilal Baran Yardımcı / info@eurohoops.net

Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

Bu yazı 10 Şubat 2022 tarihinde Yahoo Sports‘ta yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.

NBA’de 2022-23 sezonunun takas dönemi geride kaldı ve irili ufaklı bir dolu takas her zamanki gibi NBA gündeminde büyük yer edindi. Kevin Durant ve Kyrie Irving gibi yıldızların da takım değiştirdiği bu dönemin ardından ligin 75 yıllık tarihinde direkt olarak şampiyonluğa etki eden 33 takası hatırlamaktan daha iyi ne yapabiliriz?

Gelin hep beraber ligin kaderini baştan yazan 33 takası inceleyelim.

Haziran 1948: Dolph Schayes ligi kurtarıyor

1948 yılında dört takım BAA’da mücadele etmek için ligden ayrıldığında ve iki takım da ekonomik sebeplerden kapandığında Tri-Cities Blackhawks’ın genel menajerliğini yaparken aynı zamanda NBL’in Başkan Yardımcısı olan Leo Ferris, ligi kurtarmaya çalışıyordu. Syracuse Nationals, NBL’de ekonomik sebeplerden batan üçüncü takım olmak üzereyken Ferris’in lig yönetimindeki rolü de önemini gösterdi.

Ferris, Blackhawks’ın Dolph Schayes’i özellikle de New York Üniversitesi çıkışlı oyuncu memleketinden Knicks onu 1948 BAA draftında seçtikten sonra Illinois’ın Moline şehrine oynamaya ikna edemeyeceğini biliyordu. Böylece Tri-Cities, oyuncunun NBL haklarını Syracuse’a takasladı. Lig yöneticisi olarak yapabildikleri sayesinde Ferris, Nationals’ın işini kolaylaştırdı ve Schayes’e Knicks‘in teklifinden 2.500 dolar daha fazlasını, 7.500 doları teklif etti.

“2.500 doların büyük para olduğunu düşündüm ve profesyonel basketbolun ömrü uzun olmayabilirdi.” demişti Schayes, Haziran 2015’te The New York Times’a. “Bu yüzden de en yüksek teklifi seçtim.”

Ferris bir yıl sonra NBL ile BAA’in birleşmesine ön ayak oldu, aynı zamanda Tri-Cities’ten ayrılarak Syracuse’un yönetimine geçti ve orada Schayes etrafında bir şampiyonluk adayı takım kurdu. Nationals, Schayes’in organizasyonun 76ers olarak Philadelphia’ya taşındığı döneme kadar uzanan 15 yıllık kariyerinde üç kez finale çıktı ve 1955 yılında şampiyon oldu.

30 Nisan 1956: Bill Russell ve Red Auerbach bir araya geliyor

Blackhawks’ın talihi… Sadece 1949-50 sezonunda Red Auerbach’ın altında çaylak olarak oynayabilecek Schayes’i hediye etmekle kalmadılar, bir de 1950 yılında Hall of Fame oyuncu Bob Cousy’nin draft haklarını Frankie Brian için Chicago Stags’a takasladılar. Auerbach takımdan ayrıldı ve Boston Celtics‘e gitti. Celtics‘te Cousy’i kadrosuna kattı. Blackhawks için işler buradan sonra daha da kötüleşiyor.

1951 yılında Milwaukee’ye taşındıklarında isimlerini Hawks olarak değiştirdiler, ardından üç yıl sonra tekrar St. Louis’e taşındılar. 1954 yılında Bob Pettit’i, 1956 yılında ise Bill Russell’ı draft ettiler. Bu da demek oluyor ki Hawks, bir noktada kendi jenerasyonunun en iyi koçu ve 1950’lerde ligin sembol isimlerden George Mikan hariç hepsini elinde bulunduruyordu. Bunların arasından sadece Pettit onların formasını giydi.

Auerbach, Russell’ı istediğini herkese belli etti ve onun haklarını almak için gizlice uğraştı. Söylenilene göre Celtics’in sahibi Walter Brown, eğer Royals’ın sahibi Les Harrison bir numaradan Russell’ı seçmezse ona Ice Capades’i Rochester’a getirmeyi teklif etti. Böylece Royals ilk sıradan Sihugo Green’i seçti. İkinci sıra seçimi Hawks’taydı. St. Louis o zamanlarda da ayrık bir haldeydi. Takımın da durumu farklı değildi, bu yüzden Russell onlar için oynamak istemedi. Burada da devreye Auerbach girdi ve Hall of Fame oyuncular Ed Macauley ve Cliff Hagan karşılığında Russell’ın haklarını aldı.

Pettit, Macauley ve Hagan; 1958 yılında tamamı beyazlardan oluşan son şampiyon oldular. Russell ve Auerbach’ın Celtics’i ise 1957-69 arası arasında 11 şampiyonluk yaşadı, bunların altısında da oyun kurucu Cousy’di.

15 Ocak 1965: Yok pahasına Wilt Chamberlain

Stan Musial’in St. Louis’te restoranının merdivenlerinde 1965 All-Star maçının ardından San Francisco Warriors ve Philadelphia 76ers gece 12.30’da büyük bir takas gerçekleştirdi. Warriors, Wilt Chamberlain takım arkadaşlarıyla sorunlar yaşarken ve takım ekonomik olarak sıkıntıda olmasına rağmen tribünleri dolduramıyorken oyuncuya lig sonuncusu takımda sayı kralı oluyor diye 100.00 dolar verme gereği duymadı, böylece Sixers‘a takasladılar.

Karşılığında ne mi aldılar? Paul Neumann, Connie Dierking, Lee Shaffer ve 50.000 ile 150.000 dolar arasında bir şey…

“Chamberlain kolayca sevilebilecek bir adam değil.” dedi Warriors’ın sahibi Franklin Mieuli bundan birkaç yıl sonra. “Kişisel olarak onu sevmediğimi söylemiyorum. İyi bir arkadaşım. Fakat San Francisco taraftarları onu sevemedi. Çoğu taraftarlar kısa oyuncuları ya da favori olmayanları seviyor, Wilt ikisi de değil. Ondan nefret etmek kolay. NBA’de deplasmana gitmesi en çok istenilen takımdık, insanlar Wilt kaybetsin diye izlemeye geliyordu. Onu acı gerçekler yüzünden takasladım. Kendim hariç herkese para kazandırdım.”

Başlangıçta emekli olmakla tehdit etse de Chamberlain, Sixers’a uyum sağladı ve takımı 1967’de şampiyonluğa taşıdı.

 

9 Temmuz 1968: Bir kez daha yok pahasına Wilt Chamberlain

Chamberlain, 1969 yılında Russell’ın Celtics‘ine karşı playoffta beş karşılaşmada dört kez kaybedince Sixers‘tan soğudu. Son üç yılın NBA MVP’si, Los Angeles’taki yaşam tarzının da dahil olduğu birkaç sebeple takasını istedi ve Philadelphia GM’i Jack Ramsay’i bunu gerçekleştirmediği senaryoda ABA’e gitmekle tehdit etti. Ramsay da Chamberlain’in isteğini gerçekleştirdi ve Lakers‘a Darrall Imhoff, Archie Clark ve Jerry Chambers karşılığında takasladı.

Oyunun istatistiksel açılardan en iyi oyuncusu üç yıl içinde toplamda altı oyuncu karşılığında iki kez takaslanmıştı böylece ve o altı oyuncudan hiçbiri gittikleri takımlarda All-Star bile olamadılar. Bu arada Chamberlain, Jerry West ve Lakers; sonraki beş yılın dördünde final oynadı ve 1972 yılında Los Angeles’a ilk şampiyonluğu getirdiler.

19 Aralık 1968: Birkaç hoşnutsuz kişi karşılığında Dave DeBusschere

1968-69 sezonunun ortalarında New York Knicks‘in takım kimyasında problemler yaşanıyordu. Walt Bellamy ve Howard Komives, takım arkadaşları Willis Reed ve Cazzie Russell ile ters düşmüştü. Knicks GM’i Eddie Donovan da Bellamy ile Komives’i Dave DeBusschere karşılığında Detroit Pistons‘a takasladı. Takımda çok sevilen Dave 4 numaraya, Reed de 5 numaraya geçti ve kadronun uyumu sağlanmış oldu. DeBusschere, Knicks’te geçirdiği ilk beş senenin hepsinde All-Star seçildi, bu sırada üç kez final oynadı ve organizasyona tarihinin ilk ve son şampiyonlukları 1970 ve 1973’ü kazandırdı.

21 Nisan 1970: Bob Cousy’nin egosu ve Oscar Robertson

Robertson kolejdeki üç yılı ve NBA kariyerinin ilk 10 yılını Cincinnati’de geçirdi. Bu süreçte Royals’ın 1970’li yıllarda playoff serisi kazanmadan geçirdiği altı yıllık süreç oldu. Koçluk pozisyonuna Cousy’i getirdiler. Cousy, iki yıl sonra şehir değiştirmek zorunda kalacak organizasyon maçlara bilet satabilsin diye yedi maçta forma bile giydi.

Cousy ve Robertson anlaşmazlık yaşadı. Anlatılanlara göre bu ayrışmanın sebebi Cousy’nin kendi asist rekorunu geçen Robertson’a olan kıskançlığıydı.

“Sebepleri ne olursa olsun,” diyor Robertson, “hatalı olduğunu düşünüyorum ve bunu asla unutmayacağım.”

Robertson yeni kontrat imzalamıştı ve herhangi bir takası veto etme hakkı bulunuyordu. Ekonomik sıkıntılar yaşayan Royals, Knicks ve Lakers’ın da aralarında bulunduğu söylenen birçok takıma Robertson’ı önerdi. Robertson, Baltimore Bullets ile anlaşma sağlamıştı, Royals ise onu yeni All-Star olmuş Flynn Robinson ile hala Vietnam’da görevde olan Charlie Paulk karşılığında Milwaukee Bucks‘a takasladı.

Bucks, Robertson ile Lew Alcindor’u bir araya getirdikleri ilk sezonda şampiyonluğa ulaştı. 1974 yılında, Robertson’ın son sezonunda bir kez daha finale çıktılar. Robinson ve Paulk ise Cincinnati’de sadece bir sezon oynadı.

10 Kasım 1971: Baltimore hariç her yere Earl Monroe 

Earl Monroe da Baltimore’u istemiyordu. Bullets, ödemeleri geciktiriyordu ve kontratını yeni imzalamıştı, bu yüzden 1970-71 sezonunun öncesinde takasını istedi. 1971-72 sezonunun ilk maçı geçtiğinde ve isteği hala karşılık bulmadığında evinde kalıp Lakers, Sixers ya da Chicago Bulls‘a gitmek istediğini iletti. Monroe, elindeki kozları güçlendirmek için ABA’den Indiana Pacers ile de görüştü.

“Zam istemiyorum.” dedi Bullets’ın sahibi Abe Pollin’e. “Baltimore’u istemiyorum.”

Monroe; Mike Riordan, Dave Stallworth ve tam olarak ne kadar olduğu bilinmeyen nakit karşılığında Knicks‘e takaslanmaya razı oldu. Monroe ilk başta Dick Barnett’in arkasından bençten gelmeyi teklif etse de kısa süre içinde Walt Fraizer ile birlikte ligin en iyi kısa ikilisini oluşturdukları herkes tarafından görülecekti.

“Baltimore’da işler çok kötüydü, sadece 5.000 taraftarın önünde oynuyorduk.” dedi Monroe, Knicks‘e takası tanıtılırken. “Baltimore’da yakındığım şeyin sadece taraftarla ilgili olmadığını söylemek istiyorum, genel olarak organizasyondaki atmosferle sıkıntım vardı.”

New York’ta ise işler farklı yürüdü. Knicks, 1971 yılına çok iyi başlamasa da Monroe önderliğinde sezon sonunda finallere çıktılar ve bir yıl sonra ikinci kez şampiyon oldular.

23 Haziran 1972: Hava değişikliği için Elvin Hayes

San Diego’da Rockets için oynamak ve Houston şehri, Elvin Hayes’i içten içe yiyip bitiriyordu. Sonrasında Sports Illustrated’e “Kapasitesi olmayan bir takımdan kazanan bir takım çıkarmam bekleniyordu.” dedi. Koçlarının ve takım arkadaşlarının da canını sıkan stresle uğraşmak için uyku hapları kullandı,

Rockets, dört sezonluk kariyerinde hali hazırda sayı ve ribaund krallıkları bulunan Hayes’i Bullets’a takasladığında Baltimore Koçu Gene Sheu, takasın sadece Hayes ve All-Star oyuncu Jack Marin arasında olmadığını söylemişti.

“Elvin’in psikiyatristini de almıştık.” demişti Shue, sezon arasında takasın açıklandığı basın toplantısında. “Hava değişikliğiyle birlikte Elvin’in davranışlarının da değişeceğini umuyoruz.”

Hayes, uyku ve mide problemlerini Houston’da bıraktı. Wes Unseld ile birlikte iyi bir ikili oldular ve birlikte üç kez final oynadılar, 1978 yılında da Washington’a ilk ve tek şampiyonluğunu kazandırdılar.

16 Haziran 1975: Kültür, Kareem Abdul-Jabbar’a göre değildi

Kareem Abdul-Jabbar, kariyerinin ilk beş senesinde üç kez MVP oldu ve Bucks ile geçirdiği ikinci sezonda şampiyon oldu fakat Milwaukee’yi çok sevdiği söylenemezdi. Takım arkadaşlarına “Milwaukee’de yaşamak mı? Hayır, Milwaukee’de en fazla ‘hayatta kalıyorum’ diyebilirsin. Hizmet etmek için tutulmuş bir asker gibiyim, o hizmetleri de iyi şekilde yerine getireceğim.” dediği söyleniyor.

1974’ün ekim ayında Robertson emekli oldu, Kareem’in kontratında da bir yıllık takım opsiyonu kalmıştı. Manhattan doğumlu oyuncunun bölgedeki kültürle uyuşamaması artık tak etmişti. New York veya Los Angeles’a takasını istedi.

1975’in mart ayında Marv Albert, Abdul-Jabbar’ın ayrılmak istediğini ortaya çıkarana kadar bu durum bilinmiyordu. Abdul-Jabbar bu durumu doğruladı, muhabirlere “Milwaukee’de ailem veya arkadaşlarım yok. Milwaukee benlik bir şehir değil. Şehirle veya insanlarla problemim yok. Sadece sosyal ve kültürel olarak Milwaukee bana göre değil.” dedi.

Bucks, Knicks’in Frazier ve Monroe’dan oluşan teklifini reddetti. 1975’in haziran ayında Lakers ile görüştüler ve ikinci yılını geçiren oyun kurucu Brian Winters, 26 yaşındaki pivot Elmore Smith, Lakers’ın 1975’teki iki draft hakkı, David Meyers, Junior Bridgeman ve 800.000 dolar karşılığında takas gerçekleşti.

Kareem 28 yaşında,” dedi Bucks GM’i Wayne Embry, “aldıklarımız Kareem gittikten çok sonra bile burada olacaklar.”

Winters, birden fazla kez All-Star oldu. Bucks, 1983 yılında Doğu Konferansı Finalleri’ne döndüğünde o ve Bridgeman rotasyonun parçalarıydı fakat Abdul-Jabbar, Lakers’ta 14 sezon daha oynayarak, üç kez daha MVP olarak ve Magic Johnson ile beş kez daha şampiyon olarak hepsini geride bıraktı.

5 Ağustos 1976: Maurice Lucas, Bill Walton’ın yanına

Portland Trail Blazers, Bill Walton’ın ilk iki senesinde playoffları kaçırdı. Bu esnada takımdaki Sidney Wicks ve Geoff Petrie, genç pivotun davranışlarını eleştirdi.

Blazers, Wicks’i 500.00 dolar karşılığında Celtics‘e, Petrie ve Steve Hawes ise 1976 draftının ikinci sırası karşılığında Hawks‘a takasladı. Petrie, sol dizinden üçüncü kez ameliyat olmak zorunda kaldı ve bir daha ne Atlanta’da ne de başka bir takımda maça çıkamadı.

“Neden buradayım gerçekten bilmiyorun.” dedi Petrie, Atlanta’ya vardıktan kısa bir süre sonra.

Bu sırada Portland, draftın ikinci sırasından Maurice Lucas’ı seçti ve Lucas, Walton ile direkt olarak bağ kurdu. İkisi de vejetaryendi. Blazers, 1977 yılında şampiyon oldu ve Walton, 1978’in şubat ayında kariyerini etkileyen bir ayak sakatlığı yaşamadan önce şampiyonluğun favorisiydi. Lucas, Portland’daki ilk üç sezonunda All-Star oldu ve 1988’e kadar forma giydi.

20 Ekim 1976: Direkt olarak para karşılığında Dr. J

1976’daki birleşmenin bir parçası olarak ABA’den gelen St. Louis Spirits, organizasyonun devamlılığı için 2.2 milyon dolar ve NBA’in gelirlerinden pay elde etmişti. Lig, bu anlaşmadan 2014 yılında  500 milyon dolar karşılığında çekildi.

Bu sırada New York Nets, NBA’e geliş sonrasında 3.2 milyon dolar giriş parası borçlanan dört ABA takımından biriydi. Julius Erving de takımdan dört yıl ve yaklaşık üç milyon dolarlık yeni bir kontrat istediğinde Nets‘in Long Island’daki antrenman kampındaydı.

Birçok borçla uğraşan Nets’in sahibi Roy Boe, Erving için açık arttırma açtı. Erving’i 4.8 milyon dolarlık tazminatı ödemeleri karşılığında Knicks‘e önerdi fakat Knicks karşılık olarak 2.5 milyon dolar önerdi. Sixers; Lakers, Bucks ve teklif veren diğer takımların teklifini üç milyon önererek geride bıraktı. Philadelphia aynı zamanda Erving’in üç milyon dolarlık kontrat isteğini de karşılamıştı.

Erving, Nets kendisini Sixers‘a takaslamadan önce takımı 1974 ve 1976 yıllarında ABA şampiyonluğuna taşımıştı ve ligin son üç yılında MVP olmuştu. Bunun ardından Nets, NBA’deki ilk 25 yılında sadece bir kez playoff serisi kazanbildi.

Knicks, takım iyi halde değilken ve Madison Square Garden tribünleri dolmuyorken Erving’i pas geçti.

Erving, Philadelphia’da 11 sezon oynadı. Her birinde All-Star seçildi ve 1981 yılında MVP oldu. 76ers’ı yedi kez Doğu Konferansı Finalleri’ne çıkardı, dört kez final oynadı ve 1983 yılında şampiyon oldu.

15 Şubat 1980: James Worthy ve Stepian Kuralı

1980’in şubat ayında ligin lideri olan Lakers, takas döneminin sonunda Don Ford karşılığında sakatlıktan dönen ve savunmasıyla ünlü Cleveland Cavaliers guardı Butch Lee’yi kadrosuna katmak istiyordu. Cleveland, Lakers’tan o sezonki ilk tur haklarını da istedi. Lakers’ın GM’i Bill Sharman, galibiyet yüzdesi düşük olan Cavaliers 1982 yılında draft değişim hakkı vermeye de ikna olunca bunu onayladı.

Lee, Lakers döneminde oynadığı 11 maçın ardından dizinden sakatlık yaşadı fakat Lakers, 1980 yılında yine de şampiyon oldu. Bunun ardından 22. sıradan seçecekleri draft hakkı Cavaliers’a gitti. Cavaliers, birazdan bahsedeceğimiz Chad Kinch’i seçti.

O yaz NBA tarihinin en kötü takım sahiplerinden Ted Stepien Cavaliers’ı satın aldı. Sonraki beş içinde Kinch’i ve 1983’ten 1986’ya kadar olan bütün ilk tur haklarını Mike Bratz, Richard Washington, Jerome Whitehead ve Geoff Huston karşılığında Dallas Mavericks‘e takasladı. Bu oyunculardan sadece Huston, Cleveland’da 1982 yılının sonrasını görebildi. NBA, bunun ardından Stepien Kuralı’nı yürürlüğe koydu. Bu kurala göre takımlar üst üste yıllardaki ilk tur haklarını takaslayamıyordu. Lig aynı zamanda Stepien’in 1983 yılında yolladığı draft haklarını Cleveland’a geri yolladı.

Cavaliers, 1981-82 sezonunun sonunda Doğu’nun dibini gördü. San Diego Clippers da Batı’nın en kötü takımıydı, ilk sırayı hangi takımın alacağı yazı turayla belirlendi. Lakers, turayı seçti ve böylece James Worthy’i draft etti. Worthy de son şampiyon takıma 1988 yılına kadar kazanılan üç şampiyonlukta daha yardımcı oldu.

9 Haziran 1980: “Umursamaz Joe” Karşılığında Robert Parish ve Kevin McHale

1980 draftından hemen önce Celtics, 1. ve 13. sırdan yapacağı seçimleri Robert Parish ve 3. sıra karşılığında Golden State Warriors‘a takasladı. Warriors, drafttan sonradan “Umursamaz Joe” lakabıyla tanınan ve Warriors’ta 177 maç oynayan Joe Barry Carrol ve Rickey Brown’ı seçti. Boston, üçüncü sıradan Kevin McHale’i seçti; McHale ve Parish, tarihin gördüğü en iyi ön alan ikililerinden biri oldu. İkili ve Bird, Celtics‘i beş kez finale çıkardı, üç kez şampiyon oldular.

16 Şubat 1982: Polonyalı bir adama Bill Laimbeer

James Edwards’ın arkasında maç başına 18 dakikadan daha az süre alan genç pivot Bill Laimbeer, 1982’deki takas döneminde Cleveland’dan gitmek istediğini açıkça belli etmişti.

Böylece Pistons GM’i Jack McCloskey de Stepien’in iş bilmezliğini kullanan isimler arasına adını yazdırdı. Cavaliers, Pistons‘ın birkaç teklifini reddettikten sonra McCloskey son bir teklif yaptı: Paul Mokeski, Phil Hubbard, 1982’de Detroit’in sahip olduğu üç ilk tur hakkından biri ve ikinci tur hakları…

“Polonyalı olduğunu biliyordum bu yüzden ona ‘Mokeski ile birlikte takımına Polonyalı bir oyuncu alıyorsun’ dedim. O da ‘Onun Polonyalı olduğunu bilmiyordum’ dedi. ‘Öyle, aynı zamanda harika bir insan ve oyuncu’ dedim ben de. Bu şekilde anlaşmaya vardık.” dedi McCloskey sonradan “Blue Collar Blueprint” yazarı Eli Zaret’e.

Pistons, Laimbeer’i ilk beşe yerleştirdi ve bu noktadan sonra 1994’te emekli olmadan önce Laimbeer dört kez All-Star oldu, de üst üste iki şampiyonluk yaşadı. Bir NBA yöneticisi, New York Post’tan Peter Vecsey’e “Evet, harika bir takası fakat McCloskey o takası Cleveland ile yaptı. Bu yüzden sayılmaz.” demişti.

15 Eylül 1982: Yıllık iki milyona Moses Malone

Sixers, 1982 NBA Finalleri’nde Lakers‘a kaybetmişti ve Abdul-Jabbar’ın karşısına bir isim arıyordu. Bu isim son MVP ve sınırlı serbest Moses Malone’dan daha iyi kim olabilirdi ki? Hali hazırda gelecekte Hall of Fame olacak Erving, Bobby Jones ve Maurice Cheeks’in yanında All-Star guard Andrew Toney’i kadrosunda bulunduran Sixers‘ı bu hamleyi yapmaktan engelleyecek bir maaş kıtlığı da yoktu; böylece Malone ile altı yıl – 13.2 milyon dolarlık bir kontrat imzaladılar.

Araba ticaretiyle uğraşan ve Rockets‘ı yeni satın alan Charlie Thomas, takımı 1981’de finale taşıyan fakat 1982’de ilk turdan elenmekten kurtaramayan Malone’a yıllık iki milyon dolar vermeyi reddetti. Houston, bunun yerine Malone’u 32 yaşındaki Caldwell Jones ve Cleveland’ın 1983 ilk tur hakkı karşılığında sign-and-trade ile Sixers’a yolladı.

1982-83 yılında Malone, NBA tarihinde farklı iki takımla üst üste iki sezon MVP olan ilk oyuncu oldu ve Sixers’ı finallere taşıdı. Finallerde de Abdul-Jabbar’ın Lakers‘ını süpürerek şampiyon oldular.

27 Haziran 1983: Larry Bird’ün karaciğerini kurtarmak için Dennis Johnson

Celtics, 1983 Doğu Konferansı Yarı Finalleri’nde Bucks‘a süpürülmüştü ve Auerbach, oyun kurucu pozisyonunu güçlendirmek istiyordu. Aynı zamanda Bird’ün geç saatlerde birlikte içtiği arkadaşı Rick Robey’den kurtulmak istiyordu. Bir yedek pivotu son dört sezonda All-Star ve Yılın Savunma Takımı’na seçilen, 1979 Finaller MVP’si ve 1981 All-NBA seçimi Dennis Johnson’a karşı neden takaslamasındı ki?

“Şu an bile Rick, kariyerimin başına gelen en iyi şeyin kendisinin Phoenix’e takaslanması olduğunu söylüyor.” diyor Bird, efsanevi Boston Globe yazarı Bob Ryan ile 1990 yılında ortak olarak yazdıkları otobiyografide. “Birçok açıdan haklı olduğunu söylememiz gerekiyor. Beni geceleri geç saatlere kadar dışarıda tutarak yavaş yavaş öldürüyordu.”

Celtics, aynı zamanda Suns‘tan 1983 ilk tur hakkı aldı ve bu hakla yedek pivot Greg Kite’ı seçti.

Seattle ve Phoenix’teki hoşnutsuz dönemlerinin ardından Johnson, Celtics’in 1984 ve 1986 şampiyonluklarında önemli rol oynadı. Bird, kendisi için “en iyi takım arkadaşımdı” tabirini kullandı.

22 Haziran 1987: Olden Polynice – Scottie Pippen

1986’nın kasım ayında New York’un Gerald Henderson’ı kadrosuna kattığı takasta Sonics ve Knicks, ilk tur haklarını birbirlerine yolladılar. Knicks o sezon 24 maç kazandı ve beş numaralı seçimlerini Seattle’a yollamak zorunda kaldı.

Sonics, Reggie Williams’ı seçmek istiyordu fakat Georgetown çıkışlı guard dördüncü sıradan seçilince kendi seçimlerini Bulls‘a takasladılar ve karşılığında 1989 yılının ilk tur hakkı ile 1988 yılının ikinci tur hakkını aldılar. Chicago, beşinci sıradan Pippen’ı seçti ve sekizinci sıradaki Seattle’a Olden Polynice’ı bıraktı.

Polynice, özellikle Sonics kendisini iki tane daha ilk tur hakkı ve Benoit Benjamin karşılığında 1991 yılında takasladıktan sonra zirve yapan uzun bir kariyere sahip oldu. Pippen ise Bulls‘un altı yüzük kazanan hanedanında Michael Jordan’ın en büyük yardımcısı oldu.

15 Şubat 1989: Mark Aguirre ve bir diğer baş ağrısı

1989’un şubat ayında Detroit ve Dallas, takımlarından memnun olmayan iki All-Star forvet Mark Aguirre ile Adrian Dantley’i takasladı. Pistons, bu takasta bir de 1991’deki ilk tur hakkını yolladı.

Mavericks, Aguirre takımdan gittiği için mutluydu.

Dantley’in ayrılığı ise Detroit’te karmaşık duygularla karşılanmıştı.

Fakat Dantley, Dennis Rodman’a dakikalarını kaybetmeye başladığı için Koç Chuck Daly ile sorun yaşıyordu. Aynı zamanda Aguirre ile Pistons‘ın yıldızı Isiah Thomas, Chicago’dan çocukluk arkadaşıydı. Bu yüzden iki takım da tereddüt etmedi.

 

Dantley, bir hafta boyunca Dallas ile iletişim kurmamıştı, bunun sebeplerinden biri de SI’dan Jack McCallum’a göre Aguirre karşılığında takaslanmayı yedirememesiydi. Dantley, bacağını kırmadan önce Mavericks‘te 76 maça çıktı. Aguirre ise Detroit’te daha kısıtlı bir rolü kabul etti ve takımın 1989 ile 1990 yıllarında üst üste iki kez şampiyon olmasına yardımcı oldu.

21 Şubat 1990: 50.000 dolara Vernon Maxvell

Vernon Maxvell’in 1988 draftında ilk turda seçilmesi bekleniyordu fakat doping testlerinden geçemediği için 47. sıraya kadar düşmüştü. San Antonio’daki bir gece kulübünün dışında bir Spurs taraftarına saldırması ve merhametsiz bir muamele iddialarıyla dolu bir boşanma süreci yaşamasıyla San Antonio Spurs‘te sadece bir buçuk sezon oynadı. Spurs, oyuncunun haklarını 50.000 dolara Houston’a takasladı.

Rockets, “Mad Max”i genel olarak kontrol altında tutmayı başarsa da takım arkadaşlarıyla tartışmalar yaşamaya devam etti. Bir keresinde Hakeem Olajuwon bile devre arasında ona tokat atmıştı. Yine de Maxvell, Houston 1994’te yılında şampiyon olurken takımın en skorer ikinci ismiydi.

14 Şubat 1995: Clyde Drexler, Hakeem’e Kavuşuyor

1995 playofflarının başlamasıyla birlikte Maxvell için cicim ayları da son buldu. Takas döneminde takıma katılan Clyde Drexler’ın varlığı sebebiyle süreleri azalmıştı. Maxvell, ilk turda Utah Jazz‘a karşı oynanan serinin ilk maçından sonra incinmiş egosunu maskeleyen hamstring sakatlığıyla birlikte Rockets‘tan direkt olarak ayrıldı.

Drexler, 1995’te takas dönemi bitmeden önce açıkça takaslanmak istediğini söylediğinde Hall of Fame kariyerinin 12. sezonundaydı. Blazers bu isteği karşıladı ve Drexler ile Tracy Murray’i Houston’a yolladı. Drexler ile Olajuwon, kolejde de birlikte oynamıştı. Blazers ise Drexler karşılığında Otis Thorpe, NBA’de hiç oynamayan Marcelo Nicola’nın hakları, korumalı bir ilk tur hakkı aldı.

“Houston Üniversitesi’nden ayrıldığımızdan beri tekrar birlikte oynamak bizim hayalimizdi.” diyor Drexler. “Soyunma odasında vakit geçiriyorduk ve çocuklar gibi gülüyorduk. İnanamıyorduk.”

Herkes için durum böyle değildi. Rockets forveti Robert Horry, bu takastan nefret ettiğini söylemişti. Fakat Drexler, zor zamanlardan geçen Rockets’ta kan yaptı ve 1995 yılında playoffa altıncı sıra veya daha düşüğünden girip şampiyon olan ilk takım oldular.

2 Ekim 1995: Hiçbir şey karşılığında Dennis Rodman

Metin karakteriyle bilinen Gregg Popovich, 1995 yılında Dennis Rodman, San Antonio Spurs antrenman kampına haber vermedikten sonra medyaya karşı konuşmaktan çekişmedi. O zamanlar son Batı Konferansı finalisti takımın genel menajeri olan Popovich, Yılın Savunma Takımı’na seçilen ve dört kez ribaund kralı olan Rodman’ı Bulls‘a yedek pivot Will Perdue karşılığında takaslamaktan çekinmedi ve katıldığı yayınlarda Rodman’ı eleştirmeyi sürdürdü.

Popovich, Rodman’ı takaslayacak takım bulmakta zorlandıklarını kabul etti ve muhabirlere “Ne tesadüf, değil mi?” dedi.

Spurs, Rodman deneyimini iki yıl boyunca tamamıyla yaşadı. Rodman motosiklet kazasında omzundan sakatlanmıştı. Takım antrenmanlarına ve toplantılarına katılmadığı oluyordu. Madonna’yı soyunma odasına getirmişti. Maç sırasında ayakkabılarını çıkarıyordu.

Bütün bunların yanında Rodman muhteşem bir savunmacıydı ve ribaundlarda inanılmazdı. Bulls‘un Horace Grant’in yerini doldurarak finallere dönmek için tam aradığı oyuncuydu. Rodman, 1995’in ekim ayındaki takastan önce Bulls ile bütün şartların sunulduğu bir görüşme gerçekleştirdi. Sonuç ise Rodman’ın yarattığı bütün sorunları çekilebilir hale getiren üç sene üst üste şampiyonluk oldu.

11 Temmuz 1996: Draft gününde Kobe Bryant & Vlade Divac

Lakers‘ın GM’i Jerry West, 1996 draftında Kobe Bryant’ı seçmeyi çok seviyordu ve aynı zamanda Shaquille O’Neal ile imzalamak için maaş bütçesinde yer açması lazımdı. Bryant da Los Angeles’ta oynamak istiyordu ve iki taraf bu ortak isteği gerçekleştirdi.

Byrant 17 yaşındaki genç bir yetenekti ve birçok takım onun gelişimine şüpheyle yaklaşıyordu. Nets, sekizinci sıradan Bryant’ı düşünmüştü fakat Kobe, New Jersey’nin kendisini seçtiği senaryoda İtalya’da oynama ihtimalinden bahsetti.

Bryant 13. sıraya kadar düştü. West, 4.1 milyon dolarlık maaşının gitmesiyle birlikte O’Neal’a da yer açacak Vlade Divac karşılığında Kobe’yi almak için Charlotte Hornets ile anlaşmıştı. Her şey plana uygun ilerliyordu fakat draft gününde yapılan bu anlaşmadan sonra gelen günlerde Divac, Charlotte’a giderse emekli olacağını dair tehditlerde bulundu.

“Kobe, Lakers‘ta oynama ihtimali için çok heyecanlıydı. Olmak istediği yer burasıydı ve her şey bittiğinde olacağı yer de orasıydı.” dedi Bryant’ın menajeri Arn Tellem, Los Angeles Times’a. “Vlade için bir şey diyemem fakat bu durumda şikayet etmesi gereken biri varsa o da Kobe’dir çünkü o, bu durumun yaşanması için daha yüksekten seçilmekten feragat etti.”

Her şey bittiğinde Divac, Hornets‘a gitmeyi kabul etti. Lakers, Bryant’ı kadrosuna kattı ve O’Neal da Los Angeles’ın yolunu tuttu. Bryant, 19 yaşına geldiğinde All-Star olmuştu bile, 2000 ile 2002 yılları arasında da üst üste üç kez şampiyon oldu. Bryant, 20 yıllık efsanevi kariyeri bitmeden önce 2009 ve 2010 yıllarında bir kez daha ligin zirvesine oturdu.

24 Temmuz 1998: Bir draft günü “hırsızlığı” daha: Dirk Nowitzki

Bucks, 1998 draftında Robert “Traktör” Traylor’ı seçmek istiyordu ve üç sıra yukarıya, altıncı sıraya çıkıp Traylor’ı seçmek için Mavericks‘e dokuz ve 19. sıra haklarını takasladı.

Dallas, Dirk Nowitzki’nin dokuzuncu sıraya kadar seçilmeyeceğini biliyordu. Pat Garrity ve 1999 birinci tur draft hakkını Suns‘ta oynayan ve ligdeki üçüncü yılını geçiren Steve Nash’i almak için yolladılar. NBA tarihinin en büyük draft günü takaslarından biriydi. bu. Nash, bir süre sonra Phoenix’e geri dönse de Mavs, 2011 yılında Nowitzki ile bir şampiyonluk kazandı.

Bucks, Dallas’ın altıncı sırada kaldığı senaryoda da Nowitzki’yi seçeceğini, bu yüzden Nowiztki’yi alma şanslarının hiç olmadığını düşünüyor fakat bunun iki Hall of Fame’i alma şansını kaçırdıktan sonra bir avuntu olduğu ortada.

19 Şubat 2004: Hak ettiği değeri göremeyen Rasheed Wallace 

2003’ün aralık ayında Oregonian’a verdiği röportajda Blazers‘ın yıldızı Rasheed Wallace, NBA’deki beyaz takım sahipleri ile siyahi oyuncular arasındaki güç dinamiklerini “sömürücü” olarak tanımlamıştı. David Stern’ün ligdeki oyuncuların üçte birinden fazla olan sekiz milyon dolarlık maaşını da buna bir kanıt olarak öne sürmüştü.

“Sanki çenemizi kapatacak, kontratı imzalayacak ve dediklerini yapacakmışız gibi.” demişti Wallace.

Stern, ligden yayınlanan resmi açıklamasında “Bay Wallace’ın nefret dolu ağır ithamları bütün NBA oyuncularına karşı bilgisizce ve kırıcıdır. Herkesin önünde onunla tartışarak onun mahrumiyetini arttırmak istemiyorum.” cümlelerini kullanmıştı.

Günümüzde medyada geniş yer bulabilecek bir konu hakkında o zamanlar medyada Stern’in arkasında duran bir anlatı oluşmuştu. Wallace’ın görüşleri resmen çöpe atılmıştı ve 2004’ün şubat ayında Portland, Wallace’ı takasla Hawks‘a yollamıştı.

Atlanta, Wallace ve Wesley Person’ın biten kontratları karşılığında Dan Dickau ve 2004-05 sezonunda toplamda 25.6 milyon dolar alması beklenen Theo Ratliff ile Shareef Abdur-Rahim’i yollamıştı. Wallace, Atlanta kendisini 10 gün sonra Hawks‘a yollayana kadar Hawks için sadece bir maçta oynadı.

Wallace, o sezonun devamında Detroit ile birlikte şampiyon oldu, bir yıl sonra tekrar final oynadı ve takımda geçirdiği beş sezonda da konferans finallerine çıkmayı başardı. Bütün bunlar onun gereğinden az değer gören bir yıldız olarak bıraktığı mirası perçinlemişti.

14 Temmuz 2004: Shaq – Kobe Anlaşmazlığı

Bryant ile O’Neal arasında soğuk rüzgarlar esiyordu ve bu durum 2003-04 sezonu sırasında iki oyuncu da Bryant, cinsel saldırı suçlamasıyla karşı karşıya kaldığında birbirlerini medyadan hedef aldığında gün yüzüne çıktı. 2004 yılında birlikte son kez finallere çıktılar fakat kısa süre sonra O’Neal takasını istedi.

Dallas, 25 yaşındaki Nowitzki’yi Lakers‘a yollayacak teklifi reddetti. Bunun yerine Shaq; 2006 ilk tur hakkı, 2007 ikinci tur hakkı, Caron Butler, Brian Grant ve Lakers‘taki ilk sezonunda playoffları kaçıran Lamar Odom karşılığında Miami Heat‘e takaslandı.

O’Neal’ı alan ve veren takımın cephesine göre bu takasa verilen reaksiyonlar da farklılık gösteriyordu.

Heat guardı Eddie Jones, o zamanlar muhabirlere “Shaquille O’Neal’ı alacağımızı asla düşünmezdim. Bu tarz bir oyuncuyu almak hayatınızda bir kere tecrübe edebileceğiniz şeylerden biri. İnanılmaz, inanılmaz bir hamle.” demişti.

Lakers’ın guardı Derek Gisher ise olaydan hemen sonra Los Angeles Times’a “Sezon bittiğinde Shaq’ın ayrılma konusunda bu kadar katı olduğunu düşünmüyorum. Hepimiz gibi hayal kırıklığına uğramıştı. Fakat bu durum; takımın artık onun takımı olmadı, işlerin Kobe üzerinden yürüdüğü ve geri adım atması gerektiği kesinleşince değişti. Sanırım o noktada Shaq, Lakers’ı kafasından sildi.” dedi.

Heat, O’Neal ve Dwyane Wade’i bir araya getirdiği ilk sezonda Doğu Konferansı Finalleri 7. maçında elendi, ikinci sezonda ise Nowitzki’nin Mavericks‘ini altı maçta devirerek şampiyon oldu.

31 Temmuz 2007: Açılmayan telefonlar Kevin Garnett’in kariyerini şekillendirdi

Sadakatiyle bilinen Kevin Garnett, üst üste playoff yapılamayan üç yılın ardından 2007 yılında sonunda Minnesota Timberwolves‘a ayrılmak istediğini iletmişti. Wolves yeniden yapılanma sürecindeydi ve Garnett için Suns, Lakers ve Celtics öne çıkan adaylar olmuştu.

Suns, Amar’e Stoudemire’ı göndermek istemediği ve Steve Nash, Garnett’e Suns’a gelmek için kontratında indirime gitmesi gerektiğini söylediğinde denklemden çekildi.

Lakers, Andrew Bynum ve Odom etrafında şekillenen paketle bu işi halledeceğini düşünüyordu fakat Bryant, Garnett’in telefonlarına bir kere bile cevap vermedi. Aynı zamanda o zamanlar Minnesota’da GM’lik yapan Boston efsanesi McHale, takım sahibi Glen Taylor ile eski takımıyla bu takası yapması için konuşuyordu.

Celtics‘in GM’i ve McHale’in eski takım arkadaşı Danny Ainge; Al Jefferson, Gerald Green, Ryan Gomes, Sebastian Telfair, Rattlif’in biten kontratı ve 2009 yılından iki birinci tur draft hakkı teklifini yaptı. Garnett başlangıçta bir önceki sezon 24 maç kazanan takımda Paul Pierce’a katılma konusuna şüpheli yaklaşsa da draft gününde Ray Allen’ı da kadrosuna katan Celtics, eski MVP’yi Boston’da şampiyon olabileceklerine ikna etmişti.

Nitekim oldular da, 2010’da bir kez daha olmaya da çok yaklaştılar.

1 Şubat 2008: Daha az bilinen kardeşi karşılığında Pau Gasol

2008’de takas döneminin sonundan üç hafta önce Lakers GM’i Mitch Kupchak, diğer takımlar uyanmadan Memphis Grizzlies‘in yıldızı Pau Gasol’ü kadrosuna katmaya çalışıyordu. Lakers; sıkıntılı bir çaylak sezonun geçiren Javaris Crittenton, Kwame Brown’ın biten kontratı, Pau’nun küçük kardeşi Marc’ın hakları ve iki ilk tur hakkı yollamayı planlıyordu fakat maaşlar eşleşmiyordu. Çözüm ise şu oldu: Kupchak, Sixers‘ın asistan koçu Aaron McKie’yi anlaşmayı gerçekleştirebilmek için 750.000 dolarlık bir kontrat imzalamaya ikna etti.

Bu takas Los Angeles hariç ligin her yerinden eleştiri aldı. Bryant, bu takasa “bağış” dedi.

2002-07 yılları arasında Memphis’in başında yer alan Lakers efsanesi West, bu anlaşmayla herhangi bir alakası olmadığını söyledi.

Pau Gasol ise Bryant ile birlikte üç sene üst üste final oynadı ve 2009 ile 2010 yıllarında şampiyonluk yaşadı.

10 Temmuz 2010: Cleveland yastayken LeBron James

LeBron James’in 2010 yazında Cleveland yerine Miami’yi seçmesine Cavaliers‘ın sahibi Dan Gilbert’ın nasıl tepki verdiği bilinmese de James’in Heat‘e sign-and-trade ile gitmesine yönelik anlaşma yapıldı. James, ya öyle ya böyle Miami’ye giderek Dwyane Wade ve Chris Bosh ile oynayacaktı. Bu yüzden Cleveland’da daha sakin kalan isimler kontrolü ele aldı ve Cavaliers, anlaşmadan birçok draft hakkı kazanmayı bildi.

Heat, Cavs’e iki ilk tur hakkı, iki ikinci tur hakkı ve 2012’de draft değişim hakkı verdi. Bunların hiçbiri Cavs için pek bir şey ifade etmedi fakat Heat, James ile birlikte dört sene üst üste final oynadı, iki kez şampiyon oldu.

24 Şubat 2011: Bedavaya Kyrie Irving

O zamanlar Clippers‘ın sahibi olan Donald Sterling, Baron Davis ile imzaladığı beş yıl – 65 milyon dolarlık kontrattan pişman olmuştu. Bundan iki ay sonra o zamanlar Clippers‘ın GM’i olan Neil Olshey, yaşandığı anda da günümüzde de anlaşılması zor olan şekilde Davis’in kontratından kurtuldu.

2011 yılının takas döneminde 21 galibiyet – 37 mağlubiyeti olan Clippers, o sezonki korumasız draft haklarını Davis’in kontratının yanına koyarak bir kez All-Star olmuş sakat oyuncu Mo Williams ile Jamario Moon’un biten kontratını aldı.

Olshey’in mantığı neydi? “İlk olarak o sezonun draftına çok yüksek değildik. Ayrıca kadromuzda hali hazırda 22 yaşının altında altı oyuncu vardı.” dedi. Olshey, bir yıl sonra Clippers’tan ayrıldı.

Bu arada Clippers’ın lotaryayı kazanmak için olan %2.8 olan şansı gerçekleşti ve Cavaliers, ilk sıradan Kyrie Irving’i seçti. Irving henüz 20 yaşındayken All-Star oldu, James’in dönüşüyle birlikte ikili 2016 yılında Cavaliers’ı şampiyon yaptı.

23 Haziran 2011: “Kariyerinin en zor takası”nda gelen Kawhi Leonard

Popovich, 24 yaşındaki guard George Hill’i 2011 draftının 15. sırası için takaslamak istemiyordu. Spurs‘ün efsanevi koçu, en sevdiği oyuncularından birinin gittiği bu takası kariyeri boyunca karşılaması en zor takaslardan biri olarak tanımlıyor. Fakat Spurs‘ün fizikli oyunculara ihtiyacı vardı ve San Diego çıkışlı Kawhi Leonard’ı seçerek şanslarını denediler.

“Günün sonunda zar atacağımıza karar vermiştik fakat o zamanlar Kawhi’ın bugün olduğu oyuncu olduğunu biliyorduk diyemem. Bu abartı olurdu.” diyor Popovich.

Leonard, savunma konusunda harika olsa da Spurs, 2011’deki antrenman kampı sırasında hala oyuncunun hücumuna şüpheyle yaklaşıyordu. Asistan koçlar Chip Engelland ve Chad Forcier, 20 yaşındaki oyuncunun şut formu ve ayak hareketleri üzerine çalıştılar. Gerisini biliyorsunuz. Leonard, 2014 yılına geldiğimizde Finaller MVP’si olmuştu. Spurs, Heat’i yenerken LeBron’u savunmasının yanında %61/%58/%78 yüzdeleriyle 17.8 sayı ortalaması tutturmuştu.