by Melikşah Bayrav / info@eurohoops.net
Eurohoops’un deprem felaketinden etkilenen vatandaşlarımız için düzenlediği açık arttırmaya buraya tıklayarak katılabilirsiniz.
Turkish Airlines EuroLeague’de artık normal sezonun son düzlüğündeyiz. Normal sezonda sona yaklaşıldıkça rekabet her geçen hafta iyice artarken bir yandan da playoff resmi yavaş yavaş şekillenmeye başlıyor.
Normal sezonda bitime 6 hafta kala 1 maçı eksik temsilcimiz Fenerbahçe Beko, 17 galibiyet ve 10 yenilgiyle ligin 5. sırasında yer alıyor. 8 gün sonra (21 Mart) erteleme maçında Olimpia Milano ile kozlarını paylaşacak olan Fenerbahçe, evinde İtalyan temsilcisini mağlup ettiği takdirde ilk 4 sıra yarışı için çok önemli bir adım atmış olacak.
Zaman zaman inişli çıkışlı performanslar ortaya koymasına karşın EuroLeague’de sezonun en dikkat çekici ekiplerinden biri olan Fenerbahçe, son olarak farklı duygular yaşadığı bir çift maç haftasını geride bıraktı.
İlk olarak son bölümde çift haneli farktan geri dönerek kazanmaya çok yaklaşmasına karşın temsilcimiz, deplasmanda zorlu rakibi Maccabi‘ye mağlup oldu. Bu yenilginin ardından iç sahadaki Barcelona maçının önemi epey arttı.
Barça’ya karşı daha ilk çeyrekten 17 sayı farkla geri düşen Fenerbahçe, kalan bölümde taraftarıyla da bütünleşerek müthiş bir savunma performansına imza attı. Neredeyse 3 çeyrek boyunca Barcelona’ya tek bir kolay sayı şansı bile tanımayan koç Dimitris Itoudis’in ekibi, maçı 81-73’le kazanarak çok değerli bir galibiyet elde etti.
Elbette Fenerbahçe’nin geçtiğimiz hafta oynadığı iki karşılaşmada da bazı inişli çıkışlı anlar yaşandı. Buna karşın özellikle Barcelona maçının ikinci çeyreğinden itibaren gelen reaksiyon, Fenerbahçe taraftarlarını playoff öncesinde umutlandıracak türdendi.
Eurohoops Fırın, EuroLeague’de playofflar yaklaşırken Fenerbahçe Beko’nun son durumuna kendi perspektifinden göz atıyor.
Maccabi Deplasmanı: Sorun Neydi?
Fenerbahçe‘nin deplasmanda 78-74 kaybettiği Maccabi karşılaşmasına detaylıca değinmeden önce koç Dimitris Itoudis’in maç sonu basın toplantısında yaptığı açıklamalara göz atmak gerektiğini düşünüyorum. Zira koç Itoudis, bana kalırsa Barcelona maçı için nelerin değişmesi gerektiğini kısa ve öz şekilde özetlemişti:
“Skor bulmak için üçlüklerin yanı sıra farklı opsiyonlar yaratmamız lazım, bugün Maccabi’ye karşı özellikle 2. çeyrekten itibaren bunu başaramadık.”
Maccabi deplasmanından yalnızca 1 hafta önce Fenerbahçe Beko, evinde Virtus Bologna’yı 104-72’lik skorla adeta bozguna uğratmıştı. Virtus’a karşı maç boyunca tam 40 üçlük deneyen Fenerbahçe, bu 40 atışın 20’sini isabete çevirerek %50 gibi inanılmaz bir üçlük yüzdesi tutturmuş ve rakibini adeta çaresiz durumda bırakmıştı.
Zorlu İsrail deplasmanında da üçlük denemeleri bakımından benzer bir tablo vardı. Maccabi’ye karşı denediği 34 üçlükle perimetre gerisinden skor üretmeye ağırlık veren Fenerbahçe, bu sefer yalnızca 7 isabet bulabilince %20 gibi son derece vasat bir yüzde tutturabildi.
Aslında baktığımız zaman temsilcimizin Maccabi karşısında denediği üçlüklerin büyük bölümü zorlama atışlar değildi, aksine yarı sahada belirli bir pas trafiğinin sonucunda gelen uygun fırsatlardı. Her ne kadar kadronuzda çok kıymetli şutörlere sahip olsanız ve 40 dakikanın büyük bölümünde istediğiniz uygun fırsatları yaratsanız bile topun çemberden geçip sayı olacağının net bir garantisi yok.
2. çeyrekten itibaren epey sertleşen Maccabi savunmasına karşı üçlük denemeleri dışında farklı skor opsiyonları üretmekte çok zorlanan Fenerbahçe, her ne kadar son 5 dakikada çift haneden dönüp maçı kazanmaya çok yaklaşsa bile sezonun hücum bakımından etkisiz maçlarından birini geride bıraktı.
Aslında koç Dimitris Itoudis’in ekibi, ilk çeyrekte skor bulma noktasında pek zorlanıyormuş gibi gözükmüyordu. İlk bölümde Maccabi savunması, temsilcimizin en formda isimlerinden biri olan Dyshawn Pierre’i oyun kurucu Lorenzo Brown’la tutmak gibi epey ilginç bir tercihte bulunuyordu. İlk periyot boyunca yarı sahada yalnızca avantajlı olduğu eşleşmelere atak ederek üretimi sağlamaya çalışan Fenerbahçe, özellikle Pierre üzerinden bu amacına fazlasıyla ulaştı.
Lorenzo Brown’a karşı büyük bir fiziksel üstünlüğü bulunan Pierre, ayrıca pozisyon alma becerisinin de yardımıyla çember etrafından üst üste sayılar buldu. Devamında topu çember etrafında aldığı zaman ikili sıkıştırmayla karşılaşan Pierre, bu sefer de pası zamanında vererek takım arkadaşlarını uygun durumda topla buluşturdu. İlk 5-6 dakika boyunca Fenerbahçe, bu şekilde hücum üretimini sağladı ve farkı açmaya başladı.
Ardından Maccabi koçu Oded Kattash, Pierre’in etkinliğini sınırlamak için Kanadalı forveti savunma görevini Lorenzo Brown’dan alıp çok daha fizikli bir isim olan Bonzie Colson’a verdi. Bu sefer de Nigel Hayes-Davis üzerinden Darrun Hilliard’a atak eden temsilcimiz, bu önleme karşı yine kolay skor bulmayı sürdürdü.
İkinci çeyrekten itibaren İsrail temsilcisi, savunmada daha farklı tedbirler almaya başladı. Öncelikle Hayes-Davis ve Pierre ikilisini çok daha fizikli oyuncularla savunan Maccabi, bu iki ismin çember etrafındaki dominasyonunu sınırlamayı başardı. Ayrıca maç içerisinde zaman zaman alan savunmasına dönerek farklı stratejiler uygulayan İsrail ekibi, temsilcimi boyalı alanın dışına püskürtmeye başladı.
Bu noktada Fenerbahçe, alan savunmasına karşı akıllıca hücum ederek özellikle köşelerden rahatlıkla boş atış fırsatları bulsa da bu şutların girmemesi, hücumda belirli bir krize neden oldu. Ayrıca takımın en skorer ismi olan Johnathan Motley’nin son haftalarda sıklıkla olduğu gibi yine erken faul problemine girmesi, kısaların oynadığı zorlama birebirlerin sayısının artmasına neden oldu.
İkinci çeyrekten itibaren kolay sayı bulmakta çok zorlanan temsilcimiz, buna rağmen 4. çeyreğin son 5 dakikalık kısmında çift haneli farktan geri dönmeyi başardı. Bu noktada sakatlığını atlatıp takıma katılan Nemanja Bjelica’nın skor katkısı dikkat çekiciydi.
Özellikle hücum ribaundlarındaki pozisyon bilgisi sayesinde boyalı alanda kolay sayı şansları bulan Bjelica, geri dönüşün önemli faktörlerinden biri oldu. Yine de bana kalırsa Bjelica’nın son çeyrekte içerirsinde bulunduğu bir hücum aksiyonu, sezonun kalan bölümü açısından epey umut vericiydi.
Yarı sahadaki pas trafiğinin sonucunda sağ forvette pası alan Bjelica, tıpkı eski günlerdeki gibi çembere atak ederek yardım savunmasına gelen savunmacısını eksiltti ve Maccabi savunmasının dengesini bozdu. Sonrasında sağ dipte bomboş şekilde pası bekleyen Calathes’i gören Bjelica, farkı 5’e indiren üçlüğün asistine imzasını atmış oldu.
Özellikle Dyshawn Pierre’in sakatlığı nedeniyle yaklaşık 1 ay boyunca sahalardan uzak kalacağını düşünecek olursak Nigel Hayes-Davis’in 3 numaradan alacağı süreler epey artacak. Bu noktada Bjelica’nın 4 numaradan vereceği katkı, Fenerbahçe açısından sezonun kalan bölümü için fazlasıyla belirleyici olacak.