by Joe Vardon / Çeviri: Bilal Baran Yardımcı / info@eurohoops.net
Eurohoops’un deprem felaketinden etkilenen vatandaşlarımız için düzenlediği açık arttırmaya buraya tıklayarak katılabilirsiniz.
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı 12 Ocak 2023 tarihinde The Athletic‘te yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
Milwaukee Bucks‘ın koçu Mike Budenholzer size NBA koçu olmanın en büyük zorluklarından birinin New York’a yapılan deplasman seyahatleri olduğunu söyleyecektir.
“Nasıl olur da New York gibi harika bir şehirde konumu iyi olan bir NBA salonu olmaz?” diyor soruyor Bud. “Antrenman yapmak için uygun bir yer bulamadığımız için antrenmanları erteleyip New York’un güzelliklerinden keyif aldığımız çok zaman olmuştur.”
Madison Square Garden neredeyse her zaman dolu. Takımların Brooklyn Köprüsü’nü geçip Barclays Center’a gitmesi de zor. Antrenman mı? Söz konusu bile değil.
Dünya üzerindeki en iyi oyunculara uygun bir antrenman salonunda zeminin ahşaptan olması ve takımın Manhattan’da kaldığı otele yakın olması gerekir. LeBron James’i metroya bindirmek çok iyi bir fikir olmayabilir.
Bütün bunları karşılayan yerlerden biri 13.000 civarı öğrencinin okuduğu bir NCAA Division III okulu olan John Jay Üniversite.
Son 20 yılda Kobe Bryant, Kevin Durant, Shaquille O’Neal, Kevin Garnett ve daha birçok NBA yıldızı okulun asansörünü kullandı, salonda ağırlık kaldırdı ve şut attı. John Pay oyuncuları ve koçları da bütün bunları ön koltuktan izleme şansı buldu.
Neler gördüler? Neler duydular?
Guy Rancourt, 1999’da John Jay’in başına gelen koç: 26 yaşındaydım ve ülkedeki en genç koçtum. Queens’te büyümüştüm ve oradayken New York’ta çok fazla iyi ahşaplı parke olmadığını fark etmiştim. Bazı NBA takımlarının kullandığı New York Athletic Club vardı fakat orda da saha çok küçüktü. Bu yüzden elimizdeki şeyi kullanma fırsatını sezdim ve şansımı denemek istedim, Madison Square Garden ile iletişime geçtim. “Dinleyin, ne zaman şehirde bir şey varsa, Rangers oynuyorsa, Jay-Z konseri varsa ve bir NBA takımının antrenman yapması gerekiyorsa biz buradayız.” Şok edici şekilde “Tamam, olur.” demişlerdi.
Helaine Cigal, 1996-2004 yılları arasında John Jay’deki antrenörlerden: Lakers‘ın ilk 5’iyle asansörde kalmıştım.
Rancourt: Oyunculara favori takımlarını sorup o takım geldiğinde izlemeye çağırmayı akıl etmiştim. Neredeyse her NBA takımını ağırladık. Kobe ve Shaq ile asansöre binmek…
Cigal: Katlar arasındayken kalıp duruyorduk. Shaquille O’Neal çaprazımdaydı. Ona baktım ve “Hepsi senin suçun, çok büyüksün.” dedim. Kobe “Sana şişman dedi.” dedi. Ben de “Hayır, ona şişman demedim. Sadece büyük bir adam olduğunu düşünüyorum.” dedim. O zamanlar Gary Vitti antrenördü ve asansörden çıktığımızda ne olduğunu sordu. Kobe, “Shaq’a şişman p*ç dedi.” dedi. Ben de olayı açıkladım. Vitti özür dilemem gerektiğini söyledi. L.A. gazeteleri daha bir iki gün önce Shaq’a şişman demişti ve Shaq bu duruma çok üzülmüştü.
Ryan Hyland, 2014’ten beri John Jay’in koçu: Buradaki belki de en büyük pişmanlıklarımdan biri şudur: Westfield State’te bir antrenman maçı yaptık. Sahaya çıktık ve k*çımızı tekmelediler. Geri dönüş yolundaydık ve bütün oyuncular telefonlarını gösterip bana sesleniyordu. Lakers, John Jay’deydi ve o gün Kobe’nin bizim spor salonumuzda emekli olduğunu açıkladığı gündü. Otobüsün içinde beni öldürecekler sandım. O gün onları Westfield’daki bir antrenman maçı için Kobe’den alıkoymuştum.
Rancourt: En zeki hareketim iki eski NBA oyuncusu ve asistanıyla anlaşmaktı. Timberwolves‘tan Tony Campbell gelmişti. Bir de 1987’de Indiana Pacers‘ın draft ettiği Sean Couch vardı. Sean’ın babası Jim’in ülke genelinde bağlantıları vardı. Mark Jackson’ı, Anthony Mason’ı, Rod Strickland’i tanıyordu. Bu yüzden takımların gelmesinin yanında yazları bizde NBA antrenmanları düzenlenirdi. Steve Nash ve Elton Brand gelirdi. Orada oynanan maçlar inanılmazdı. Bay Couch bize bunu sağlamıştı.
Sean Couch, Jim’in çocuğu: Dyckman Parkı’ndaki bir maçta koçluk yapıyordum. Guy maçtan sonra yanıma geldi ve beni işe aldı. Bana para olmayacağını söylemişti, ben de “Neden bahsediyorsun? Bunu neden yapayım ki?” demiştim. “Salonu yazınki programların için kullanabilirsin.” demişti. Bu beni hemen ikna etti.
Vyne Johnson, Metropolitan Transportation Authority güvenliği, Rancourt ve Couch’ın altında oynamıştı, 44 yaşında: Biraz gerilmiştim. Sahaya çıkıp birkaç kişiyi utandıracağımı düşünüyordum fakat Mark Jackson bana tam sahadan bir alley-oop pası attı ve ben pası yakalayamadım. Anlaşılan o ki tahmin ettiğim kadar kendime güvenmiyordum. Yine de muhteşemdi.
Isaiah Holman, en son 2013’te John Jay forması giymişti: Celtics, Knicks ile oynamak için şehirdeydi. Genelde şut atmadan önce ağırlık seansı yaparım. Salona gittim ve bir baktım Kevin Garnett var. “Ne oldu dostum, antrenman mı yapcaksın?” dedi. Elinde 40 kilo dambıl yokmuş gibi benimle konuşuyordu. Benimle iş ahlakımı korumam ve saha içinde mücadele etmeme yönelik tavsiyelerle dolu bir konuşma yapmıştı. Ben de antrenmanımı yaptım ve Celtics‘in antrenmanının bitmesini bekledim. Doc Riverse, yanında Paul Pierce ve Ray Allen ile beraber çıktı. Beni bilenler bilir, Ray Allen benim en sevdiğim şutör guarddı. Aman Tanrım! Onunla tanışmak ve konuşabilmek benim için inanılmazdı.
Ron Clark, Metallica’nın güvenliği, 2003’e kadar John Jay’de oynadı, 42 yaşında: Okula haftada sadece iki gün gidiyordum bu yüzden çok fazla boş vaktim oluyordu. Koç benim oturup NBA takımlarının antrenmanlarını izlememe izin verirdi. Allen Iverson anlam verilemeyecek şutlar deniyordu. Yarı sahadan normal şut atıyordu ve incecik bir adamdı, her seferinde deliksiz atıyordu. İnanılmazdı. Bütün herkes içinde en çok o dikkat çekiyordu çünkü asla kaçırmıyordu.
Cigal: Indiana Pacers oyuncuları antrenmandan sonra yarı sahadan ve kendi sahalarından şut deniyordu. Kendi aralarında 1.000 dolardan 10.000 dolara iddialara giriyorlardı. Chris Mullin ve Reggie Miller gerçekten soktu da.
Hyland, ofisinde otururken Durant’in Oklahoma City’de oynadığı zamanlarda Durant ile çekildiği bir fotoğrafı işaret ediyor: Aramızda çok fark var. Ne kadar uzun olduğunu fark edememiştim. Fotoğraf çekinmeye gittim ve kolumu atayım dedim fakat onun kalçası benim omzum hizasındaydı. Ben de Kevin Durant’in k*çını tutmuş oldum, hemen geri çekildim. Bu yüzden fotoğrafta çok rahatsız duruyorum.
Wade Kornegay, Hyland’ın ekibinde bir asistan: Andre Drummond, Pistons‘tayken biraz soğuk duruyordu çünkü girişte birkaç kişi bekliyordu. Biri onunla fotoğraf çekinmek istedi fakat o herkesi görmezden geldi. Tobias Harris olanları gördü, asansöre kadar onun arkasından gitti ve “Andre, buraya dön ve fotoğraf çekin, bu insanlar seni görmek için burada.” dedi.
Rancourt: Darko Milicic’in drafta katıldığı yıl bizden salonu antrenmanı için kullanmak istediler. Neredeyse NBA’deki her takımın koçu ve GM’i ile oturma fırsatı buldum, Milicic de antrenman için buradaydı. O havayı solumak gerçekten çok ama çok etkileyiciydi.
Budenholzer, Atlanta Hawks ve Bucks ile John Jay’e gitmişti: Benim aklımda en çok kalan şeylerden biri asansör. Asansöre ulaşmak için resmen çöplük gibi bir şeyden geçiyorsunuz. Asansöre vardığınızda asansörü bekleyen birçok öğrenci, çalışan oluyor. Bu, insanların fark ettiğinden çok daha fazla yaşanıyordu.
Hyland: Thunder‘dayken Russell Westbrook inanılmazdı. Şu anda gündemde büyük yer edindiğini biliyorum fakat dur durak bilmezdi. Asansör uzun süre gelmemişti, o da takıma merdiven çıkartmıştı. Herkese o yol gösterdi, koçları da sürükledi. O zamanlar Scott Brooks koçtu, bütün takımı sıraya soktu ve merdivenleri çıktılar. Antrenman boyunca hiç susmadı. Tam olarak servis edildiği gibiydi. Fakat o da (Durant gibi) buraya gelip herkesle tanışan, herkese selam veren, burada olduğu için mutlu olan isimlerden biriydi.
Holman: Celtics antrenmanından sonra hepimiz asansörü bekliyorduk. Doc Rivers bizimle 5-10 dakika konuştu ve “Kimin şutu daha iyi?” diye sordu. Ben de “Ben şut atabiliyorum.” demiştim ve benimle iletişime geçmeleri bile çok iyi hissettirmişti. Bana belki de Ray Allen yerine benimle imzalamaları gerektiğini söylemişti. Bunu hiçbir zaman unutmayacağım. Ayakları yerdeydi, insanlara vakit ayırıyorlar ve normal insan gibi hissettiriyorlardı.
Clark, Metallica için çalışıyor, New Jersey’de bir inşaat şirketi var: 20 yaşındaydım ve bu adamlar benim için tanrı gibiydi. Allen Iverson, Jerry Stackhouse gibi isimlerin yanında bulunmak ve fotoğraflar çekinmek… Oyuncuların neler yapabildiğini görmek…
Hyland: Sanırım Thunder‘ın onları bırakan bir otobüsü bile yoktu. 57. caddeden Ritz’e geri yürüyorlardı. Bütün takım. Bunu bir hayal edin, 57. caddenin ortasında Kevin Durant yürüyor.
Rancourt: İlk yıl saat başı 300 dolar alıyorduk. Takımların bunu yapmakta tereddüt edeceğinden korkuyordum, kimse bir şey demedi. İkinci ya da üçüncü yılımda 500 dolara çıkardık. Yine seslerini çıkarmadılar.
Hyland: Bizim mezunlarımız mavi yakalı kesimden oluyor. Her yıl gelip bize bağış yapamıyorlar veya fonda bulunamıyorlar. Bizim takımlarımızın istikrarlı kalması ve gelişmesinin yolu buydu. Bütçemizin büyük bir kısmı buradan geliyordu.
Rancourt: Başlarda Madison Square Garden’dan çok az “Jazz geliyor, Nuggets geliyor, müsait misiniz?” tarzı aramalar alırdık. Onlara salonu açardık, daha çok yaptıkça NBA takımları kendi aralarında bunu satmaya başladı. Birçok büyük üniversite bu durumdan faydalanmaya başladı. Bir baktım ABD Milli Takımı bunu kullanıyordu.
Sean Ford, ABD Milli Takımı’nın ulusal yöneticisi: 2003 ve 2010 yıllarında orayı iki kez kullandık. Kenardan bir girişi olduğunu hatırlıyorum. Asansör kullanmamız gerekiyordu. Yukarıda izlenebilecek bir kısım da vardı, böylece ziyaretçi ve misafir de ağırlayabiliyorduk ve bunlar oyunculardan uzakta olduğu için olayın içinde çok olmuyorlardı. Dar bir salondu fakat iyi üç pota ve potaların etrafında iyi üç üçlük çizgisi olması önemliydi.
Cigal: John Jay’deki çamaşır makinesi bozulmuştu, ben de ABD antrenman formalarını yıkamak için eve götürmüştüm. Bütün ABD antrenmanı formalarıyla fotoğrafım var. Benim üzerimde elbise gibi duruyorlardı.
Rancourt: ABD ile Porto Riko, Madison Square Garden’da bir hazırlık maçı oynayacaktı. Takımda Tim Duncan ve Jason Kidd vardı. Genç, hırslı ve aptaldım. Salonda “Dream Team” var dedim fakat yoktu. Daha çok minnet duymalıydım.
Ford: O takımın koçu Larry Brown’dı. Iverson, Ray Allen, Vince Carter, Tim Duncan vardı. Yanılmıyorsam Jermaine O’Neal vardı. Ayrıca o zamanlar 2003’te yaşanan elektrik kesintisi gerçekleşmişti. Maçımız bir gün ertelenmişti. John Jay’e bir günlüğüne gidemezdik, bu yüzden takım 59. caddeden New York Athletic Club’a yürüdü.
Hyland: Birkaç yıl önce iki hafta üst üste kolej turnuvaları için takımlar buraya gelmişti.
Rancourt: North Carolina antrenmana geldiğinde kar fırtınası vardı. Antrenman malzemeleri gitmişti. Böylece Raymond Felton, Rashad McCants ve bütün takım John Jay antrenman malzemelerini giymiş ve kullanmıştı.
Cigal: Sanırım Şükran Günü gecesiydi. Buralarda bir yerde fotoğrafı olmalı. Sean May, North Carolina’da oynuyordu ve antrenman malzemeleri kaybolmuştu. North Carolina, Syracuse ve Notre Dame ile sayamayacağım kadar çok Şükran Günü ve Noel geçirdim.
Hyland: Antrenmanları izlememe izin vermeyen tek isim Indiana’dayken Tom Crean’di. Girişin orada bekliyordum.
Cigal: Digger Phelps’e simit götürmüştüm. Antrenmana girdiğimde ellerimde simit vardı ve bana “Onları nereden buldun?” diye sordu. Brooklyn’de yaşıyordum ve o bana Brooklyn’deki simitlerin en iyileri olduğunu söylüyordu. Ben de “Evet öyle, biraz ister misin?” diye sordum. Bana bir emir verdi. Ben de yazdım. Hala evimde bir yerlerde isteklerini yazdığı ve benim onun oteline götürdüğüm kağıt parçası duruyor.
Fotoğraf: Getty Images
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!